Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA ŞEHİRLERİ BULUŞTU
Orta Doğu Ve Kuzey
Afrika Şehirleri, Ekrem İmamoğlu’nun Çağrısıyla İstanbul’da Buluştu.
İnsanlık tarihi boyunca çatışmalı
ortamlara sahne olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın önemli şehirlerinin
yöneticileri, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıyla İstanbul’da
buluştu.
10 farklı ülke ve 15 şehirden
gelen belediye başkanları ve diplomatik temsilcilere seslenen İmamoğlu, *Bu tarihi toplantıyı açarken, şehirlerin barış, istikrar
ve kalkınmayı teşvik etme rolünü güçlendirmek adına bir yol haritası sunuyorum*
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
şehirleri arasında bir barış ve refah ağı kurarak, sürekli diyalog ve bilgi
paylaşımı içerisinde ortak projeler geliştirelim. Gelin hep birlikte, savaştan
çıkan kentlere, insan ayırımı yapmaksızın bölgesel destek mekanizmaları kuralım.
En başarılı projelerimizi birbirimizle paylaşalım. Uluslararası toplumun,
bölgemizdeki çatışmalardan zarar görmüş kentler için bir yeniden güçlü imar
fonu oluşturmasına sözcülük ve liderlik yapalım.
Bu fon sayesinde, sadece
kentlerin yeniden inşa edilmelerini değil, başka topraklara sığınmak zorunda
kalan milyonlarca insanın evlerine onurlu biçimde dönmelerini hep birlikte
mümkün kılalım” dedi.
*Suriye’deki
yıkımın sorumlusu, yalnızca halkına baskı yapan ve yıllarca sıkıntı çektiren,
halkını yok sayan bir otokratik rejim değildir* diyen İmamoğlu, “Suriye’nin
bugünkü durumu, aynı zamanda ülkenin etnik ve dini farklılıklarını çıkarları
için kullanan, bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsedip, diğer
taraftan ülkeyi parçalamaya uğraşanların eseridir. Büyük bir direnç gösteren,
kendi kaderine sahip çıkan Suriye halkı, şimdi ülkelerini ve demokratik
kurumlarını yeniden inşa etmek için çalışacak.
ORTAK PROJELER GELİŞTİRELİM
İmamoğlu’dan
Uluslararası Çağrı: Ortak Projeler Geliştirelim
Yapmak, yıkmaktan çok daha
zordur. Önümüzde çok çetin bir süreç var. Temennimiz ve arzumuz, Türkiye için
neyse Suriye için de odur: Özgür, bağımsız, kapsayıcı ve demokratik bir Suriye.
Bugün 2 milyona yakın Suriye vatandaşına ev sahipliği yapan İstanbul, savaştan
çıkan kentlerin sosyal ve ekonomik gelişmesinde, Suriye’ye en üst seviyede
destek olmaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.
10 ÜLKEDEN 15 ŞEHRİN YÖNETİCİLERİ İSTANBUL’DA
10 Ülkeden 15 Şehrin
Yöneticileri İstanbul’da Orta Doğu Ve Kuzey Afrika’yı Konuştu
Türkiye,
Filistin, Irak, Ürdün, Fas, İran, Mısır, Libya, Suudi Arabistan ve
Kırgızistan'ın önemli şehirlerinin belediye başkanları ve diplomatik
temsilcileri, bölgesel barışa katkı sunmak amacıyla İBB- İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin ev sahipliğinde bir araya geldi.
TBB-
Türkiye Belediyeler Birliği ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; Ramallah, Salfit,
Bağdat, İsfahan, Amman, Rabat, Kazablanka, Erbil gibi şehirlerin yöneticileri
ve birçok ülkenin diplomatik temsilcilerini, ODKA- Orta Doğu ve Kuzey Afrika Barış
ve İş Birliği Başkanları Toplantısı kapsamında İstanbul’da ağırladı. Mersin
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
Zeydan Karalar ve Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecan da ODKA toplantısına
katılan isimler arasında yer aldı. Uluslararası toplantıda; Türkçe, Kürtçe,
Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde anlık çeviri yapıldı.
“İSTANBUL, KÖPRÜ GÖREVİNİ YAPACAK”
“İstanbul, Bir Kez
Daha Bir Köprü Görevi Görüyor” Misafirlerini,
Artİstanbul Feshane’de ağırlayan İmamoğlu, ODKA açılış konuşmasında şunları
söyledi:
“Sizleri
bugün, İstanbul’da, tarihin mirası ile günümüzün dinamizmini bir araya getiren
Feshane’de bulunuyoruz. 19. yüzyılın ilk yarısında fes imâl eden bu sanayi
tesisi, bugün kütüphanesi ve sergi alanlarıyla bir kültür merkezi. Feshane de
İstanbul gibi, bölgemizin kültürel zenginliğini, direncini ve kendini
yenileyebilme gücünü simgeliyor.
Bugün, Orta Doğu ve Kuzey Afrika şehirlerinin
temsilcileri olarak, barış ve iş birliği vizyonuyla bir araya geldik. Çünkü
yoksulluk, adaletsizlik, savaş ve göç gibi sınır aşan pek çok sorunun birlikte
yaşandığı bu dönemde, biz yerel yöneticilere tarihi bir sorumluluk düşüyor.
Ukrayna’da, Gazze’de, Lübnan’da ve Suriye’de yaşananlar, bize önemli bir
gerçeği bir kez daha hatırlatıyor:
Komşumuzda
istikrarsızlık ve çatışma varken, biz ne refah ne de güven içinde olabiliriz.
Bu nedenle birlikte hareket etmeliyiz. Yalnızca krizleri yönetmekle kalmamalı,
şehirlerimizde yaşayanların refahını arttıracak bir gelecek vizyonu ortaya
koymalıyız.”
TARİHSEL MİRASDA BARIŞ, REFAH VE BİLİMİN ÇOK ÖNEMLİ
“Orta Doğu Ve Kuzey
Afrika’nın Tarihsel Mirasında Barış, Refah Ve Bilimin Önemli Bir Yeri Vardır”
“Bugün
karşılaştığımız zorluklar ne olursa olsun, unutmayalım ki, Orta Doğu ve Kuzey
Afrika’nın tarihsel mirasında barış, refah ve bilimin önemli bir yeri vardır.
Hep var olmuştur. Bu miras, bize, bölgemizin en parlak dönemlerinin
yalnızca güçlü liderlere değil, şehirleri, toplumları ve kültürleri birbirine
bağlayan ilişkilere dayandığını hatırlatır. Örneğin; İskenderiye’nin ünlü
kütüphanesi, farklı medeniyetlerin bilgisine ev sahipliği yaptı. Aynı dönemde,
Bergama’da da rakip bir kütüphane kuruldu.
Tarih,
bu dönemlerde şehirlerin, orduları ile değil, kütüphaneleriyle yarıştıklarına
tanık oldu. Abbasi Halifeliği'nin Bağdat’ı, bilginin ve bilimin merkeziydi.
Beyt-ül Hikme'de üretilen bilgi, yalnızca İslam dünyasını değil, Avrupa
Rönesansını da besledi. Osmanlı İmparatorluğu ise, merkezi İstanbul olmakla
birlikte, gücünü Halep, Şam, Bağdat, Kahire, Tunus gibi çok kültürlü şehirlerin
oluşturduğu ağlardan aldı. Bu şehirler, Doğu Akdeniz'den Balkanlar'a, Karadeniz'den
Hint Okyanusu’na halkları ve ekonomileri birbirine bağlayan köprüler
oldu.”
BARIŞI KORUMAK KOLAY DEĞİLDİR
“Barışı Korumanın
Kolay Olduğunu Kimse İddia Edemez”
“Bugün
burada, bu iş birliği ve ilişki ağlarını yeniden nasıl canlandırabileceğimizi
birlikte konuşacağız. Elbette barışı korumanın kolay olduğunu kimse iddia
edemez; özellikle de günümüzde. Güney komşumuz Suriye’de, 61 yıllık Baas
rejiminin 10 gün içinde yıkılışını izledik.
13
yıllık iç savaş sürecinde, Suriye çok ağır bir bedel ödedi. 600 bine yakın
Suriyeli, ne yazık ki iç savaşta hayatını kaybetti. Nüfusun yarısından fazlası
yerlerinden edildi; ya ülke içinde ya da Türkiye, Lübnan, Ürdün başta olmak
üzere, komşu ülkelerde farklı şehirlere sığındılar. Altyapı, yollar,
hastaneler, okullar tahrip edildi; ekonomi, eğitim ve sağlık sistemi çöktü.
Suriye halkı, bir savaş travması ve belirsizlik içerisinde.”
SORUN TÜRKİYE İÇİN
NEYSE SURİYE İÇİN DE ODUR
“Suriye’nin Bugünkü
Durumu, Bir Taraftan Suriye’nin Toprak Bütünlüğünden Bahsedip, Diğer Taraftan
Ülkeyi Parçalamaya Uğraşanların Eseridir”
“Suriye’deki
yıkımın sorumlusu, yalnızca halkına baskı yapan ve yıllarca sıkıntı çektiren,
halkını yok sayan bir otokratik rejim değildir. Suriye’nin bugünkü durumu, aynı
zamanda ülkenin etnik ve dini farklılıklarını çıkarları için kullanan, bir
taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsedip, diğer taraftan ülkeyi
parçalamaya uğraşanların eseridir.
Büyük
bir direnç gösteren, kendi kaderine sahip çıkan Suriye halkı, şimdi ülkelerini
ve demokratik kurumlarını yeniden inşa etmek için çalışacak. Yapmak, yıkmaktan
çok daha zordur. Önümüzde çok çetin bir süreç var. Temennimiz ve arzumuz,
Türkiye için neyse Suriye için de odur:
Özgür,
bağımsız, kapsayıcı ve demokratik bir Suriye. Bu noktada, terör örgütlerinin
istikrarsızlıktan ya da yoksunluktan faydalanarak Suriye halkını istismar etmelerinin
engellenmesi hayati önem taşıyor. Bu konuda biz yerel yöneticilere de çok
önemli sorumluluklar düşüyor.”
“İSTANBUL, SURİYE’YE DESTEK OLACAKTIR”
İstanbul, Suriye’ye En
Üst Seviyede Destek Olmaya Kararlıdır”
“Bugün
2 milyona yakın Suriye vatandaşına ev sahipliği yapan İstanbul, savaştan çıkan
kentlerin sosyal ve ekonomik gelişmesinde, Suriye’ye en üst seviyede destek
olmaya kararlıdır. Sevdiklerini, evlerini ve tüm mal varlıklarını bırakarak,
Türkiye ve civar ülkelere giden Suriyeliler, yurtlarına geri döndüklerinde yeni
bir bedel ödememeli. Bu yüzden, geri dönerek ülkelerini yeniden inşa etmek
isteyenlere, elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız.
Gönüllü
olarak geri dönmek isteyenlere, İBB Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları
İSMEK’lerde, belediyecilikten zanaatkârlığa pek çok alanda eğitim verebiliriz.
Kardeş şehrimiz Şam’la çatışma sonrası kentlere yönelik bir eylem planını
onlarla birlikte hazırlayabiliriz. Bu çerçevede; kapsayıcılık, kalkınma ve
refah ilkeleri üzerine oturan *İstanbul Modeli*’nin birikiminin ve
geliştirdiğimiz pek çok ‘dayanışma belediyeciliği’ uygulamasının, bölgedeki
büyük şehirlere ilham kaynağı olabileceğini biliyorum ve düşünüyorum. İBB
olarak, afet ve acil durum sonrası müdahaleler konusundaki tecrübemizi dâhil
olmak üzere, her türlü bilgi birikimimizi paylaşmaya hazırız.”
BARIŞ İÇİN SİLAHLARIN SUSMASI YETMEZ
“Suriye’de yeni bir dönem başlarken, Gazze’de savaş ve yıkım ne
yazık ki sürüyor. Son 13 ayda hayatını kaybedenlerin sayısı,
45,000’e yaklaştı. Bunlardan yüzde 70’i kadın ve çocuk. Filistin halkı, topraklarına
geri dönüş ve bağımsızlık için onlarca yıldır mücadele ediyor. Ancak durumları
her geçen gün daha da zorlaşıyor. 5 milyondan fazla Filistinli mülteci,
vatansızlık ve en temel haklarından mahrum kalmakla karşı karşıya.
Filistin
davasının adil ve kalıcı bir şekilde çözülmesi, yalnızca bölgesel istikrar için
değil, küresel adalet ve barış için de kritik öneme sahiptir. Oysa uluslararası
toplumun önemli bir kısmı, Filistinlerin yaşamakta olduğu trajediye de
İsrail’in bölgedeki fütursuz saldırılarına ve yayılma politikalarına karşı da
dilsiz ve sağır. Barış için silahların susması yetmez, insanların güvenlik ve
huzur bulması gerekir. Silahların sustuğu durumlarda bile, savaşların ve
politik istikrarsızlığın mirası olan göç, yoksulluk, işsizlik ve eşitsizlik
devam ediyor.”
GÜVENSİZLİK VE İSTİKRARSIZLIK, SAVAŞ YARATIYOR
“Güvensizlik Ve
İstikrarsızlık, İnsanları Köktenci Arayışlara Sürükleyip, Sonra Da İç
Çatışmalar Ve Savaşlara İtiyor”
“Yoksulluk
sınırının altında yaşayanların sayısı, 190 milyonu aştı. Gençlerimizin yaklaşık
yüzde 30'u işsiz. Bu oran, dünya ortalamasının iki katı. İklim değişikliği ve
su kıtlığı, şehirleri doğrudan etkiliyor. Burada bulunan arkadaşlarımın
bölgesindeki iklim değişikliği ve su kıtlığı, şehirleri doğrudan etkiliyor.
Hepiniz bunu yaşıyorsunuz.
Orta
Doğu ve Kuzey Afrika, kişi başına düşen su miktarı açısından dünyanın en fakir
bölgesi. Ekonomik zorluklar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan göçler,
bölgemizin toplumsal yapısını derinden sarsıyor. Gelir eşitsizliği
derinleşirken, halkların yönetimlere olan güveni azalıyor, siyasal
istikrarsızlık artıyor. Güvensizlik ve istikrarsızlık, insanları önce köktenci
arayışlara sürüklüyor, sonra da iç çatışmalar ve savaşlara itiyor.”
SAVAŞ, GÖÇ VE YOKSULLUK KADER OLMAMALI
“Savaş, Göç Ve
Yoksulluk, Hepimizin Ortak İnsanlık Değerlerine Meydan Okuyor”
“Savaş,
göç ve yoksulluk, hepimizin ortak insanlık değerlerine meydan okuyor. Bu
sorunlarla mücadele, sınırların ötesine uzanan bir dayanışmayı ve çabayı
zorunlu kılıyor. Ancak bugün, siyasi engeller ve gerilimler, şehirlerimizi
birbirinden koparmış, hatta düşmanlaştırmış durumda. Bu gidişatı hep birlikte
değiştirmek zorundayız.
Başlattığımız
bu girişim, Orta Doğu ve Kuzey Afrika şehirlerinin uluslararası ilişkilerde
artan rollerini ön plana daha güçlü bir şekilde çıkarmayı hedefliyor. Orta Doğu
gibi, çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelerde, şehirler gerilimleri azaltarak,
uzlaşmanın merkezleri haline, güçlü ve güzel yaşamın merkezleri haline, her
birimizin çabasıyla gelebilir.
Vatandaşlara
en yakın, her gün dokunan, onlarla birlikte yaşayan idari yapılar olan kentler,
katılımcı politikalarla, büyük çatışmaların temelinde yatan eşitsizliklerin
giderilmesine önemli katkılarda bulunabilir.”
BARIŞ, İSTİKRAR VE KALKINMAYI TEŞVİK EDELİM
“Şehirlerin Barış,
İstikrar Ve Kalkınmayı Teşvik Etme Rolünü Güçlendirmek Adına Bir Yol Haritası
Sunuyorum”
“Bu
tarihi toplantıyı açarken, şehirlerin barış, istikrar ve kalkınmayı teşvik etme
rolünü güçlendirmek adına bir yol haritası sunuyorum. Orta Doğu ve Kuzey Afrika
şehirleri arasında bir barış ve refah ağı kurarak, sürekli diyalog ve bilgi
paylaşımı içerisinde ortak projeler geliştirelim.
Ortak
coğrafyamızın yaşadığı sarsıcı dönüşümler karşısında, özellikle çatışma sonrası
toplumlarda kentsel kalkınmayı hızlandıracak kurumsal bir bilgi birikimini
oluşturmamız ve bunu birlikte geliştirmemiz gerekiyor. Gelin hep birlikte,
savaştan çıkan kentlere, insan ayırımı yapmaksızın bölgesel destek
mekanizmaları kuralım. En başarılı projelerimizi birbirimizle paylaşalım.
Sınır
ötesi girişimleri teşvik ederek, ortak sanat etkinliklerinden ticaret
fuarlarına ve kentsel planlama projelerine kadar, kültürel ve ekonomik
değişimleri, güçlü şehirlerimiz öncülüğünde geliştirelim. Birleşmiş Milletler
gibi uluslararası aktörlerle çalışarak, şehirlerin barış inşasında kilit
aktörler olarak tanınmasını ve desteklenmesini sağlayan girişimleri hep
birlikte başlatalım.
Uluslararası
toplumun, bölgemizdeki çatışmalardan zarar görmüş kentler için bir yeniden
güçlü imar fonu oluşturmasına sözcülük ve liderlik yapalım.”
SIĞINMACILARIN EVLERİNE ONURLU DÖNMELERİNİ SAĞLAYALIM
“Milyonlarca İnsanın
Evlerine Onurlu Biçimde Dönmelerini Hep Birlikte Mümkün Kılalım”
“Bu
fon sayesinde, sadece kentlerin yeniden inşa edilmelerini değil, başka
topraklara sığınmak zorunda kalan milyonlarca insanın evlerine onurlu biçimde
dönmelerini hep birlikte mümkün kılalım. Bugün, İstanbul’dan, Orta Doğu ve
Kuzey Afrika şehirlerinin, yeniliğin ve dayanıklılığın sağlam kaleleri olduğu
bir gelecek hayal ettiğimizi bütün dünyaya en güçlü şekilde duyuralım.
İstanbullular
olarak, bu ilk toplantımıza ev sahipliği yapmaktan büyük onur duymaktayım.
Dilerim ki; bugün tohumlarını attığımız bu birliktelik ve dayanışma da tıpkı üç
yıl önce aynı hayallerle kurduğumuz B40 Balkan Şehirleri Ağı gibi büyüsün ve
güçlensin, birbirimizi birlikte olmaya doğru güzel bir geleceğe kavuştursun.
Bu
tarihi toplantıyı, oluşan barış ve iş birliğine yönelik güçlü irademizi, yarın
aramıza katılacak yeni belediye başkanlarımızın da okuduğunda ilham alacağı ve
davete icabet etmekte kendisini hararetli kılacağı, tüm dünyaya duyuracağımız
ortak beyanımızı sizlerle oluşturacak şekliyle sabırsızlıkla beklediğimi ifade
ediyorum.
Bu
anlamlı buluşmaya katıldığınız ve böylesi bir iradenin kurucusu olma iradesini
ortaya koyma duygunuzu kabul ettiğiniz ve buraya geldiğiniz için her birinize
teşekkür ediyorum.”
ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA ELE ALINDI
Toplantı, İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından, gün boyu
oturumlarla devam etti. “Barış İnşasında
Şehirlerin Rolü: Fırsatlar ve Zorluklar” başlıklı oturumun konuşmacıları;
Bağdat Belediye Başkanı Ammar Mousa Kadhim, Ramallah Belediye Başkanı Issa
Kassis, İsfahan Belediye Başkan Yardımcısı Kamal Heidari, Adana Büyükşehir
Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat
oldu.
BİNLERCE YILLIK TARİHİN SORUMLULARIYIZ
“BİNLERCE YILLIK TARİHİ SORUMLULUĞUN BUGÜNKÜ
SORUMLULARI, MUHAFIZLARIYIZ”
Oturumu yöneten İmamoğlu, yaptığı değerlendirme konuşmasında
özetle şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul, bugün özellikle sığınmacı misafirleriyle birlikte,
neredeyse aktif bir biçimde 20 milyona yakın insana hizmet ediyor. Yani aslında
baktığımızda, bu masada bulunan halkların kendi yaşadığı bölgedeki en güçlü
izleri, İstanbul'da şu an yaşayabilirler. Ve bu, bugüne dair değil. Tereddütsüz
ifade ediyorum ki; kuzeyden güneye, en doğudan en batıya burada bulunan
dostlarımız, kendi şehirlerinden izleri İstanbul'da bulabilirler.
İçinde etnik kökenleri içinde mezhepleri, içinde farklı
inançları güçlü bir şekilde hissedebilecekleri bir şehirdeyiz. Demokrasi,
çoğunluğun yönettiği bir duyguyu kapsar. Ama aynı zamanda bütün haklarını
savunmak ve onu en güçlü şekilde eşit birey haline getirme duygusunu da korur.
Bu kapsamda biz, özellikle tarih boyunca coğrafi merkez olan
İstanbul'da, bu duyguyu en üst seviyede tutan, bireysel hak ve özgürlükleri,
inançlarıyla ilgili ortamlarını kolaylaştırıcı çalışmaları yapmayı, kendi
adımıza, bize binlerce yıllık tarihi sorumluluğun bugünkü sorumluları,
muhafızları olarak görüyoruz.”
KOMŞULARIMIZIN HUZURU, GÜVENCEMİZDİR
“Komşularımızın
Huzuru, Bizim İçin De Bir Güvencedir”
“Bu kapsamda böylesi kapsayıcı bir duyguyu, bu kadim kentte
ortaya koyma bakış açısıyla olduğunda, inanınız ki Müslümanları, Hristiyanları,
Musevileri ya da Türkleri, Kürtleri, Arapları ya da farklı mezhepleri kendi
içinde barındıran bütün duygularla, her bireyi mutlu etme ve kendi özel
yaşamında kendini güvende hissettiği bir şehir var etme duygusunu, tereddütsüz
başımızın tacı ve önümüzdeki en birinci unsur olarak görüyoruz.
Bu yönüyle hareket ettiğimizde, biz inanıyoruz ki,
İstanbul'umuz, şehrimiz huzurlu olur. İnsanlarımız kendini güvende hisseder. Ve
biz inanıyoruz ki, bu duygu buradan başka şehirlere de dağılır. Sadece
ülkemizde değil ve inanıyoruz ki sizin gibi çok yakınımızdaki komşularımıza
geçer ve dayanışma içerisinde onlardan bize, bizlerden onlara pozitif duyguyu
en güçlü şekilde birbirimize hissettiririz. Ve şu inançla ifade etmek isterim
ki;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, her komşumuzun kendi
içindeki bütün hak ve hukukun korunduğu, adaletin önde olduğu, huzurlu bir ülke
olabilmesi, güvende bir olabilmesi, bizim için de bir güvencedir. Bizim de
huzur içinde olmamız ve güvende olmamız, onlar için de bir güvencedir. İşte bu
dayanışmayı, şehirlerden başlayan, ülkelerimize, sonra ülkeler arası diyaloğa
taşıyan, iyi örneklerle birbirimize iyi olmayı hissettiren bir süreci var
etmek...”
BARIŞA DAİR GÜÇLÜ İFADELERİNİZ İÇİN SİZİ TEBRİK EDİYORUM
“Barışa Dair Güçlü
İfadelerden Ötürü Bütün Katılımcıları Tebrik Ediyorum”
“O bakımdan gerçekten değerli bir başlığı, ‘Barış İnşasında
Şehirlerin Rolü’ başlığını, çok güçlü kavramlarla tartıştık ve paylaştık.
Özellikle güçlü bir biçimde İsfahan Belediye Başkan Yardımcımız Kamal Bey'in,
bu buluşmanın bir kurumsallığa dönüşmesi noktasında önerisini de çok değerli
bulduğumu ifade etmek isterim.
Umarım bu buluşma, bir sonraki buluşmayı, daha sonra da bunu
kurumsal buluşmalara dönüştürerek, farklı şehirlerde de ev sahibi olmalarını
sağlayıp, dayanışmayı daha üst seviyeye taşıyarak, yine farklı dünya
ölçeğindeki kuruluşlara da altlık oluşturan, onlara daha farklı seviyedeki
şehirlerin buluşmalarında oluşan duyguyu aktaran ve dünyayı temsil ettiğini
düşünen kurumlarda da eşitsizliklerin ya da güven duygusunu ortadan kaldıracak
duyguların var olmasını sağlayacak bir zemini oluşturan bir masaya dönüşebilir,
diye de ifade etmek isterim.
Barışa dair güçlü ifadelerden ötürü bütün başkanları, bütün
katılımcıları tebrik ediyorum.”
“Barış ve İşbirliği İçin Şehir Diplomasisinde En İyi
Uygulamalar” başlıklı oturumda; Amman Belediye Başkanı Yousef Alshawarbeh,
Rabat Belediye Başkanı ve Metropolis Başkan Yardımcısı Fatiha El Moudni,
Salfit Belediye Başkanı ve APLA- Filistin Yerel Yönetimler
Birliği Başkanı Abdal Karim Zubaydi,
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile
Tahran Belediye Başkan Danışmanı ve Sözcüsü A. Motahar Mohammad
görüşlerini paylaştı.
“Kentsel Kalkınmanın Yerel Yönetimlerce Teşvik Edilmesi”
başlıklı günün son oturumu ise, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT)
Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Kazablanka Belediye Başkanı
Nabila Rmili, Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecan, Erbil Valisi Omed
Abdulrahman Hasan Khoshnaw ve İBB Başkan Danışmanı Serkan Özcan’ın
katılımlarıyla gerçekleştirildi.
#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
Fotoğraf Link: https://we.tl/t-VMljxJqvub
Video Link: https://we.tl/t-3zLD2uxIMP
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP