Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
SURİYE'DE KİM KAZANDI.?
Rus lider Putin, Suriye'de asıl kazananın İsrail'in olduğunu söyledi.
Suriye'den ''Sadece çıkmamakla
kalmayacaklar, buradaki yerlerini de güçlendirecekler.'' Dedi. (1)
ABD Başkanı Trump: "Erdoğan çok zeki biri. Bunu binlerce yıldır istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu
bilmiyor ama bence Türkiye kazandı” dedi ve “Erdoğan çok zeki ve
sert bir adam. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan dostane olmayan bir şekilde
kontrolü ele geçirdi. Esad bir kasaptı. Çocuklara neler yaptığını gördük"
diye devam etti. (2)
“Binlerce yıl” ve “çok zeki” vurgulaması akıllardan çıkmayacak gibi...
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, D-8 Zirvesi'ne katılmak için gittiği Mısır'dan dönüşünde
uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bir gazetecinin sorusunu şöyle yanıtladı:
“Sayın
Trump da aslında bir durum tespiti
yaparak ülkemizin gücü ve
etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir.? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok. Şu an itibarıyla
kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump, pragmatik
bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları
değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra yine herhâlde biz de ilk
tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız."(3)
Bu açıklamada “devlet aklı” ve abartılı bir “tevazu” var sanki.!
Eeee, doğru söze ne denir.!
Suriye'de Esat'ın kaybettiği kesin de kazanan kim/kimler acaba.?
Bu sorunun yanıtını arıyoruz ve bir süre daha aramaya devam
edeceğiz galiba.
BBC Türkçe Servisi 13 yıl süren bu savaşın 13 kritik noktasını
tespit etti.
Ben sadece bu yazıya destek olacak kısımlarını özetledim, size
4 nolu dipnottan tamamını okumayı tavsiye ederim.
Gelin şimdi geçmişe doğru kısa bir yolculuk yapalım: Tarih
15 Mart 2011:
Cuma namazı çıkışı Şam ve Dera'da protesto gösterileri
düzenlenmişti.
Gerçeği kabul edelim; bu “hayırlı cuma” namazı çıkışlarındaki gösterilerin, hayatımızda önemli bir yeri
var ve olmaya da devam edeceği anlaşılıyor.
Esad, bu gösteriye sert yanıt vermişti ve onlarca sivil
hayatını kaybetti.
Protesto gösterileri bunun üzerine ülke geneline yayılmıştı.
Suriye'de iç savaş böyle başlamıştı.
Bu savaşta bugüne kadar 13 yılda 600 binden fazla kişi hayatını kaybetti...
Yaklaşık 6,5 milyon Suriyeli ülke içinde yerinden edilmiş durumdadır.
Çoğu çadırlarda ya da sağlıksız koşullarda yaşıyorlar.
Neredeyse 6 milyon sığınmacı da Suriye'yi terk etti.
İç savaş başladığında çoğu cezaevinde olan El Kaide üyeleri, IŞİD- Irak Şam İslam
Devleti ve HTŞ- Heyet Tahrir eş-Şam gibi
örgütlere katıldılar.
Ordudan ayrılan subaylar da, yanlarına bazı askerleri alarak silahlanmaya başlayan
muhaliflere katıldılar...
30 Temmuz'da, çoğu ordudan ayrılan subaylardan oluşan ÖSO- Özgür
Suriye Ordusu'nun kurulduğu duyuruldu...
*ÖZGÜR SURİYE ORDUSU*
“Ensar-muhacir edebiyatı içerisinde; Türkiye, Katar ve diğer Körfez ülkeleri
başta olmak üzere yabancı ülkelerden de muhaliflere yardımlar akmaya başladı.
Aynı dönemde muhaliflerin siyasi
kanadı Türkiye ve Katar'da
toplantılar yapıyordu.
Türkiye diplomatik kuralları ve yerleşik dış politikasını
tamamen terk etti.
Buna karşılık Esad'ın hamlesi sürpriz oldu:
Daha ayaklanmaların en başında, muhaliflere verilen desteğin kesilmesi için Batı'nın korkulu rüyası olan “kafa kesen” radikal İslamcıları
cezaevlerinden salıverdi.
Irak'tan gelen “cihatçılar” la birlikte bu savaşçılar da dağınık haldeki muhaliflerin
safında yer aldılar...
İkinci hamlenin başımıza nasıl bir dert açacağı yıllar sonra
anlaşılacaktı.
Esad, ordusunu Suriye'nin kuzeyinde çoğunlukla Kürt nüfusun yaşadığı
bölgelerden çatışmasız olarak güneye çekti.
Bu bölgede Kürt Demokratik Birlik
Partisi'nin (PYD) silahlı
üyeleri, Temmuz 2012'de Halk Savunma Birlikleri'ni (YPG) oluşturdular.
Esad'ın Türkiye'ye karşı yaptığı bu hamle sonrası YPG, Afrin,
Kobani ve Kamışlı'da hâkim güç olmuş ve Türkiye sınırında YPG bayrakları asmıştı...
Zorumuza gitti tabii...
NASA'nın çektiği uydu fotoğrafları ve Uluslararası Af
Örgütü'nün verilerine göre PYD/YPG Suriye'nin kuzeyinde ele geçirdiği
bölgelerde Arap ve Türkmen
köylerini yaktı, yıktı ve
buralarda yaşayan insanları Türkiye'ye göçe mecbur etti...
İşte bu politikalar yüzünden göçmenlere kucak açmak zorunda
kalmıştık...
Ensar-Muhacır muhabbeti böyle başladı...
Türkiye, haklı olarak PYD ve YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu savunuyor.
2014'ün
Haziran ayında Irak'ın en büyük şehirlerinden Musul'u ele geçiren IŞİD, Türkiye sınırındaki PYD bölgelerinin de bir kısmını kuşatmıştı.
Ağustos'ta Irak'ın Sincar bölgesindeki hava bombardımanıyla ilk kez IŞİD'i hedef
alan ABD, 23 Eylül'de de
Suriye'de bu örgüte karşı ilk hava bombardımanını gerçekleştirdi.
27 Eylül'de ise, PYD bölgelerine ilerleyişini engellemek için
Kobani'de IŞİD'i bir kez daha vurdu.
ABD Başkanı Barack Obama, 19 Ekim'de Erdoğan'ı arayarak YPG'ye doğrudan silah yardımı yapacağını
söyledi ve yardımlar başladı.
Bu kez savaşın seyri YPG lehine değişmişti.
Önce Kobani'yi kuşatan IŞİD'i geri püskürten YPG, ardından
Türkiye sınır hattı boyunca hızla ilerledi. Ardından güneye dönerek Rakka'yı ele
geçirdiler...
YPG'nin Suriye'de “kanton” adı altında özerklik ilan edecek
kadar güçlenmesi ve ABD
öncülüğündeki IŞİD'e karşı uluslararası
koalisyonun desteğini kazanması, Türkiye'de
kırılgan şekilde yürüyen “çözüm süreci”ni de sonlandırdı...
(Devlet Bahçeli'nin çözüm sürecini yeniden diriltme çabaları
beyhudedir ve yeni kurulacak “Kürt
Devleti” ne neden ses çıkartmadığımıza
hazırlanmış yanıttan olduğu çok açıktır.
Diyecekler ki: Bizim bu “kazançlı savaş”tan
kazancımız “PKK'dan kurtulmaktı” ve kurtulduk işte!.. )
Kobani olayları sırasında büyük sarsıntı geçiren çözüm süreci,
Türkiye'nin 24 Temmuz'da önce Suriye'de IŞİD'i, ardından Kuzey Irak'taki PKK
hedeflerini vurmasıyla son buldu .(4)
Bundan sonra PYD/YPG, ABD'nin “karagücü”
olarak sahadaki yerini korudu.
ABD Bütçesi'nden pay bile aldılar; her türlü silah ve araç
gereçle donatıldılar... (5)
Gelelim Bugüne:
TRT’nin
haberlerine göre, ABD’nin Yakın Doğu Politikalarından Sorumlu Dışişleri Bakan
Yardımcısı Barbara Leaf ve beraberindeki heyet Şam’da temaslarda bulundu.
Leaf, daha önceki yıllarda alınan kararla Suriye'deki yeni yönetimin lideri
Ahmed Eş-Şara (Muhammed
Golani) hakkında
verilecek bilgi karşılığında taahhüt edilen 10 milyon dolarlık ödülün
kaldırıldığını duyurdu.
Leaf, “ödül kaldırma kararı, ABD'nin çıkarları konusunda HTŞ ile yapılan
görüşmelerle uyumlu
bir politika kararıdır” ifadesini kullandı. (6)
Dikkat ediniz:
ABD, Ahmed el-Şara’nın tutuklanması için konulan 10 milyon
dolarlık ödülü, HTŞ ile yapılan “verimli görüşme” nin ardından kaldırdı.
Verimli Görüşme.!
ABD heyeti, Esad rejiminin devrilmesinden sonra Şam’a gitti.
Aklınızda tutun!
Ve: CENTCOM, Deyr ez-Zor’da IŞİD lideri Ebu Yusuf’un hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı.(7)
IŞİD ile baş etmek için ABD'nin PYD/YPG'ye ihtiyacının olmadığı
bu operasyon ile de kanıtlanmış oldu.
Demek
ki neymiş.? “ABD'nin çıkarları” söz konusu ise gerisi teferruattır...
Terör örgütü de kurulur, terör örgütleri ile de işbirliği
yapılır, terör örgütleri kullanılır ve raf ömrü biten ortadan kaldırılır...
Sırada Suriye'nin kuzeyinde kurulacak olan “Kürt devleti” var.
Bir oldu-bitti ile kurulacağı anlaşılan bu devletçiğe karşı, “Suriye'de kazanan” Türkiye'nin tutumu ne olacaktır?
Zurnanın zırt dediği yer de burasıdır, zira BOP'a göre
Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecek. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan:
"Türkiye açısından
bakıldığında, Suriye'de bir özerk Kürt bölgesi veya Kürt oluşumu söz konusu
olabilir mi? Yoksa Türkiye bunu bir tehdit olarak mı algılar?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Benim Suriye halkı adına konuşmam doğru olmaz. Sorduğunuz
husus, Suriye halkının
bileceği bir iştir. Bu onların vereceği
bir karar. Ama ben hem bir
temenni, hem Türkiye’nin politikası olarak şunu söyleyebilirim. Suriye’de Kürt,
Arap, Türkmen, herkesin, tüm sivillerin asli yerlerinde yaşamalarını istiyoruz.
Hiç kimse rahatsız edilmemeli, şehirlerini, köylerini terk
etmek zorunda bırakılmamalı. Başka yere göçe zorlanmış olanlar, tekrar
memleketlerine dönebilmeli. Sözün özü, başta siviller olmak üzere Kürtler de
asli memleketlerinde yaşamalı." (-8-)
Ne
dediğini anladınız mı.?
Suriye'de kurulacak olan bir Kürt Devleti'ne itirazımız yok
diyor.!
Sorunun yanıtı bu şekilde ortaya konulduktan sonra.
Suriye'de kimin kazandığı da belli oldu zaten:
Erdoğan kazandı.! - PYD/YPG kazandı.! - İsrail
kazandı.!
İncirlik ve Kürecik üslerini teklifsiz kullanan ABD, zaten
kazanmıştı.!
***
Türkiye'nin neleri kaybettiğini ise tek tek saymayacağım.
Herkes kendi yaşamından bu sorunun yanıtını bulabilir...
Sızlanmaya hakkımız yok: Her toplum hak ettiği şekilde
yönetilir...
Yaşayarak neler neler gördük ve biraz daha yaşarsak eğer kim bilir daha neler göreceğiz...
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR
(01) https://tr.euronews.com/.../rusya-devlet-baskani-putin...
(02) https://bianet.org/.../trump-suriye-nin-anahtari-turkiye...
(03) https://www.iletisim.gov.tr/.../cumhurbaskani-erdogan...
(04) https://www.bbc.com/turkce/articles/cvgr5vj9xqko
(05) https://www.suriyegundemi.com/abd-nin-suriye-deki-kara...
(06) https://www.sde.org.tr/.../abd-basina-10-milyon-dolar...
(07) https://www.forbes.com.tr/.../abd-suriye-de-hts-nin...
(08) https://www.aa.com.tr/.../disisleri-bakani-fidan.../3428281
#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP