Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
AKP'NİN *EKREM AĞRILARI* FENA DEPREŞTİ.!
Tam da karşılaştırmalı olarak 10 yılda CHP'nin nereden nereye geldiği anlatacaktım, tak yine ABD Yemen'i bombalamaya başladı. (1)
Yemen'in yarıya yakınını kontrollerinde
tutan; ABD'nin terör
örgütleri listesinde yer alan ve daha çok da yer altında saklanan
İran'ın desteklediği Husiler,
(2) deniz trafiğini tehdit ediyor, ticari ve askeri gemilere ateş ediyorlar;
özetle korsanlık
yaparak Kızıldeniz'den geçmek isteyen gemilere el koyup, dünya
kamuoyunun dikkatini üzerlerinde topluyorlar...
Kızıldeniz'i güvenli bulmayan gemiler ise,
mecburen 15 gün daha fazla yolculuk yaparak Ümit Burnu'nu dolaşmak zorunda
kalıyorlar.
Bu da daha fazla para ve zaman kaybı
demektir...
Kapitalistlerin zaman ve para için
yapamayacağı çılgınlık yoktur...
☆ ☆ ☆
Anlaşılıyor ki, Husiler ABD'ye bu
saldırıları yapma fırsatını verdiler.
Trump'ın, Husiler üzerinden İran'ı da hedef tahtasına oturtacağını
anlamak için “monşer” olmak gerekmiyor.
Suriye'den sonra sırada İran var diyenler
yanılmadılar ama bu kadar da erken olacağını beklenmiyorlardı.
Türkiye'ye askeri müdahaleye şimdilik gerek
yok; “diplomatik”
yollardan istenen sonuçları almak mümkün gözüküyor...
Ekonomik bağımlılık, her türlü bağımlılığı
içinde taşır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin başlattığı “Öcalan gelsin
Meclis'te konuşsun, örgütü lağvettiğini haykırsın” çağrısını
olumlu bulanlar; mektubun SDG (PYD/YPG)'yi
(3) kapsayıp kapsamadığını tartışırken, ABD'den şaşırtıcı bir hamle geldi:
ABD yönetimi, eğitip-donattığı ve
Ortadoğu'daki “kara gücü” olarak kullandığı SDG'nin lideri “general” Mazlum Abdi'yi, zırhlı
bir helikoptere bindirerek alelacele Şam'a gönderdi.
Suriye Lideri Ahmet Eş Şara ile kravat takarak masaya
oturan ABD'nin generalinin, bazı evrakları imzalarken kaydedilen görüntüleri
servis edildi.
Meğer SDG, Suriye'nin toprak bütünlüğünü
sağlamak üzere merkezi devletle kaynaşmaya ve -ABD'nin verdiği- silâhlarını Suriyeli yetkililere teslim
etmeye hazır oldukları açıklayacakmış... (4)
Bu arada belirtelim ki, Ahmet El Şara'nın
Suriye'si bundan böyle “şeriat”la yönetilecek...(5)
Aklıma takılı küçük bir soru kaldı:
Ciddiye alınacak silahlı bir gücü olmayan HTŞ ile ABD'nin modern
silâhlarıyla donatılmış *kara gücü* birleştirildiğinde, ortaya çıkan yeni Suriye
Ordusu, gerçekte kime bağlı olacaktır?
ABD ve İsrail'e göbekten bağlı olan Ahmet
El Şara'ya mı yoksa SDG üzerinden yine ABD'ye mi? Okuyucu bu soruya yanıt
vermekte zorlanabilir, sorunun muhatabını açıklıyorum: Siyasilerimizdir...
Sıradan vatandaşlar için başka küçük ve
basit bir sorumuz daha vardır;
Bu koşullarda Kürtler, Irak'ın kuzeyinde
olduğu gibi Suriye'de de bir *Bölgesel Kürt Yönetimi* mi
kurmuş oluyorlar, yoksa Suriye'nin tamamını mı yönetir duruma geliyorlar?!
Cevabı bir başka soru ile daha anlaşılır
hale şöyle getirebiliriz: Terör örgütleri listesinden henüz çıkartılmayan -ve
bu nedenle de ağır
tehdit altında bulunan- HTŞ, ABD ve İsrail'e rağmen bildiğimiz
anlamda klâsik Siyasal İslâmcı bir devlet olarak tarih sahnesine çıkartılabilir
mi?
Aynı şekilde Türkiye'nin her an üzerine
çullanacağı tehdidi altındaki SDG, ABD'ye rağmen,
bilinen klâsik Kürt siyasetine uygun hareket edebilir mi?
Yoksa bu talepler ileriye doğru belirsiz
bir süre ertelenmişler midir?
Bu rahatsız edici sorulara yanıt vermeden
doğruca şu sonuca gitmeye ne dersiniz?
Trump, şaka yollu dünya kamuoyuna *Kanada'nın
ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini* anlatırken, (6 ) bu son
hamlesi ile , HTŞ ve SDG'yi kullanıp
Suriye'yi ABD'nin 51. eyaleti yapmış olmuyor mu.?
Halep, Hama, Humus ve Şam'a plâka vermek için kollarını sıvayan o arkadaşlar, bu paragraftaki sorulara cevap vermek için güzel kafalarını yormasınlar... Onlar için daha güzel sorularımız var..
Öngörüsüz ve hesapsız-kitapsız dış politikası ile bir öteye bir beriye savrulan Türkiye, ABD ile sınır komşusu olduğu bu yeni ve tehlikelerle dolu durumdan en az zararla nasıl çıkabilir acaba.? Bu konuda bir fikriniz var mı.?
Suriyeli sığınmacıların maliyetine, TSK'nın
Suriye sınırında yapmak zorunda kaldığı askeri operasyonların (7) masraflarını
da eklersek, ekonomimizin neden bu kadar kötü durumda olduğunu bir miktar
anlayabilir belki.
Meseleyi sadece; yandaşlara peşkeş çekilen
varlıklar, aşırı israf, itibar gösterişi ve nas politikalarına bağlı ödenen
yüklü faizlerle açıklamak kolaycılık ve asıl cevabı vermekten kaçmak olur.
Hukuk devletinden uzaklaşma, yönetimde
liyakatsizlik ve bunlara bağlı beceriksizlik en başta gelen sorunlarımız değil
midir.?
Reis'in BOP'a *eş başkan” olma
hevesi ve Şam'daki Emevi
Camii'nde namaz kılma hedefi gibi hayatın pratiği ve gerçekleri
örtüşmeyen akıldışı politikaların sonunda bu noktaya gelmedik mi.?
Artık hayatımız o kadar basitleşti ki, durumumuzu tanesi 2 TL olan (-8-) bir tek zeytin tanesi ile açıklamak mümkün hale geldi... Çok şükür...
Asıl konumuza dönersek: CHP'nin
Kılıçdaroğlu yönetiminde 15 yılda nereden nereye getirildiğini, İmamoğlu'nun
Cumartesi akşamı Trabzon Mitingine (9) katılanların gözlerinden anlamak zor
olmadı.
15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişimi’nden bir yıl önceden söz
ediyorum; Emniyetin, Yargı'nın ve TSK'nın önemli bir bölümünün işgal altında
olduğu günleri hatırladınız mı?
PKK'nın tanık, Genelkurmay Başkanı sanık
sandalyesine oturtulduğu günleri.
*Özel Görevli Mahkemeler*
yurtseverleri; komutanları, aydınları, yazarları masa başında üretilmiş sahte
delillerle mahkûm edip, Silivri'ye gönderiyorlardı.
Adalet yerlerde sürünüyordu...
Siz yok musunuz siz, Cehennemi yaşadığımız
o günlerde siz alkış tutuyordunuz.!
Adaletin mumla arandığı o günlerde, CHP'nin
7. Genel Başkanı ise başka işlerle uğraşıyordu. Yerel CHP'lilerin bütün
direncine rağmen, bir önceki dönem Trabzon milletvekili olan coğrafya öğretmeni
Volkan Canalioğlu'nu, bir dönem daha Trabzon milletvekili yapmak için üstünü
başını parçalıyordu.
Bu yüzden Trabzon'a bir gezi düzenlemişti...
Mitingine katılım utanılacak seviyede idi. O
günkü gözlemlerimi yerel Güne Bakış gazetesinde alaycı bir üslupla dile
getirmiştim. (10)
Hukuksuzluğun zirve yaptığı bir dönemde;
ana muhalefet partisinin genel başkanı “şike”den
ve zargana
balığından söz ediyordu...
Böyle niteliksiz ve yeteneksiz bir adamın peşinden gittiğim için, keşke yer yarılsa da dibine girsem dediğimi çok iyi hatırlıyorum... (11
Dün akşam iftardan sonra, Ortahisar
Belediyesi önünde konuşan İBB Ekrem İmamoğlu, ağırlıkla iktidarın hukuksuzluklarına ve adaletsizliklere işaret etti.
Böyle de olması gerekiyordu. Trabzonluların
kızgınlığı gözlerinden okunuyordu. İmamoğlu, halka gerçek bir tercümanlık yaptı
desem yeridir; eğilmedi, bükülmedi...
İKTİDARA MEYDAN OKUDU...
Korku eşiğini aşan Karadenizlilerin, tam da
duymak istediği sözler bunlardı...
10 yıl önce Meydan'da toplanan Trabzonlular
ile 10 yıl sonraki Trabzonlular arasındaki fark açık ve net olarak teyzemin
gözlerinden okunuyordu...
AKP'nin 22 yıllık iktidarı boyunca CHP'yi sataşmayı
marifet sanan, yerli-yersiz saldırılar yapmayı adamlık sanan, bu Cennet vatanı
kurtaran ve Cumhuriyet'i kuran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere
kurucu kadrolara sataşan, laf atan zavallılar da kenardan olup biteni izlemesi
bir başka tespitimdir...
Onların gözlerini kaçırışlarını iyiye
gidişin, iyi bir işareti olarak kabul ediyorum... Yanlışını gören Karadeniz
delikanlıları, merak etmeyin derhal düzeltirler...
☆ ☆ ☆
Yıllar sonra, Trabzon'da *Kurtulmak yok
bir başına yumruktan; ya hep beraber ya hiçbirimiz* sloganını
duymayı ne kadar da özlemişim...
Bu sloganı yeni bir başlangıcın arifesinde
olduğumuzun işaret fişeği kabul etmek gerekir...
İmamoğlu'ndan olağanüstü hamleler beklemek
ise hiç gerçekçi olmaz.
O kendini ve geleceğini delikanlı gibi
ortaya koydu.
Ardına düşmezsek ve onu yeteri kadar
desteklemezsek, onun da bizim de sonumuz hüsran olur. Bunu söylemeye bile gerek
yoktur.
O halde: *Ya hep beraber, ya hiç kimse, kurtulmak yok
tek başına.!* demeye devam edeceğiz...
Ellerimizi hep birlikte bu büyük taşın
altına koyacak ve bu ceberrut yönetimden kurtulup, yeni bir başlangıcı ancak
öyle yapacağız...
Av. Cemil Can
#www.medyagunebakis.com,
DİPNOTLAR
(1) https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-yemene-saldirdi-24-olu-33-yarali-900915.html
(2) https://tr.wikipedia.org/wiki/Husiler
(3)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye_Demokratik_G%C3%BC%C3%A7leri
( 5 ) “Bütün bu toz duman arasında Colani ya da
kravatlı adıyla Ahmed eş Şara tarafından imzalanan anayasa bildirgesi açıklandı.
Buna göre Suriye
şeriatla yönetilecek, İslam hukuku
yani şeriat yasa koymanın birincil kaynağı olacak, devlet başkanının dini İslam
olacak.“
( 7 ) https://www.msb.gov.tr/PenceSerisiOperasyonu
( 8 ) https://t24.com.tr/haber/zeytin-fiyatlari-5-yilda-14-kat-artti-tanesi-2-lira,1226002
( 9 ) https://www.youtube.com/live/gjVMW1jBgDs?si=3nRop4KnyRtLIM8c
(10) TEMEL
FIKRASI GİBİ
Trabzon'daki sağırlar, bu yıl Ankara'dan gelen körleri
çok iyi ağırladılar.!
Trabzonspor'un eski yöneticisi Recep Denizer,
Dersimliye güzel bir orta yapmış. Recepleşen Denizer, sanki Türkiye'nin ve
Trabzon'un tek derdi spormuş gibi, Dersimli Kemal'e futbolda şike iddialarını
sordu.
Recep'e sorsalar güzel bir Karadeniz fıkrası
üretiyordu.!
Salı günlerinin genel başkanı Dersimli Kemal, böyle içi
boş, çanak sorulara pek bayılır.
Bu yüzden Trabzon balık halinde bu sorunun üzerine
balıklama atladı.
Bir kasa zargan balığını Volkan Canalioğlu'na satma numarası
ile hem yeni milletvekili adayını açıklamış oldu hem de günü kurtardı.!
Şaka yapmıyorum; Trabzon'da Yeni CHP'nin bu atakla
rakiplerinin önüne geçtiğine inananlar bile var.!
Anlaşılan Y-CHP Trabzon da yarışa, yine Canalioğlu
avantajı(!) ile önde başlayacak.! Şubat 2015
(11) CHP'yi 15 yıl işgal altında tutan ve
Türk halkına 15 yıl kaybettiren aklın
sözcüsü Oğuz Kağan
Salıcı, İYİ Parti'den istifa edip
CHP'ye katılan Ankara Milletvekili Adnan Beker için ipe sapa gelmez ifadeler
kullandı. Sebep neymiş efendim? Son seçimlerde Kılıçdaroğlu'na oy vermediğini
açıklamış. “Küçük
olsun benim olsun” anlayışı ile siyaset yapanların, partiyi
büyütme gibi bir dertleri olmadığı için iktidar hedefleri de yoktur. Siyasi
iktidarın “kutuplaştırma
siyaseti ”ne hizmet eden bu tür söylemler, son tahlilde iktidara
hizmet ederler. Tam aksine, “katılacaksa bütün AKP milletvekilleri CHP'ye
katılsın ve bu zulüm düzeni sona ersin”, demek gerekmez mi? Ve nihayet,
hatasından dönmek isteyenlere, bu fırsat tanımayanların iktidara olmak gibi bir
hedefleri olmadığı da son derece açıktır...
#www.medyagunebakis.com,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP