MURATHAN MUNGAN TÜYAP ONUR KONUĞU

Murathan Mungan Edebiyatı Ve Tüyap Onur Konuğu Olması

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

MURATHAN MUNGAN TÜYAP ONUR KONUĞU 

Murathan Mungan Edebiyatı Ve Tüyap Onur Konuğu Olması 


"Doğruya, tarafa değil hakikate; habere değil değere kulak veren bir kalem olma niyetiyle çıktım bu yola..." 

Bugün sizlerle ilk kez buluşmanın heyecanını yaşıyorum.

*Medya Günebakış* ailesine katıldığım bu yeni yolculukta, kalbimden geçenleri, kafamı kurcalayanları ve satırlarda iz bırakan hikâyeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım her yazıda biraz durup soluklanır, beraber düşünür, beraber hissederiz. 

Bu ilkyazımda, yolculuğuma ilham olmuş çok özel bir isimden söz etmek istedim: Murathan Mungan. 


 

Onunla tanışmam lise yıllarında oldu. Kütüphaneden rastgele çekip aldığım bir şiir kitabıydı: Sahtiyan. Okurken, hem büyülendim hem de sanki biri içimdeki cümleleri daha önce benden duymuşçasına yazmış gibi hissettim. Mungan, yalnızca güçlü bir şair değil; topluma karşı duyarlılığıyla, sözüne kıymet biçilen bir aydın aynı zamanda. Benim gözümde, Yaşar Kemal’in, Orhan Pamuk’un, Zülfü Livaneli’nin durduğu çizgide, sözüyle yol açan bir isim. 

1955’te İstanbul’da doğsa da, çocukluğu ve gençliği Mardin’de geçmiş. Belki de o coğrafyanın dokusu, renkleri ve hikâyeleri onun yazılarına böylesine derinlik katıyor. Ankara Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi alması da anlatıcılığına ayrı bir sahne duygusu kazandırmış diye düşünüyorum. Şiir, öykü, roman, tiyatro, senaryo... Mungan, yazının neredeyse her alanında sözü olan, izi olan bir yazar. 

Geçtiğimiz aylarda yayımlanan “995 km”; romanıyla yine kalbimize dokundu. İlk imza gününü Diyarbakır’da yapması da ayrı bir anlam taşıyordu. Şimdi ise, çok daha özel bir onurla karşımızda. 

Murathan Mungan, 13-21 Aralık 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda "Onur Yazarı" olarak yer alacak. 

Bu yılki tema: "Edebiyatın Her Hali." 

Ne de güzel bir denk düşme… Çünkü Mungan’ın edebiyatı tam da böyle: her haliyle, her yönüyle, her duygusuyla dolu dolu. 

Fuar boyunca düzenlenecek söyleşilerde, panellerde ve özel etkinliklerde, Mungan’ın edebiyat yolculuğu derinlemesine konuşulacak. Ayrıca yazarın hayatına ve eserlerine odaklanan bir anı kitabı da okurlarla buluşacak. 

Kendi adıma söylemeliyim ki, onun satırlarında kendimi bulduğum çok zaman oldu. Yazdıkları, çoğu zaman söyleyemediklerimizi bizim yerimize dile getirdi. Ve belki de bu yüzden, bizler için yalnızca bir yazar değil, bir yoldaş gibi… 

Yazımı sonlandırmadan hemen önce de... Murathan Mungan'ın şiirleri içerisinde benim en beğendiğim şiiri olan “Yaz geçer“ şiirini de naçizane tavsiyem olarak okumanızı öneriyorum sizlere.  

Murathan Mungan, nefes aldığı sürece, Türk edebiyatının yaşayan sesi olmaya devam edecek. Ve bizlerde amansızca onun izini sürmeye, kelimelerinin peşinden gitmeye devam edeceğiz. 

Saygılarımla, 21.4.2025, İstanbul 

 ALİ YILDIZ   Yazar, Eleştirmen,



#www.medyagunebakis.com

#toplumsalmuhalefet

#ökkeşbölükbaşı,




“YAZ GEÇER YİNE GELİR.

Yaz geçer, iyi gelir sözcükler.”


 

“Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.” (s.16)

 

“-Biliyo musun, sen neye benziyorsun?

 -Neye?

 -Bilardo toplarına.

 -Neden?

 -Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan.” (s.31)

 

“On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendime. Sonra anladım: Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde.” (s.33)

 

“Buluşurdu sessizliğimiz

Okuduğumuz sayfaların derinliğinde

Ne zaman sussak

Aramızdan geçerdi hayalet gemileri

Karşılıklı kıyılarda

Aynı denize bakan

İki koltuk, iki lamba, iki ay

Aynı pencerenin derinleştirdiği gecede

Gemilerin ıslığını dinlerdik

Tek bir söz bile etmeden konuşurduk saatlerce.” (s.58)

 

“Uzun denizlerde yorulmazdı gözlerimiz

Birbirimizin güneşine baktıkça

En yeni yerlerimizi birbirimize borçlandık

Çünkü aşıktık, kararlıydık, haklıydık

Bir denize kaç dalga sığarsa...” (s.59)

 

“Rüyamızı emanet etmedik

Hiç uyumadık sığda

Ölümün uykusuna güvenir gibi

Bırakırdık kendimizi

Birbirimizin düşlerinin yastığına

Aşktı bu, beraberlikti

Yol arkadaşlığıydı

Ve daha binlerce kelime...” (s.68)

 

“Gün ışığıyla yıkanmış küskün bir yıldız gibi akıp geçtin

Sessizliğimizin üstünden

Oyalanacak bir şey bile bırakmadın

Tozlanmış, dalgın bakışlarımıza

Ne zaman, nerede bir şey yitirsek

Burada bulacağımızı sanırdık

Bu sandık odasında

Mümkünmüş gibi

Balkonda unuttuğumuz nice yazlardan sonra...” (s.83)

 

“Yazın bittiği her yerde söylenir

Söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine

Yaz biter

Eskir geceler, serin, hüzünlü

Yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri

Bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri

Çıkarır sizi dalgın derinliğinizden

Yaşadığınızı duyarsanız teninizde

Bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz

Sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları

Ahşap pancurları

Yaz bitti

Bitmeyen şeyler kaldı geride.” (s.90)


 

#www.medyagunebakis.com,

#toplumsalmuhalefet,

#ökkeşbölükbaşı,

 

 

 

 

SAHTİYAN

1981 Gösteri Dergisi Şiir Birincilik Ödülü

*Sahtiyan*, şairin 80'li yıllardaki ilk beş kitabından biridir.

1977-83 arasında yazılmış ve çeşitli dergilerde yayımlanmış otuz sekiz şiir yer alıyor kitapta. İşte kitaba adını veren ve açılışta yer alan *Sahtiyan* şiiri.

 

1.

Zaplar taşar Dersim koyaklarından

selleri kadife uçları mermi

ve günahına emanet edilmiş çocukların

adağıdır mermi çekirdekleri

 

2.

hangi izini sürecek şimdi bu dolaşık kimlik?

feodal, ince bir dal gibi

bıyıklarıma tırmanan

kendine tutkun göllerin o yaman geyiği

gizinin ormanına vardıkça

bize kendini aralayan

avlardan, avcılardan artakalan sahtiyan

açıklar tarihin kefenlenmiş gizini, bundandır seyrekliği

geçer devran, geçer günler, geçer ömür elbet

dağa çıkmış bir şairim ben

ah! kimsenin görmediği

 

3.

gözlerim, o demir ayazı

eski söylencelerin kutlu demircileri

masalımın lanetiyle dövmüşler gözlerimin rengini

bin ırmakla su vermişler, buza kesmiş,

bir ayaz gibi, kelepçelemiş kendine ateşini

gözlerim, şimdi kör dinlemesi

bu yüzden bakışlarımda süreğen o anlam gerginliği

gözlerimin seyrekliği nefti

boynumdaki hamayılla birlikte, kanayan bir yaz ikindisi

on yıldan beri

dövmegüllerle alnıma nişan düşüren o aşiret töresi

tarihin önünde huzura çıkar sual eder hüviyetini

yüreğim kar altındadır

cehennemler göçebe

ve bedenim, o sınır iklimi

gün gelir açıklar kendini

zaten kim yazabilir ki sanayileşmekte olan bir toplumun bütün cehennemini

doğru okunmuşsa kitaplar -bir hayat, 'çok kişi' yaşanmışsa,

artık her çelişkide bir dram güzelliği, bir ağıttan silkinen tragedya inceliği, bir yanımda o yaman geyik -ormansız gezdiremediğim-,

sonra mürekkep karanlığı -yazarken yalnızlığım-,

tenimde buram buram sahtiyan -artakalan avlardan, avcılardan-

ve kaşımın tetiğinde titreşip duran nişan

yani ki eksik babalardır bazı çocukların bütün eşcinselliği

 

4.
susarsa dağ susar
intihar çağrışımlı uçurum - adımlarımızın çevresinde gezindiği
korkunun kuyu ağzı -, her kelam sessiz ustura - suskunlukların bilediği -
korkuyla andığımız koyaklar, mağaralar
sevmeye zaman bulamadığımız uçsuz bucaksız ova
sevdanı esirgediler bizden/ardımızda atlılar
yazla birlik başlardı kırların saltanatı, ömrümüzün nöbeti ve jandarmalar
geri gelmiş çocukluğumuz gibiydi her şeye karşı duran evvelbahar
bir mevsimlik unutkanlıktır şimdi
bütün o gizli koyaklar,
mağaralar,
dağlar,
karanlıklar
karanlıklar
koca bir yaz korkusuz ve çocukça bir cigara içimi

5.
dağların kuytu tarihlerinde eşkıya künyeleri
her dağın bir duruşu vardır
asi gizleri, (unutulmuş, ya da kilitli)
bir ceylanlar tanır, bir göller, bir orman
tümünü kundaklamış sis
müfrezeler gibi akmış ovadan -bir kez bile ardına dönüp bakmadan-
elyazması sevdalarda artakalmış sahtiyan

6.
dağlardan öğrendiğim
sabrın bilgin duruşu
çetin yenilgilerden sonra benim olan yüreğim
yüreğim yani o mayın iklimi
korkusunda hudutların kanunu
kıblesinde senin o eşkıya suretin

7.
savrulan gençlik fotoğraflarında
şimdi birkaçı ölü
umudum rehinken
sevdalım rehin
ben nasıl bir rehin bedenin
gurbetinden sual ederim?
merak etme sen beni
iyiyim, iyiyim.

8.
kaldırıp başımızı okuduğumuz kitaplardan
birbirine değince gözlerimiz
değince gözlerimiz birbirine
okuduğumuzu anlardık
ya da her satır yerleşirdi şiirdeki yerine
kafamızda hiçbir belirsizlik kalmasın diye
elbet sığ yanlarım vardır benim de
işlemeye vakit bulamadığım, zamanın yetmediği
ya da başka şeyler
diyelim güneşle aramıza giren kara bulutlar gibi
şu mevsimsiz iklimler
yoksunsa küçük şeylerden, gündelik ayrıntılardan
hayatım ve şiirim
her sevdayı bir masal, her masalı bir destan
gibi yaşıyorsa yüreğim
gözlerimi sıklaştırıyorsa demir parmaklıkların gölgesi
duyarlığım mecbur geziniyordur şimdi
o mağrur dağ doruklarında
demek ki ne denli dirensek de sevgilim
tarihle yüzleşsek de
bitmeyecek bu kavga, bu feodal kasırga
demek ki
hükmü sürmektedir dağların coğrafyada
üzgün müyüm, dedin?
yoo, hayır merak etme sen beni
iyiyim, iyiyim.

9.
al yaramı bas bağrına
bilmem ki nasıl girilir bir mahpus toprağına
hangimiz dışardayız? -o da ayrı bir konu-
satırlarının arasında boş mermi kovanları dolaşmakta
tanırım sendeki bu hayın suskunluğu
bir aşiret çağrışımıdır başını önüne her eğişin
-kaldırdığında gözlerin bir başka-
her mektup yırtılmaktan zor kurtulmuş
her mektupta yarım kalmış binlerce şey
bana el uzatmakta
sanki iz sürmektesin göçebe geçmişinden, tarihin ivmesine
ve sanki der gibisin:
bin başlı, bin yanlışlı bir ejderhaydı mücadelemiz
yeniden ve yeniden geçirilecektir tarihin künyesine, mutlaka
şaşkın mıyım, dedin?
yoo, hayır merak etme sen beni
iyiyim, iyiyim.
doğu, bukağıdır cümle duyarlığımıza iyi bilirim.

10.
son mahpusluğum olacak bu, demiştin
bıyıklarını tararken çektirdiğin o resim
durmakta başucumda
-beni hayata karşı kollayan ömrümün son kalesi-
ve bu kez de ben sana
pek muhterem sevdiğim
şu fani suretimle
mahsus selam ederim

11.
(çelik kıvılcımlı atlılar geçiverdiler damarlarımdan nal seslerini bir ganimet gibi bırakıp,)
denizin sesiyle uyandım
bir yanım dağ rüzgârlarıyla terli -düşlerim-
bir yanım akdeniz kasırgası -o iklim-
mümkün mü? seni anımsadım elbet
daha doğrusu seninle uyandım
-doğunun o tütsülü soluğu, bir gece yarısı, Akdeniz'de, bir yaz dinlencesinde, uykumu bölerek, beni senin suretinle baş başa bıraktı.-
sabaha kadar uyuyamadım.

12.
sahiller boyu ay, gece yalnızlık
benzi solmuş sorular beynimin burgacında
ve bir şiir, bir dostun şiiri: "senin şakağına dayadığın tabanca

içinde büyüttüğün o gizli düşman
marksizmin yazılmamış bir sahifesi kadar kocaman
bir soru işareti kafamda"
soru işareti kafamda
bu şiirler, bu yaz, bu bitmemiş roman
yani bir eksikliğin söz konusu başarısı
kocaman yüreğimiz, kocaman ellerimiz, kocaman düşlerimizle
kurmaya çalıştığımız ilişkiler anlatısı
sonra adları kırbaçlanmış bilge kişiler
tarihin piçleri, marx, freud, nietzsche
ve şuramda o eski harf kalp ağrısı
ve soruyorum kendime
bir intihar cesaretiyle
nasıl inmişiz kendimize bir gece yarısı
ay battı batacak, deniz uykusuz
harmaniyemin etekleri dalga beyazı
aldırma be sevgilim! her hasrette vardır elbet yarım kalmış bir yaz fırtınası

13.
olmamış, eksik kalmış, ertelenmiş
kaç yaz gecesi terli ırmaklar gibi
artık kavuşamaz kollarım
artık hiçbir yazın yüzüme koyamayacağı o eksilmiş şey
hangi ayın, hangi yıldızın aynasına sırlanmış
ben nerde bulacağım?
ömrümün son kalesi de düştü
kaç kez yaz geçti üzerinden
kaçları mahpus oldu
şimdi ben, günahına emanet edilmiş bir mermi çekirdeğiyim
nefti seyrekliğindedir gözlerim ve yüzümün bir yanı nemli sahtiyan
sen bakma bana, aldırma sevdiğim
boynumdaki hamayılla birlikte
ben on yıldır iyiyim, iyiyim.


#www.medyagunebakis.com,

#toplumsalmuhalefet,

#ökkeşbölükbaşı,


Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP