Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
MAVİ
VATAN, YAVRU VATAN, ANA VATAN
780 Bin
Kilometrekare Ana Vatanımıza ek olarak, 460 Bin kilometrekare Mavi Vatan
alanımızla birlikte ile toplam 1 Milyon 240 bin kilometrekare Vatanımıza sahip
çıkmamız gerekiyor.
EMMKON-2019 kapsamında 16 Kasım düzenlemiş
olduğumuz “21. Yüzyıl Akdeniz Jeopolitiği ve Türkiye, KKTC Enerji Politikaları”
oturumun başkanlığını Amiral Cem Gürdeniz, Uluslararası Hukuk konusunda Ankara
Üniversitesinden Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, Güvenlik konusunda Koç Üniv.
Denizcilik Forumu Direktörü Amiral Cem Gürdeniz (O dönemde gerekli izni
alamadığından Dz. Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı‘nın Yerine)
Ekonomi-Politiği KKTC açısından ODTÜ-KK Doç. Dr. Hayriye Kahveci,
Ekonomi-Politiği Türkiye açısından Kadir Has Üniv. Prof. Dr. Mitat Çelikpala,
Diplomasi Boyutunu da E. Büyükelçi Mithat Rende tarafından değerlendirildi.
MAVİ VATAN VE
KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
Hür Düşünce Hareketi’nin 2 Şubat 2020
tarihinde düzenlediği moderatörlüğünü benim üslendiğim toplantıda Amiral Cem
Gürdeniz Rumeli TV’de canlı yayınlanan soru ve cevaplar dahil 3 saat içinde;
01-) Deniz Kuvvetlerinin tarihi gelişimini,
02-) Osmanlı Devleti’ni yıkmaya gelenlerin hep denizden
saldırdığını,
03-) Hangi zamanlarda ne tür hatalar yapıldığını,
04-) Denizcilikte yapılan hatalar sonucu balkanları ve adaları
nasıl kaybettiğimizi,
05-) Deniz ticaretinin, ulaşımının ve turizmin önemini,
06-) Kıta sahanlığı, MEB Münhasır Ekonomik Bölge,
07-) Libya ile yapılan MEB anlaşmasının önemi,
08-) Milli Gemi ve Savunma Sanayindeki gelişmeler,
09-) Montrö Anlaşmasının önemi,
10-) 780 Bin Kilometrekare Ana Vatanımıza ilave olarak 460 Bin
kilometrekare Mavi Vatanımızla birlikte ile toplam 1 Milyon 240 bin
kilometrekare Vatanımıza sahip çıkmamız gerektiğini,
11-) Denizlerle çevrili ülkemizin savunma hattının karada değil,
denizde yapılmasını,
İleri sürerek güçlü Donanmaya sahip olmamız gerektiğini anlatarak salondakileri kendisine hayran bırakmıştı.
15 Ekim 2022 tarihinde düzenlenmesinde yer aldığım Ülke Politikaları Vakıfının İkinci Yüzyıl Forumları-3 kapsamında Dış Politika ve Güvenlik konusunun Dünü, Bugünü ve Geleceğine yönelik 3 oturum gerçekleştirildi.
27 Kasım 2019 tarihinde (Açık harita ile
2 boyutlu çalışma yerine; Amiral Cihat Yaycı’nın dünyanın bir küre olmasından
hareketle haritayı üç boyutlu çalışarak Libya ile karşılıklı sınırları baz
alarak Münhasır Ekonomik Bölgemizin 189 Bin kilometrekare hesaplaması ile)
Libya'nın Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile Türkiye arasında
imzalanan Libya-Türkiye denizcilik anlaşması (Akdeniz’de Deniz Yetki
Alanlarının Sınırlandırılması) yapıldı. Akdeniz’de Doğalgaz ve Petrol arama
çalışmaları başlatıldı.
KAZANILMIŞ
HAKLARIMIZ KORUNMADI
Yunanlılar ve Rumların uluslararası hukuka aykırı olarak ilan ettikleri Sözde Sevilla Haritasına göre (Bize dayatılan 41 Bin kilokaremetre alan) ABD ve Avrupa Birliğinin dayatmaları sonucu Mayıs 2020 de gemilerimizi Karadeniz’e götürdük. Diğer taraftan Montrö Boğazlar Sözleşmesi gibi kazanılmış haklarımızı; TBMM eski başkanı Anayasa Profesörü Mustafa Şentop’un tartışma konusu haline getirmesi “Cumhurbaşkanımız isterse bu anlaşmayı iptal edebilir.” demesi büyük talihsizlik olmuştur.
Anayasamıza göre TBMM tarafından kabul edilen
uluslararası anlaşmalar veya kanunlar Cumhurbaşkanı tarafından uygun görülmezse
tekrar TBMM gönderilir. TBMM aynen kabul edip Cumhurbaşkanına gönderirse,
cumhurbaşkanı onaylayıp Resmî Gazetede yayınlamak zorundadır. Bu açıdan
bakıldığında millet iradesinin yok sayılması durumuna sebebiyet vermemek
gerekmektedir. Bu konuda başta Emekli Büyükelçiler itiraz edip bildiri
yayınladılar. Kamuoyundan ses gelmedi. Önceki Dönem milletvekilleri bildiri
yayınladılar. Kamuoyundan yine ses gelmedi. Emekli Amiraller bildiri
yayınlayınca “Vay darbeciler açıklama yapıyor” diye soruşturmalara ve davalara
muhatap oldular.
Türkiye 2. Dünya savağından sonra hep kuzeyden Sovyet tehdidi altında olduğunu kurgulanarak güvenliğini oluştururken; 1986 yılında Sovyet Sosyalist Devletler Birliğinin en güçlü olduğu dönemde Münhasır Ekonomik Bölge konusunda Karadeniz’de anlaşma yapabilmiş olmasına karşın aynı ittifak içinde yer aldığı Yunanistan, AB ve ABD bloğu tarafından Lozan Anlaşması ve Uluslararası hukuk ihlal edilerek Batıdan ve Güneyden sıkıştırılmaktadır. Ülkemizin güvenliği ve Türk Denizciliğin geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapan Amiral Cem Gürdeniz, Amiral Doç. Dr. Cihat Yaycı başta olmak üzere bütün subaylarımıza sahip çıkmalıyız.
TBMM Genel Kurulunda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını
taşıyan, "Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. Yıl Dönümü" başlıklı
tezkeresinin geçmesi çok olumlu olmakla birlikte Kıbrıs ve Mavi Vatanla ilgi
çalışmaların İktidar ve Muhalefet Partilerinin yanı sıra Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Yönetimi ile birlikte çözüme yönelik; Mustafa Kemal Atatürk
döneminden alınacak derslerle Uluslararası Hukuk ve Diplomasi ile başta
Kıbrıslı Türklerin İnsan Haklarına aykırı olan doğrudan dünyaya çıkışlarının
önünü açılmasının yanı sıra *Ülkemizin karşı karşıya kaldığı Güvenlik Sorunu,
Kuşatılmışlığını* bertaraf edebiliriz. 27 Temmuz 2024,
Bilgin
Akbal,
Elektrik Yük. Müh.
#ÖkkeşBölükbaşı, #www.medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,
TAGS: #Bilgin #Akbal, #Temmuz2024, #ElektrikYükMüh,
#Mavi #Vatan #Kazanılmış, #Türkiye, #Haklarımız, #Korunmadı, #KuzeyKıbrıs, #Medya,
#Günebakış, #GelenekselTarım, #EMMKON.2019, #Cumhuriyeti, #AkdenizJeopolitigi,
#DoguAkdenizJeopolitigi, #Münhasır, #EkonomikBölge, #KKTC,
#780BinKilometrekare,
#AnaVatan, #460Binkilometrekare, #Vatanımıza, #Sahip, #Çıkmamız, #UPV, #21.YüxYıl,
#Gerekiyor, #MaviVatan, #1Milyon240binkilometrekare, #HürDüşüncehareketi,
Kaynaklar: Daha sonrada konuya ilişkin yazılarımda da aşağıdaki link’lerde yer almaktadır. https://www.malatyatime.com/makale/mavi-vatanla-gelen-denizci-baba-67511 https://www.malatyatime.com/makale/once-vatan-guvenlik-sorunumuz-74822
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi Anısına 23 Mart 2021 tarihinde Hür
Düşünce Hareketi tarafından düzenlediğimiz Zoom toplantısında da
Konuşmacılarımız Prof. Dr. Bilsay KURUÇ Hocamız ve E. Tümgeneral Ahmet YAVUZ
Paşamızdı.
“21.
Yüzyıl Akdeniz Jeopolitiği ve Türkiye, KKTC Enerji Politikaları”
Elektrik Mühendisleri Odasının tarafından
2015 yılından başlayarak 2 yılda bir yapılan (Covid döneminde ara verildi)
14-16 Kasım 2019 tarihinde yapılan Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresinde
EMMKON-2019 kapsamında “21. Yüzyıl Akdeniz Jeopolitiği ve Türkiye, KKTC Enerji
Politikaları” oturumu 16 Kasım2019’da yapıldı.
Bu etkinliğin düzenlenmesinde yer aldığından Kıbrıs ve Mavi Vatanla ilgili ilk geniş kapsamlı yazım 28 Ağustos 2019 tarihinde Tüketici Sorunları Derneğinin web sitesinde ve bazı gazetelerin web sitelerinde yayınlanmıştı.
Doğu Akdeniz Jeopolitiği – Mavi Vatan
https://www.tusoder.org.tr/dogu-akdeniz-jeopolitigi-mavi-vatan/
Deniz Kuvvetlerinin tarihi gelişimi;
https://eemkon.org.tr/eemkon-2019-21-yuzyil-akdeniz-jeopolitigi-ve-turkiye-kktc-enerji-politikalari/
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi Anısına
Konuşmacılar:
Prof. Dr. Bilsay KURUÇ, E. Tümgeneral Ahmet
YAVUZ
https://www.youtube.com/watch?v=ov-BBODadwQ&t=912s
İkinci Yüzyıl Forumları 3 - I. Oturum
https://www.youtube.com/watch?v=KxqZyPfkXBM&t=377s
İkinci Yüzyıl Forumları 3 - II. Oturum
https://www.youtube.com/watch?v=10kbBiGV0Og&t=120s
İkinci Yüzyıl Forumları 3 III. Oturum
https://www.youtube.com/watch?v=sYdagrN8Oh0&t=98s
*MAVİ VATAN* & *DOĞU AKDENİZ JEOPOLİTİĞİ*
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve KKTC’nin Münhasır Ekonomik Bölgelerine yönelik oldubittilere karşı duyarsız olmayalım.
Geçtiğimiz temmuz ayında, Milli Savunma Bakanı
Hulusi Akar beraberinde Genel Kurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri
Komutanları ile birlikte KKTC’ye gidip Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve KKTC’nin
Münhasır Ekonomik Bölgelerine yönelik oldubittilere karşı duyarsız kalınmayacağını
güçlü bir şekilde dünyaya duyurdular.
Hulusi Akar, “Garantörlük hak
ve sorumluluklarımızı bugüne kadar eksiksiz, aksaksız yerine getirdik, bundan
sonra da getirmeye kararlıyız. Bunu yerine getirebilmek için de Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Ada’daki varlığı şart, bunu da herkes böyle bilsin.
HAKKIMIZI ALIRIZ, OLDUBİTTİYE İZİN
VERMEYİZ
Türkiye’ye ait sondaj gemilerinin çalışmaları
sürdürmekte, TSK’nin en etkili unsurlarından Deniz Kuvvetleri Komutanlığının da
bu gemilerin faaliyetlerini desteklediğini Biz *Barış*
dedikçe bu zafiyet gibi görülmekte, *Gerektiğinde
hakkımızı alır, herhangi bir oldubittiye müsaade etmeyiz* dedikçe de
tehdit gibi algılanıyor. Dolayısıyla komşularımızın akıllarını başlarına
toplamaları, olaya objektif bakmaları lazım.” şeklinde konuştu.
22 Ağustos 2019 tarihinde
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
(KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, baş başa ve heyetler
arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, “Türkiye,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliği ve refahı için yürüttüğü
çalışmaları desteklemeye devam etmektedir, devam edeceğiz. Kendi haklarımızı
nasıl savunuyorsak, Kıbrıs Türklerinin de Ada’daki ve bölgedeki çıkarlarını
aynı kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Sorunun ortaya çıkışı da bugüne
kadar gelişi de tamamen Rumların uzlaşmaz tavırlarından
kaynaklanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve KKTC Hükümetlerin
yapmış olduğu açıklamalara ve Milli Savunma Bakanın bu derece sert açıklamayı
KKTC’de yapmasına nelerin sebep olduğuna bakmak lazım. İngilizler Osmanlı
Devletinden 1878 yılında Kıbrıs Adasını kiralamıştır.
İngiliz Yönetimi 1960 yılında
yapılan Kıbrıs Anayasası ile adadan ayrılırken Türk ve Rumlardan oluşan iki
toplum bir arada yaşamak için Cumhurbaşkanı Rumlardan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı
da Türklerden olmak üzere Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuş ve bu devletin kuruluşuna
da İngiltere, Türkiye ve Yunanistan ayrı ayrı garantör olmuşlar.
20 Temmuz 1974 yılına kadar
14 yıl boyunca Türklerin yaşam haklarına yok etme yönelik insanlık dışı
saldırılar hiç durmamış ve bu saldırıların durdurulması için Türkiye
uluslararası kamuoyuna duyurmuş, Birleşmiş Milletler nezdinde girişimlerde
bulunmasına karşın sonuç alamamıştır.
1974 yılına gelindiğinde
adanın Yunanistan’a katılması için yapılan darbe sonucu Rum Cumhurbaşkanı
Makarios adayı terk etmiş. Türkiye’de tek taraflı garantörlük hakkını
kullanarak Kıbrıs Barış Harekâtını yaparak Kuzeyde Türkler, Güneyde de Rumların
yer aldığı 2 kesimi oluşturmuş oldu. Geçen 45 yıllık süreçte adada bulunan Türk
Askeri gücü ile 2 kesiminde yaşam haklarına saldırı olmadan hayat devam
etmektedir.
Türkiye garantörlük
anlaşmasına dayanan hakkını kullanarak adada güvenliği başarı ile sağlamakta ve
İnsanların yaşam haklarına karşı saldırı olmamaktadır. Türkiye’nin Asker
kullanma hakkının kullanmış olması; Yunanlıların ve Rumların deyimiyle *İŞGAL* sözcülüğü ifade edilemez. Yunanlılar, 1974
de Adayı Yunanistan’a katma girişimleri ile İşgal etmek istemiş ve asıl Türkiye
Garantörlük hakkını kullanarak *İŞGALE* izin
vermemiştir.
Türkiye ve KKTC tarafından
İki kesimli tek devlet olma yolunda yapılan tüm barışçıl girişimlere Yunanlılar
ve Rumlar hiç katkı sunmazken, Birleşmiş Milletler Başkanı Annan’ın 2004
yılında hazırlamış olduğu planını da Güney Kıbrıs yaptıkları halk oylamasında
RET etmiştir.
Avrupa Birliği; GKRY-
Güney Kıbrıs Rum Yönetimini; Adanın kuzeyindeki Türk Devletinin
haklarını yok sayarak, adanın tek temsilcisi olduklarını öne süren sorunları
çözülmemiş GKRY’ni Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında üye olarak kabul
etmiştir.
GKRY- Güney
Kıbrıs Rum Yönetimini tek
taraflı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti olarak (KKTC’nin haklarını da yok sayarak)
Kıbrıs’ı çevreleyen deniz alanları üzerinde Münhasır Ekonomik Bölgelerini ilan
etmiş. Diğer taraftan da Yunanistan da kendi adalarını baz alarak (uluslararası
hukuka aykırı olarak) Doğu Akdeniz’de kendi Münhasır Ekonomik Bölgelerini
(Deniz tabanı altı doğal kaynaklar, deniz içinde yer alan ürünler ve deniz üstü
hava sahası) ilan etmiş.
Yunanlılar ve Rumlar uluslararası hukuka aykırı olarak ilan ettikleri aşağıdaki Sözde Sevilla Haritasına göre Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de 41 Bin kilometrekare Münhasır Ekonomik Bölgesinin olduğunu ileri sürerek diğer kıyıdaş devletlerle iş birliği anlaşmaları yaparak deniz altında Hidrokarbon arama faaliyetlerine başlamışlardır.
Türkiye uluslararası hukuka
uygun olarak yapmış olduğu kendi hesaplamalarına göre (KKTC hariç Münhasır
Ekonomik Bölgesi hariç) 189 Bin kilometrekare alanda haklarımızın olduğunu
ortaya konulmuş. Türkiye’nin Libya, Mısır, İsrail, Suriye KKTC ve Yunanistan’la
Deniz sınırları bulunmaktadır.
Diğer taraftan 1974 sonrası Kıbrıs’ta 2 kesimli 1 devlet olma yolunda tarafların bir anlaşmaya varamamış olması,1960 yılı Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre “Rumlar ve Türkler eşit haklara sahiptirler hükmünü” ortadan kaldırmayacağı için, hali hazırda KKTC’nin Türkiye ile karşılıklı kıyılarının yanı sıra Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır ile karşılıklı sınırlarda hakları bulunmaktadır. Bu haklara dayanarak KKTC’de aşağıdaki kırmızı çizgilerle (A-B-C-D-E-F-G) kendi parsellerini ilan etti. KKTC’nin ilan ettiği F ve G parselleri ile GKRY- Güney Kıbrıs Rum Yönetimini’nin 1-2-3-8-9-12-13 parsellerini tartışmalı duruma getirmiştir.
Yukarıda yer alan haritada GKRY Beyaz çizgilerle 13 parsele ayırdığı alanlarda Petrol ve Doğalgaz aramaları için Uluslararası Enerji firmaları (aşağıdaki haritada görüleceği üzere) ile anlaşmalar yaptılar.
Türkiye, GKRY- Güney
Kıbrıs Rum Yönetiminin ilan ettiği 1-4-5-6-7 alanlardaki Yeşil çizgiyle
gösterilen bölgelerin kendi münhasır ekonomik bölgesi olduğunu ve herhangi bir
anlaşma olmadan bu alanlarda arama faaliyetlerine izin vermeyeceğini ilan
ederek. Bu bölgede arama yapılmasına izin vermemektedir.
Türkiye’nin Yavuz Gemisi,
Karpaz-1 kuyusunda; Fatih Gemisi, Finike-1 kuyusunda sondajlarına; Barbaros
Hayrettin Paşa sismik araştırma gemimiz de KKTC’den almış olduğumuz ruhsat
bölgelerinde ve adanın güneyinde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün kendisine
vermiş olduğu ruhsat bölgelerinde sismik araştırmalarına devam ediyor.
Önümüzdeki günlerde ikinci sismik gemimiz MTA ORUÇ REİS Gemimizde Akdeniz’de
çalışmalara başlayacak.
GKRY, Doğu Akdeniz’de kıyıdaş olmayan ABD,
Rusya, İngiltere, Güney Kore, Katar, İtalyan ve Fransız Şirketlerle Bölgede
anlaşmalar yaparak çalışmaktadırlar.
GKRY- Güney Kıbrıs Rum Yönetimini Calypso ve Aphrodite yataklarında; İsrail
Leviathan ve Tamar yataklarında doğal gaz buldu. Mısır’da yapmış olduğu
çalışmalarla doğalgazı buldu.
Ülkemiz 1986 yılında Sovyet Sosyalist Devletler Birliği Münhasır Ekonomik Bölgeler konusunda anlaşma yapılmış daha sonra SSCB dağılmasından sonra Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Gürcüstan’la bu sınırları onaylamıştır. 1997 de Bulgaristan’la Deniz Yetki Alanları belirlenmiş olmakla birlikte 9. Ve 10. Noktaları (Küçük bir sınır) arası da Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna’nın sınırlaması olmadığından bu husus daha sonra karara bağlanmasına karar verilmiş.
Doğu Akdeniz konusunda önemli çalışmalar
2000’li yılların başında başta Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Sertaç Hami
Başeren Hocamız tarafından başlanılmış, Ankara Üniversitesi SBF 608 yayınlanan
Uluslararası Siyasi ve Ekonomik İlişkiler Araştırma Merkezince Sertaç Hami
Başeren Hocamızın Başkanlık ettiği *Doğu
Akdeniz Deniz Yetki Alanlarında Hukuk ve Siyaset* üzerine hazırlanmış
kapsamlı kitapta konunun bütün boyutları bölümler halinde incelenmiş. Bölümler;
İsmail Hakkı Demirel “Hidrokarbon Potansiyeli”,
Bayram Öztürk “Canlı Kaynaklar ve Korunması
Sorunu”,
Cengiz Ekin “Deniz Yetki Alanları”,
Eyyub Kandemir “Postmodern Dönemde Realizim
Yeni Bir Tezahürü mü?”,
Fuat Aksu “Deniz Yetki Alanları Sorunu ve
Türkiye-AB İlişkileri”,
Emin Erol “Hidrokarbon Kaynaklar ve Bölgesel
Barış”,
Ahu İlknur Gülenler “AB-Mısır Ekonomik
İlişkilerinin Doğu Akdeniz Enerji Politiğine Yansımaları”,
Sertaç Hami Başeren “Doğu Akdeniz Deniz Yetki
Alanları Sınırlandırması Sorunu, Tarafların Görüşleri, Uluslararası Hukuk
Kurallarına göre Çözüm ve Sondaj Krizi”,
Yücel Acer “Deniz Alanlarının Sınırlandırılması
Hukuku”,
Ali Kurumahmut “Karaad (Ro), Meis ve Fener
Adası (İpsili)”,
Cavid Abdullahzade “Doğu Akdeniz’de Mısırla
Anlaşmak Şart”,
Ali Kurumahmut “Denizlerin Dünya ve Türkiye
İçin Önemi, Doğu Akdeniz ve Denizcilik Sorunları” bütün yönleri ile incelenmiş.
Ayrıca bu kitabın hazırlanmasına fikri destek
veren Mustafa Aydın, tamamlanmasına Yakup Ağar, Şenay Kaya ve Cihat Yaycı’da
katkı sunmuşlar.
Yine bu alanda Dr. Tümamiral
Cihat Yaycı’nın “Soru ve Cevaplarla Münhasır Ekonomik Bölge Kavramı” kitabı,
Amiral Cem Gökdeniz’in “Mavi Vatan” (Deniz Alanlarımıza Mavi Vatan ismini
veren) üzerine yazmış olduğu makalelerini derlediği kitapları ile bu konularda
toplumsal farkındalığı artırmak ve ülkemizin haklarını ulusal ve uluslararası
programlarda anlatarak katkı sunan Kadir Has Üniversitesinden Mustafa Aydın,
Mitat Çelikpala, Altınbaş Üniversitesinden Çağrı Erhan, Ahmet Kasım Han,
Koç Üniversitesinden Cem Gürdeniz, Mithat Rende başta olmak üzere bu konuda
emek sarf eden değerlerimizi şükranla anmalıyız.
ULUSAL HAKLARIMIZ DAYATMALARA
HEBA EDİLEMEZ.
Türkiye geçtiğimiz 15 yılda
enerji ithalatına ödediğimiz para yıllara göre değişmekle birlikte ortalama
olarak yıllık 40 Milyar doların üstündedir. Bu Enerjiye ödediğimiz bedel yapmış
olduğumuz ihracat tutarı içinden ithal girdileri çıkardığımızdaki (Yıllara göre
değişmekle birlikte yıllık 160 Milyar dolar ihracat desek ve bunun %75’i ithal
girdi kabul edersek; ihracata kendi gerçek katkımız yıllık 40 Milyar dolara
denk gelir.) bedele hemen hemen denk gelmektedir. 189 Bin kilometrekare
alandaki deniz ürünlerinden, deniz taşımacılığı, limanlar ve deniz üstü
yenilenebilir enerji santralleri kurulumu gibi çok önemli gelir ve iş
imkanlarız, ulusal haklarımızı bu dayatmalara heba edilemez.
Emekli Büyükelçi Mithat Rende; GKRY- Güney Kıbrıs Rum Yönetimini’nin “Doğu Akdeniz” konusunda her ay 2 tane uluslararası toplantı yapılmakta olduğunu açıklamamıştı. Ülkemizde kurulu 206 Üniversitesi öğretim kadroları ve 7 Milyonu aşan öğrenci potansiyeli, Sivil Toplum örgütleri ve Siyasi Partileri ile geçmişte halkımız nasıl SEVR dayatmalarına boyun eğmeden mücadelesini verdiysek; bugün de 100 yıl öncesine göre daha bilinçli hareket ederek bu konuda toplumsal farkındalığın gelişmesi ve haklarımızı uluslararası topluma anlatılması için siyasi görüş farklılıklarımızı ile geçmişteki yaşananlarını bir kenara bırakıp, söylem birliği içinde bu sorunun çözümü için çalışmalıyız.
Bilgin Akbal, Elektrik Yük.Müh.
TÜSODER Enerji Komisyonu Bşk.
Kaynak: Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren AÜ- Ankara Üniversitesi, SBF 608 Uluslararası Siyasi ve Ekonomik İlişkiler Araştırma Merkezi yayını, *Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanlarında Hukuk ve Siyaset* üzerine hazırlanmış kapsamlı kitap
TAGS: #Bilgin #Akbal, #Temmuz2024, #ElektrikYükMüh, #Mavi #Vatan #Kazanılmış, #Türkiye, #Haklarımız, #Korunmadı, #KuzeyKıbrıs, #Medya, #Günebakış, #GelenekselTarım, #EMMKON.2019, #Cumhuriyeti, #AkdenizJeopolitigi, #DoguAkdenizJeopolitigi, #Münhasır, #EkonomikBölge, #KKTC, #780BinKilometrekare, #AnaVatan, #460Binkilometrekare, #Vatanımıza, #Sahip, #Çıkmamız, #UPV, #21.YüxYıl, #Gerekiyor, #MaviVatan, #1Milyon240binkilometrekare, #HürDüşüncehareketi,
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP