MEDYA DÜNYASINI ÜZEN ÜÇ KAYIP
Günaydın
Gazetesi’nin en etkili olduğu yıllarda oradaydı, Sabah Gazetesi’nin kurucuları
arasındaydı ve 34 yıldır da Hürriyet’te çalışıyordu. Ama medyayı takip edenler
onu hiç bilmezlerdi, çünkü o perde arkasındaki kahramanlardandı.
Cemile Garan
Medya
dünyası, haftaya kayıplarla başladı, önce, Ali Naci Karacan’la başlayıp, tam
100 yıldır Türk Medyası’na hizmet veren Karacan Ailesi’nin önemli ismi Cemile
Garan aramızdan ayrıldı. Milliyet Gazetesi’nin kuruluş yıllarındaki medya
patroniçesi olan ve eşi Ercüment Karacan’la gazetenin bugünlere ulaşmasında
katkıları bulunan Cemile Garan, günümüzde, Number One Medya Grubu’nu yöneten
Ali Karacan ile Ömer Karacan kardeşlerin annesiydi.
Cemile Garan, ayrıca
rahmetli Mehmet Ali Birand’ın eşi Cemre Birand’ın da kayınvalidesiydi. Cemile
Hanım, 99 yaşında, Atatürk’ü gören son nesil insanlardandı, arkeolojiye
katkıları ile öne çıkmış, WWF - Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın temsilciliğini
yapmıştı, özel bir insandı ve taziyesi de özel oldu.
Hasan Kılıç
Derken
dün gazeteci Hasan Kılıç’ın 76 yaşında ölüm haberini aldık.
Hasan
Kılıç’ı en iyi anlatacak tanım, “İyi bir insan” tanımı olmalı.
53
yıllık gazeteciydi, Günaydın Gazetesi’nin en etkili olduğu yıllarda oradaydı,
Sabah Gazetesi’nin kurucuları arasındaydı ve 34 yıldır da Hürriyet’te
çalışıyordu.
Ama
medyayı takip edenler onu hiç bilmezlerdi, çünkü o perde arkasındaki kahramanlardandı.
Gazetenin mutfağında, üstelik de gece çalışır, her türlü yükü omuzlardı, tam
bir kaleciydi. Mesleğin a’sından z’sine kadar her türlü yönüne hakimdi,
gazeteciliğin her mertebesini yapacak yetenekteydi ama onun gözünde, yaptığı
işten başka bir makam yoktu, herkesi omuzunda taşır, kendisi geride dururdu.
Öyle ki,
bir gün Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan, kendisi izne çıkarken, “Benim yerime
sen bak” diye onu görevlendirmişti, bunu bile yapmadı, talimata rağmen iki gün
sonra yine gece çalışmaya geldi, vekaleti de daha hırslılara, daha meraklılara bıraktı.
Bir
insanı tanıdı mı, onu bir daha bırakmaz, her fırsatta ilgi gösterir, her türlü
yardımı yapar varsa bir derdi çözmek için çabalardı, böyle olunca tanıdıkları
da onu bırakmazdı. Kimin
hangi hastası varsa, ona uygun bir doktoru mutlaka bulur, tedavi ettirirdi.
İyi gün
değil; kötü gün dostuydu, ona düğünlerden, partilerden, kutlamalardan çok, kaza-bela
anlarında, hastane ziyaretlerinde, cenazelerde rastlardınız.
İstanbul’da
otururdu ama memleketi Samsun, Bafra’daki yerel gazetelerin yayınlanması için
de çırpınırdı.
Sadece
kendi gazetesinin değil, tüm gazetelerin ‘Hasan Abi’siydi, gece mesailerinde,
öteki gazetelerin çalışanlarına da yardım eder, hepsini toplayıp ya
Hacıbozanoğlu Kebapçısına ya da Bafra Pidecisine götürürdü; iki mekanın
sahipleri de dostuydu onun.
Gazete
binasında, danışmadaki görevlilerden, patron katına kadar herkes ahbabı, kadın
çalışanlar da onun ‘Gülleri’ idi.
Maalesef
dün Hasan Abi’yi kaybettik, Babıali yeri doldurulmayacak bir kayıp yaşadı.
10 yıl
kadar önce Hürriyet’te, başyazar düzeyinde önemli sorun yaratan bir editoryal
kaza yaşanmıştı. Bu kazanın gece çalışanlarından kaynaklandığını duyunca, “Hasan
Abi’nin gözünden nasıl kaçtı?” diye düşünüp, dayanamamış, açıp kendisine sormuştum
ve cevabı beni hiç şaşırtmamıştı:
“Müdür
ben yoktum, izindeydim.”
Bilal Çetin
Dün bir
ölüm haberi daha geldi, gazeteci dostumuz Bilal Çetin (65) de maalesef hayatını
kaybetti. Bilal Çetin, çalıştığı Doğan Medya Grubu’nun malum satışından sonra
eşi Semra Çetin ile birlikte meslekten uzaklaşmış, memleketi Bergama Kozak
Yaylasında çiftçiliği denemişti. Bir yaz tatilinde, Cunda’daki evinin denize
bakan balkonundaki kahve sohbetinde, Kozak Yaylası’nı ve yeni uğraşını bize
anlatırken, yine Cunda Adası’ndaki komşusu Bekir Coşkun’un da kulaklarını
çınlatmıştık. Ancak amansız hastalık, önce Bekir Coşkun’u, şimdi de Bilal
Çetin’i aramızdan aldı.
Son
yıllardaki medya yapılanması, pek çok gazeteciyi mesleğinden kopardı. Binlerce
işsiz gazeteci var. Alınamayan tazminatlar, açılan hapis davaları,
tutuklamalar, kapanan yayın organları, işsizlik, düşük ücret ve mesleği özgürce
yapamamak, bu mesleği yapanlarda stres ve buna bağlı hastalıklar yaratıyor.
Medyanın
bu tatsız halinin, ölümcül hastalıkları tetikleyip tetiklemediği, belki de bir
araştırma konusu.
Doğan Satmış, İstanbul, 19.Aralık.2023,
#ÖkkeşBölükbaşı, #medyagunebakis.com, #Toplumsalmuhalefet,