STAGFLASYON.? RESESYON.? POLİTİKA
FAİZİ.?
Türkiye’de
Son Zamanlarda Yaşanan Ekonomik Dalgalanmalarla Beraber Ekonomik Kavramları
Daha Sık Kullanır Olduk. Ekonomi ile ilgili belli başlı sözcükleri ve
anlamlarını sizin için derledik:
Baz Puan:
Faiz oranlarındaki
değişimi ifade eden ölçü birimi. Kısaca noktadan sonraki 4. haneye karşılık
geliyor. Örneğin faiz oranın %20,25’den 21,75’e yükselmesi durumunda 150 baz
puanlık artış söz konusu oluyor. Diğer bir deyişle 100 baz puan %1’lik bir
değişim anlamına geliyor. Uluslararası piyasalarda BPS olarak da
adlandırılıyor.
Cari Açık:
Bir
ülkede üretilen malların ihraç sonucu getirdiği gelirin, yurtdışından ithal
edilen mal ve hizmetlerden az olması. ”Cari Denge = Mal Dengesi + Hizmetler
Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler” şeklinde hesaplanıyor.
Türkiye’de son olarak Merkez Bankası tarafından Eylül ayında açıklanan verilere
göre Temmuz ayı cari açığı 1,75 milyar dolar, 12 aylık cari açık ise 54,56
milyar dolar. 
Döviz
Açığı:
Döviz
yükümlülükleri (borçları) ve döviz varlıkları arasındaki fark. Türkiye’de
özellikle özel sektörün döviz açığı oldukça yüksek. Son verilere göre finans
dışı döviz açığı 217 milyar dolar.
Enflasyon:
Fiyatlar
genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden durum. Enflasyon
oranları, merkez bankalarının para politikalarında atacağı adımları doğrudan
etkileyebileceğinden, kurlar üzerinde de oldukça etkili. Çünkü enflasyon oranı,
merkez bankalarının faiz oranları üzerinde yapacağı değişiklikler için öncü
göstergelerden biri. Enflasyon oranlarının, merkez bankalarının hedeflerinden
fazla olması faizlerde artış beklentisini ön plana çıkarken, enflasyon oranının
merkez bankalarının hedeflerinin altında olması durumunda ise faizlerde düşüş
beklentisi ön plana çıkıyor. 
Peki Enflasyon
Neden Yükselir.?
Döviz
kurlarında ve kredi faiz oranlarında, enflasyon oranının üstünde görülen
artışlar.
Bütçe
açığının yüksekliği.
İhracatın
artışının, üretim artışı ile paralel gitmemesi.
Enflasyon
oranının çok üstünde belirlenen ücret artışları.
Yüksek
faizler.
Yatırımların
duraklaması.
İç
piyasadaki eksik rekabet.
Tekelleşme
ve fiyat anlaşmaları.
İstikrarsızlık
ve belirsizlik dönemlerinde satıcıların içgüdüsel olarak fiyat artırması.
Çekirdek Enflasyon:
Enflasyonun geçici veya bir defaya
mahsus etkilerden arındırılmış kalıcı kısmı. En yaygın takip edilen çekirdek
enflasyon göstergeleri dışlama yöntemiyle elde ediliyor. Enerji, temel gıda
maddeleri fiyatları ve dolaylı vergiler gibi unsurlar bu tür enflasyon
hesaplamalarında dışlanıyor. Bu enflasyon hesaplamasının amacı ise fiyatlardaki
değişimi sürekli kılan sebepleri tespit etmek. 
Manşet
Enflasyonu:
Yeni
kullanılmaya başlanan ve enflasyona benzetilen bir tanım olsa da enflasyonun
düzenli olarak artmasını ifade ediyor.
Ekonomik
Büyüme:
Reel
Gayri Safi Milli Hasıla’da, bir önceki döneme göre meydana gelen yüzde artış
oranı. Türkiye ekonomisi Eylül ayında açıklanan verilere göre 2018’in ikinci
çeyreğinde yüzde 5,2 büyüdü. 2017 yılının 3. çeyreğinde ise 11,1’lik rekor
büyüme gerçekleşmişti. Muhalefet ise büyüme rakamlarının nasıl hesaplandığı ve
maliyetinin ne olduğu gibi soruları gündeme getiriyor. 
Ekonomik
Yaptırım:
Politik
amaçlarla devlet veya uluslararası kurumların devlet, yönetim, grup, kişi veya
şirkete uyguladığı ticari veya finansal baskı. Son dönemlerde Türkiye-ABD
ilişkilerinde özellikle Rahip Brunson kriziyle birlikte gündeme geldi.
Ekonomik
Kriz:
Mal,
hizmet, döviz fiyatları ve üretimde yaşanan şiddetli dalgalanmalar. Türkiye’de
iktidar ekonomide durgunluk olduğunu kabul etse de bunun bir kriz olmadığını
savunuyor.
EPDK:
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu. 2001 yılında elektrik piyasalarının düzenlenmesi
amacıyla kurulan kurum, 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren belirli aralıklarla
serbest bırakılan akaryakıt fiyatları dışında Doğalgaz, Petrol ve LPG
piyasalarının da düzenlenmesi görevlerini sürdürüyor. 
Faiz Artırımı:
Merkez
Bankası’nın ödemeler dengesinde açık veren ülkeye dışarıdan sıcak para girişi
sağlama, Türk lirasının değerini artırma amaçlı yaptığı eylem. Olumlu etkilerinin
yanında yatırımları düşürmesi gibi olumsuz etkileri de var. Son olarak Merkez
Bankası 13 Eylül 2018 tarihinde faizleri 625 baz puan artırarak beklentilerin
üzerinde bir artışa gitmişti.
FED: Federal
Rezerv Sistemi. 23 Aralık 1913 yılında kurulan ABD Merkez Bankası. Dünyanın en
etkili merkez bankası konumunda olan FED’in kararları hemen hemen tüm dünya
ekonomisini etkiliyor. Örneğin FED faizleri 0,50 puan yükseltme kararı
aldığında bu, ABD doları karşısındaki para birimlerinin değer kaybetmesine yol
açıyor.
Gelişmekte
Olan Ülkeler:
Ekonomik
bir terim olarak gelişmiş ülkelerden bir kademe geride görülen ve dünyanın çoğu
ülkesinin değerlendirildiği kategori. Ekonominin yanı sıra yaşam kalitesi, eğitim,
okuryazarlık, ölüm oranı, fikir özgürlüğü düzeyi gibi faktörler de önemli.
Türkiye de gelişmekte olan ülkeler kategorisinde kabul ediliyor. 
Geç
Likidite Penceresi:
Son
borç veren kurum olarak Merkez Bankası’nın gün sonu ödeme sistemlerinde oluşabilecek
sorunların önüne geçmek amacıyla bankalara verdiği limitsiz vadeli TL borçlanma
veya borç verme imkanı. Gecelik ve geçici uygulama.
IMF:
Uluslararası
Para Fonu. 1944 yılında ABD’de kurulan uluslararası organizasyonun küresel
finansal düzeni takip etmek, döviz, borsa, ödeme planları gibi konularda
denetim yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri
bulunuyor. Merkezi Washington DC’de bulunan kuruluşa 189 ülke üye durumda.
Türkiye
1947’de üye olduğu kuruluştan ilk kaynağı 1961 yılında aldı. Uzun yıllar siyasi
tartışma konusu oldu. Türkiye IMF’ye olan borcunu 14 Mayıs 2013 tarihinde 19.
stand-by anlaşmasının son taksidi olan 421 milyon doları ödeyerek kapattı.
IMF
tartışmaları son dönemdeki ekonomik dalgalanmalarla birlikte arttı. 1 Ekim 2018
tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz
olamaz.” açıklaması yaptı.
İŞ BIRAKMA:
Görevlinin
mali, özlük, sendikal veya her türlü konuda demokratik tepkisini dile getirmek
adına görevine gitmemesi veya görevini belirli sürelerde icra etmemesi. Son
dönemde 3. Havalimanı inşası sırasında işçilerin çalışma koşullarına tepkisiyle
gündeme geldi.
Aytuğ Özçolak - 04 Ekim 2018

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul –Haziran.2019- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/
--- okkesb@turkfreezone.com,
RESESYON VE STAGFLASYON
Ekonomide küçülme, daralma
durumu olarak adlandırılan resesyon, ülke ekonomisindeki pek çok olumsuzluğun
sonucudur.
Stagflasyon ise ekonomide
enflasyon ile durgunluğun beraber izlendiği dönemleri kapsamaktadır. Peki
Resesyon nedir.?
Stagflasyon ne anlama
gelmektedir.?
Resesyon ve stagflasyon,
ülke ekonomilerini nasıl etkiler.?
Ekonomide küçülme,
daralma durumuna resesyon denir. Bir ülke ekonomisinde üst üste iki çeyrek GSYH
küçülmesi yaşanmış ise o ekonomide resesyon söz konusudur. Başka bir deyişle
ülke ekonomisinde ki büyüme hızının, nüfus artış hızından daha düşük olması
sebebiyle kişi başına düşen milli gelirin yerinde saymasıdır.

RESESYON ETKİLERİ
NELERDİR?
- Ülke ekonomisi
küçülür ve dolayısıyla GSYH negatif büyüme gösterir,
- Ülkenin yerel
para birimi döviz kurları karşısında değer kaybeder,
- İthal ürünlerin
fiyatları artar ve ürünlerden kaynaklı bir enflasyon baskısı oluşur.
Bu nedenle halkın alım gücü. azalır,
- Sanayi üretiminde
düşüş yaşanır ve işsizlik oranı artar,
- Borsa ve para
piyasalarına ciddi zarar verir.
STAGFLASYON NE
ANLAMA GELMEKTEDİR.?
İngilizce kökenli
bir kelime olan stagflasyon; stagnant (durgun) ve inflation (enflasyon)
kavramlarının birleştirilmesiyle türetilmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi
bir ekonomide enflasyon ile durgunluğun beraber izlendiği dönemleri anlatmak
için bu kavram kullanılır.
Stagflasyon süreci
boyunca işsizlik rakamları yükselmeye devam ederken, ekonomik büyüme
yaratılamaması ve enflasyon rakamlarının da sürekli yüksek devam etmesi ülke
ekonomisi için sağlıksız bir durum oluşturmaktadır.
Stagflasyonda ise
durgunluk artar ve istihdam düşerken talebi karşılayacak arz da
yaratılamamaktadır. Her ikisinin de aynı anda yükselmesi içinden çıkılması zor
bir sarmal haline dönüşür.
Politika seti
olarak ekonomik krizlerin başa çıkılması zor olanlarından birisi budur.
Stagflasyon dönemlerinde da bir yandan enflasyonla mücadele edecek bir yandan
da ekonomiyi canlandıracak bir ekonomi politikası gerekiyor.
Ekonomistlere göre
bu durum pek kolay çözülecek bir durum değil. Çünkü bu iki politika genelde
birbiriyle çelişen politikalardır.

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul –Haziran.2019- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/
--- okkesb@turkfreezone.com,
|