Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
İNSAN KISIM KISIM, YER DAMAR DAMAR.! İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar, Kaşların Lâmelif Yüz Şemsi Kamer, Güzelim Beline Olayım Kemer, Yakışır Sevdiğim Sar Beni Beni
Şarkışla’nın Sarıkaya köyünde anlattığım ozanlardan biri Âşık Hüseyin Gürsoy’du. Eskiden beri Hüseyin Gürsoy beni etkilemiştir. Birincisi çok acıklı bir hayat hikâyesi vardır. İkincisi, tam anlamıyla yağmalanan bir şairdir. Çok genç yaşta ölümü, eşinin köy çevresinden dışarı çıkamaması ve çocuklarının küçük olması sebebiyle Âşık Veysel dışında çevrede yaşayan aşıklar, Hüseyin Gürsoy’un şiirlerini, türkülerini yağmalamış, üzerlerine geçirmiş, TRT repertuarına kendi adlarına kaydettirmişlerdir.
Aşık Hüseyin Gürsoy’a aittir,” açıklamasını yapmıştı:
Ne
Haldeyim Ela Gözlü Sevdiğim,
Yatamıyom
Hayal Meyal Düşlerden,
İnsan
Kısım Kısım Yer Damar Damar,
Değişmiş
Donunu Olmuş Üveyik,
Konuşursan
Sohbet Olam Dil Olam,
Hüseynim
Der Üstadımı Bulayım,
Hüseyin Gürsoy’un birkaç cümleyle hayatıyla birlikte, Âşık Veysel’den dinlediğim yukarıda sözlerini okuduğunuz türküsünün hikâyesini anlatacağım.
Âşık Hüseyin, 1902 yılında Şarkışla’nın Sarıkaya köyünde doğdu. Babasının adı İsmail, annesinin adı Bassey’di. Çocukken babasını kaybetti. Yoksulluk içinde yaşadı. Şehriban hanımla evlendi. Savaş yıllarının sonucu olarak çevre köylerinde yaşayanlar gibi sıkıntılı ve çileli yıllar yaşadı. TRT’nin emektarlarından Yaşar Özürküt, ne güzel öyküleştirmiş Hüseyin Gürsoy’u. Aşık Veysel’in sesinden türküyü de CD’ye almış. Aşağıya özetlemeden önce tekrar tekrar okudum. Türküyü dinledim. Hüseyin Ankara’da konserler verdi. Bu konserlerden birinde dinleyicilerden Ayşe adındaki kız Hüseyin’e âşık oldu. Tanıştılar. Ayşe, Hüseyin’den kendisini almasını istedi. Hüseyin de Ayşe’yi ilgi duymaya başladı. Bu ilgi zamanla aşka dönüştü. Ancak. Köyünde eşi ve çocukları vardı. Her şeyi açık acık Ayşe’ye anlattı. Ama kız, Hüseyin’i öyle seviyordu ki, gözü ondan başkasını görmüyordu. Israrla Hüseyin’le evlenmek istiyordu. Her şeye razıydı. Aldı köyüne götürdü.
Ne yazık ki Hüseyin’in korktuğu başına gelmişti. Hoş karşılanmadı. Ayşe’yi hor görenler, Hüseyin’le selâmı sabahı kesenler oldu. Öyle bir an geldi ki Hüseyin baskılara dayanamadı. “Anneni, babanı özlemişsindir. Seni Ankara’ya götüreyim” diyerek Ayşe’yi köyden Şarkışla’ya getirdi. Birlikte
Ankara trenine bindiler. Tren hareket etmek üzereydi. Hüseyin, “Sen otur, ben
hemen geliyorum” diyerek trenden indi. Tren hareket etti. Hüseyin, acı acı
düdüğünü çalarak gitmekte olan trenin arkasından bakarken ağlıyordu. İşte bu günlerde yukarıya iki dörtlüğünü aldığım türküyü yaktı: “İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar, Kaşların Lâmelif Yüz Şemsi Kamer, Güzelim Beline Olayım Kemer, Yakışır Sevdiğim Sar Beni Beni.” Hüseyin bu ağırlığa ve acıya dayanamadı. Verem oldu. 22 Temmuz 1942’de bu dünyadan göçtü. Her âşık Veysel gibi değildi. Hüseyin’in türküleri kapanın elinde kaldı.
Ahmet Özdemir
@ #Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Haziran.2017 – okkesb61@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP