Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
EKREM İMAMOĞLU’NDAN ÇARPICI MESAJLAR
Ekrem İmamoğlu, Esenyurt, Mehterçeşme, Haramidere Yaşam Vadisi’nde yapılanları yerinde inceledi ve basına gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.
İBB’nin 16’ncı Kent Lokantası’nın kayyum tarafından
yönetilen Esenyurt Belediyesi’ne cephe bir noktada hizmete açan TBB ve İBB
Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilçenin farklı noktalarında yaptığı açıklamalarda
birbirinden çarpıcı mesajlar verdi. İşte o mesajlardan bazıları:
“65 yaşında, bu ülkede
üniversitelerde, kurum ve kuruluşlarda hizmet etmiş bir profesörü, bir bilim
insanını bir anda ‘terörist’ yaptılar. İçişleri Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın
teşekkür mektupları yazdığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde fikrine
başvurulan bir akademisyeni, bir gecede terörist ettiler. Niçin? Çünkü
Esenyurt'u onların eline teslim etmediği için, burada seçim kazandığı için.”
“Devletimizin ‘terörist’ diye görevden aldığı Sayın
TBB encümen üyesi, değerli belediye Başkanımız Ahmet Türk, devlet
protokolümüzün ikinci sırasında yer alan TBMM Başkanı'yla görüştü. Ardında da
devletimizi yöneten ittifakın ortağı partinin Genel Başkanı’yla bir araya
geldi. Yani devlet, ‘terörist’ diye görevden aldığı bir belediye başkanını,
devlet protokolü kapsamında kabul etti. Demek ki Ahmet Türk muteberdir. Bize
göre de öyle zaten. Peki, muteber biriyse, neden ‘terörist’ diyerek kayyum
atadınız. Terör bağı varsa, neden devlet protokolü olarak karşılıyorsunuz?
Devletimizi düşürdükleri durum, tam da Ahmet Özer Hocamızın yaşadığı garabetle
aynı garabettir.”
*KAYYUM ESARETİ* SİZİ SİLİM SİLİM SİLKELEYECEK
“Bu millet,
sizi silim silim silkeleyecek. Öyle bakmayın, yani ‘efendim öyle olaylar var,
böyle olaylar var, şöyle böyle..’ Hayır, kardeşim millet sizi öyle bir
silkeleyecek ki, millet sizi bir daha gelmemek üzere, bu aklı, bu bir avuç
insanın iktidarını, bir daha gelmemek üzere Türkiye'nin gündeminden düşürecek.
Nokta. Ne oldu 31 Mart'ta.? 39 ilçenin 26’sını, bizim siyaset anlayışımıza
emanet etti halk. Böyle devam ederlerse, 39’da sıfır çekecekler. Bak; 39’da
sıfır. Onun için bunları hala anlayamadım ben. Ben hep dedim ki bunlara,
anlattım yıllardır, ‘Bizi engelleyerek seçim
kazanamazsınız. Hizmet ederek seçim kazanırsınız.’ Hizmeti engelleyerek seçim
kazanılamaz. Anlatamadık.”
“Biraz önce buraya pazardan geldim ve pazarda
vatandaşımızı dinledim. Herkes alışveriş yapamamaktan ve etiketlerin
yüksekliğinden bahsediyor ne yazık ki. Ve gerçekten insanlarımızın canı çok
sıkkın. Ekonomi, insanlarımızı perişan eder durumda. Yani insanların cebindeki
200 lira, en büyük paramız pula dönmüş durumda. Yani şöyle düşünün: 200 liranın
çıktığı günden bugüne baktığınızda, artık kaçta birine düştü değeri, insan
düşünmek bile istemiyor. Utanç duyuyoruz yani. Bizi bu kadar fakirleştiren
anlayış, akılsız anlayıştır, akıl dışı ekonomi yönetimidir.”
KENT LOKANTALARIMIZA VE KREŞLERE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR
“Ekonomi sorununu çözemeyen, milletini mağdur eden
insanların en çok kızdığı iki şeyi söyleyeyim mi size? Bir tanesi kent
lokantası, diğeri de kreşler. Bunlara tahammül edemiyor. Niye biliyor musunuz?
Çünkü biz, milletimizin, onların, ‘ayaklar altına serilsin’ istediği onurunu
muhafaza eden, onurlu yurttaş duygusunu muhafaza eden yerler açıyoruz burada.
Buna tahammül edemiyorlar. Bir başka şey daha yapıyoruz. Kreşlerde, 2 bin 500
liraya, evladını bize emanet eden anneler, gidiyorlar, çalışıyorlar, evlerine
bereket getiriyorlar, mutluluk getiriyorlar, huzur getiriyorlar. Ona da
tahammül edemiyorlar.”
“Bu millet sizi öyle bir
silkeleyecek ki, bu memleketin hafızasından silecek, hafızasından. Onun yeri sandık. İstediğiniz kadar kaçın.
İstediğiniz kadar gündemi değiştirin. İşte Ahmet Özer'i tutuklamak, hapse
atmak, buraya da haksız, hukuksuz bir kayyum atamak, gündem değiştirmektir. Bu
akılsız akıl, bu akıldan yoksun akıl, bunu yaparak, -milletin namusudur oyu-
milletin namusuna göz dikiyor göz. Ama bu millet bunu görecek, görüyor. Bu
millet, cevabını günü geldiğinde verecek. Benim yoksul vatandaşım, işsiz
vatandaşım, emekçi vatandaşım, emekli vatandaşım, sandık geldiğinde diyecek ki;
‘Ha gün geldi. Yetki bende. Nasıl ki sana İstanbul'da üç defa, 5 yılda güle
güle dedi, bir dahaki genel seçimde de Türkiye'den güle güle diyecek.”
İMAMOĞLU ESENYURT, AKEVLER
SEMT PAZARINDA,
VATANDAŞLAR VE ESNAFLA
BULUŞTU
“Allah'ın izniyle hem kayyum gidecek, Ahmet Özer
Esenyurt'un başına gelecek tekrar hem de bu milletin başından ekonomi bilmez,
ekonomi cahili insanlar gidecek. Milletimizin geleceği, milletimizin parası,
pulu akla ve bilime bırakılacak. O tarih yakındır, mesajı budur. Ahmet Özer
özgürlüğüne kavuşacak. Bu milletin birlik beraberliği daim olacak. Türkiye'de,
ekonomik krizi sona erdirecek olan iktidar başa gelecek. Bu yeni yılda dileğimiz
ne varsa, önümüzdeki kısa yıllarda, bunları hep birlikte başaracağız. Her şey
çok güzel olacak.”
TBB- Türkiye
Belediyeler Birliği ve İBB- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu, Cuma
günü mesaisinin öğleden sonraki bölümünün tamamını, Esenyurt ilçesine ayırdı.
Cuma namazını Mevlana Mahallesi’ndeki Albayrak Camii’nde kılan İmamoğlu,
Akevler Mahallesi’ndeki kapalı semt pazarında, vatandaşlar ve esnafla buluştu.
Vatandaşlar ve esnafla ağırlıklı olarak ekonomik kriz konulu sohbetler gerçekleştiren
İmamoğlu, Mehterçeşme Mahallesi sınırları içindeki Haramidere Yaşam Vadisi’nde
gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Açıklama sırasında
İmamoğlu’na Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, İSKİ Genel Müdürü Doç.
Dr. Şafak Başa, Esenyurt’un, hukuksuz bir şekilde tutuklu yargılanan seçilmiş
Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in kızı avukat Seraf Özer ile Esenyurtlu
çocuklar eşlik etti.
GENİŞ KAPSAMLI BİR GEZİ YAPIYORUZ ESENYURT'TA
“Basın
mensuplarımızı Esenyurt'ta, değerli yaşam vadisi çalışmamızın odağında
ağırlamaktan elbette mutluyum” diyen İmamoğlu’nun açıklamalarının tam metni
şöyle oldu:
“Geniş kapsamlı bir
gezi yapıyoruz Esenyurt'ta. Özellikle göreve geldiğimiz 2019’dan bu yana
Esenyurt'a, çok değerli ve kapsamlı çalışmaları yürüttük ve sürdürdük. Birçok
yatırımımızı tamamladık. Devam eden de çok sayıda yatırımımız var. Bugün
şantiyeleri ziyaret edip, tek tek son durumlarıyla ilgili bilgi alıyorum. Tabii
Esenyurt'a yoğun olan ilgimizin nedeni, elbette Türkiye'nin en büyük nüfusa
sahip ilçesi olan Esenyurtlulara olan saygı ve sevgimizdendir.
Buranın
yıllardır komşusuyum, hemşerisiyim. İçinde yaşamış ve buranın gelişimini anbean
bilen bir insanım. Bu
ilçenin insanlarının çok değerli ve iyi hizmetleri hak ettiğini biliyorum. Özellikle
kentin gelişmiş ilçelerinde var olan birtakım cazibe merkezlerini ve güvenli
ortamları, bu şehirde yaşayan yurttaşlarımızın da hak ettiğini bilen bir
anlayışla, çalışmalarımızı en üst seviyede devam ettiriyoruz. Yoğun nüfusa
sahip, aynı zamanda çok yoğun bir genç nüfusa sahip, hatta çok yoğun bir çocuk
nüfusuna sahip. Dolayısıyla her hizmetimizin, burada yaşayan her insanımızı
kapsayan bir yerden ve onların hem günlük ihtiyaçlarını hem de bugünün ne yazık
ki özellikle ekonomik krizinin yarattığı yoksullukla mücadelede yanında olma
konusunda ciddi bir çalışma içerisindeyiz.”
ADINA ‘KENT SUÇU’ DENEN BÜTÜN KAVRAMLARIN TAMAMI, ESENYURT’TA ACIMASIZ BİR ŞEKİLDE YAŞANMIŞTIR
“Bizden önce
Esenyurt nasıl bir şehirdi? 2019’dan önce, açıkçası hem mesleki olarak hem de
buranın bir komşu ilçesi olan Beylikdüzü'nde yaşayan bir insan olarak ifade
edeceğim tarifi, lütfen dikkatle anlamaya ve dinlemeye gayret etsin bütün
yurttaşlarımız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, hatta iddia ediyorum, dünya
ekseninde belki de böylesi bir imar katliamı başka bir şehirde yapılmamıştır.
Yani bir imar ve çevre katliamı yapılmıştır. Ve açıkçası adına ‘kent suçu’
denen bütün kavramların tamamı, Esenyurt’ta acımasız bir şekilde yaşanmıştır.
Vahşi, acımasız, orantısız ve ne yazık ki açıkçası ahlaksız bir akıl, yıllar
boyunca ilçemizin bir tahribata uğramasına vesile olmuştur. Ve o geçtiğimiz
2019 öncesindeki 15 yıl yapılan bütün haksızlık, bütün hukuksuzluk, bu çevre
katliamıyla ilgili süreçlerde, merkezi idare tamamıyla seyirci kalmıştır.
Yapılan bu hukuksuzluklara da göz yummuştur. Bakın; 6 yıldır bu tahribatı
onarmak için büyük bir uğraş içerisindeyiz. Esenyurtluları hak ettikleri kent
yaşamına kavuşturmak için, çok büyük gayret içerisindeyiz. Hatta bu gayretin
içerisinde, yapılan yanlış işlerin düzeltilmesi için harcanan paralara
baktığınızda, devasa bütçeler… Esenyurt'ta sadece İSKİ'nin yaptığı altyapı
yatırımları, 10 milyar lirayı aştı.”
BEN ÇİZMELERİ YAĞMURDAN SONRA ŞOV YAPMAK İÇİN GİYMEM
“Şu an bulunduğumuz
yer, Haramidere, işte tam da bu yatırımın büyük bölümünün, çok büyük bölümünün
yapıldığı yer. Çalışmalarımızın sonuna da geldik. Bu ayın sonunda tamamlayıp,
açılışımızı burada yapacağız. Peki, niçin 10 milyara yakın yatırım burada
yapıldı? Bizden önceki aklı tariflemek için, tam da öyle bir merkezin göbeğinde
duruyoruz. Bir derenin yatağını -dünyada görülmemiştir- bir derenin yatağını, o
akış alanını değiştirip, ‘şu dereyi şöyle akıtalım ve buraya bir mahalle
kuralım’ dediler. Hemen üst bölümde, o kurulan mahallenin olduğu yerde, her
yağmurda sel basar, ne yazık ki insanlar ölür ve açıkçası sanki bir kadermiş
gibi de bundan bahsederlerdi. Burada dereyi ıslah ettik. Kamulaştırmaları
yaptık. Ve her yıl su basan bu alanı boşalttık. Hatta orada, Esenyurt'a çok
yakışan büyük bir parkı da milletimizin hizmetine sunduk. İşte sorunu yaratan
aklın temsilcileri ise, bizim burada yürüttüğümüz bu çalışmanın tam da
göbeğinde, yağan bir yağmurdan sonra çizmelerini giyip, buraya gelip şov
yapmışlardı. O zaman demiştim; ‘Ben çizmeleri yağmurdan sonra şov yapmak için
giymem. Yağmurdan önce, yağmur yağınca, sel o insanları rahatsız etmesin diye,
projeleri başlatmak için çizme giyerim’ demiştim. İşte bu millet, bunu gördü, o
arkadaşı evine gönderdi. Ama bizim söylediğimiz anlayışı da bu ilçede iktidar
yaptı. Ve hem İstanbul'da hem de Esenyurt'ta rekor oyla halkımız bize desteğini
verdi.”
AHMET
ÖZER'İN HAKSIZ YERE NEDEN CEZAEVİNE ATILDIĞINI,
ONUN
HAKKINDA BU KARARI VERENLER DAHİ BİLMİYOR.!
“Buradan Adile
Naşit Caddesi'ndeki otopark inşaatını incelemeye geçeceğim. Muhsin Yazıcıoğlu
Spor Parkı'nı baştan aşağıya yeniliyoruz. Yine bir Kent Lokantamızı tamamladık
ve Esenyurt'ta o kent lokantasını da açacağız. Israrlar, ‘Kent Lokantasını bir
tane yetmez, 2 tane olmalı’ diyen Prof. Dr. Ahmet Özer'i, Esenyurt'un seçilmiş
belediye başkanını burada, özellikle hepinizin huzurunda saygıyla selamlıyorum.
Kendisine büyük geçmiş olsun demek istiyorum. Çünkü, evelallah bu ülkede,
haksızlık ve hukuksuzluk yapan hiç kimsenin yanına haksızlık ve hukuksuzluk
kalmadı, kalmayacak. Ve inanıyorum ki hem çok istediği Kent Lokantası’nda, biz
beraber gidip, oradaki emekli dostlarımızla, öğrencilerimizle birlikte bir öğle
yemeği yiyeceğiz. Şimdi onun çok istediği, Muhsin Yazıcıoğlu Spor Parkı'nın
yenilendiği ortamda gençlerle spor yapacağız. Ama ne yazık ki bugün,
Esenyurt'un her iki insanının bir oyunu almış olan Ahmet Özer Hocamız,
dostumuz, Belediye Başkanımız cezaevinde. Sayın Özer'in haksız yere görevden
alınıp, neden cezaevine atıldığını, inanın onun hakkında bu kararı verenler
dahi bilmiyor. Yani sadece bir talimatın yerine getirildiği bir süreci,
acımasızca yaşıyoruz.”
AHMET ÖZER ESENYURT’A BELEDİYE BAŞKANI OLMASA BAŞINA BUNLAR
GELMEZDİ
“65 yaşında, bu
ülkede üniversitelerde, kurum ve kuruluşlarda hizmet etmiş bir profesörü, bir bilim
insanını bir anda ‘terörist’ yaptılar. İçişleri Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı'nın teşekkür mektupları yazdığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde
fikrine başvurulan bir akademisyeni, bir gecede terörist ettiler. Niçin? Çünkü
Esenyurt'u onların eline teslim etmediği için, burada seçim kazandığı için.
Burada seçim kazanan bir Prof. Dr. Ahmet Özer olmasaydı, bir üniversitede şu
anda akademisyen olsaydı, inanın başına hiçbir şey gelmeyecek ve orada
akademisyenliğine devam edecekti. İşte bu kadar onların kendi mülkü gibi
zannettikleri koltuklarını elinden aldığınızda, yapacakları ilk şey hukuksuz
müdahale, yargıya müdahale, yargı tacizi… Bunun adı bazen seçimi iptal etmek,
bazen kayyumu atamak… Yani hatırlayın; 2019’da, milletimizin oyuyla, anamızın ak
sütü gibi helal, aynen Ahmet Özer'in de anasının ak sütü gibi helal olan bir
seçimi kazandıktan sonra, bizim tarihte görülmemiş, 20 milyonluk şehrin
seçimini iptal edip, ondan sonra da ‘çaldılar’ dediler. ‘Çaldılar’ dedikleri
seçimde, ‘yargılanacak’ dediler sandık başındaki insanlar! Ne bir kişi
yargılandı, ne bir kişi ceza aldı. Prof. Dr. Ahmet Özer'in bugün düşürüldüğü
durum, bu kadar acıdır. O bakımdan açık söyleyeyim: İşte bu kadar teşekkür
mektubu yazanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ondan bilgi alanlar, fikir
alanlar, bugün, ‘onu terörist ilan et’ diyorlar. Açıkçası, devletimizin
yöneticileri, hükümetin temsilcilerinin kafası çok karışık. Yalpalıyorlar. Açık
söyleyeyim; akılları gitti. Ben, onlara yıllardır, ‘Allah size akıl versin’
diye dua ediyorum. Benim duam kabul olur, ama bunlara benim duam da yaramıyor.
Açık ve net.”
AHMET TÜRK’Ü ÖRNEK GÖSTERDİ
“Tuhaflığın
zirvesini de hep beraber dün yaşadık. Ahmet Özer gibi, değerli Başkanımız gibi,
DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı, aynı zamanda benim de TBB’deki
encümen üyemiz olan Sayın Ahmet Türk de biliyorsunuz görevden alındı. Yerine
kayyum atandı. Tarih 4 Kasım'dı. Daha dün. Yani yıllar öncesinden
bahsetmiyoruz. O gün İçişleri Bakanlığı, resmi yazılı bir açıklama yaptı.
Bakın; İçişleri Bakanlığı… Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, hepimizin
güvenliğinden, hakkından, hukukundan sorumlu, bizi koruyan İçişleri Bakanlığı
açıklama yaptı. Sitesinde hala duruyor. Açıklamada, büyük harflerle, yani
milletin gözüne girsin diye, büyük harflerle Ahmet Türk'ü görevden alma
gerekçesini şöyle açıkladılar: ‘Kobani davası kapsamında, silahlı terör
örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezası alması…’ Yani ‘bundan dolayı
görevden aldım’ diyor. İki; ‘terör örgütü propagandası yapmak suçundan
davasının devam etmesi...’ Üç; ‘silahlı terör örgütüne üye olma suçundan
yürütülen soruşturması nedeniyle görevden alınmıştır’ diyor İçişleri Bakanlığı.
İddialara bak! Bana inanmayan, bakanlığın web sitesine girsin, baksın. Oradan
okusun. Terör örgütüne üye olmak, terör propagandası suçu yapmak iddialarını
büyük harflerle, o açıklamaya koymuşlar. Yani devletimize göre Ahmet Türk,
terörist. Böyle izah ediyorlar. Büyük harflerle öyle yazıyor devletimiz ki,
herkes görsün. Tıpkı Ahmet Özer gibi!
DEVLET PROTOKOLÜYLE AĞIRLANAN AHMET TÜRK’E NEDEN ‘TERÖRİST’ DİYEREK
YERİNE KAYYUM ATADINIZ.?
“Peki, dün ne oldu?
Devletimizin ‘terörist’ diye görevden aldığı Sayın TBB encümen üyesi, değerli
belediye Başkanımız Ahmet Türk, devlet protokolümüzün ikinci sırasında yer alan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'yla görüştü. Ardında da devletimizi
yöneten ittifakın ortağı partinin Genel Başkanı’yla bir araya geldi. Yani
devlet, ‘terörist’ diye görevden aldığı bir belediye başkanını, devlet
protokolü kapsamında kabul etti. Demek ki Ahmet Türk muteberdir. Bize göre de
öyle zaten. Ama yani bakıyorsunuz; daha dün, 1 ay, 1,5 ay önce, koca harflerle
‘terörist’ diye yazıyorsun bakanlığın sitesine. Hala da orada duruyor.
Kendisinin yerine kayyum atanmış Mardin'de, Mardin'i yönetiyor. Peki muteber biriyse,
neden ‘terörist’ diyerek kayyum atadınız. Terör bağı varsa, neden devlet
protokolü olarak karşılıyorsunuz? İşte tam da dün yaşanan bu garabet, aynen
Esenyurt'ta yaşanan garabet gibi. Dün yaşanan bu devleti düşürdükleri durum,
devletimizi düşürdükleri durum, tam da Ahmet Özer Hocamızın yaşadığı garabetle
aynı garabettir.”
AHMET ÖZER BAŞKANIMIZ, DÜNE KADAR DEVLETİMİZİN MUTEBER İNSANI,
AMA ESENYURT'TA SEÇİMİ KAZANDI DİYE, ÇAT GÖREVDEN AL.!
“Yani Ahmet Özer
Başkanımız, düne kadar devletimizin muteber insanı, ama Esenyurt'ta seçimi
kazandı diye, çat görevden al! Ahmet Türk'ü görevden al, kayyum ata; bugün
başka bir mevzu var, en üst seviyede karşıla! Bizim devletimiz, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti; dün başka, bugün başka yarın başka olmaz, olmadı,
olmayacak. Bu doğru değil. Dolayısıyla, nasıl ki ‘Ahmet Türk de görevine
dönmeli’ diyoruz, Ahmet Özer Hoca'mız da derhal görevine dönmelidir. Yani
muteber bir insana bu kadar zulüm yapmak, bu kadar sıkıntı çektirmek,
-girmeyeceğim oralara- sabahın 6’sında evini basar gibi gitmek, ailesini
huzursuz etmek… Hala iddianamesi yok ortada. Hala iddianame yazılmadı. Allah,
bunlara akıl versin. Allah, bunlara vicdan versin. Dua ediyorum şu anda. Ne
yapayım? Bir kul olarak dua ediyorum yani. Tabii ki mücadelemi veriyorum ve
vazgeçmeyeceğim. Hem Esenyurtlular hem İstanbullular hem de tüm milletimiz,
bütün bu olanların farkındadır. Ben eminim ki, o gün geldiğinde, bu hukuksuz
uygulamaların, bu yalpalamaların faturasını, milletimiz tekrar bu hükümete
kesecek. Hiçbir kötülük karşılıksız kalmayacak.”
İMAMOĞLU’NDAN
ESENYURT KAYYUMUNA TEPKİ:
BİR
DE GERİLE GERİLE FOTOĞRAF VERİYOR;
SANKİ
MİLLET ONA YETKİ VERMİŞ GİBİ.!
“Esenyurt'a kayyum
atayan akıl, aynı zamanda öyle planlı iş yürütüyorlar ki… Aynı gün; bakın
gözaltına alınan hocamız, daha henüz tutuklanmamış… Normal hukuk devletinde,
hukukun kararı tahmin edilmez. Böyle bir şey olmaz. Devlet, böyle bir şey
yapmaz, yapamaz. O zaman, adalete olan inancı yok edersiniz. Daha henüz
soruşturması başlamamış, orada henüz savcı ifadesini almamış, mahkemeye daha
sevk edilmemişken, buraya atanacak kayyum haberini, iktidara en yakın, hatta
kapı komşusu gazetenin manşetlerinden sosyal medyaya düşürüyorlar. ‘Yok, öyle
değil, kem küm…’ En yetkili ağızlar konuşamıyor falan filan. Aynen yazdığı gibi
oluyor! Önce vali yardımcısı oluyor Beyoğlu Kaymakamı, sonra oradan Esenyurt'u
kayyum atamasıyla yöneten bir kişiye dönüşüyor. Tabii tam onlara göre bir
kayyum atandı! Esenyurtluların tüm demokratik tercihleri, kayyum tarafından yok
sayılmıştır. Belediye Başkanı gibi, meclis de çalışamaz hale getirilmiştir.
Kerameti kendinden menkul birkaç kişilik encümenle, Türkiye'nin en kalabalık,
yani 1 milyonu aşkın Esenyurtlu meclis üyelerine yetki vermiş, ‘Benimle ilgili
kararları sen alacaksın’ demiş. Gelmiş buraya bir avuç insan, birkaç tane kim
olduğu belli olmayan insan, bir tane de kayyum, Esenyurtlular adına karar
alacak! Bir de gerile gerile fotoğraf verecek! Sanki millet ona yetki vermiş
gibi reklam yapacak! En kalabalık, sorunları en grift ilçesinde kendi kafasına
göre iş çevirecek!”
BU KAYYUM ARKADAŞ, SADECE BUNU DA YAPMIYOR…!
“Bu kayyum arkadaş,
sadece bunu da yapmıyor. Göreve geldiğinden beri; 5 başkan yardımcısı, 18 müdür
ataması yapmış. Belediyenin 4 müdürlüğünü de kapatmış bu arada. Her şeyi
biliyor ya! Yani burayı altı yıldır yöneten, milletle beraber yöneten, milletin
de ödüllendirdiği, yüzde 50 oy verdiği partinin insanlarını yok sayabiliyor ya,
4 tane de müdürlük kapatıyor. Görevden aldığı devlet memurlarını, mesleki
uzmanlıklarından uzak yerlere sürüyor. Kayyuma bakar mısın? Kayyuma göre şimdi
herkes kötü, herkes terörist! Kayyum! Kayyum aklı bu! Ama bir taraf, onun için
muteber. Neresi? ‘AK Parti’ yazıyorsa geçmişinde, AK Parti'de görev yapmış ise,
kayyum için muteber! AK Parti belediyelerinin partizan memurlarını Esenyurt'a
çağırıyor, onları istihdam ediyor hem belediye başkan yardımcısı yapıyor hem
müdür yapıyor. Ne kadar tesadüf! Bakın; saat 6’da bir Belediye Başkanı, evinden
tutuklanarak götürülüyor. Ve usulsüzce yapılıyor, acımasızca yapılıyor. Daha
kararı verilmeden, yerine atanacak kayyum belirleniyor. O kayyum her şey
hesaplı ya, yani ne tesadüf ki, etiketinde ya da geçmişinde AK Partili
belediyede çalışmamış bir kişi yok atama yaptığı.”
NEREDE DEMOKRASİ.?
“Yani bu ne biliyor
musunuz? ‘Ey millet! Sen bana oy vermedin, ama ben seni yok sayıyorum. Senin
namusun olan oyunu yok sayıyorum. Senin seçtiğin insana zulüm çektiriyorum. Ona
zalimlik yapıyorum. Onun yerine de birini atıyorum. O da benim partimin
üyelerini yönetime atıyor!’ Nokta. Nerede demokrasi? Kayyum şimdi sözde devlet
adamıydı, kaymakamdı. Ama atama kafası gösteriyor ki, net olarak, aleni olarak
bir partinin temsilcisidir kardeşim. Bu kadar net. Yalan yanlış bilgilerle, bir
de Ahmet Özer'in 7 aylık belediye başkanlığı dönemiyle ilgili üretilen
haberleri de dikkatle takip ediyor! Açıkçası, bu geçmişe dair hususlar
üzerinden siyaset yapma anlayışını, kayyum da olsa ıskalamıyorlar. Tabii biz,
ne yapılırsa yapılsın, bunları takip ediyoruz. Ve bunlarla ilgili, yapılan her
hususla alakalı hem siyasi partimizin yetkilileri hem kurumsal olarak biz,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, demokrasiyi takip eden, hukuku takip eden,
yapılan eksikliklere ve yanlışlara karşı dik duran bir anlayışla, görevimizi
eksiksiz yerine getiriyoruz.”
NET OLARAK ESENYURT'TA KİRLİ BİR OYUN OYNANMAKTADIR.!
“Net olarak
Esenyurt'ta kirli bir oyun oynanmaktadır. Ne yazık ki, bazen başka makamlar da
bu işe alet oluyor. Kentimizin en üst makamı olan Valimiz de bu
kampanyaya, zaman zaman gelerek katılmaktalar. Bunun da reklamını yapmaktan hiç
geri durmamaktalar. Bakın söyleyeyim. Bu tür usulsüz, demokrasiye aykırı,
hukuka uygun olmayan süreçler… Varsayalım ki, bir yerde kayyum… Yahu yine
kayyum, kayyum gibi davranacak yani. Bunlar, sanki seçilmiş gibi. Ama bir tek
şeyi yapamıyorlar, milletin yanına çıkamıyorlar. Pazarda gelip dolaşamıyorlar.
Çünkü itibarları olmaz. Yine geçtiğimiz günlerde, kayyumla beraber, Esenyurt
muhtarlarıyla yapılan o toplantının yanlış olduğunu düşünüyorum. Muhtarlar,
halkın özgün oyuyla… Kendisi talip olmuştur ve seçilmiştir. O makama gelmiştir.
Atamayla değil. Ama orada öyle sözler kullanıyorlar ki; efendim Vali Esenyurt'a
yükleniyormuş, yeni bir ilçe inşa ediliyormuş! Bak, bak, bak! Yeni bir ilçe
inşa ediliyormuş! Al işte, 15 yıl yaptığınız bu şehir suçları, hemen arkamızda.
Bakın biz, işte bu vadiyi, bu dereyi kendine getirerek, işte yeşil kulvarlar
oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu görün; 15 yılın inşası! Dünyanın ve Türkiye'nin
tam bir imar faciası, Esenyurt'ta, bu AK Parti döneminin bu insanlara zulmüdür
yani. Başka bir şey değildir.”
GAZETECİ
BAYER’İN “KAYYUM” YAZISINA TEPKİ:
YENİ
BİR ESENYURT İNŞA EDİLİYORMUŞ,
BUNUN
DA MİMARI KAYYUMLA VALİ.! BAK SEN YAHU.!
“İşte yaptığı,
şurada bir blokta 600-700 daire var. Ben şahidim. Geçmiş dönem buradan
Beylikdüzü'ne atanan bir kamu görevlisi, ‘Israrla talep ettim’ dedi. Yani
şuradan karşıya; 2 kilometre, 3 kilometre… ‘Beni biraz Esenyurt'tan
Beylikdüzü'ne yollayın da biraz tatil yapayım!’ Bunu deme durumuna düşürülmüştür.
Niye? Bu sefil şehircilik anlayışı. O sefaletin içinde olan bir kısım kamu
görevlisine de o dönemin AK Partililerine de şimdiki belediyede görev
verildiğini duyuyorum. O bakımdan, yeni bir inşa ediliyormuş, bunun da mimarı
kayyumla Vali! Bak sen yahu! Yani bu mesajı kime veriyorsunuz? Gazetecilik,
önemli meslek. Tabii birçok gazetenin ismi kirlendi artık ama özellikle
buradan, o olayı kocaman köşesine taşıyan, sözüm ona yılların gazetecisi Yalçın
Bayer'i de açıkçası buradan esefle kınıyorum. Yani orada bir haberi, sanki
güzel bir habermiş gibi, bir PR çalışması gibi yazarak, çizerek nakletmesi de
acı bir durumdur. En azından PR ekibinin kaleminden çıkmış gibi hazırlanan o
köşe yazısının altında, en azından birkaç yerinde ‘belediye başkanı’ diye değil
de ‘kayyum’ diye buradaki kişi yazsaydı; onu bile yazmamış. Ben, bunun
kendisine hiç yakışmadığını düşünüyorum. Bu yazı, onu hep takip edecek. Onun
için umarım gazeteciler, bu süreçleri yazarken, çizerken, insanların hakkını ve
hukukunu yemeden, hakkı ve hukuku koruyarak, gerçekleri çarpıtmadan haberleri
yaparlar.”
BURANIN EN BÜYÜK YATIRIMLARINI İBB YAPIYOR
“Burada yapılan en
büyük yatırımlar, birilerinin yazdığı gibi, öyle vali tarafından falan
yapılmaz. Buranın en büyük yatırımlarını, az önce söylediğim gibi, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi yapıyor. İşte sadece şu gördüğünüz hattaki masrafın, 10
milyara yakın olduğunu az önce söyledim. Elimizi hiç Esenyurt'tan çekmedik,
çekmeyeceğiz. Ahmet Hoca döneminde başlatılan birçok iş vardı. Onları takip
edeceğiz İBB olarak. Yine özellikle önceki dönemde de meclis çoğunluğumuz
olmadığı için, bir kısım atamadığımız adımlardan biri olan imar planlarıyla
ilgili süreç, Ahmet Hocamızın da çalışmalarıyla tamamlanmıştı. 1/1000 ölçekli
bir imar planıydı. Esenyurt'un Kıraç bölgesinde, 7 mahalleyi ilgilendiren bir
imar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bu gelecek ve bölgede yaşayan 150 bin
vatandaşımızın yapılarını depreme karşı güçlendirmek adına, önemli bir hak
kazandıracak olan bir plan. Tabii bu plan, hocamızla birlikte, onun çabalarıyla
Meclis’te geçirilmişti. Ama biz, Büyükşehir Belediyesi'nde süreci yönetirken,
yine şöyle bir şey yaptık. Burada kayyum meclisi yok sayıyor. Toplantıya
çağırmıyor. Utanılacak bir şey yahu. Bu, utanılacak bir şey. Mesela bunun
kararını kim veriyor? Meclisi koyma!”
MECLİS ÜYELERİNİ DAVET EDİYORUZ,
AMA AK PARTİLİ MECLİS ÜYELERİ GELMİYOR
“Hani bizde bir de
şöyle bir şey var. Kraldan fazla kralcılık var ya. Hemen, ‘Sayın
Cumhurbaşkanı!’ Ben de diyorum ki; Cumhurbaşkanı'na gidene kadar kayyum var, Vali
var, içişleri Bakanı var. Yani siz bir yanlışı düzeltin. Yok. Korkuyorlar ve
bir kişiye tabiler. Ona bakıyorlar böyle. Bir şey der mi acaba? Kuralı
uygulamak diye bir niyetleri yok. Dolayısıyla biz ne yaptık? Esenyurt
Meclisi'ni davet ettik. Esenyurt Meclisi’nden ne yazık ki AK Parti grubu
gelmedi. Gelen meclis üyelerine biz, burada geçen planları nasıl İBB Meclisi’ne
taşıyacağımızı ve geçireceğimizi anlattık. Ben bunu da anlamıyorum yani. AK
Partili belediyenin meclis üyeleri niçin gelmez? Yahu kendi seçildiklerine bile
saygı duymuyorlar. Yani ben seçilmişim, ne yapıyor İBB, seni çağırıyor, diyor
ki, ‘Gel sana bilgi vereceğim. Beni kayyum ilgilendirmiyor. Ama beni sen
ilgilendiriyorsun’ diyorum. Meclis üyelerini davet ediyoruz, ama AK Partili
meclis üyeleri gelmiyor.”
ESENYURT'UN İHYA EDİLMESİ İÇİN HER ZAMAN BURADA OLACAĞIZ
“O bakımdan Esenyurt'u iyileştirmek adına, burada yaşayan bir insan olarak, buradaki geçmişteki 15 yıllık katliamı gören bir insan olarak, buradaki insanlarımızın mağduriyetini gören, yeşil alan eksikliğini bilen, okullarda birbirinin üstünde çocukların okuduğunu bilen biri olarak; gözümü, kulağımı, elimi buradan çekmeyeceğim. Görevim ne olursa olsun. Ama bugün ama yarın Esenyurt'un ihya edilmesi için, her zaman burada olacağız ve Esenyurt'a olan ilgimizin aynı hızda devam edeceğini ifade etmek isterim. Üstelik neye rağmen devam edeceğiz? Açıkçası iktidarın ve ne yazık ki birçok kurumun 6 yıldır bitmek bilmeyen engellemelerine rağmen. Beylikdüzü-Sefaköy-TÜYAP metrosu bunlardan birisi. Yatırım planına alınmasını bekliyoruz. 2022’den beri bekliyoruz. 3 yıldır bekliyoruz. Çoktan başlardık biz bu projeye üç yıldır. Finans kaynağını bulduğumuz bir iş. Yani bu bölgeyi, bu kadar nüfusun yığıldığı bir ilçeyi raylı sistemlerden başka bir şey kurtaramaz. Aynı zamanda bu bekletilen imzayı atmalarını bekliyoruz. Altıncı müracaatı yaptık çünkü. Onayını bir an önce versinler. Yine aynı zamanda şunu söyleyeyim: Mahmutbey-Esenyurt hattımızı imalatı devam ediyor. Özellikle Esenyurt'tan Saadetdere’ye olan bölümün de onaylanmasıyla beraber, o bölüme de ayrıca başlamak istiyoruz. Çünkü bizim niyetimiz hem Mahmutbey'e gelen Başakşehir- Bahçeşehir üzerinden gelen metro hattın Esenyurt Meydanı'na gelecek.”
NE OLDU 31 MART'TA.?
39 İLÇENİN 26’SINI, BİZİM SİYASET ANLAYIŞIMIZA EMANET ETTİ HALK
“Diğer taraftan
Beylikdüzü metrosuyla onu birleştiriyoruz. Hem güney ekseninde hem kuzey
ekseninde İstanbul'a raylı sistemlerle bağlanan bir Esenyurt'u, en fazla 4-5
yıl içinde buraya hediye etmek istiyorum şu çocuklar büyümeden. Bu çocuklar
liseye geldiğinde, İstanbul'un her köşesine gitsin. Maç da izlesinler, spor da
yapsınlar. Yüzmeye de gitsinler. Takımların maçlarını izlemeye gitsinler. Öyle
değil mi çocuklar? İmza atarlarsa hemen başlayacak. O bakımdan bizim arzumuz
budur. Ha imza atmazlarsa ne olur, söyleyeyim. 5 defadır imza atmadılar.
Altıncı başvurumuzu yaptık. Ne oldu 31 Mart'ta? 39 ilçenin 26’sını, bizim
siyaset anlayışımıza emanet etti halk. Böyle devam ederlerse, 39’da sıfır
çekecekler. Bak; 39’da sıfır. Onun için bunları hala anlayamadım ben. Ben hep
dedim ki bunlara, anlattım yıllardır, ‘Bizi engelleyerek seçim kazanamazsınız.
Hizmet ederek seçim kazanırsınız.’ Hizmeti engelleyerek seçim kazanılamaz.
Anlatamadık.”
BOŞUNA ‘YÖNETECEK BELEDİYENİZ KALMAYACAK’ DEMİYORUM
“Onun için ben,
boşuna ‘Yönetecek belediyeniz kalmayacak’ demiyorum. Bu şekilde, aynı akılla
devam ederseniz, bu kötü aklı değiştirmezseniz, gidişatı görmek zor değil. Bu
bölge için yoğun çalışmalarımız sürecek. İnşallah dediğim o metro planlamalarıyla
beraber, Esenyurt'un makus talihini hep beraber yeneceğiz. Ama esas olarak, bu
aşamadan sonra en büyük kazanımı Esenyurt'un, demokrasiyle ilgili kazanımı
olacaktır. O da hiçbir zaman asla geri durmayacağımız mücadelemizle, Prof. Dr.
Ahmet Özer’in özgürlüğünü kazanmak ve bir an önce görevinin başına gelmesini
sağlamak. Umarım bu yanlıştan da dönerler. Bu yılın ilk günlerindeyiz. Dün
Regaip Kandili'ydi. Milletçe dua ediyoruz. İyilikler için dua ediyoruz. Adalet
için dua ediyoruz. Ben diyorum ki; ‘Allah'ım, benim evlatlarımın hakkını
kimseye yedirme.’ Ama ne diyorum biliyor musunuz? ‘Allah'ım, bu milletin bütün
evlatlarının hakkını kimseye yedirme.’ Hiçbir insanımızın hakkını, hukukunu
çiğneyecek bir ortam, bu ülkede olmazsın. Herkesin hakkı, hukuku korunsun. İşte
adalet, hava ve su gibi. İnsanın yaşam kaynağı. Ben de tam da o gözle bakarak
diyorum ki; bir an önce bütün hukuksuzluklar sona ersin ve bulunduğumuz
Esenyurt'ta, milletimizin iki oyundan birini alan Ahmet Özer Başkanımız da
görevinin başına dönsün.”
GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI:
“MİLLET SİZİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN
DÜŞÜRECEK”
İmamoğlu,
gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da aynı alanda yanıtladı.
Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle
oldu:
En son Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, bir açıklama yapmıştı belediyelerin SGK prim borçlarıyla ilgili. Kaynağından kesileceğini açıklamıştı bunların. Acaba İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne merkezden gelen bir payda bu kapsamlı bir kesinti oldu mu bu ay?
BU MİLLET, SİZİ SİLİM SİLİM SİLKELEYECEK
“Bizim daha önceki
aylarda kesinti olmuştu. Bu ay kesinti yoktu. 1 milyar 700 milyon civarında bir
kesinti yapılmıştı bizden. Ama takip ettiğim kadarıyla, Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nden külfetli bir kesinti yapıldı. Daha önce de söyledim. Yani bir
kişi ‘silkele’ diyor! Vallahi acınacak bir durum. Devletin koca cumhurbaşkanı,
mikrofondan diyor ki, ‘Silkele bu belediyeleri Sayın Bakan.’ O da ‘aman’ diyor,
‘hemen bir koşarak gideyim, bir silkeleyeyim!’ Nasıl.? ‘Kaynağından keseceğiz!’
Bravo. Yani kimin kaynağı? Milletin kaynağı. Kimin belediyesi? Milletin
belediyesi. Ayıp. Yani insan boyundan posundan utanır yahu. Böyle bir şey olur
mu? Böyle bir akıl dışı tutum olabilir mi.? Çağırsana Ankara Büyükşehir
Belediyesi’ni. Davet et Mansur Yavaş'ı. De ki bölge müdürüne, ‘Git, Mansur
Bey'le konuşun. Şu işi bir plana bağlayın.’ Böyle bir akılsızlık olabilir mi? Bu millet, sizi silim silim silkeleyecek yani.
Öyle bakmayın, yani ‘efendim öyle olaylar var, böyle olaylar var, şöyle
böyle..’ Hayır, kardeşim, millet sizi öyle bir silkeleyecek ki, millet sizi bir
daha gelmemek üzere, bu aklı, bu bir avuç insanın iktidarını, bir daha gelmemek
üzere Türkiye'nin gündeminden düşürecek. Nokta.”
50 MİLYONUN ÜZERİNDE İNSANIMIZ, ŞU ANDA AÇLIK SINIRININ ALTINDA
-Kesintilerden söz
ederken, bir yandan da belediyelerin, özellikle emekliye, dar gelirliye, sosyal
yardımları da devam ediyor. Özellikle konuşuluyor da bunlar emekliler
tarafından. Bugün enflasyon açıklandı. Emeklerin alacağı zam oranı belli oldu.
Bundan sonraki süreçte, bir yandan SGK borçlarıyla ilgili kesintiler devam
ederken, diğer taraftan bu sosyal yardımlar, destekler nasıl ilerleyecek?
“Biraz önce buraya
pazardan geldim ve pazarda vatandaşımızı dinledim. Herkes alışveriş
yapamamaktan ve etiketlerin yüksekliğinden bahsediyor ne yazık ki. Ve gerçekten
insanlarımızın canı çok sıkkın. Ekonomi, insanlarımızı perişan eder durumda.
Yani insanların cebindeki 200 lira, en büyük paramız pula dönmüş durumda. Yani
şöyle düşünün: 200 liranın çıktığı günden bugüne baktığınızda, artık kaçta
birine düştü değeri, insan düşünmek bile istemiyor. Utanç duyuyoruz yani. Bizi
bu kadar fakirleştiren anlayış, akılsız anlayıştır, akıl dışı ekonomi yönetimidir.
Bakın ne yaparlarsa yapsınlar, enflasyonu düşüremiyorlar. Yani araba öyle bir
durumda ki, gaza basmış, gaz takılmış, artık durduramıyorlar yani. Öyle bir
durumda. Güven sağlamak için de hiçbir çabaları yok. Yani güven nasıl sağlanır.?
Ama ulusal ama uluslararası. Önce adaletle sağlanır. Özgürlüklerle sağlanır.
Sen adaleti yok sayıyorsun, özgürlük diye bir şey bırakmıyorsun, ‘Ben ne
dersem, o olur’ diyorsun. Ekonomiye de zaten ‘faiz sebep enflasyon sonuç’
diyorsun. İşte yandık! Bakın; 50 milyonun üzerindeki insanımız, artık dar
gelirli. Ülkedeki emeklileri sayalım, ülkedeki asgari ücretleri sayalım ve
işsizleri yan yana koyalım; 26 milyona yakın insan. 26 milyon insanı, sadece
ikiyle çarpın, 50 milyonun üzerinde insanımız, şu anda açlık sınırının altında
bir hanede.”
ÖYLE ‘ETİKETLER DÜŞECEK’ DEMEYLE OLMUYOR
“Yani İBB’nin aynı
döneminden, 2023’le 2024 arasında iki kat daha fazla sosyal yardım talebi var.
7-8 kat daha fazla bir sosyal yardım veriyoruz insanlarımıza ve yetemiyoruz.
Ama esas mesele, ekonomiyi sefil eden, çok kötü yöneten bugünün iktidarın
ekonomi anlayışıdır. Açıkçası bundan tek kurtuluş var. Az önce de söyledim
pazarda. Öyle ‘etiketler düşecek’ demeyle olmuyor. Önce bu iktidar düşecek,
ondan sonra etiketler düşecek, ondan sonra da enflasyon düşecek. Göreceksiniz.
Bu aşamadan sonra da İBB’nin sosyal yardımları devam edecek. Elimizden geldiği
kadar milletimizin yanında olacağız. Kreş açmaya devam edeceğiz.
Öğrencilerimize burs vermeye devam edeceğiz. 1,5 milyar lira burs veriyoruz
öğrencilerimize. Sıfırdı. Bir kişiye bile verilmiyordu. Şimdi 100 bin üzerinde
öğrencimize burs veriyoruz. Bunları niye veriyoruz? İnsanlarımızın ihtiyacı
var. Emeklimize pazar desteği veriyoruz. Kent Lokantası açıyoruz. 5 milyonun
üzerinde insan faydalandı kent lokantasından. Bakın; ulaşımı sübvanse ediyoruz.
Ulaşımın sübvansiyonu, 2019’dan önce maliyetinin yüzde 30’uydu. Şu anda biz,
maliyetinin yüzde 70’ini sübvanse ediyoruz. Yani bütün otobüsler, metrobüsü,
şusu, busu, metrosu… Bütün ulaşımın 100 lirasının 70 lirasını bütçemizden
ödüyoruz, ki milletimiz ulaşımı kullansın. Çünkü o oranda zam yapamadık. Artan
maliyetler kadar zam yapamadık. Nasıl yapacaksın millete zam? Yaptığımız bile
insanlarımıza ağır geliyor. Dolayısıyla bütün bu sorunlardan ötürü, dolaylı ya
da direkt, sosyal yardım sunmak zorundayız. Yoksa millet, gerçekten perişan.”
ÇOCUKLARIN “BOŞ ALANLARA HALI SAHA” TALEPLERİNE YANIT: ADAMLAR NE YAPSIN? ESENYURT'TA BOŞ ARSA BIRAKMAMIŞ, GÖZLERİNİ
BOŞ ARSAYA DİKİYOR.!
İmamoğlu, yanında
duran ve açıklamasını dinleyen Esenyurtlu çocukların, oturdukları
mahallelerdeki boş alanlara halı saha istemesi üzerine, “Adamlar ne yapsın.?
Esenyurt'ta boş arsa bırakmamış, gözlerini boş arsaya dikiyor. Ne istiyor.? Ya
yeşil alan olsun diyor, ya top sahası olsun diyor, ya kreş olsun diyor, okul
olsun diyor. Bakar mısın boş arsaları ne yaptılar.? 30 kat, 40 kat, 50 kat…
Bak; ben, bu sektörün temsilcisiyim. Sevgili muhtarlarımız, şu gördüğünüz
travma, dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu belayı bu şehrin başına getiren akıl da
şu anda aynı yönetici aklı, kayyumla beraber belediyede çalışıyor. Bir an önce
gitmeleri lazım, bir an önce. Bir an önce milletin sandıkta seçtiği kişinin
görevinin başına gelmesi lazım” ifadelerini kullandı.
EKREM İMAMOĞLU, 16. KENT LOKANTASINI ESENYURT BELEDİYESİ’NİN ÖNÜNDE AÇTI
Haramidere Yaşam
Vadisi’nden sonra, Namık Kemal Mahallesi’nde Adile Naşit Zemin Altı Otoparkı
inşaatında incelemelerde bulunan İmamoğlu, İBB’nin 16’ncı Kent Lokantası’nın
kayyum tarafından yönetilen Esenyurt Belediyesi’ne önüne cephe bir noktada
hizmete açtı. Lokantadaki ilk yemek servislerini yapan İmamoğlu, meydanı
dolduran coşkulu kalabalığa özetle şu konuşmayı yaptı:
“Üniversite
öğrencilerimizin kent lokantasından yoğun bir biçimde faydalandığını biliyorum.
Aynı zamanda, özellikle çok kıymetli abilerimizin, ablalarımızın, yani sevgili
emeklilerimizin kent lokantalarından faydalandığını biliyorum. Kent
lokantalarının çok özel mesajı var. Nedir biliyor musunuz? Kent lokantası,
vatandaşına en onurlu sosyal hizmeti yapan bir projedir. Yani bu proje,
vatandaşımızın buraya kendi cebindeki parasıyla, bugün ülkenin ekonomisini kötü
yöneten, insanlarımızın parasını pul eden, kötü ekonomi yönetiminin karşısında,
sizin paranızı, bu ülke ekonomisini perişan eden insanlara ezdirtmeden, sizi bu
kent lokantasının içine davet ediyoruz. Paranızla, bütçenizin o sıkıntılı
haliyle dahi, paramızla onurlu bir biçimde yemeğinizi yiyorsunuz ve evinize
gidiyorsunuz. Tam da öyle. Paramız pul oldu. 200 lira, bugün bir tek kent
lokantalarında işe yarıyor. 200 lira çıktığı zaman, neredeyse 160 dolar
ediyordu. Şu anda 5,5 dolar. Yani ülkeyi düşürdükleri durum, vahim bir
durumdur. Bunun tek sorumlusu, bu ülkeyi yönettiğini zanneden akıldır. O akıl,
bir an önce evine gitmelidir. “
BİR; KENT LOKANTALARINA,
İKİ; KREŞLERE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR.!
“Ekonomi sorununu
çözemeyen, milletini mağdur eden insanların en çok kızdığı iki şeyi söyleyeyim
mi size? Bir tanesi kent lokantası, diğeri de kreşler. Bunlara tahammül
edemiyor. Niye biliyor musunuz? Çünkü biz, milletimizin, onların, ‘ayaklar
altına serilsin’ istediği onurunu muhafaza eden, onurlu yurttaş duygusunu
muhafaza eden yerler açıyoruz burada. Buna tahammül edemiyorlar. Bir başka şey
daha yapıyoruz. Kreşlerde, 2 bin 500 liraya, evladını bize emanet eden anneler,
gidiyorlar, çalışıyorlar, evlerine bereket getiriyorlar, mutluluk getiriyorlar,
huzur getiriyorlar. Ona da tahammül edemiyorlar. Ama bu milletin, onların bu
hizmetlere olan tahammülsüzlüğüne, hizmetlere engel olan o pervasızlığına en
büyük cevabı, 31 Mart'ta, seçimlerde Türkiye’de verdi. Özellikle İstanbul'da
verdi. Ben onlara yalvarıyorum, diyorum ki; ‘Allah aşkına, bizim hizmetlerimizi
engellemeyin. Bizim hizmetlerimizi engellerseniz, bu millet size oy vermez.’
Dedim, dedim; dinletemedim. Ne bıyığım var, ne sakalım. Dinletemedim.”
BU MİLLET NE YAPTI.?
“Bu millet ne
yaptı? Bu millet, onların belediyelerini elinden aldı. Doğru mu.? ‘Siz
yönetemiyorsunuz’ dedi. Belediyelerini ellerinden aldı, Cumhuriyet Halk
Partisi'ne, İstanbul tarihinde bir partiye en çok belediyenin verildiği
başarıyı hepimize nasip etti Şimdi ne yapıyorlar.? Efendim neymiş.? Silkele!
Neymiş.? Ne yapacaklarmış.? Belediyeleri silkeleyeceklermiş. Belediyelerin
kasasına giren paraya göz koyan bir devlet adamı gördünüz mü siz.? Böyle bir
akıl olur mu.? Belediyenin kasasına giren parayı kaynağından kes diye talimat
veren bir devlet adamı gördünüz mü.? Yahu belediye kimin.? Milletin. Bakanlık
kimin.? Milletin. Zannediyorlar ki, bu şekilde davranırsak, bu millet bize
itibar verecek, itibar kazandıracak. Bu millet sizi öyle bir silkeleyecek ki,
bu memleketin hafızasından silecek, hafızasından. Onun yeri sandık. İstediğiniz
kadar kaçın. İstediğiniz kadar gündemi değiştirin. İşte Ahmet Özer'i
tutuklamak, hapse atmak, buraya da haksız, hukuksuz bir kayyum atamak, gündem
değiştirmektir. Bu akılsız akıl, bu akıldan yoksun akıl, bunu yaparak,
-milletin namusudur oyu- milletin namusuna göz dikiyor göz. Ama bu millet bunu
görecek, görüyor. Bu millet, cevabını günü geldiğinde verecek. Benim yoksul
vatandaşım, işsiz vatandaşım, emekçi vatandaşım, emekli vatandaşım, sandık
geldiğinde diyecek ki; ‘Ha gün geldi. Yetki bende. Nasıl ki sana İstanbul'da üç
defa, 5 yılda güle güle dedi, bir dahaki genel seçimde de Türkiye'den güle güle
diyecek.”
BU MİLLETİN EKONOMİSİNİ YÖNETEMEYENLER,
BU MİLLETİN GÜVENLİĞİNİ DE SAĞLAYAMAZ
“Bu milletin
cesareti, bu milletin kararlılığı, nice zorlukları aşmıştır. Bu milletin
kararlılığı, bu milletin gücü, kuvveti, o korkusuzluğu başka sorunları da
aşacaktır. Bakın bu milletin ekonomisini yönetemeyenler, bu milletin
güvenliğini de sağlayamaz. Bunu unutmayın. O bakımdan güveneceğiniz en büyük
husus, kendiniz. Millet, kendine güvenecek ve güveniyor da. Ve bir şey daha
söyleyeyim. Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin birçok yerinde toplumun
güvenini kazanmış, nice çok muktedir ve güçlü yerel yöneticilerimiz var. Şimdi
onlar da çok güçlü bir hazırlık içerisinde. Allah'ın izniyle hem kayyum
gidecek, Ahmet Özer Esenyurt'un başına gelecek tekrar hem de bu milletin
başından ekonomi bilmez, ekonomi cahili insanlar gidecek. Milletimizin
geleceği, milletimizin parası, pulu akla ve bilime bırakılacak. O tarih
yakındır, mesajı budur. Ahmet Özer özgürlüğüne kavuşacak. Bu milletin birlik
beraberliği daim olacak. Türkiye'de, ekonomik krizi sona erdirecek olan iktidar
başa gelecek. Bu yeni yılda dileğimiz ne varsa, önümüzdeki kısa yıllarda,
bunları hep birlikte başaracağız. Her şey çok güzel olacak.”
2024_01_03, Esenyurt, İstanbul
#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
Video
Link: https://we.tl/t-B5zxZuxdyL
Web-Link: https://sendgb.com/IwEReNtvLU1
Fotoğraf
Link: https://we.tl/t-2VmAkxW769
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP