Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
Muhtemelen
Kartaltepe’de yarıyıl tatilinde dolu bir otelde, karne hediyesini bu tatil ile
alan çocukların da aralarında olduğu 79 insanın hakkını aramak için kimse bu
kadar zahmete girmeyecek.
Şimdiden
sorumlu kim tartışmasında herkes kendi cephesinde safını tuttu bile. İktidarı
destekleyenler CHP’li belediyeyi, muhalifler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı
suçluyor. Sonra da gidip Mimarı tutukluyorlar.! İlginç….
İkisinden
de sorumlu olduğu gibi buz gibi bir gerçek pek itibar görmüyor.
GERÇEK HAYATLAR
En az
konuşulan ve asıl konuşulması gereken ise otelin sahibinin pek de denetlenmesi
kolay olmayan biri olması.
İlk
haberlerde *Kartaltepe’de bir otelde
çıkan yangında* diye adı saklanan *Grand
Kartal*, öylesine bir otel değil.
1978’de
Grand Kartal’ın babası Kartal Otel kurulana kadar Kartalkaya adı bile olmayan
bir dağ başıydı.
Buraya
önce yol, sonra da oteli yapan *Mazhar
Murtezaoğlu* olmasaydı Kartalkaya diye bir yer olmazdı.
Murtezaoğlu Rizeli bir orman mühendisi.
40’lı
ve 50’li yıllarda orman mühendisi olarak Türkiye’nin her yerindeki ormanlarda
görev yapmış.
Artvin
Borçka’daki ormanlarda çalışırken meşhur *Anzer
Balı*nı keşfedip, dünyaya tanıtmaya karar vermiş.
Devlet
bu çabaları yüzünden onu arıcılık alanında ihtisas yapmak üzere 1960’da ABD’ye
göndermeye karar vermiş.
Uçağa
bindiği gün 27 Mayıs darbesi olmuş, uçaklar iptal edilmiş.
Rize’ye
dönmüş. Bu kez bir ormancı tanıdığı onu Demokrat diye ihbar edince bir süre
gözaltında kalmış. Aklandıktan sonra memuriyetten ayrılmış.
İnşaatçı
olan amcası onu yeni ihale aldığı Bolu’ya çağırmış.
Bolu
yolundaki ilk dinlenme tesisi olan şimdi *Varan
Tesisleri* olarak bilinen *Bolu Dağı
Kantini*’ni işletmeye başlamış. Bir anda bu yol üstü durağı ünlenmiş. Temiz
tuvaletleriyle nam salmış. Böylece turizmle tanışmış.
Sonra
bir arsa alıp, yine Bolu Dağı yolu üstünde *Koru
Motel* adıyla bir otel kurmuş: Hala ayakta olan ünlü Koru Motel bir anda
ünlülerin uğrak yerine, kaçamak oteline dönmüş. 70’lerin başlarında bu kez kış
turizmine merak salmış.
Bu
sırada 12 Mart muhtırası verilmiş. O dönem kurulan Bolu Komando Taburu’nun
başındaki komutan dağcılığa ve kayağa meraklıymış. Devrin askerlerin her
istediğini yaptığı devir olmasını fırsata çevirip, yolu bile olmayan dağ başında
ilk etütleri yaptırmış.
1975
yılında Valilik dağ başındaki 350 dönüm arsayı ona tahsis etmiş. Yolunu kendi
yapmış, elektrik direklerini kendi taşıyıp dikmiş, Koru Otel’i satıp ve ilk
Kartal Oteli’ni 1978’de açmış.
Koru
Otel nedeniyle herkesi tanıyan Murtezaoğlu, Demirel ve Ecevit ile görüşebilen,
Özal ile tanışan Bolu’nun ve bölgenin en ünlü turizmcisiydi artık.
Kartal Otel, Kartalkaya’yı bir kayak
merkezi yaptı.
Sonra yanına yeni oteller ekledi. Dün yanan
Grand Kartal son büyük oteliydi.
Bu
bilgilerin hepsi hayatının anlatıldığı kitaptan.
Kitap
2017 yılında iki kurum tarafından basılmış:
Kültür
ve Turizm Bakanlığı ve Bolu Belediyesi.
2019
yılında ölen Mazhar Murtezaoğlu’nun adına Bolu’da bir cadde bile var.
Şimdi
yanan ve 79 insana mezar olan oteli ise artık oğlu ve kızı işletiyor.
Onların
da devletle, belediyelerle ve tüm kamu kurumlarıyla çok güçlü ilişkileri
olduğunu sadece adlarını Google’layınca bile görmek mümkün.
Bolu’nun
en ünlü üç turizm markasını *Varan
Tesisleri, Koru Otel ve Kartalkaya* yaratmış bir ailenin hakkıyla denetlenmesi
pek kolay olmasa gerek.
Türkiye’nin
sosyete kayak merkezi olan Kartalkaya’nın ilk ve en pahalı otellerinden birinin
yangın yönetmenliğine uyup uymadığını denetlemek kimsenin aklına gelmemiş,
kimse bugüne kadar buna cüret etmemiş bile olabilir.
O
yüzden bu büyük felaket, bu ülkedeki ahbap çavuş ilişkilerinin, onun sonucu
olan denetimsizliğin masaya yatırıldığı bir hesaplaşmaya dönmeyecek.
Öyle
bir düzen ki medya bile ölü sayısı henüz 10’lardayken otelin adını “bir otelde”
diyerek sakladı.
Böyle
bir *abi-abla*, *ahbap-çavuş* düzeninin son kurbanları de ülkenin en lüks ve
pahalı kayak otellerinden birinde çocuklarıyla yarıyıl tatilini geçiren aileler
oldu.
Hesabı
sorulur gibi yapılacak, sorumluluk birkaç kişiye yıkılacak, topyekûn bir
muhasebe yapılmayacak, bir sonraki ihmal felaketine kadar zaten çoktan
unutulacak.
Çünkü
biz Sırplar gibi birbirini kollayan ve birbirini seven bir toplum değiliz.
Failleri
ve sorumluları bile siyasi meşrebine göre ayırıp koruyacak kadar kutuplaşmış
bir toplumuz. Yıldıray Oğur,
22.1.2025
CENAZE FIRSATÇILARI DEVREDE
Kartalkaya’daki Yangın Faciasında Ölenlerden
Cenaze Nakli İçin 100 Bin TL İstemişler.!
Türkiye'nin yüreğini yakan, Bolu Kartalkaya’da 78
- 80 kişinin yanarak kül olduğu yangın faciasının
ardından fırsatçılar ortaya çıktı.
Vatandaşların şikâyetiyle ortaya çıkan ve Basında
yer alan habere göre; Bolu’ya dışarıdan gelen bazı özel cenaze nakil
araçlarının, hayatını kaybedenlerin ailelerinden 100 bin TL'ye kadar rakamlar istediği
öğrenildi.
Bolu Belediyesi yetkilileri ise; 6 cenaze nakil
aracına sahip olduklarını, hayatını kaybedenlerin çok fazla olması nedeniyle
çevre illerin belediyelerinden istedikleri 14 araçla Adli Tıp'taki cenazelerin
nakillerinin gerçekleştirdiklerini hizmet verdiklerini ve nakil işlemleri için
ücret almadıklarını belirttiler.
Ayrıca dışarıdan gelen özel nakil araçlarıyla ilgili
ise bilgi sahibi olmadıklarını belirttiler.
#www.medyagunebakis.com,
TOPLUMSAL
MUHALEFET.!
Lütfen
sonuna kadar okuyunuz. Bir otelde meydana gelen yangın…
Sırbistan’ın
kuzeyindeki Novi Sad kentinde 1 Kasım 2024 günü tren istasyonun girişindeki
beton sundurma insanların üzerine çöktü ve 15 kişi hayatını kaybetti. İstasyon
daha yakın zamanlarda yenilenmişti.
Yenileme
sırasında monte edilen cam paneller için eklenen çelik yapının çökmeye neden
olduğu ortaya çıktı. Önce sosyal medyada başlayan eleştiriler kısa sürede hükümet
karşıtı eylemlere dönüştü.
Cumhurbaşkanı
Vucic’in yolsuzluklar konusundaki sicil zaten kötüydü, inşaat ihaleleri hep
aynı şirketlere veriliyordu.
İlk
büyük protesto, tren istasyonunda hayatını kaybedenler için düzenlenen bir
sessiz anma töreniydi.
Sonra
her gün saat 11:52’de 15 dakika boyunca ana yollar trafiğe kapatılmaya ve
sessizce kurbanlar anılmaya başlandı.
Başkent
Belgrad’da on binlerce protestocu, devlet televizyonu RTS binası önünde
toplanarak, yanlı yayınları protesto etti.
Eylemler
kısa sürede kitleselleşti.
Üniversite
öğrencilerinin başını çektiği protestocular, ellerinde kırmızı eldivenler
giyerek ve “Hepimiz sundurmanın altındayız” yazılı pankartlar taşıyarak
başkentte yüzbinleri toplamaya başladılar.
Protestolar
üzerine İnşaat, Ulaşım ve Altyapı Bakanı Goran Vesic ile İç ve Dış Ticaret
Bakanı Tomislav Momirovic istifa etti. Ayrıca aralarında Vesic’in de bulunduğu
11 kişi gözaltına alındı. Vesic daha sonra delil yetersizliğinden serbest
kaldı.
Cumhurbaşkanı
Aleksandar Vucic, protestocuların taleplerini karşılayacağını ve tüm belgelerin
kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı.
Toplamda 800’den fazla belgenin açıklanması istendi ama şu ana kadar sadece 195 belge yayımlandı. Belgeler ihalenin finansal detaylarıyla ilgili olmayanlardı. Bu yüzden protestolar sürüyor.
Protestolar
öğrenci boykotları, öğretmen grevleriyle yayılıyor.
En
son bir gösteri sırasında kalabalığı arasında giren bir aracın çarptığı 19
yaşındaki bir hukuk öğrencisinin ağır yaralanması büyük yankı uyandırdı. Avustralya
Açık’taki maçından sonra ünlü Sırp tenisçi Joykoviç, kamera lensine ölen kızın
adını “Sonia İçin” yazdı.
Bir toplum bir ihmal uğruna hayatlarını kaybeden, yerinde olabilecekleri diğer vatandaşların hakları için günlerdir ses çıkarıyor ve onların hakkını arıyor. O kadar haklı bir talep ki hükümet bunu dış güçlere, Soros’a, renkli devrimlere henüz bağlayamadı. Şiddet yok, radikal sloganlar yok. Basit anlaşılır bir talep ve sessizliğin gücü var. *Toplumsal Muhalefet* örneği…
#www.medyagunebakis.com,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP