MCKİNSEY; DÜYUNU UMUMİYE KRİZİ BÜYÜYOR.! 
TC. Varlık Fonunu da Denetleyecek Olan McKinsey Anlaşmasının İçeriği ve Düyunu Umumiye Krizinin Sonu Ne Olacak.? 
Ankara'da birkaç gündür konuşulan McKinsey muamması ve
dedikodusu bugün zirveye ulaştı.
Türk ekonomisinde danışmanlık ya da iddiaya göre denetleme
yapacak şirket ile anlaşmanın içeriğinin açıklanması için, bu anlaşmaya karşı
olanlar sürekli çağrılarda bulunuyor.
Üstelik bu isimler sadece muhalefetten değil.
Kimi iktidar destekçileri dahi bu anlaşmaya şüpheyle
bakıyor.
Dedikodu o ki; şirket ile ilgili yaşanan bu krizden
dolayı anlaşmanın imzalanması gecikti. Hatta bu krizin sürdüğü de gelen
bilgiler arasında. 
İDDİA O Kİ;
Kriz Nedeniyle Anlaşmanın İçeriği Kamuoyuna Açıklanamıyor. Üstelik Anlaşmaya
Tepki Daha Çok "İçeriden" Geliyor.
McKinsey krizinin büyüyeceğini, anlaşmanın
daralacağını hatta iptal olacağını ya da başka şirketlerle de görüşmeler
yapılacağını söyleyenler dahi var.
Bakalım McKinsey krizinin sonu ne olacak…
Şurası kesin ki; Hazine ve Maliye Bakanlığı resmen "Anlaştık Ve Anlaşmanın İçeriği Bu" diyene
kadar dedikodular sürecek.
05.10.2018
11:28 - Odatv.Com

Devlet Bahçeli: Mckinsey,
IMF değil, Düyun-u Umumiye hiç değil. Demiş.!
"Bir Denetim
Şirketiyle Anlaşmak Niye Yanlış Olsun ki.?” Demiş.!
Devlet Bahçeli, Yeni Ekonomi
Programı kapsamında kurulacak Maliyet Dönüşümü Ofisi'nin denetlenmesi konusunda
ABD'li Mckinsey firması ile anlaşılması konusunda açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’ye yabancı yatırım çekilsin isteniyorsa, küresel ekonomik saldırının
toz bulutunun dağıtılması arzulanıyorsa, gerek ve ihtiyaç duyulan konularda
icra yetkisi, kredi verme durumu, dayatma ve şantaj planı olmayan bir denetim
şirketiyle anlaşmak niye yanlış olsun ki.?” diyen Bahçeli,
“McKinsey IMF değil, Düyun-u Umumiye hiç
değil. Sorsanız ne IMF’den anlarlar, ne de Düyun-u Umumiye’yi bilirler. Cehalet
varsa ihanet tetiktedir, buna da kafaları basmaz” ifadelerini kullandı.
“CHP ile İP aynı mahzende, aynı zehre
kaşık sallıyorlar” sözlerini kaydeden Bahçeli, İyi Parti’yi de “Bu
hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve yok etmek istediğin MHP’ye karşı sinir ve
sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak
zorunda kalırsın. Demedi deme, büyük lafı dinle!” diye eleştirdi.

CHP ile İyiP aynı mahzende, aynı zehre
kaşık sallıyorlar. Mckinsey üzerinden nifak ve şikak saçıyorlar. Ağız birliği
halinde; Duyun-u Umumiye, yeni IMF modeli, yeni kozmik oda vakası, kayyum,
kapitülasyonların hortlatılması yorumlarını kurşun gibi yağdırıyorlar. Amaç
belli, yapılanı yıkmak, adımları kesmek, ilerlemeyi durdurmak.
Konuşacak sözleri yok. Vicdan deseniz o
hiç yok. Ne var, yalan, dolan, aldatma, saptırma, sahtekârlık var. Türkiye’yi
küçültmek, küçümsemek, küçük göstermek var. Müzmin muhalefeti gördük de, müzmin
müfterilere ilk kez tanıklık ediyoruz.
McKinsey müdafaası bize düşmez, bu ayrı
bir konudur.
Yeni Ekonomi Programı bünyesinde kurulan
Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için danışmanlığa ihtiyaç duyulması, bu hususta siyasi
tercih ve takdir hakkının 60’tan fazla ülkede ofisi bulunan uluslararası bir
kuruluştan yana kullanılması kendi içinde tutarlıdır.

"Bir Denetim Şirketiyle Anlaşmak Niye Yanlış Olsun Ki.?"
McKinsey IMF değil, Düyun-u Umumiye hiç
değil. Sorsanız ne IMF’den anlarlar, ne de Düyun-u Umumiye’yi bilirler. Cehalet
varsa ihanet tetiktedir, buna da kafaları basmaz.
Muhalefet etmek önüne geleni karalamak,
gördüğüyle kavgaya tutuşmak değildir. Muhalefet marazi olursa, muvaffakiyet
hüsran olur.
Türkiye’ye yabancı yatırım çekilsin
isteniyorsa, küresel ekonomik saldırının toz bulutunun dağıtılması
arzulanıyorsa, gerek ve ihtiyaç duyulan konularda icra yetkisi, kredi verme
durumu, dayatma ve şantaj planı olmayan bir denetim şirketiyle anlaşmak niye
yanlış olsun ki.?
CHP’nin ekonomiden sorumlu şahsı
zırvalamış ve dikişi patlamış yama gibi siyasi yırtılma yaşamış. Kemal Derviş’i
davet edip bakanlık teklif eden koalisyonun ortağı olduğumuzu söylemiş.
Kendisini de Hazine Müsteşarı olarak atayan kararnamenin altında imzam olduğunu
dile getirmiş.

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul –Ekim.2018 -- okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -
okkesb@turkfreezone.com,

MCKİNSEY: TÜRKİYE'DE VE HANGİ ÜLKELERDE.? 
2 hafta önce açıklanan
Yeni Ekonomik Program kapsamında maliyetleri düşürmek ve gelirleri artırmak
için kurulması öngörülen Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi'nin çalışmaları
için dünyanın önde gelen danışmanlık firması McKinsey ile anlaşma sağlandı.
Söz konusu anlaşma tartışma yaratırken, maliyeti ve
verilecek hizmetin ayrıntılarına dair net bir açıklama yapılmış değil.
Mckinsey, Müşterileri İçin Yaptıkları Çalışmalar Ve
Siyasi Anlaşmalarla İlgili Yorum Yapmıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı da söz konusu danışmanlığın
icra fonksiyonu ve yetkisi olmayacağını açıkladı.
1980'li yılların ortasında Türkiye'nin Avrupa Birliği
(AB) başvuru sürecine yardımcı olduğunu söyleyen McKinsey, 1990'ların ortasında
özelleştirme ve 2000'lerin başında da el konulan bankaların yeniden
yapılandırılması konularında dönemin yönetimlerine danışmanlık hizmeti verdi.
McKinsey ayrıca, AB'den çıkış sürecinde İngiltere
hükümetinden Lübnan'a; Azerbaycan'dan Suudi Arabistan'a kadar birçok hükümete
ekonomi politikaları konusunda danışmanlık hizmeti vermiş bir firma.
Yapılan anlaşma, McKinsey ve tepkilerle ilgili şu ana
kadar tüm bilinenleri 5 soruda inceledik. 
Mckinsey İle Hükümetin Yaptığı Anlaşmanın İçeriği.?
Anlaşmanın ayrıntıları henüz bilinmiyor. Yapılan
anlaşmanın kapsamı, bedeli ve sunulacak hizmetlerle ilgili taraflardan detaylı
bir açıklama gelmedi.
Hükümet ile McKinsey arasındaki anlaşma, Hazine ve
Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından Perşembe günü New York'ta açıklandı.
Albayrak, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından
düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansı'nda yaptığı kouşmada, "Yeni
program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim
şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin
bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol
edecek" dedi.
BBC Türkçe'nin temasa geçtiği McKinsey'nin basın
bölümü, müşterileri ve verdikleri hizmetlerle ilgili herhangi bir açıklama
yapmadıklarını söyledi.
McKinsey, BBC Türkçe'nin gönderdiği beş soruya verdiği
kısa yanıtta, "Konuyla ilgili bizimle temasa geçtiğiniz için teşekkür
ederiz. Gerek müşterilerimize için yaptığımız çalışmalar gerekse de ticari
anlaşmalarla ilgili yorum yapmıyoruz. Sizi Türk hükümetinin haftasonunda
konuyla ilgili yaptığı açıklamaya yönlendirmek istiyoruz" dedi.
Söz konusu açıklama Cumartesi günü Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından yapıldı.
Açıklamada, 20 Eylül tarihinde açıklanan Yeni Ekonomik
Program kapsamında kamu harcamalarında tasarruf sağlanması ve ek gelir
yaratacak tedbirlerin alınması amacıyla Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim
Ofisi'nin kurulacağı belirtildi.
Diğer bakanlıklardan temsilcilerin de görev
yapacağının ifade edildiği bu ofis için danışmanlık hizmeti alınmasına karar
verildiği vurgulandı.
Açıklamada, "Söz konusu danışmanlığın, hiçbir
icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Çalışma alanı tek taraflı ve
dünyadaki en başarılı modellerin Türkiye'ye kazandırılması ile sınırlı
olacaktır. Türkiye'de ilk defa hayata geçirilecek böyle bir ofisin en doğru
modelle kurgulanması sonrasında, güçlü ve yerli insan kaynağımız ile kamuda
büyük bir değişim ve dönüşüm süreci başlayacaktır" denildi. 
Mckinsey, Türkiye'de Hükümet Ve Kamuyla İş Yaptı Mı.?
Firmanın Türkçe web sitesinde, hükümet ile ilk olarak
1980'li yılların ortasında Türkiye'nin AB başvurusunu
"şekillendirmesine" yardımcı olduğu belirtiliyor.
McKinsey'nin 1990'lı yıllardan itibaren de özellikle
bankacılık ve özelleştirme alanında devletin farklı birimlerine danışmanlık
yaptığı görülüyor.
İstanbul ofisini 1995 yılında kuran McKinsey, bu
dönemde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na danışmanlık hizmeti sundu.
Ancak, 1996 yılında Başbakanlığa bağlı Yüksek
Denetleme Kurulu, McKinsey'nin özelleştirme konusundaki hizmetlerinin yeterli
olmadığı ve beklentileri karşılamadığı yönünde bir rapor hazırladı. McKinsey
Türkiye yönetimi ise hatanın kendisinde olmadığını belirterek, özelleştirmeyle
ilgili düzenlemeleri eleştirdi ve o dönem Türkiye'de uluslararası standartların
bulunmadığını belirtti.
McKinsey'nin Türkiye'de kamu sektörü için danışmanlık
faaliyeti verdiği bir diğer dönem de 2000 ve 2001'deki ekonomik kriz sonrası.
Şirket, 2000 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(TMSF) bünyesindeki 8 bankanın satış stratejileri konusunda danışmanlık hizmeti
verdi.
Aynı yıl içerisinde TRT'nin yeniden yapılandırılması
için bir plan geliştiren McKinsey'nin bu hizmeti için 1 milyon dolar aldığına
dair bazı haberler basında yer almıştı.
McKinsey, daha sonra 2004'te de dönemin ekonomi
yönetiminin talebi üzerine Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın özelleştirmesine
yönelik yol haritası ve 2001 krizi sonrası TMSF'ye devredilen Pamukbank'ın
Halkbank'a entegrasyonu için çalışma yaptı. 
McKinsey.?
McKinsey, özel ve kamu sektörüne hizmet sunan,
dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı firmaları arasında yer alıyor.
ABD merkezli firma, 1926 yılında James Oscar McKinsey
tarafından kuruldu. Şu anki yapısına ise 1939 yılındaki yeniden yapılandırmanın
ardından kavuştu.
Dünya genelinde 60'tan fazla ülkede ofisi ve toplamda
10 binden fazla çalışanı var.
McKinsey'nin Türkiye'de ise Ankara ve İstanbul'da
olmak üzere 2 ofisi bulunuyor.
Şirketin Türkçe internet sitesinde yer alan bilgiye
göre, 2000'li yılların başında İstanbul ofisindeki danışman kadrosu 30'a ulaşan
firma, verdiği hizmetleri şöyle sıralıyor:
"Türkiye'nin otomotiv sektörünün standartlarını
iyileştirmekten, Türkiye'nin en kârlı bankası için bir genişleme programı
yürütülmesine; Türkiye'nin en büyük televizyon üreticisinin yeniden
yapılandırılmasından, grup şirketlerin insan kaynaklarının yönetimine ve
kurumsal yönetişime uzanan bir proje çeşitliliği sağlanmıştır."
Yaptığı işler ve iş ortakları konusunda ketumluğuyla
bilinen McKinsey'nin internet sitesinde "büyümenin teşvik edilmesini ve
ekonomik fırsatların kullanımını" amaçlayan stratejiler geliştirmek ve
uygulamak için hükümetlerle birlikte çalıştıkları belirtiliyor.
McKinsey'nin web sitesinde bugüne kadar hangi
ülkelerle çalıştıklarına dair bir bilgi verilmiyor. Ancak yaptıkları işlere
örnek olarak şunlar sıralanıyor:
Batı Avrupa'da atıl durumda bulunan bir çelik
merkezini, modern bir BT ve lojistik merkezine dönüştürerek, işsizliğin yüzde
60'ının azaltılması
Orta Doğu'da gelişmekte olan bir ekonominin düşük
maliyetli işgücü modelinden yüksek değere sahip işlere odaklanarak, daha
üretici ekonomik bir yapıya dönüşmesine yardım
Doğu Afrika'daki büyük bir ülke için daha kapsayıcı
bir büyüme ve tarımsal dönüşüm stratejisi hazırlama ve bu stratejinin
uygulanması için bir yapı oluşturma 
McKinsey daha önce hangi ülkelerde.?
McKinsey'nin daha önce danışmanlık yaptığı ülkeler
arasında Lübnan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan, Myanmar, Porto Riko ve
İngiltere de var.
Lübnan: Dünyanın en yüksek borca sahip üçüncü ülkesi olan
Lübnan, ekonomisini düzlüğe çıkarmak ve uluslararası kamuoyunun mülteciler için
vermeyi taahhüt ettiği 11 milyar dolarlık finansman için gereken koşulları
yerine getirebilmek için Ocak ayında McKinsey ile anlaştı. McKinsey, Temmuz
ayında 1000 sayfalık bir rapor sundu. Raporda, bir varlık yönetim şirketi kurulması,
ülkenin yatırım bankacılığı üssüne dönüştürülmesi ve avokado ile tıbbi amaçlı
marihuana yetiştiriciliğine başlanması gibi bir dizi öneri yer alıyor.
McKinsey'nin sunduğu danışmanlık hizmeti karşılığında 1,5 milyon dolar aldığı
öne sürülüyor.
Suudi Arabistan: Financial Times'ta Ocak 2016'da yayımlanan bir
haberde, Suudi iş adamlarının kendi aralarında Planlama Bakanlığı'nın adının
McKinsey Bakanlığı olarak değiştirildiği yönünde espriler yapmaya başladığı
belirtiliyor. Aynı haberde, McKinsey'nin veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın
ekonomi politikalarının gelişmesinde etkili bir güce dönüştüğü ifade ediliyor.
Prens Selman da "birçok alanda McKinsey ile birlikte çalışma
yürüttüklerini" açıkladı. McKinsey'nin Aralık 2015'te hazırladığı "Suudi
Arabistan Ekonomisini Petrolün Ötesine Geçirmek" başlıklı rapor, Suudi
ekonomisinin petrol dışı alanlara yatırım yaparak gelir kaynaklarının
çeşitlendirilmesi amacıyla geliştirilen strateji belgesi Vizyon 2030'un da
temel dayanağını oluşturuyor. 
Azerbaycan: Petrol fiyatlarındaki düşüşün büyümeyi yavaşlatması ve
mali yapıyı olumsuz etkilemesinin ardından, Eylül 2016'da McKinsey'nin kapısını
çaldı. Azeri yönetimi, McKinsey'den petrol fiyatlarındaki düşüşün ışığında 2025
yılına kadar bir ekonomik yol haritası hazırlamasını istedi.
Pakistan: Hükümet, 2011 yılında ekonomi ve kamu politikaları
alanında danışmanlık yapan "Planlama Komisyonu"ndan ekonomik
öncelikleri içeren "Vizyon 2025" adlı bir strateji belgesi
hazırlamasını istedi. Ancak Komisyon'un söz konusu belgeyi aylarca
hazırlayamamasının ardından Planlama, Kalkınma ve Reform Bakanlığı,
McKinsey'den danışmanlık hizmeti almaya karar verdi. 2013 yılında McKinsey ile
"sosyal ekonomik vizyon" geliştirilmesi için anlaşma yapıldı.
Myanmar: McKinsey, Myanmar hükümeti için bir ekonomik reform
raporu hazırladı. 135 sayfalık raporun, 4 ay süren saha çalışması, veri analizi
ve hem hükümet hem de özel sektör ile yapılan görüşmeler neticesinde hazırlandığı
belirtildi. Raporda atılacak adımlarla Myanmar hükümetinin 2023 yılına kadar
300 milyar dolarlık bir ekonomiye dönüşebileceği öne sürüldü.
Porto Riko: McKinsey'nin en fazla tartışma yaratan işlerinden biri
olarak gösteriliyor. McKinsey, borç yeniden yapılandırmasına odaklanan mali
yapının ve finans sisteminin yeniden yapılandırmasıyla ilgili çalışmalar
yürütüyor. Dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olan Porto Riko'nun bu
çalışmanın ardından borçlarının bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etme riski bulunuyor.
Amerikan New York Times gazetesine göre, 2016 yılından bu yana danışmanlık
yürüten McKinsey'nin verdiği danışmanlık hizmeti karşılığında şu ana kadar 50
milyon dolarlık ödeme aldığı belirtiliyor. Ancak esas tartışma yaratan
McKinsey'nin elinde Porto Rico tahvillerinin bulunması. McKinsey'nin yapacağı
çalışma tamamlandığında yaklaşık 20 milyon dolar değerindeki bu tahvillerin
değerini de doğrudan belirleyecek. Bu nedenle ortada bir çıkar çatışması olduğu
tartışmaları yapılıyor.
İngiltere: Avrupa Birliği'nden çıkış sürecinde (Brexit),
McKinsey'nin kapısını çaldı. İngiliz hükümeti, Ocak 2018'de 3 aylığına 888 bin
dolarlık bir anlaşma kapsamında McKinsey'den danışmanlık hizmeti aldı.
McKinsey'nin "yeni gümrük ortaklıkları modelinin ticari fizibilitesi"
konusunda danışmanlık yaptığı açıklandı. 
McKinsey - Hükümet Anlaşması Hakkında Söylenenler
Hükümetin McKinsey ile anlaşmasına muhalefet sert
tepki gösterirken, ekonomistler arasında ise farklı görüşler ortaya çıktı.
Kemal Kılıçdaroğlu, McKinsey ile yapılan anlaşmayı
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde bazı sektörlerin gelirlerine el
konularak dış borçların ödenmesi için kurulan Düyun-ı Umumiye'ye benzetti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekonomi yönetimimiz bir
yabancı şirketin kucağına bırakıldı. Bu yeni bir Düyun-ı Umumiye'dir. Bundan
daha büyük bir felaket yoktur. IMF'den bile daha ağır ve kötüdür" dedi.
Meral Akşener de Türkiye'nin Anahtarlarının "Amerikalı
Kayyuma" Verildiğini Öne Sürdü.
Akşener, Twitter mesajında, "Beyler, Devletimizi
yabancı ülkelere teslim ediyorsunuz. Türk Milleti sizi asla affetmeyecek!"
yazdı.
Damat “ABD merkezli yönetim danışmanlığı şirketi
McKinsey ile çalışmaya karar aldık” dedi.
Sormazlar mı, o kadar yerli ve millî diye konuşurken nereden çıktı bu Amerikan
şirketi diye?
Devletin içini boşattılar, McKinsey adı altında ülkeyi IMF’ye teslim ettiler.
00:25 - 29
Eyl 2018
@meral_aksener tarafından yapılan numaralı Twitter
paylaşımının sonu
Akşener, eleştirilerine Salı günü partisinin Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) grup toplantısında da sürdürdü.
Yapılan anlaşmayı "ikinci kozmik oda vakası"
olarak tanımlayan Akşener, "Bu anlaşmayı imzalayanları, uygulayanları
affetmeyeceğiz. Günü geldiğinde kesinlikle yargılayacağız" dedi.
Merkezi Londra'da bulunan BlueBay portföy yönetimi
şirketinin gelişmekte olan piyasalar masasından stratejist Timothy Ash,
McKinsey ile "büyük bir kontrata" imza atıldığını ancak Uluslararası
Para Fonu'nun (IMF) kapısının çalınması halinde bunun maliyetinin çok daha
düşük olacağını söyledi.
@tashecon
tarafından yapılan numaralı Twitter paylaşımını geçin
Erdogan says no
need business with the IMF, “at the moment”, so not ruling it out then?
Meanwhile, signing up to big contract with McKinsey for Cost and Transformation
Office to cut budget spending. IMF might have been cheaper.
10:15 - 1 Eki
2018
@tashecon tarafından yapılan numaralı Twitter
paylaşımının sonu
Anlaşmayı eleştiren isimlerden biri de ekonomist Uğur
Gürses oldu.
Gürses attığı Twitter mesajında, bu anlaşmanın
"Hükümeti değiştirdik ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz" demek
anlamına geldiğini belirtti.
@ugurses
tarafından yapılan numaralı Twitter paylaşımını geçin
McKinsey'den Ankara'nın danışmanlık almasının tek
anlamı şu; hükümet sistemini değiştirdik ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz?
Ötesi yok.
12:16 - 30 Eyl
2018
@ugurses tarafından yapılan numaralı Twitter
paylaşımının sonu
Ekonomist Atilla Yeşilada ise bunun "doğru bir
karar" olduğunu belirterek, "Eleştirecek bir yönünü göremedim"
dedi.
@aDilipak
tarafından yapılan numaralı Twitter paylaşımını geçin
Şu ABD danışmanlık şirketi olayı her kesimde ciddi
rahatsızlık konusu.hele o ilişkilerin ortaya çıkması ile tüy dikti. Sahi bu işi
kim ne zaman,nasıl tezgahlandı.. bu işin bütçesi ne. Bu iş başka türlü olamaz
mı idi.
11:00 - 30 Eyl 2018
@aDilipak tarafından yapılan numaralı Twitter
paylaşımının sonu
Hükümete yakın yazarlardan Abdurrahman Dilipak da bu
olayın "her kesimde ciddi rahatsızlık konusu" olduğunu ifade etti ve
"Bu işin bütçesi ne, bu iş başka türlü olamaz mı?" sorularını
yöneltti.
İrem Köker - BBC Türkçe - 2 Ekim 2018

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul –Ekim.2018 -- okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -
okkesb@turkfreezone.com,
|