Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
50 ÜLKENİN BULUŞTUĞU BOĞAZİÇİ ZİRVESİ
Daha iyi bir dünyanın
yeni stratejileri Boğaziçi Zirvesi’nde dile geldi.
UİP- Uluslararası İşbirliği Platformu
tarafından düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’nin 15’incisi, ‘Geleceğe Köprüler
Kurmak: Barış, Teknoloji, Sürdürülebilirlik' ana teması ile başladı. Açılış
konuşmasını yapan UİP Kurucusu Cengiz Özgencil, karşılaşılan her yeni zorluğun
bizlere toplumları, ekonomileri ve hatta gezegenimizi koruyacak yeni köprüler
inşa etme zorunluluğunu hatırlattığını belirterek, "Boğaziçi Zirvesi
olarak yalnızca bugünün sorunlarına çözüm üretmek değil, yarının potansiyelini
birlikte keşfetmek için bir aradayız. Bu zirvenin, çözümler bulmanın, köprüler
kurmanın ve hepimizi daha parlak bir geleceğe taşıyacak stratejiler geliştirmenin
yollarını açacağına inanıyorum." dedi.
50’den
fazla ülkeden siyasetçilerin, bürokratların ve önde gelen iş ve fikir insanları
katıldığı 15'inci Boğaziçi Zirvesi, Four Seasons Bosphorus Otel’de başladı. İki
gün boyunca devam edecek zirveye dünyanın her yerinden önemli iş ve fikir
insanları katılırken, düzenlenecek panellerle günümüzün en önemli konuları
masaya yatırılacak. Ayrıca zirvede, her yıl olduğu gibi bu yıl da farklı
ülkelerden gelen heyetlerin önemli yatırım ve iş birliği görüşmeleri olacak.
BUGÜNÜN DEĞİL, YARININ
POTANSİYELİNİ DE BURADA KEŞFEDECEĞİZ
Zirvenin
açılış konuşmasını yapan UİP Kurucusu Cengiz Özgencil, “Geleceğe Köprüler
Kurmak: Barış, Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” olarak belirledikleri temanın
yalnızca bir kelime oyunundan ibaret olmadığına ve küresel sorunlara çözüm
arayışında yolumuzu aydınlatan bir rehber niteliğinde olduğuna dikkat çekti.
Barış, teknoloji ve sürdürülebilirlik ekseninde, karşılaştığımız her yeni
zorluğun bizlere toplumları, ekonomileri ve hatta gezegenimizi koruyacak yeni
köprüler inşa etme zorunluluğunu hatırlattığını kaydeden Özgencil,
"Dünyamız, tarih boyunca belki de hiç bu kadar hızlı bir dönüşümden
geçmemişti. Ancak bu dönüşümün merkezinde insan var; insanı geliştiren ve
yeniden tanımlayan, insan potansiyelini dönüştüren yeni teknolojiler var. Bu
nedenle, Boğaziçi Zirvesi olarak yalnızca bugünün sorunlarına çözüm üretmek
değil, yarının potansiyelini birlikte keşfetmek için bir aradayız. Bu zirvenin,
çözümler bulmanın, köprüler kurmanın ve hepimizi daha parlak bir geleceğe
taşıyacak stratejiler geliştirmenin yollarını açacağına inanıyorum." dedi.
YENİ TEKNOLOJİLER BARIŞÇIL VE İNSAN MERKEZLİ OLMALI
Özellikle
yapay zekâ devriminin bu potansiyelin merkezinde durduğunu ve yapay zekânın
bireyleri ve toplumları daha ileriye taşımada önemli bir araç olduğunu kaydeden
Özgencil, "Ancak bu yeni teknolojilerin barışçıl ve insan merkezli bir
yaklaşımla şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bizim de amacımız, yapay
zekâyı insan onurunu koruyarak ve toplumsal adaleti gözeterek
yapılandırmak." diye konuştu.
Küresel
ekonomiler yeni dengelere ve dönüşüm süreçlerine girerken, ortaklıklar ve
sürdürülebilir büyüme stratejilerinin her zamankinden daha büyük bir önem
kazandığını vurgulayan Özgencil, “Türkiye'nin GCC ve Afrika kıtasıyla
geliştirdiği ticari ilişkiler de bu çerçevede değerlendirilmeli. Ortak büyüme
stratejileri sayesinde bölgemizdeki tüm ülkeler için daha güçlü bir gelecek
inşa edebiliriz. Sınırları aşan iş birlikleri, ortak güven ve barışın
güçlendirilmesinde kilit bir rol oynayacak." ifadelerini kullandı.
ASYA PASİFİK'TEN INDO
PASİFİK'E GEÇİŞ VAR
Dış
Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da, zirve açılışında
yaptığı konuşmada, küresel gündemde özellikle son 5 yıl içerisinde COVID'le
başlayan süreçte çok önemli gelişmelerin yaşandığını kaydetti. Ticarette
serbestleşmeyi konuşurken yeni ticaret kampları ve blokların ortaya çıktığını
belirten Olpak, "Küresel ticaret, jeopolitik risklerle hızla yön
değiştiriyor. Bir zamanların iyi enerji ortakları olan Rusya ve Avrupa'nın
savaş sonrası durumunu biliyoruz. Bir dönem gündemimizden çıkmalı denen nükleer
enerjinin aniden yeşil enerji olarak kabul edildiğini biliyoruz. Avrupa yanında
Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'nın Rusya ile ilişkilerini izliyoruz.
Çin ve Amerika'nın birbirlerine uyguladıkları gümrük vergilerinin artışını ve
yeni ABD seçimlerinin sonuçlarını bir başka başlıkta görmeliyiz." dedi.
Çin'in
kendi iş sorunlarıyla birlikte gelişmekte olan ülkelerle ticari ilişkileri
arttırmanın yoğun gayreti içerisinde olduğuna dikkat çeken Olpak, "İş
dünyası olarak Çin'in Kuşak Yol projesini, ABD'nin daha iyi bir dünya için
yeniden inşa edin projesini ve AB'nin küresel geçit projesini iyi analiz
etmemiz lazım. Gündemimizdeki Asya Pasifik kavramından Hindistan'ın
yükselişiyle birlikte Indo-Pasifik kavramına doğru bir geçişi gözlemliyoruz.
Tüm bu gelişmeler etkisinde küresel ticaretin nasıl bir seyir izleyeceği
belirsizliğini korurken hizmet ihracatı ve çevreci ürünlerin ticareti ise
gündemde yerini artırarak koruyor.
Özellikle
çevreci ürünler konusunda ortaya çıkan yeni fırsat ve tehditlere değinmek
istiyorum. Yeşil dönüşüm veya kapsamı geniş olduğu için yeşil ekonomi demeyi
tercih ediyorum, bir taraftan getirilen uygulamalar sebebiyle ciddi tehditler içerirken,
diğer taraftan kimileri için de yatırım ve büyüme fırsatları ve yeni ticaret
kanalları açabilir. Benzer şekilde dijital ekonomi de sadece artan e-ticaretle
sınırlı olmayan, alışılmamış iş modellerini ortaya çıkarttı. Bu sürece
uyamayanlar için bir tehdit, süreci lehine kullananları için ise yeni fırsat
alanları demek. Biz de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu olarak bu gelişmeleri
yakından takip ediyor ve sürecin etkileneni değil, yönlendirenleri arasında
olmak için çalışıyoruz."
ADALET İÇİN EŞİT TEMSİL
GEREKİYOR
UİP
Onursal Başkanı Dr. Talal Abu Gazaleh de açılışta yaptığı konuşmada, bölgemizde
yaşanan savaş ortamına dikkat çekerek, İsrail'in giderek artan saldırganlığının
büyük bir tehlike yarattığına işaret etti. Filistin ile başlayan ve Lübnan ile
devam eden sürecin çevre ülkelere de yayılma riski olduğunu belirten Abu
Gazaleh, "Şu anda tarihte görülmemiş şeyler yaşanıyor. İsrail'in soykırım
üzerine inşa ettiği savaşı 1 yıldır sürüyor ve dünya bu sürece sessiz kalıyor.
Filistin'in yüzde 80'i zaten 1948 yılında Yahudi devletine dönüştürüldü ve 800
binden fazla Filistinli mülteci duruma düştü. Ancak kimse İsrail'in sorumluluk
almasını sağlamadı, hesap vermesinin önüne geçildi. Bu kargaşa devam ediyor ve
mevcut şiddet döngüsü ne zaman bitecek? Eğer bunlara bir şey yapamıyorsak ne
yapıyoruz? Büyük dünya güçlerinin sinsice ilerleyen bu tehlikenin farkında
olması gerekiyor." dedi.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'DEKİ SİSTEM PARALİZE
Birleşmiş
Milletler'deki sistemin şu anda paralize olduğunu kaydeden Abu Gazaleh,
"Sistemi insan haklarına saygı duyan bir sisteme dönüştürmek ve bir reform
yapmak gerekiyor. Etkili ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalı. Sadece böyle
bir sistem ülkeler arası eşitlik ve adaleti sağlar. Adalet için herkesin eşit
bir şekilde temsil edilmesi gerekiyor. Herhangi bir devletin kendisini başka
devletten üstün görmemesi lazım. Demokrasinin temelinde insanların birbirleri
ile kurduğu saygı temelli ilişkiler yatar. Ülkelerin kendi içerisinde
demokrasilerini yürüten saygı, mutlaka ülkeler arasında da olmalı."
ifadelerini kullandı.
Ortadoğu'yu
etkisi altına alan mevcut sıkıntılı ortamda Boğaziçi Zirvesi'nin teması
içerisinde yer alan 'barış' konusunun kendilerine umut verdiğini anlatan Abu
Gazaleh, "Şu anda daha çok zorluk ve daha az umut içerisindeyiz. Bunu
kabul edecek miyiz yoksa her şeyi daha iyi yapma çabalarına devam edecek miyiz?
Dünyadaki kaynakları adilce ve bencil olmayan şekilde kullandığımız sürece
dünya her birey için daha ideal bir yere dönüşür, daha ilerleyici bir yapı
oluşur. Biz barışın dünyaya hakim olmasını ve gelişmesini istiyoruz." diye
konuştu.
Cem Ali Çinkılıç - 0533 286 19 07
5n1pr İletişim Danışmanlığı - Medya İlişkileri Direktörü
http://5n1pr.com
TİCARET BAKANI YABANCI FİRMALARI
TÜRKİYE’YE ÇAĞIRDI
Türkiye Avrupa'nın üretim
ve dağıtım merkezi olma konumunu güçlendirecek
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat,
Türkiye'nin hâlihazırda toplam 269,2 milyar dolar yatırımla 83 binden fazla çok
uluslu şirkete ev sahipliği yaptığını ve küresel doğrudan yabancı yatırımlar
içindeki payını yüzde 1,5'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye'nin
artık küresel şirketlerin yönlendirildiği bölgesel bir merkez olarak hizmet
verdiğini belirten Bolat, "Tedarik zincirleri yeniden tanımlanırken,
Avrupa için üretim ve dağıtım merkezi olma konumumuzu daha da
sağlamlaştıracağımıza inanıyoruz." dedi. Türkiye'nin yabancı firmalar için
çok önemli fırsatlar sunduğuna işaret eden Bolat, firmaları Türkiye'deki
yatırım fırsatlarından yararlanmaya davet etti.
Uluslararası
İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 15. Boğaziçi Zirvesi’nin ikinci
günü Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın sunumuyla başladı. Bolat, 2010'da
gerçekleştirilen birincisi gerçekleştirilen Boğaziçi Zirvesi'nin bugüne kadar
gelinen dönemde güncel küresel zorluklar ve hızla gelişen uluslararası sistem
hakkında derinlemesine tartışmaların yapıldığı ve önemli fikirlerin sunulduğu
son derece saygın bir platform haline geldiğini söyledi.
E-TİCARET ORTALAMANIN
ÜZERİNDE BÜYÜYOR
Türkiye'nin 1990 ile 2023 yılları arasında 9 kattan fazla büyüdüğünü ve ekonominin tarihinde ilk kez 1 trilyon doları aşarak 1,2 trilyon dolara ulaştığını belirten Bakan Bolat, dünyanın en büyük 11'incisi ekonomisi olan Türkiye'nin dünya ihracatındaki payının da 2020 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde arttığına dikkat çekti. Bolat, "2024 yılının ilk 10 aylık döneminde ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 artışla 216,4 milyar dolar oldu. 2023 yılı sonunda dünya mal ihracatındaki payımız yüzde 1,08, hizmet ihracatındaki payımız ise artan bir trendle-eğilimle yüzde 1,35 civarında bulunuyor. Hizmet ticaretinde hedefimizi 2028 yılına kadar yüzde 2'ye ulaşmak olarak belirledik." ifadelerini kullandı.
İhracata
son yıllarda damga vuran e-ticaret konusuna da değinen Bolat, "E-ticaret,
sınırları aşan ve dünyanın dört bir yanındaki ekonomileri birbirine bağlayan,
uluslararası iş birliğini güçlendiren ve toplumların refahını artıran evrensel
bir köprü haline geldi. Bunun etkilerini dünya genelinde net bir şekilde
görebiliyoruz. 2019'dan bu yana yüzde 75 oranında büyüyen küresel e-ticaret
hacmi, 2023 yılına kadar 5,8 trilyon dolar gibi tarihi bir büyüklüğe ulaştı.
Türkiye'de ise e-ticaret hacminin GSYH içindeki payının 2023 yılında bir önceki
yıla göre yüzde 33,3 artarak yüzde 6,8'e ulaştığını görüyoruz. E-ticaret
Türkiye'de ortalama ekonomik büyüme oranının üzerinde büyüyor." diye
konuştu.
ÜRETİM VE DAĞITIM MERKEZİ
OLMA KONUMUMUZ GÜÇLENECEK
Türkiye'nin
yatırımlar konusunda, mali alanda elde edilen başarılar sayesinde daha da
parlak bir tabloya sahip olduğunu vurgulayan Bolat, şu ifadeleri kullandı:
"Şu
anda toplam 269,2 milyar dolar yatırımla 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev
sahipliği yapıyoruz. Küresel doğrudan yabancı yatırımlar içindeki payımızı
yüzde 1,5'e çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemiz artık küresel şirketlerin
yönlendirildiği bölgesel bir merkez olarak hizmet veriyor. Tedarik zincirleri
yeniden tanımlanırken, Avrupa için üretim ve dağıtım merkezi olma konumumuzu
daha da sağlamlaştıracağımıza inanıyoruz."
STA SAYISI 23'E ULAŞTI
Türkiye'nin
Serbest ve Tercihli Ticaret Anlaşmalarına özel bir önem verdiğini ve geçtiğimiz
yıl Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA)
yürürlüğe girmesiyle birlikte toplam STA sayısının 23'e ulaştığını kaydeden
Bolat, son durumla ilgili şu bilgileri verdi:
"Ayrıca
Birleşik Krallık ile mevcut STA'nın güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi için
2024 yılında müzakerelere başlamayı hedefliyoruz. Japonya, Körfez İşbirliği
Konseyi ve Endonezya ile STA müzakerelerimiz devam ediyor. Türkiye'nin Tercihli
Ticaret Anlaşmaları (TTA) ile ilgili olarak İran, Azerbaycan, Özbekistan ve
Pakistan ile yürürlükte olan dört TTA bulunuyor. Ayrıca Maldivler ile
müzakerelerimiz başarıyla sonuçlandı ve TTA bu hafta başında imzalandı.
Özbekistan ile TTA'nın genişletilmesi ve Cezayir ile de müzakerelerinin
hızlandırılması yönündeki çabalarımız da devam ediyor."
KÖRFEZ ÜLKELERİYLE
TİCARETİMİZ KAZAN-KAZAN İLİŞKİSİDİR
Körfez Ülkeleriyle Gelişmekte Olan
Ortaklığımız Açık Bir Kazan-Kazan İlişkisidir
Türkiye'nin
KİK ve İslam ülkeleri özelinde ekonomik ve ticari ilişkileri hakkındaki
görüşlerini de paylaşan Bolat, şunları anlattı:
"Körfez ülkelerinin 2,2 trilyon doların üzerinde olan toplam GSYİH'sinin 2050 yılına kadar 6 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. KİK ülkeleri bu anlamda dünyanın en büyük 8. ekonomik bloğunu oluşturuyor. Bizim de Türkiye olarak KİK ülkeleriyle ikili ticaret hacmimiz 2002-2023 döneminde 2,1 milyar dolardan 31,4 milyar dolara yükseldi. Körfez ülkeleriyle gelişmekte olan ortaklığımız açık bir kazan-kazan ilişkisidir.
Gelişmekte
olan dünyanın ortak sesi olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) da gelecekte
dünya arenasında kesinlikle bir güç merkezi olacak. Küresel tedarik zincirleri
açısından stratejik bir konuma sahip olan İslam Dünyası ile yoğunlaşan ikili
ilişkilerimiz doğrultusunda ticaret hacmimizi artırmak için yeni ve iddialı bir
strateji geliştiriyoruz. İİT ülkeleri ile 2002 yılında 10,7 milyar dolar olan
ticaret hacmimiz 2023 yılında 129,7 milyar dolara ulaştı. Stratejimizin ana
hedeflerinden birini, Müslüman ülkelerin ihracatımızdaki payını yüzde 26'dan
yüzde 30'a çıkarmak olarak belirledik. Öte yandan Türkiye'nin sunduğu fırsatlar
Körfez ülkelerinin ekonomik çeşitlendirme gündeminde yerini alırken, Türkiye
2003 yılından bu yana bu bölgeden 11,6 milyar dolar değerinde yatırım
çekti."
AFRİKA İLE TİCARETTE TÜRK
DEVLETLERİ ÖRGÜTÜ'NE ÖZEL ÖNEM.!
Türkiye'nin
Afrika ülkeleri ve Türk Devletleri Örgütü'ne (OTS) de özel bir önem verdiğini
anlatan Bolat, "2003'te başlattığımız “Afrika Ülkeleri ile Ticari ve
Ekonomik İlişkiler Stratejisi” ile Afrika kıtası ile ticaret hacmi o tarihten
bu yana 7,5 kat artarak 2023 yılında 36,8 milyar dolara ulaştı. Afrika'daki
yatırımlarımız 2023 yılı sonunda 2,3 milyar dolara çıktı. Türk Devletleri
Örgütü de nispeten genç bir uluslararası örgüt olmasına rağmen önemli
ilerlemeler kaydetmeyi başardı ve gelecek için umut vaat ediyor. OTS üye ve
gözlemci ülkeleriyle ticaret hacmimiz 31,5 milyar dolara ulaştı." dedi.
TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR
ALTERNATİF SUNUYOR
AB-Orta
Asya İlişkilerine de dikkat çeken Bolat, "AB'nin Orta Asya Stratejisinin
temel hedeflerinden biri, daha geniş enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik
hedefleriyle uyumlu olacak şekilde enerji tedarik kaynaklarını ve ülkelerini
çeşitlendirmek. AB ile Orta Asya arasında hayati bir geçiş güzergâhı olarak
stratejik bir konuma sahip olan Türkiye, Rusya Federasyonu üzerinden geçen
güzergâhlara uygulanabilir bir alternatif sunuyor. Türkiye, bu bölgeler
arasındaki enerji ticaretinde kilit bir kolaylaştırıcı olarak hizmet vermeye, bağlana
bilirliği ve ekonomik esnekliği artırmaya hazırdır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin
taşımacılık ve lojistik tarafındaki gücüne de işaret eden Bolat, "Türkiye
olarak temel duruşumuz, ticarete konu olan ürünlerin en düşük maliyetle, en
hızlı ve en kolay şekilde hedef pazara ulaştırılması için taşımacılıkta tam
serbestleşmenin sağlanmasıdır. Hem ihraç ürünlerimizin hedef pazarlara
ulaştırılması hem de üçüncü ülke ürünlerinin ülkemiz üzerinden transit geçişi
açısından ulaştırma koridorlarının sorunsuz işlemesine büyük önem veriyoruz. Bu
anlamda Türkiye'nin jeo-stratejik konumu, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney ulaşım
koridorları için kilit bir konumda yer almasını sağlıyor." diye konuştu.
Bolat
sözlerini, "Hepinizi Türkiye'deki yatırım fırsatlarından yararlanmaya
davet ediyoruz. Biliyorum ki Türk şirketleri ve dünyanın dört bir yanındaki
şirketler birlikte daha fazlasını başarabilir." diyerek tamamladı.
Kenan KAFFAR
5N1PR İLETİŞİM DANIŞMANLIĞI
Tel: 0555 621 44 44 - www.5n1pr.com
#www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP