Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
*ÇÖKEN
BİR SİSTEMDİR.!*
Burası artık; Eski Türkiye değil. eski Türkiye bitti, yeni Türkiye’ye alışsanız iyi olur diyor AKP.!.? AKP karşıdevrimini böyle diye diye kolayca sayenizde başardı.!
Sokaktaki,
vatandaşların kelime dağarcıklarında mevcut sözcüklerle her gün dile getirdiği
“sistem sorunu” nu, sanayici ve iş insanları vurucu sözcüklerle dile getirince
kızılca kıyamet koptu.
TÜSİAD - Türkiye
Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (1) genel kurulunda açılış konuşmaları
Yüksek İstişare Başkanı Ömer Aras ile Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan
tarafından yapıldı. Turan konuşmasında:
“Enflasyonla
mücadelenin maliyetine katlanmak zorlaşıyor” dedikten sonra, “para politikasını,
maliye politikasıyla ve reformlarla destekleyelim” vurgusunu yaptı.
Anlaşılıyor ki,
Hükümetin para politikasından hiçbir şikâyetleri yok.!
Turan,
konuşmasının devamında; “hukuki güven” ve “hukukun üstünlüğü” tesis edilmeden
ne iç ne de dış politikada sorunlar çözülemez dedi...
BU
SÖZLER AKP'LİLERİ FENA HALDE KIZDIRDI...
Aras ise,
muhalefet lideri gibi konuştu:
“Seçilmiş
belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor”;
“Gazeteciler, siyasi parti liderleri hapse atılıyor”; “Yeni mezun teğmenler
ordudan ihraç ediliyor” vurgularını yaptıktan sonra, “Bu olaylar güven
sarsıyor, ÇÖKEN BİR SİSTEMDİR” diyerek verilmesi gereken asıl mesajı
verdi...(2)
Şimdi sözlerini
nasıl toparlayıp, düzelteceklerini tartışıyorlar.!
Başta Adalet
Bakanı Yılmaz Tunç olmak üzere; AKP'nin ağır topları ve yandaşlar karşı
saldırıya geçerek sanayici ve iş insanlarına ağızlarına geleni saydırdılar. (3)
Bakan Tunç:
Her zamanki gibi; “Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli idarenin üzerinde değildir. Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır.” şeklindeki basmakalıp cümlelerini tekrar ettikten sonra, TÜSİAD adına yapılan açıklamaları; “yargıyı etkilemeye yönelik girişim” ve “yargı ve siyaseti yönlendirme çabaları” olarak değerlendirdi ve “Türkiye eski Türkiye değildir” dedi. (3)
Adalet
Bakanı'nın: “Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride
kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; hiç kimse veya hiçbir kuruluş,
kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine
yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç
kimsenin şüphesi olmasın” sözleri üzerine, alesta bekleyen İstanbul
Başsavcılığı harekete geçti.
“Adil Yargılamayı
Etkilemeye Teşebbüs” (4)
“Gerçeğe Aykırı
Bilgiyi Alenen Yayma” (5)
Suçlamaları ile
derhal soruşturma başlattı. (6)
Muhalefet
saflarında bulunanların siyasi iktidarı eleştirmeleri üzerine; gözaltına
alınmaları, haklarında davalar açılması ve hatta tutuklanmalarını fazla
garipsemiyorduk da; sanayici ve iş insanları hakkında bu tür uygulamalara
başlanacağını doğrusu hiç beklemiyorduk!
TÜSİAD'ın
açıklamalarının satır aralarını okuyabilenler, sermaye kesiminin paniğe
kapılmasını başka nedenlerle açıklıyorlar:
Türk Medeni Kanunu’nda
sınırlı şekilde (hasta ve kısıtlılar için) uygulanagelen “kayyım” (kayyum)
kurumu, (7)
85 milyonu
yönetmekte zorlanan iktidar tarafından sanayici ve iş insanlarına ve onların
şirketlerine kadar genişletilerek (8) toplumun her kesimi için baskı unsuru
olarak kullanılmaya başlandı...
Bu şekliyle
“Kayyum” uygulamasına, ilk olarak 674 Sayılı KHK - Kanun Hükmünde Kararname ile
1 Eylül 2016'dan itibaren başlandı. (8)
Daha sonra, 7145
Sayılı Yasaya (7539 Sayılı Yasanın 7. maddesi ile) eklenen Geçici 2. Madde (9) ile
Türk Ceza
Kanununun; 282, 314, 315 maddeleri (10) ve
Terörizmin
Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesinde düzenlenen suçların (11)
işlendiği hususunda “kuvvetli şüphe” sebeplerinin varlığı halinde; şirketler ve
mal varlığı değerlerine 5 yıl süreyle TMSF kayyum olarak atanabilecektir hükmü
konuldu. Dananın kuyruğu da bu hükümle koptu.!
BU
KADARLA KALSAYDI ÖPÜP ALINLARINA KOYABİLİRLERDİ:
30 Ocak 2025 günü
Devlet Denetleme Kanunu'nda yapılan değişiklik ile Devlet Denetleme Kuruluna;
tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yanında; meslek kuruluşlarına, derneklere,
vakıflara, kooperatiflere, birliklere; bu kurumların her türlü ortaklık ve
iştiraklerine; her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetleme
yetkisi verildi...
Kurul, bu
yetkisiyle; bundan böyle görev başında kalması sakıncalı görülenleri “görevden
uzaklaştırma” tedbirini yetkili makamlara önerilebilecek; memur ve diğer kamu
görevlilerine bu tedbirleri uygulayabilecektir.(12)
Bu düzenlemeyi
“kayyum” kurumu ile birlikte düşündüğümüzde; TÜSİAD'ın “hukuki güven” ve
“hukukun üstünlüğü” ilkelerinin kâğıt üzerinde kaldığına yönelik yakınmasına
hak vermemek mümkün değildir.
Bir an için
düşünüyor insan; sermaye sınıfı (kapitalistler) emekçilerin haklarını mı
savunmaya başladılar?
ŞİMDİ
ŞU HATIRLATMAYI YAPMA ZAMANIDIR:
Bildiğiniz gibi
2006 yılında piyasaya sürülen 200 TL'lik banknot 131 ABD Dolarına karşılık
geliyordu; bugün 5,5 dolara geriledi, peki aradaki 125,5 dolar fark ne oldu.?
22 yılda toplanan
trilyonlarca lirayı bulan vergiler nerelere harcandılar acaba.?
Cumhuriyet tarihi
boyunca dişimizden tırnağımızdan artırarak AKP iktidarına kadar getirmeyi
başardığımız, özelleştirme ile buharlaşan varlıklarımız nerededirler.?
30 Eylül 2024 tarihi itibari ile 525.8 milyar dolar olarak gerçekleşen dış borçlarımızı hesaba katmıyorum bile. Tüm bu uygulamalardan ceplerini dolduran sermaye sınıfı oldu...
Son derece
açıktır ki, 22 yıl içerisinde siyasi iktidarlar ile birlikte -fazla
bağırtmadan- vatandaşın tüylerini tek
tek yoldular.!
“Kuvvetli şüphe”
vs. dahi bulunmadan, çeşitli “ekonomik-mali oyunlar” la 85 milyonun mal
varlığına zaten el koyulmuştur. Şimdi sıra sermaye sınıfına geldi...
Gerçi kopartılan
gürültü, tüyleri yolunan kazlarınkine pek benzemiyor ama işe yarayacak gibi de
durmuyor.! AKP bu uygulamalarından geri adım atabilir mi.?
Bence atamaz,
atarsa bir daha toparlanamaz.! Bekleyip göreceğiz.
Şimdi 15 Temmuz
Hain Darbe Girişimi'ne “tiyatro” deyip, “Titanik kemancıları rolünü oynayarak”
halkın Devletinin yanında olmasını engelleyen akla da bir soru sorma zamanı
geldi:
Eğer o günlerde
FETÖ'ye kol-kanat geren açıklamalar yapma yerine, Atatürkçü düşünceyi
benimseyen geniş yığınlara FETÖ ile mücadele eden güvenlik kuvvetleri yanında
yer almayı önerseydiniz ve FETÖ'den boşalan kadrolara Cumhuriyet İlkelerine
bağlı yurtseverlerin gelmesi için mücadele etseydiniz, bugünleri yaşar mıydık.?
AKP
karşıdevrimini böyle kolayca sayenizde başardı.!
Yoksa, Adalet Bakanı “Türkiye eski Türkiye değildir” diyebilir miydi.?
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR
(1) Türk iş dünyasının önde gelen isimleri
(Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı gibi) tarafından 1971 yılında
kurulan TÜSİAD, Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası
yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü bir iş dünyası kuruluşudur. https://www.tusiad.org/tr/
(2) https://www.tusiad.org/tr/basin-bultenleri/item/11755-tusi-ad-yonetim-kurulu-baskani-orhan-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında
soruşturma başlatılan TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras kimdir?
Turan-tusi-ad-genel-kurul-toplantisinda-bir-acilis-konusmasi-yapti
(4)
Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs
Madde 288- Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta
olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir işlem tesis
etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı,
bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü
veya yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az olmamak üzere adli para cezası
ile cezalandırılır.
https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2014-111-1360
Kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapılan yorumlar suç
kapsamında değerlendirilmez.
https://hukuk.deu.edu.tr/dosyalar/dergiler/dergimiz-15-ozel/3-kamu/12-dilarayuzer.pdf
(5)
“Gerçeğe Aykırı Bilgiyi Alenan Yayma”
Kanunlara uymamaya tahrik Madde 217- (1) Halkı
kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya
elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma Madde 217/A-
(Ek:13/10/2022-7418/29 md.) (1)
Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak
saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili
gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen
yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (2)
Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı
oranında artırılır. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf
Suçun konusunu oluşturan “gerçeğe aykırı bilgi”
kavramının göreceli olduğunu ve kişiden kişiye değişebileceğini ifade etmemiz
gerekir... Maddi gerçeğin araştırılması ilkesinden hareketle adli makamların
sadece kamu idaresince yapılan açıklamalara itibar edip yayılan bilgi hakkında
bir kanaate sahip olması ve bu beyanla hüküm kurması hukuka aykırı olacaktır...
Bilginin gerçeğe aykırılığı ile ilgili değerlendirmeyi kamu idaresine ve özelde
siyasi iktidara bırakmak ifade hürriyetinin sınırlandırılması sonucu nu
doğuracaktır... Herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın bilginin
yanlış olduğu ortaya konulabiliyorsa bilginin kamu barışını bozucu niteliğinin
olduğu söylenemez. Kamu barışını bozmaya elverişlilik ifadesinin net bir tanım
taşımaması, soyut bir tehlikeye mi, rahatsız etme olasılığına mı, kamu barışına
yönelik fiili ve yoğun bir zarar doğurması gereken somut bir riske mi işaret
ettiğinin belirsiz olması eleştirilen bir husustur. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2822343
(7)
Türk Medeni Kanunu
KAYYIMLIK
VE YASAL DANIŞMANLIK
A. Kayyımlığı gerektiren hâller
I. Temsil Madde 426- Vesayet makamı, aşağıda yazılı
olan veya kanunda gösterilen diğer hâllerde ilgilisinin isteği üzerine veya
re'sen temsil kayyımı atar:
1. Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması
veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci
atayabilecek durumda değilse,
2. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya
kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
3. Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir
engel varsa.
II. Yönetim 1. Kanun gereği
Madde 427- Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan
mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim
kayyımı atar: 1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de
bilinemezse, 2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla
beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci
atamak gücünden yoksunsa, 3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli
değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa, 4. Bir tüzel kişi gerekli
organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, 5. Bir hayır
işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve
sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.
2. İstek üzerine
Madde 428- İsteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri
varsa, ergin bir kişiye kendi üzerine bir kayyım atanabilir.
(8) OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER
YAPILMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (KHK/674)
MADDE 13- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasına “el koymaya”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ve onuncu fıkra uyarınca kayyım atanmasına”
ibaresi ile maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(10) Bu madde uyarınca el konulan taşınmaz, hak ve
alacakların idaresi gerektiğinde bu malvarlığı değerlerinin yönetimi amacıyla
kayyım atanabilir. Bu durumda 133 üncü madde hükümleri kıyasen uygulanır”
şeklinde değiştirilmiştir.
Kayyımlık
yetkisinin devri ve tasfiye
MADDE 19- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca
kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hâkim
veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle
birlikte kayyımların görevleri sona erer.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve
olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya
irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca
şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca
varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu atanır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe
konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel
Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve
ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer
sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir
olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi
durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu
Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına
veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/09/20160901M2-2.htm
(9) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/02/20250204.pdf
(10) Türk Ceza Kanunu
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama Madde
282- (1) (Değişik: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Alt sınırı altı ay veya daha fazla
hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt
dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla
elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi
tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. (2)
(Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun
işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı
değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya
kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3)
Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir
meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde,
verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. (4)
Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (5)
Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (6)
Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu
malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili
makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu
maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
Silahlı örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci
bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya
yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)
Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis
cezası verilir. (3) (Ek:2/3/2024-7499/11 md.)107 Örgüte üye olmamakla birlikte
örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar
indirilebilir.108 (4)
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer
hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
Silâh sağlama Madde 315- (1) Yukarıdaki maddede
tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların
amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak
suretiyle silah temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf
(11) Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında
Kanun, Madde 4-
(1) 3 üncü madde kapsamında suç olarak düzenlenen
fiillerin gerçekleştirilmesinde tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya
kullanılacağını bilerek ve isteyerek belli bir fiille ilişkilendirilmeden dahi
bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlayan veya toplayan kişi, fiili
daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yıldan on
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek:27/12/2020-7262/36 Md.) Birinci fıkrada sayılan
fiillerin, örgütü kuran veya yöneten ya da örgüt üyesi tarafından
gerçekleştirilmesi hâlinde bu kişiler hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya
örgüte üye olmak suçları uyarınca verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
(3) Birinci fıkra hükmüne göre ceza verilebilmesi için
fonun bir suçun işlenmesinde kullanılmış olması şartı aranmaz.
(4) Bu madde kapsamına giren suçların kamu görevinin
sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
(5) Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi hâlinde, bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(6) Suçun, yabancı bir devlet veya uluslararası bir
kuruluş aleyhine işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma yapılması Adalet
Bakanının talebine bağlıdır.
(7) 3713 sayılı Kanunun soruşturmaya, kovuşturmaya ve
infaza ilişkin hükümleri, bu suç bakımından da uygulanır.
(8) (Ek: 14/4/2016-6704/29 md.) Bu suç bakımından 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;
a) 133 üncü maddesinde yer alan şirket yönetimi için
kayyım tayini,
b) 135 inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti,
dinlenmesi ve kayda alınması,
c) 139 uncu maddesinde yer alan gizli soruşturmacı
görevlendirilmesi,
ç) 140 ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla
izleme, tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir. (Ek
cümle:27/11/2020-7262/36 md.) Ayrıca, 13/11/1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunda
yer alan hükümlere göre kontrollü teslimat tedbirine karar verilebilir.
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6415&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
(12) https://www.bbc.com/turkce/articles/czxk4pk76yko
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP