Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ÖMER & GÜNDAĞ KAYAOĞLU;
AİLESİ
VE SEVENLERİYLE BİRLİKTE ANILDI.
İstanbul, Fatih, Ali Emiri Kültür Merkezinde;
Ömer Kayaoğlu ve Gündağ Kayaoğlu için İzzet Kaya ve Ailesi tarafından anma
toplantı gerçekleştirildi.
İstanbul,
Fatih, Ali Emiri Kültür Merkezinde; Ömer Kayaoğlu ve Gündağ Kayaoğlu için İzzet
Kaya ve Ailesi tarafından gerçekleştirilen anma toplantısında Mustafa Parlak
kemençesiyle Trabzon türküleri söyledi.
Cem Tarım ise
Bağlama ile söylediği yöresel türküsüyle anmaya katıldı.
#www.medyagunebakis.com, #toplumsalmuhalefet, #ökkeşbölükbaşı,
ÖMER & GÜNDAĞ KAYAOĞLU’
Halk şairi
Ömer Kayaoğlu, ölümünün 24. Yıldönümünde; Anıldı
ÖMER KAYAOĞLU, (d. 1916, Maçka, Trabzon - ö. 3 Kasım 2001, İstanbul)
Trabzonlu; Türk asker, şair.
Araştırmacı-yazar İzzet Gündağ Kayaoğlu, ölümünün 22. Yıldönümünde; Anıldı
İZZET GÜNDAĞ KAYAOĞLU
Trabzonlu, Araştırmacı-yazar (D. 6
Aralık 1945, Gelibolu - Ö. 8 Mayıs 2003, İstanbul). Şair Ömer Kayaoğlu'nun oğlu.
Cem Tarım; kaliteli halk müziği albümlerinden birine imza
atmış bir müzisyen. Karadeniz halk müziğini alışılmışın dışında bir yorumla ve bağlama
ve sazlarla tellendiriyor. Yöre türkülerini bağlama ile yorumlarken orijinal
düzenlemelere sadık kalmaya gayret etmiş.
Cem Tarım’ın Karadeniz müziğine yeni bir soluk getiren ilk
solo albümü *Lodos* kalan müzik tarafından yayınlandı. Karadeniz müziğinin
sadece eğlence müziğinden ibaret olmadığını, gurbet, sıla özlemi, aşk, göç,
ölüm gibi çeşitli konulara farklı bir pencereden bakılabileceğini göstermeye
çalışılan albümde, yöre tavrına uygun çalındığında, Karadeniz bölgesi müziğinde
bağlamanın önemli bir yer tuttuğu vurgulanıyor.
Karadeniz ritmik ve ezgisel öğelerinin
zenginliğinden yola çıkarak çokseslilikle birlikte farklı renklerin ön plana
çıkartılmaya çalışıldığı albümün yapılma amacı, Karadeniz müziğinin
yağmalandığının, kültürünün ise erozyona uğratıldığının düşünülmesi.
Kayıtları Trabzon’da, miskleri İstanbul’da
yapılan albümde Trabzonlu müzisyenler ve müzik öğretmenleri yer alıyor. Ayrıca
konuk sanatçı olarak nikos michailidis ile iki parçada düet yapılıyor.
Albümde, genellikle karadeniz müziğinde
kullanılmayan bağlama, diğer yöre çalgılarıyla birlikte kullanılıyor.
bağlamaları cem tarım tarafından çalınan albümde, özellikle 2 telli bağlama ilk
kez karadeniz müziğiyle tanıştırılıyor. albümdeki bağlama çalım biçimi
karadeniz tavrını yansıtacak şekilde icra ediliyor.
Marmara üniversitesi müzik bölümü’nü bitiren ve
haliç üniversitesi türk müziği devlet konservatuarı’nda master yapan tarım’ın
aynı zamanda çeşitli araştırma ve derleme çalışmaları bulunmakta."
LODOS adlı albümü mutlaka
dinlenmelidir. karadeniz halk müziğini mükemmel bir biçimde icra etmektedir.
halk müziğine çok aşina olan biri değilim ama bu albüm nereden geldiyse
bilgisayarımda yerini almış ve kendini dinletir olmuştur. albümün ilk şarkısı
yayla bulutu favorim.
CEM TARIM.!
Geçtiğimiz cumartesi akşamı KTÜ’nün AKM salonunda Cem Tarım
konserini izledim.
Sanat konusunda değerlendirme yapabilmek için “sanatçı olmak”
gerektiğine inananlardanım. Sanatçı olmadığım için de bu konserle ilgili
yapabileceğim sadece bir izleyici değerlendirmesi olacak.
Öncelikle Cem Tarım’ın saz çalma tarzına değineyim. Yöremiz
halkının binlerce yıllık duygularını kemençe aracılığıyla seslendirmiş
olmasının, genlerimize sindiği hepimizin malumudur. Cem
Tarım; soyadının da etkisi ile Uygur Türkeri’nden bu yana var olan “duyguların
saz sanatı ile anlatılmış olması gerçeği” ile buluşmuş. Cem Tarım; yöremiz
halkının duygularının iki nehir aracılığıyla derelere dönüşmüş olması
gerçeğini, saz çalma tarzına aktararak bir yerde “bu topraklardan çıkarılmış
bütün seslerin” ortak müziğini üretmiş.
Bu öylesine çetin ve kararlı bir çalışma ki; mızrapsız parmak
hareketlerinin oluşturduğu ses dalgalarının tellere yansımasıyla oluşan müzik,
izleyicilere “tüm yaşanmışlıkların ortak sesi” duygusunu yaşatıyor.
Sanki yöremiz insanının ruhuna saz, kemençe ve tulum
aracılığıyla yansımış olan seslerin buluşması gibi bir şey.
Cem Tarım; konserinde zaman zaman, kemençe ve tulum
çalgılarını ayrı ayrı izleyicileriyle buluşturarak, sazı ile yansıttığı özgün
seslerin tanınmasına yardımcı oluyor.
Cem Tarım aracılığıyla ortaya çıkarılan bu ses dünyasının
kulaklarda kalıcı etkileri süreç içinde mümkün olacak. İnsanın,
alışkanlıklarından kurtularak değişmesi gibi bir süreç gerekiyor. Bilinçaltımızı
bilinç haline getirme zorluğu gibi.
Yöremiz insanlarının konser salonunu doldurmuş olması bu
sürecin çok uzun olmayacağını göstermesi bakımından anlamlıydı.
İzleyiciler; klasik saz ve kemençe aracılığıyla
gerçekleştirilen etkinliklerdeki kadar bu sanat icrasına fiziken katılmadılar.
Cem Tarım’ın saz ile çaldığı efsanevi horon havaları dahi
izleyicileri yerinden kaldırmaya yetmedi. Saz, kemençe ve tulum seslerinin
buluşmasından oluşan ses dünyası, sadece ritimle sınırlı bir horona davetiye
çıkarmadı diye düşündüm.
Böylesine özgün bir çalışmayı esas alması ve emeğinden dolayı
Cem Tarım arkadaşı kutluyor, 21. Yüzyıl’ın bu özgün tarzıyla tüm insanlarımızın
buluşmasını diliyorum.
Cem Tarım; Maslow’un insan tanımında söylediği “güzel
özellikleri açığa çıkarma” anlamında değerli bir işi yapıyor.
İZZET GÜNDAĞ KAYAOĞLU
Araştırmacı-yazar (D. 6 Aralık
1945, Gelibolu / Çanakkale - Ö. 8 Mayıs 2003, İstanbul). Şair Ömer Kayaoğlu’nun
oğlu. Subay olan babasının görevi nedeniyle ilk ve ortaokulu yurdun çeşitli
yerlerinde okudu. Haydarpaşa Lisesi (1963) ve Galatasaray Yüksek İktisat ve
Ticaret Okulu (1969) mezunu. 1964-69 yılları arasında amatör ve profesyonel
olarak tiyatro ile uğraştı. 1962’den itibaren İstanbul’da, dede mesleği olan
bakırcılıkla ilgili bir şirketin hissedarlığı ve yöneticiliğini yaptı. Ayrıca,
1983 yılında kurduğu Anadolu Sanat Yayınlarının genel yayın yönetmenliğini
ölümüne kadar sürdürdü. Kanserden öldü, Karacaahmet Mezarlığında toprağa
verildi.
Bakırcılıkla
ilgili ilk yazsı 1979 yılında “Bakır
İbrikler” adıyla Turing dergisinde
İngilizce olarak yer aldı. Sanat
Tarihi Yıllığı, Türk Folklor Araştırmaları, Türk Folkloru, Arkeoloji ve Sanat,
Folklor ve Etnoğrafya Araştırmaları (1984), Halk Kültürü, Journal of Turkish Studies, Antika, Türk Folklorcu
Belleten, İmage, Kıyı, Antik Dekor, İş Bankası Kültür Sanat Dergisi, Tarih ve
Toplum, İstanbul gibi dergi ve yıllıklarda makaleleri
yayımlandı. Yaklaşık otuz yıl kadar Anadolu’da bakır el sanatlarıyla ilgili
olarak düzenli araştırmalar yaptı. Farklı coğrafi bölgelere göre karakteristik
özellikler gösteren bakır kapkacak formlarını tespit ederek örnekler topladı.
Bakırcılık sanatında kullanılan ve her geçen gün biraz daha azalan el
aletlerini toplayarak zengin bir koleksiyon meydana getirdi. Bunun yanı sıra,
Orta Avrupa’da ve Balkanlar’da yok olmakta olan Türk bakırcılık sanatının
yayılma alanını tespit amacıyla Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova ve
Bosna-Hersek’te araştırmalar yaptı. Bu ülkelerde Türk bakırcılık sanatının derin
izlerini taşıyan önemli bakırcılık merkezlerini dolaşarak karşılaştırmalı
inceleme ve tespitlerde bulundu.
Ana
Britannica ile Büyük Larousse ansiklopedilerine “bakırcılık”
maddesini ve bakırcılıkla ilgili terimleri yazdı ve görsel malzeme ile katkıda
bulundu. İstanbul Ansiklopedisi’ne
de aynı konuda maddeler yazdı. İki yıl Folklor
ve Etnografya Araştırmaları (1984-85) yıllığını
yayımladı, ayrıca Türk
Folkloru Belleten adlı yayını (1986-88) yönetti. Folklor
Araştırmalar Kurumu tarafından İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü
1984’te kendisine verildi. Birçok sosyal hizmet derneğinin yanında Türkiye
Yazarlar Sendikası, Tarih Vakfı, PEN Yazarlar Derneği üyesi, TAMEV-Trabzon
Araştırmalar Merkezi Vakfı kurucu üyesi, TAÇ - Türkiye Anıt-çevre-Turizm
Değerlerini Koruma Vakfı şeref üyesi, ÇEKÜL Vakfı Yüksek Danışman Kurulu üyesi
idi.
ESERLERİ
Folklor ve Etnoğrafya Araştırmaları 1984 (İ. Aslanoğlu, A. Oy ve
S. Koz ile 1984), Folklor
ve Etnoğrafya Araştırmaları 1985 (İ. Aslanoğlu, A. Oy ve S.
Koz ile 1985), Türk
Folkloru Belleten 1986 / 1 (E. Aslonoğlu ile 1986), Türk Folkloru Belleten 1986 / 2 (E. Aslanoğlu ile
1986), Türk Folkloru Belleten 1987 1-
2 (E. Aslonoğlu ile 1987), Trabzon Kültür Yıllığı 1987 (M. Duman, Ş.
Şatıroğlu ile 1987), Trabzon
Kültür Yıllığı 1988-89 (M. Duman, Ş. Şatıroğlu ile
1989), Türk Halkbilimi ile İlgili
Kitaplar İçin Bir Bibliyografya Denemesi / 1985-1990 (1991), Eski İstanbul’da Gündelik Hayat (Ersu Pekin
ile 1992),
Tombak (1992), Anadolu’da
Türk Bakırcılık Sanatının Gelişimi - Bakır Yatakları Üretimi ve
Atölyeleri (Doç. Dr. Oktay Belli ile 1993), Atatürk ve Kurtuluş Şiirleri Antolojisi (Ö.
Ciravoğlu ile 1996), Bir
Tutkudur Trabzon (Öner Ciravoğlu, Cüneyt Akalın ile, 1997)
HAKKINDA
İzzet Gündağ Kayaoğlu [Bibliyografya-Bibliyografya] (broşür,
1998), Öner Ciravoğlu / Daha Çok Araştırma, Daha Çok Ürün. (Virgül, sayı: 19,
Mayıs 1999), Dr. Mustafa Duman / Trabzon’u Anlatan Birkaç Kitap (Cumhuriyet
Kitap, 11.7.2002)
HALK ŞAİRİ ÖMER KAYAOĞLU, ÖLÜMÜNÜN 24. YILDÖNÜMÜNDE ANILIYOR.
Ömer Kayaoğlu, (d. 1916, Maçka, Trabzon - ö. 3 Kasım 2001, İstanbul) Türk asker, şair.
İlkokulu
Maçka'da bitirmesinin ardından, ortaokul eğitimini Vefa Lisesi'nde tamamlayarak 1937
yılında Kuleli Askeri Lisesi'ni ve akabimde 1939 yılında Kara Harp Okulu'ndan Topçu Subayı olarak mezun
olan Kayaoğlu, 1962 yılına dek birçok askeri birlikte kıt’a subayı olarak
çalıştı. 1962 yılında yarbay rütbesindeyken kendi
isteğiyle emekli oldu ve ticaret ile uğraştı.[1] Kariyeri ve yaşamı boyunca
birçok şiir kaleme alan Kayaoğlu’nun şiirleri dönemin gazete be dergilerinde
yayınlandı. Çoğu şiiri Nusret Dişo, Ülkü Emin ve İlhami Emin tarafından Makedonca'ya
çevrildi. İlhami Emin'in Kayaoğlu'na ait şiirlerini derlediği "Zlatka
Deboyka" adlı kitap Makedonya Çevirmenler Birliği dil ödülünü almıştır.
Bazı şiirleri Volkan Konak tarafından bestelenerek okunmuştur.
Ömer Kayaoğlu.?
Ömer Kayaoğlu, Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Örnekalan (Mağura) köyünde
1916’da doğmuştur. İlkokulu Maçka’da, ortaokulu İstanbul’da Vefa Lisesi’nde
bitirdikten sonra Kuleli Askeri Lisesi’ne girer ve 1937’de liseyi, 1939’da Kara
Harp Okulu’nu bitirir. Topçu subayı olarak orduya katılır. Türkiye’nin birçok
yerinde görev yapar. Yarbay rütbesinde ve tabur komutanıyken kendi isteğiyle
1962’de emekliliğe ayrılır. Ömer Kayaoğlu, bakırcı bir ailedendir. Baba, dede
mesleği bakırcılıktır. Kendisi de subaylıktan emekliliğe ayrılınca İstanbul’da
Beyazıt Bakırcılar Çarşısı’nda baba sanatını, bakır eşya ticareti yaparak
sürdürür. Ayilkin ve Sonay adında iki kızı Gündağ adında ise bir oğlu vardır.
Eşi Yegâne Hanım, 16 Mayıs 1986 tarihinde vefat eder. Kayaoğlu, çok küçük yaşlarda
çevresindeki “atma türkü” geleneğinden esinlenerek maniler söyler ve
ilkokuldayken mevsimlerle ilgili bir şiir yazar. Kendisinin söylediğine göre bu
manzumeden sonra öğretmenlerinin yüreklendirmesiyle şiire başlar. Ortaokul
yıllarında sürekli okuyan Kayaoğlu’nun ilk şiirleri, Doğuş Dergisi’nde
yayımlanır. Henüz lise öğrencisiyken yayımladığı Bir Avuç Köpük (1936)
ilk şiir kitabıdır. Uzun bir aradan sonra 1962’de ikinci şiir kitabı Kabuk’u
yayımlar. 1982 yılı sonlarında 1935 ile 1979 yılları arasında yazdıklarından
seçtiği 83 şiiri Şah Katı Düşleri adlı eserinde bir araya
getirir. Ömer Kayaoğlu, şiirlerini çeşitli dergi ve yıllıklarda yayımlar.
Doğuş, Yücel, İstanbul, Yirminci Asır, Aydabir, Kemalizm, Çağrı, Yeni Fırat,
Ajans-Türk, Varlık Yıllıkları, Halay, Tarla, Türk Folkloru, Ekin, Karınca,
Kıyı, Bando, Yugoslavya’da yayımlanan Birlik gazetesi ve Sevinç dergisinde
şiirleri yayımlanan Kayaoğlu’nun şiirleri, Yugoslavya’da Türkçe okul
kitaplarına da girmiştir. Ayrıca kendisi 1988’de, tanınmış şiir festivali
“Struga Şiir Akşamları”na çağrılır (Duman 1995: 90; Kayaoğlu 1998a: 6-13; Duman
2011: 317). Ömer Kayaoğlu, 3 Kasım 2001 tarihinde İstanbul’da
vefat etmiştir (Işık 2006: 2107).
Kayaoğlu’nun şiiri, yalın anlam dolu ve çok rahatlıkla söylenen, bellekte
kalan dizelerden oluşur. Çoğu yerde ulusal nazım şekli hece ölçüsünü kullanır.
Serbest ölçüyle de şiirler yazar. Fakat şiirlerinin çoğunluğunu hece ölçüsüyle
yazdıkları oluşturur. Bazı şiirlerini, halk şiirlerinden esinlenerek koşma veya
türkü, mani tarzında yazar. Koşma tarzında yazdıklarında çoğu kez Kayaoğlu
tapşırmasını kullanır (Duman 1995: 91). Karadeniz’deki atma türkü biçiminden
etkilendiği açıktır (Kayaoğlu 1998a: 9).
Ömer Kayaoğlu kendi yöresinin dilini ve deyimlerini şiirlerinde kullanır
(Kayaoğlu 1998a: 7). Kendisi Trabzonlu olduğu hâlde mesleği gereği asker olarak
gezdiği her Anadolu kentinin dilini, her Anadolu evlâdının dilini kapa kapa
erite erite, İstanbul efendiliği içinde özümlediği bir dil oluşturur (Kayaoğlu
1998a: 8). Kısaca Kayaoğlu’nun şiirlerinde zengin bir kelime dağarcığının
varlığı hemen anlaşılır. Yerli yerinde kullanılmış dizelerinde bir örgü vardır.
Sade, açık, içten söyleyiş ön plandadır (Kayaoğlu 1998a: 8).
Ömer Kayaoğlu şiirlerinde halk kültürü ögelerine çokça yer vermiş,
özellikle Trabzon yöresinin birçok âdet inanış ve geleneklerini şiirleriyle
geleceğe taşımıştır. Kayaoğlu’nun şiirlerinde bölgedeki kutlama ve ritüellerin
ayrıntılı olarak yer aldığı görülür. Ömer Kayaoğlu kemençe dinlemeyi çok sever.
İstanbul’da yapılan Karadeniz şenliklerini hiç kaçırmaz. Her fırsatta kemençe
dinler, duygulanır, kemençecileri tebrik eder, teşvik eder. Kayaoğlu birçok
şiirinde kemençeyi anlatır. Ayrıca şiirlerinde meslek olarak ilgilendiği bakır
kaplar ve bakırcılık da önemli bir yer tutar (Duman 2011: 320).
Ömer Kayaoğlu, Cumhuriyet Döneminin her türlü şiir akımının içinde
bulunmuş, kiminden etkilenmiştir. Hem halk nazımıyla hem de yenilik tarzıyla
şiirler yazmış bir şairdir. O şiire başladığı yıllarda (1934) divan şairleri
vardı. Birinci Yeni, Garipçiler, İkinci Yeni vb. şiir akımlarını görür ve
şiirin her türlüsünü dener (Kayaoğlu 1998a: 8-9).
MUSTAFA PARLAK;
BABA, OĞUL KAYAOĞULLARI İÇİN KEMENÇESİYLE TÜRKÜ
SÖYLEDİ.
Mustafa Parlak; Hayat Hikâyesi
ve Vücut Geliştirme Dalında Türkiye birincilikleriyle ünlü,
Kemençe Ustası ve sanatçısı. Ömer
Kayaoğlu ve İzzet Gündağ Kayaoğlu anmasına 3 türkü söyleyerek katıldı.
CEM TARIM,
BABA, OĞUL KAYAOĞULLARI İÇİN BAĞLAMASIYLA TÜRKÜ
SÖYLEDİ.
Cem Tarım; Uygur Türkeri’nden bu yana var olan *duyguların
saz sanatı ile anlatılmış olması gerçeği* ile Karadeniz, Trabzon yöresi
halkının duygularının iki nehir aracılığıyla derelere dönüşmüş olması
gerçeğini, Kemençe yerine; bağlama, saz tellendirme tarzına aktararak bir yerde
*bu topraklardan çıkarılmış bütün seslerin* ortak müziğini üretti.
Haber: Ali Mustafa, izzet Kayaoğlu,
Fotoğraf. Ökkeş Bölükbaşı
#www.medyagunebakis.com,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP