Chp li belediyelerde sözde yolsuzluk operasyonu adı altında görevden almalar, yerine kayyum atamaları ve hapse atmalar aylardır devam ediyor.

Yaklaşık 17 belediye başkanı tutuklandı, belki de yüzlerce belediye çalışanı, meclis üyesi hapiste ama aylardır daha iddianame hazırlanıp yargılama başlayamadı.

Dertleri halkın parasını korumak , hırsızlardan hesap sormak olsaydı, görevden aldıkları kendi belediye başkanları hakkında soruşturma açar , yargılarlardı.

Ergenekon davalarındaki dosyaları hatırlayalım darbeler, faili meçhuller, terör örgütü yöneticisi olan genel kurmay başkanları, her gün televizyonlarda havuz medya kalemşörleri ve Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyen siyasetçiler, heykeli dikilecek savcılar; mahkeme sonunda kimlere ne cezalar vermediler ki. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yedi bir çok general komutan.

Türkiye askeri vesayetten kurtuluyordu.

O zaman amaç devleti ele geçirmekti, Türk silahlı kuvvetlerini bitirmekti,

Şimdi ise Türkiye’yi içine düşürdükleri bu ekonomik, siyasi bunalımdan kurtaramayacaklarını bildikleri , bu ekonomik krizi daha yıllarca yaşayacağımız için.

Çare bulamadıklarından, bu çözümsüzlük, açlık ve yoksulluğu örtmek için her gün yeni bir belediye operasyon haberiyle uyanıyoruz.

Belediye başkanları , meclis üyeleri hatta belediye çalışanları yargılansalar belki ceza bile almayacakları iddialarla aylardır cezaevlerinde tutuluyor.

Hapisten korkan belediye başkanlarını, meclis üyelerini tehditle transfer edip seçimde alamadıkları belediyeleri ele geçiriyorlar.

İktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar, alternatifleri iktidar yürüyen Chp’yi bitirmek, bitiremez ise her gün tartışılır hale getirmek için bu kayyum davaları , kurultay iptal davaları.

Chp içinden de hevesliler çıkmıyor mu, çıkıyor, tekrar partinin başına ve il örgütlerini çökmek için bekleyen hevesliler var.

Onlarda bilerek veya bilmeyerek iktidarın ekmeğine yağ sürüyorlar.

Halbuki CHP’ye onlar saldırdıkça, Chp’liler tabanda daha fazla birbirlerine kilitleniyor, Chp tabanındaki umut ve hareketlilik her zamankinden fazla.

Chp’liler sokakları özlemiş. Halkın Chp eyleme, mitinge çağırdıkça umudu daha da artıyor, daha bileniyorlar.

Bunu miting meydanlarında gencinden ihtiyarına slogan atarken görüyorsun.

Alanda 12 eylül öncesi gençlik mitinglerindeki, karaoğlan mitinglerindeki coşkuyu görüyorsun.

Erdoğan ekonomik krize çözüm bulabilir mi? Hayır. Çünkü ülkedeki açlığın, sefaletin, hukuksuzluğun ekonomik krizin nedeni kendileri.

Enflasyon faiz girdabına girdiler. Faize ödenen paralar halkın refahına harcansa ne enflasyon kalır ve açlık. Ama dövizi tutacağız derken üretici ve ihracatçı firmaları batırıyorlar.

Tüik marifetiyle ,enflasyon düşüyor diyorlar, yaz aylarındaki ucuz sebze meyve fiyatları, köylüyü, çiftçiyi ve üreticiyi bitirdiğini unutmayalım. Üretici girdi fiyatların sürekli artıyor ama üretici ürününü istediği fiyata satamıyor.

Bu yaz hangi üretici para kazandı.

Patates, karpuz, kavun, patlıcan, biber, domates üreticileri, besiciler, süt üreticileri hepsi kan ağlıyor.
Seneye bunlar ekmese, beslemese ne yiyeceğiz.
Enflasyondaki bu görece düşüş üreticinin, köylünün alınteridir, emeklinin , asgari ücretlinin açlık ve sefaletidir.

Erdoğan’ın var mı bunlara çözümü yok.

Onun için saldırıyor. Alternatif olmasın halk bana muhtaç olsunlar diye Chp’ye saldırıyor, belediyelere saldırıyor. Karşı cepheyi yıpratmaya çalışıyor. Çünkü bugün muhalefetin, iktidar alternatifinin amiral gemisi Chp.

Erdoğan kendisi için beka sorunu yaşıyor, o da görüyor yolun sonunun göründüğünü.

Chp ve Özgür Özel şu ana kadar Chp yi ve kitlesini ayakta tutmayı başardı. Yapılan elliden fazla mitingler ile parti tabanı kendine geldi, ayrıca bu operasyonlara karşı alınan tavırla sadece Chp tabanı değil halkın büyük bir kesimim yapılan operasyonların bir yolsuzluk operasyonu değil siyasi bir operasyon olduğuna inandı.

Yapılan bu elliden fazla mitingde kamuoyunda en fazla etkisi olan, akılda kalan birazda üretici mitingi şeklinde geçen Yozgat mitingindeki köylünü söylediği “Turp ile şalgam ile devlet idare edilmez. Adalet ile idare edilir.” sözü.

Chp’ninde kendi iç sorunları ve belediyelere yapılan operasyon karşısında savunma durumundan halkın sorunlarını, köylünün, çiftçinin ve üreticinin sorunlarını önceleyen eylemlere geçmesi gerekiyor.

Bu hafta Muğlada yapılacak “Toprağımızı Vermiyoruz” mitingi iyi bir başlangıç olacak.