Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
K. KILIÇDAROĞLU SEVENLERİ DESTEK İÇİN ANKARA’DA
Kemal Kılıçdaroğlu sevenleri safları sıklaştırıyor ve
destek İçin kafileler halinde Ankara’ya gidiyor.!
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan ve duruşması 22 Kasım’da Ankara’da yapılacak olan hapis ve siyasi yasak istemli dava için Türk halkından büyük destek var.
Kılıçdaroğlu’nun duruşmaya ilişkin sosyal medyadan yayınladığı *safları sıklaştırın* başlıklı video yayını sonrasında Toplumun değişik kesimlerinden ve kendisini sevenlerinden destek geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikâyeti üzerine CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan hakaret davasının duruşması 22 Kasım Cuma günü saat 14.00’te Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.
CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında açılan hapis ve siyasi yasak istemli davanın 22 Kasım’da görülecek duruşmasına ilişkin sosyal medyadan "safları sıklaştırın" başlıklı bir video yayınladı.
Birçok siyasi Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı videoyu alıntılayarak
sosyal medya üzerinden destek mesajları paylaştı.
#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
KILIÇDAROĞLU DURUŞMASI ANKARA’DA YAPILDI
Dili nihayet çözülmüş. Kılıçdaroğlu’nun
müthiş savunması.
Hele şükür. Başkan iken bu kadar konuşsaydı kesin CB olabilirdi.
CHP'nin 7’nci Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın şikâyeti üzerine açılan hakaret davasında bugün 22 Kasım 2024 Cuma günü hâkim karşısına çıktı. İşte Kılıçdaroğlu'nun savunması...
Sayın Yargıç, Konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi: Ben buraya işlediğim bir
suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek,
hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.
İkincisi: Maruz bırakıldığım bu hukuksuzluğun öznesi ve sebebi olmadığınızı biliyorum. Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur. Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk.
Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri
kayıt altına alma fırsatı sunmuştur. Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye
çıkmamın nedeni; Erdoğan'a "Başçalan, Hırsız ve Başhırsız" demiş
olmamdır.
Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir
pişmanlığımın olmadığını söylemek isterim.
Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, "Rüşvet suçundan" çıkmadım.
Ne mutlu ki bana, "yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız"
olarak karşınıza çıkmadım Ve yine ne mutlu ki bana Sayın Yargıç, karşınıza
"Vatana ihanetten" de çıkmadım.
Karşınıza Sayın Yargıç, "Hırsıza hırsız"
dediğim için çıktım.
Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum;
"Oğlum evdeki paraları sıfırladın mı.?" diyen adam HIRSIZDIR.
"Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır" diyen adam zengin olmuş ise Sayın Yargıç, buradan tekrar söylüyorum BAŞÇALANDIR - HIRSIZDIR.
Sayın Yargıç;
Ben Kemal Kılıçdaroğlu..!
Maliye Bakanlığında hesap uzmanlığı,
Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı
yaptım. Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunda Genel Müdürlük ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığında Müsteşar yardımcılığı yaptım.
Siyaset arenasına girmeden önce Üniversitede ders verdim.
Milletvekilliği ve Grup Başkan Vekilliği yaptım. Daha sonra üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanlık görevini 13 yıl boyunca yerine getirdim.
Sayın Yargıç,
Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim.
10 binlerce memura amirlik yaptım.
Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim.
Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur.
Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç.
68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim. İdamlara
tanıklık ettim. Daha sonraları anladım ki,
Sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler
olduğunu. Düşmanlarımızın ise tek olduğunu.
Aslında, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca
çalışan Emperyalistlerdi bizim tek düşmanımız.
O kara günler geçtikten sonra, darbeler ve idamlar sürecini çok düşündüm ve
tek bir şeye İnandım...
"Biz; sağcı-solcu, seküler-dindar, Alevi-Sünni,
Türk-Kürt- " değildik.
Biz, Dünyanın en güzel toprakları olan bu vatanda, barış, kardeşlik, huzur
ve bereket İçerisinde yaşama mücadelesi veren, ama İşgalci güçler ve onların
içimizdeki işbirlikçileri eliyle birbirini öldüren...
Gençlerini uyuşturucu baronlarının eline terk etmiş,
Çocuklarının eğitim-sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayamayan,
Gelişmiş dünyanın çoktan unuttuğu saçma konular yüzünden kutuplaşmış,
Emeklisi aç, Hastası tedavi edilemeyen, Sınırları korunamayan, Emeği
sömürülen,
İnsanlık onuruna yakışan bir hayattan çok uzaklaşmış, Ağız dolusu gülmeyi
unutmuş, 85 milyon ve tek millet olan kardeşler olduğumuza inandım.
Anlatacağım Sayın Yargıç, Sizde bunu aziz millet adına ve tarih önünde
kayıtlara geçirin.
HERKES İYİ DİNLESİN! BU SÖZLERİME KULAK VERSİN.!
Sayın Yargıç bu anlatacaklarımın dava konusu ile ne alakası var demeyin!
Bakın yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor!
Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını
veremeyenler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke
için felaketlerin kapısını aralar. Bakınız, Büyük Ortadoğu Projesinin 2. Fazına
geçildi.!
Emperyalistlerin, İşgalcilerin ve Vatanımızda-Çocuklarımızda-Geleceğimizde
ve Canımızda gözü olan düşman cephesinin kurduğu planın ilk aşaması tamamlandı.
Şimdi ikinci aşaması uygulamaya kondu...
85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum;
Büyük Ortadoğu Projesinin ilk aşaması şudur;
Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri,
Teröre ve uluslararası suç teşkil edecek işlere girmesini sağladıkları,
Ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandıracak
"Tek Adam" rejimi kurmaktı. Ve en önemlisi;
Ülkedeki bütün güçleri *TESLİM ALABİLECEKLERİ* bir
tek adamda birleştirmekti.
İlk faz tamamlandı. Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde
birleştirdikleri *TEK ADAM ve SARAY REJİMİ*ni
kurdular.
Hatırlayın.! Çıkarlarımız gereği kabul etmediğimiz ilk tekliflerinde
Trump, Erdoğan'a ne dedi.? "Mal varlığını araştırırım",
Teslim alınmış ve bütün yetkileri elinde bulunduran "saray" ne
yaptı.?
İstediklerini derhal yerine getirdi.
HATIRLAYIN SAYIN YARGIÇ!
"Bu can bu bedende olduğu sürece o papazı vermem" diyen Erdoğan,
ne oldu da bir anda çark etti?
Henüz mahkeme saati dahi gelmemişken, Rahip Brunson'ı götürecek uçağı
kapımıza yollamışlardı bile...
Sayın Yargıç, Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin
ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan'ın bu tehdide hemen
boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor.
Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet
edemez. Bu da tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir.
İŞİD terör örgütü ile petrol alışverişi yapan damadına ait TIR konvoyunun
uydu görüntüleri ve ticaret yaptıkları belgelerde bir başka devlet tarafından
kullanılarak tavizler alınıyor.
Damadı üzerinden Putin'in, çocukları üzerinden Trump'ın, çeteleri yüzünden
İsrail'in teslim aldığı bir Erdoğan ve ilk aşaması tamamlanmış bir B.O.P var
karşımızda.
Hiç kimse unutmasın ki;
Yolsuzluklarla, devleti soyanlara suskun kalanlar onurlarını kaybederler.
Biz onurlu insanlarız. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız. Beni en iyi
devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi
araştırdılar...
Sayın Yargıç;
Siyaset kurumu devleti soymanın bir aracı değildir.
SİYASET HALKA HİZMET ETMEKTİR.
Sayın Yargıç,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölme ve parçalama projesinin 2. aşaması
başlıyor.
Bakınız, BOP'un 2. Aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu
haline getirilmiştir? Ne acıdır ki para uğruna Türkiye'ye "Geri Kabul
Anlaşması" imzalatılmıştır.
Sayın Yargıç Unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı
nüfus olarak büyütüp, ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu
yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet
etmiş olursunuz. Açıkça söylüyorum bugün için yapılan budur.
Bakınız bugün
Devletimiz borçlandığı her 100 lira karşılığında 135
lira faiz ödüyor.
Bakınız! Lütfen dikkat ediniz, Bunu herkesin duyması ve bilmesi gerekiyor!
Her 100 lira için 135 lira faiz ödüyoruz.
Çok değil daha bir kaç yıl önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından 128
Milyar dolar buharlaştırıldı.
Sayın Yargıç, tekrar ediyorum.
Millete ait 128 Milyar Dolar para, yandaşa ve 5'li
Çetelere arka kapıdan satılarak yok edildi. Bir vatansever için ne kadar
acı bir tablo değil mi?
Borçlanıyor ve borcumuzu ödeyemez hale geliyoruz. Bunun ekonomi bilimindeki
en basit karşılığı şudur; "Para alan, emir alır."
Ödeyecek paranız yoksa elinizdeki toprakları vermek zorunda kalırsınız.
KISA, ÖZ VE DİREKT SÖYLÜYORUM.!
Erdoğan, Kıbrıs ve Ege de taviz ve toprak verecek.
Kendisi daha ilk yıllarında dahi bu amacını dile şöyle dile getirmişti!
Hatırlayın !!
"Gerekirse Kıbrıs'tan bir kısım toprakta verilebilir" Diyen
Erdoğan,
"Emir komuta merkezim isterse Papaz elbisesi giyerim" diyen
Erdoğan,
"Hem laik hem Müslüman olunmaz" diyen Erdoğan,
"Valilere çukurlar eşilirken, dokunmayın talimatını ben verdim"
diyen Erdoğan, "Ne istediler de vermedik, bitsin bu hasret dön gel"
diyen Erdoğan,
Kurucu irademiz ve liderlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
"Ayyaş" diyen Erdoğan,
Dolayısıyla Erdoğan; Ülkemiz, devletimiz, birliğimiz
ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir.
BOP'un 2. Aşaması Kıbrıs ve Ege'den toprak ve taviz vererek tamamlanmayacak
Sayın Yargıç.! Devam edecek.
Ülkemize sokulan ve sayısı belli olmayan ama on milyonlarla ifade edilen,
geri kalmış dünyanın hemen her tarafından yurdumuza gelen,
Eğitimsiz, kayıtsız, geçmişi bilinmeyen ve içerisinde çok sayıda cihatçı
olduğu tahmin edilen, milyonlarca sığınmacı, emperyalistlerin Erdoğan eliyle
ülkemiz üzerinde kurduğu korkunç tablo bir beka sorunudur.
Sayın Yargıç, lütfen söylediklerimi dikkatlice kayıt altına alın.!
İÇ KARIŞIKLIK, DIŞ MÜDAHALE ZEMİNİ OLUŞTURUR.
Bu yakın tarihte her zaman böyle olmuştur. Ekonomisi zayıflamış hatta
çökmüş,
Sınırlarını koruyamayan, Adalet sistemi tek adama bağlanmış,
Denetleme mekanizması yok edilmiş, Şeffaflık ve hesap sorabilirliği
olmayan,
Liyakat ve ehliyete göre değil, biat ve itaat edenlerin devlet kademelerine
geldiği bir sistem sürdürülebilir değildir.
IRAK'IN İŞGALİNİ HATIRLAYIN LÜTFEN.!
O dönem ülkemizde başkanlık sistemi denen ucube saray rejimi henüz yoktu.
Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Irak'ı işgal etme talebi Türkiye Büyük
Millet Meclisimiz tarafından reddedilmiş, Amerikan askerlerinin ülkemize girişi
engellenmişti.
O dönem güçler ayrılığı vardı ve tek adam rejimi yoktu.
Peki, o dönem şu anki Başkanlık rejimi olsa ve Erdoğan Başkan olsaydı,
Sizlere, vicdanlarınıza ve kamuoyuna soruyorum,
Erdoğan bu tezkereye "Hayır" diyebilir miydi.? Tabi ki hayır.
Tekrar hatırlayın beyefendi o dönem "Amerikan askerlerinin evlerine
sağ salim dönmeleri için dua ediyordu"
Güçler ayrılığı olmayan ve Teslim Alınabilecek - Tekrar ediyorum- yasadışı
mal varlığı dolayısıyla teslim alınabilecek tek bir kişi üzerine inşa edilen bu
ucube sistem ülkemiz için beka sorunudur. Ben Kemal Kılıçdaroğlu.! 75
yaşındayım.
Hayatım boyunca alnımın teriyle kazandım, Çocuklarımı helal lokma ile
büyüttüm,
Maaşımdan biriktirdiklerimle satın aldığım ve hali hazırda içinde yaşadığım
evimin dışında, kooparetife girerek edindiğim Ankara'nın Büğdüz köyündeki
evimden başka bir mal varlığım yoktur.
ÇOK BÜYÜK BÜTÇELER YÖNETTİM,
Her zaman ve her adımımda fakir-fukaranın parasını ve çıkarını gözettim.
Milletimi ve devletimi her zaman sevdim, onlara sadakatten hiç ayrılmadım.
Bütün yaşamım boyunca parayla hiç işim olmadı, dönüp yüzüne bile bakmadım.
Terör örgütü PKK tarafından kurşunlandım, kucağımda şehit verdim.
Defalarca suikastlara, linçlere ve saldırılara uğradım.
Canımla sınandım geri adım atmadım.
Ailemle ve çocuklarımla tehdit edildim oralı bile olmadım.
Para ve zengin bir hayat vaat ettiler, satılmadım-satın alınamadım.
Hiç bir zaman teslim alınmadım Sayın Yargıç. Bunu Aziz Milletimiz bilsin,
Devletimi ve milletimi sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim.
Ben Kemal Kılıçdaroğlu,
Hatalarım, Pişmanlıklarım ve Üzüntülerim yok mu.? Tabi ki Var.
Sayın Yargıç,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak "Kılıçdaroğlu'nu aileme
emanet ediyorum" diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi
çıktı, onlara inandığım hata ettim, Evet hatalıyım.
Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim..
PİŞMANIM
Kurulan müesses nizamı ve ülkenin içine girdiği bu tehlikeyi daha iyi
anlatamadım, Milletimizi ikna edemedim,
Sahte videolar ile sahtekârlık yapanlarla daha çok mücadele edemedim.
Üzgünüm Sayın Yargıç,
Çocukları sorduğunda hep unutkan, sofraya oturulduğunda hep karnı tok olan
anneler için üzgünüm.
Beslenme, eğitim ve sağlık problemi yaşayan, Katledilen, taciz ve tecavüze
uğrayan, sevilmeyi ve gülmeyi unutan ve yatağa aç giren her bir evladımız için
üzgünüm, kahroluyorum, yüreğime ağır geliyor.
Torunlarına mahçup olan, faturasını ödeyemeyen emeklilerimiz için üzgünüm.
Evet, üzgünüm Sayın Yargıç,
Daha bir kaç gün önce yokluktan ve yoksulluktan dolayı yanarak can veren 5
evladımız için üzgünüm.
Gece mesailerinde çalışan, orada çıkan meyveyi yemeden çocuğuna götüren,
Gece mesaiye kaldığı için evine geç giden, kendi gittiğinde çocuğu uyumuş
olan ve sabah erken işe giderken yine çocuğunun yüzünü göremeyen emekçi
anne-babalarımız için üzgünüm.
Yurtdışına kimisi kaçak yollarla, kimisi uzun uğraşlarla giden 300 bin genç
için üzgünüm. Onlar bizim geleceğimiz Sayın Yargıç.!
Onları "Giderlerse gitsinler" diyen Erdoğan'a mecbur bıraktığım
için çok üzgünüm. Okumuş, yetişmiş, zeki, pırıl pırıl 300 bin genç Sayın
Yargıç.
Peki, yerine gelen kim?
Ne olduğu belirsiz milyonlarca eğitimsiz sığınmacı.
Emperyalistler çocuklarımızı bile elimizden aldı.
Afrika kabilelerinde bir söz vardır.! Derler ki "Köyün ve ailesinin sevgisini alamayan bir çocuk, ısınmak için o köyü yakar" İşte Sayın Yargıç, o çocukları tekrar kazanamazsak bizi yakarlar.
Sizlerin ve tarihin önünde ifade etmek istiyorum. Kararlıyım.!
Bu devleti ve devletin asıl sahibi milletimizi, gelişen dünyanın gerisinde
bırakanlarla mücadele etmeye kararlıyım.
Herkes bilsin ki, bu Aziz millete tarih önünde son vazifemi yerine
getireceğim.
Bu benim namus borcum ve son yürüyüşümdür.
Konuşmamı bitirirken Sayın Yargıç, Şunu herkes bilsin ki;
100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz,
Ne bu devleti ne de bu milleti "Köhne Bizans'ın Yıldız Burcunda oturan
baykuş" özentilerine bırakmayacağız. Ve buradan milyonlar adına
sesleniyorum,
Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
BÜTÜN KUVVACI KAHRAMANLARA SELAM OLSUN,
Selam olsun, Devletin bekası-milletin salahiyeti için canını hiçbir zaman
sakınmamış bütün vatanseverlere,
Atatürk ve Cumhuriyet'e bağlılık yemini ettiği için ihraç edilen Genç
Teğmenlere,
Yurtdışına çıkmış ama geri döneceklerine inandığım 300 bin gencimize,
Ulusal kurtuluşumuza, Güzel ve Aydınlık günlere selam olsun.
Yaşasın Türkiye, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti "
https://www.tele1.com.tr/kilicdaroglundan-tariihe-not-dusen-savunma
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP