Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
YÖNETEMİYORLAR.!
İktidar, son aylarda muhalefete özellikle CHP’ye her koldan saldırmaya başladı.
Muhalefetin
elindeki belediyelere terör, kent uzlaşısı, yolsuzluk gerekçeleri ile kayyum
atıyor, belediye başkanlarını ve yöneticilerini hapse atıyor. Muhalif
gazetecileri sudan gerekçelerle gözaltına alıyor, tutukluyor; elektronik
kelepçeli gazeteciler ev hapsinde. İktidar, siyasi parti yöneticilerini,
başkanlarını, daha önce cumhurbaşkanı adayı olmuş seçimlere girmiş muhalif
liderleri bile hapse attı.
Gelecek
seçimde muhtemel cumhurbaşkanı adayları Selahattin Demirtaş ve Zafer Partisi
Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ve son olarak CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem
İmamoğlu’nun da diplomasının iptal edilip tutuklanması, seçimlerde kendilerine
rakip istemediklerinin göstergesi.
İktidar
kendisine karşı ses çıkaran, ekonomi politikalarını eleştiren iş insanları
derneği yöneticilerini, üyelerini tehdit ediyor, gözaltına alıyor, yurtdışı
yasakları koyuyor. İktidarı protesto eden, sokağa çıkan herkes terörist olarak
suçlanıyor, gençler toplu halde tutuklanıp hapse atılıyor. Sanatçılar muhalefeti destekliyorsa hele boykot
paylaşımı yapmışsa kesin terörist (.!.); sorgulanmaya
ve işsiz kalmaya mahkûm.
Yargının
bağımsızlığından bahsedemiyoruz. Özel görevli savcılarla operasyonlar,
yargıçlar tarafından tutuklamalar yapılıyor. Yatarı olmayan suçlardan (tabii
siyasi nitelikli) insanlar tutuklanıyor. Aylarca hapse tıkılıyor. Yargı,
muhalefeti bastırmak ve şekillendirmek için bir araç gibi kullanıyor. Kendi
diploması tartışmalı olanlar, 30 yılık diplomaları üniversitelerden iptal
ettirebiliyor. Üniversitede bölüm başkanlığı yapan profesörler bile bir günde
lise mezunu haline gelebiliyor. Ama neden.?
Sözün özü; yönetemiyorlar, çaresizler.
Ne
ekonomiye çözüm bulabiliyor, enflasyonu durdurabiliyorlar ne ödemeler dengesini
sağlayabiliyorlar ne açlık ve sefaleti önleyebiliyor ne de emekliye verecek
paraları var.
Ülke,
derin yoksulluk içinde. İktidar 2018’den beri her sene, “Bir sonraki yıl
enflasyonu tek haneli hale getireceğiz” diyerek halkı uyutuyor ama bugün
enflasyon 2018 yılındakinden daha yüksek. Ufukta bırakalım tek haneyi değil
yüzde 30-40 gibi oranları bile tutturmaları zor.
İktidarın
*Türkiye modeli ekonomi uygulayacağız* diye
uyguladığı *Nas*, enflasyonu, dövizi
azdırdı. Döviz artışını durdurmak için buldukları KKM - Kur Korumalı Mevduat
dolarizasyona ve yüksek faiz ödenmesine neden oldu. KKM’den kurtulmak için iki
yıldır yüksek faiz uyguluyorlar ama bu faiz sarmalından kurtulmak için ne
yapacaklarını bilmiyorlar.
Hazine’den
beş kuruş ödemeden yaptırıyoruz dedikleri geçiş ve müşteri garantili *YİD- Yap-İşlet-Devret* modeli havaalanları,
yollar, köprüler, hastaneler hatta tren istasyonlar birer kara delik oldular.
Hazine’de
toplanan vergiler; faizlere, müşteri ve geçiş garantili *YİD* modeli havaalanı, yol, köprü ve hastanelerin ödemelerine
gidiyor. Emekliye, vatandaşa hatta yatırıma ayıracak para yok. Artık satacak
bir şey de kalmadı.
Sadece
ekonomi mi.? Seçimde Karadeniz’de doğalgaz, Gabar’da petrol, Akdeniz’de
doğalgaz-petrol dediler hayal sattılar. Artık ne satabilecekleri hayal ne
satabilecekleri devlet kurumu ne de ülkenin sorunlarına çözüm bulacak planları
ve programları kaldı.
*Yaparsa Erdoğan-AkParti yapar* diye sattıkları ümidi
de bitirdiler. Artık halk da iktidarın ekonomik krizi çözeceğine inanmıyor.
Toplumda mutlu olan kesim yok. Köylü, üretici mutsuz, ücretli mutsuz, işçi
mutsuz, emekli mutsuz, öğrenci mutsuz, öğretmen mutsuz, gençler mutsuz,
gazeteci mutsuz, yazar mutsuz, sanatçı mutsuz, ihracatçı mutsuz, iş insanları
mutsuz, şikâyetçi, hatta sokaklarda...
Onun
için saldırganlar. Mart 2024 yerel seçimleri bu iktidar ve Erdoğan için bir
güven oylaması idi. Halk güvenoyu vermedi. Halk, yerel yönetimleri muhalefete,
CHP’ye verdi. İktidarın ömrü bu 2024 yerel seçimde verilen güvensizlik oyu ile
bitmiştir.
Özgür
Özel’in “normalleşme” söylemi ile cesaret bulan iktidar, çözüm için yapacak bir
şeyi kalmadığından muhalefete her koldan saldırıya geçti. Ama artık bu iktidar
güven oylamasını kaybetmiş, ülke sorunlarını için çözüm üretemeyen, ülkeye
vereceği bir şey kalmayan, direksiyon hâkimiyetini kaybetmiş bir iktidardır.
Eskiden hükümetler Meclis’te güven oylamasını kaybedince, hatta ara seçimlerde
oyları azalırsa istifa eder, düşerdi.
Artık hükümet yok; Saray, tek adam
iktidarı var.
Ülkede
tansiyonu düşürmek ve ekonomik krize çözüm bulmak, halkı rahatlamak için bir an
önce ülkeyi seçime götürmek gerekir. Ya güven tazelenmeli ya da halkın ümit
bağladığı bir yönetim başa gelmeli. Bindiği atın tökezlediğini, kamçılayarak
ata eziyet etmenin, atı öldürmenin yarışı kazandırmayacağını, bunun halka ve
ülkeye faydası olmadığını birileri Erdoğan’a söylemeli.
Muhalefeti
dinlemediğine göre bunu AKP içindeki aklıselim siyasilerin de Erdoğan’ın
kulağına söylemesi gerekiyor. Kendini değil ülkeyi, vatandaşı düşünmek
fazilettir.
Osman Gölcük, Bilişimci
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP