Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
BEYAZ KÜRTLERİN *BEDİRHANİLER, ARVASİLER* GİZLİ İKTİDARI
Osmanlı Devleti'nin Fırat Nehri ile İran
sınırı arasında kalan topraklarının önemli bir kısmı fethedildiği tarihten
itibaren fiilen Kürt Beylerinin idaresine kalmıştı. Bedirhan Bey, Cizre
Emirliği yönetimini aldığında henüz 19 yaşında idi. Onun emirliğe geçişi,
Osmanlı Devleti ile Kürt feodal beyleri arasında yaşanan mücadelenin çok önemli
bir safhasının başlangıcına denk geldi. Bu safha, yarı otonom Kürt beylerinin
ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanan reformların çıkış dönemiydi. Wadie Jwadieh, Kürt Milliyetçiliğin
Tarihi Kökenleri ve Gelişimi, Çev: İsmail Çek ve Alper Duman, 4. Baskı,
İletişim Yayınları, İstanbul, 2007, s. 131-132.
Bedirhan Bey, 1802 yılında Cizre’de doğdu.
Babasının adı Abdullah’tır. Cizre tarihinde önemli bir yere sahip olan
Bedirhan; Azizi, Aziziye veya Azizan adıyla ün yapmış olan Cizre-Bohtan
beylerinin soyundan gelmektedir. Hatta Bedirhan Bey’in soyunun, Halid bin
Velid’in torunlarından Diyarbakır Valisi Abdülaziz’e dayandığı da
söylenmektedir. Bundan dolayı bu sülaleye bağlanmanın şerefini anlatmak üzere,
bu soydan gelenlere “Azizi” denilmektedir. Süreyya Bedirhan, Kürt Davası ve Hoybun, Çev: Dilara Zirek, Med Yayınları,
İstanbul, 1994, s. 76; Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Türk Beylikleri
Osmanlı Belgeleri ile Kürt Türkleri Tarihi, s. 61.
Yalnız bunlar sadece iddiadır. Evliliklerinden, gömüldükleri mezarlardan, Selanikli Dönmeler ile yaptıkları evliliklerden, ekonomik, siyasi alandaki mevkileri, soy isimlerinden ve Haham Benjamin Tudela’nın Kürt Yahudileri ve 250 bin İbrani asıllı Kürdün İsrail’de bulunmasıyla tarihten günümüze Kuzey Irak ve Mezopotamya coğrafyasındaki Kürt Yahudilerini baz aldığımızda Bedirhanlar İbrani asıllıdır.
Mesela Anadolu’nun İslamlaşmasından sonra
Kürt beylikleri, köklerini İslam’a, İslam’ı yayan ve mukaddes sayılan ailelere
ulaştırmak için özel gayret sarf etmişlerdir. Bu iddiaların belgesi olarak
gösterilen şecerelerin birçoğu da tartışmalıdır. Kürt meşhurlarının kökenlerini
İslam büyüklerine dayandırma zaafı, Dr.
Mehmet Şükrü Sekban’ın Musa Anter’e anlattığı hatıralarda da belirtilir:
“Bu Kürt büyüklerinin hiçbiri kendini Kürt
kabul etmez. Kimi Peygamber’in soyundan seyittir, kimi Abbasi’dir, kimi büyük
komutan Halid bin Velid’e dayanır. Başkaları da vardır ama Araplarda kendine
yer bulamayan bazı Diyarbakır beyleri kendilerinin Akkoyunlu Hükümdarı Türkmen
Uzun Hasan’ın soyundan da geldiklerini iftiharla söylerler.” Bohtan’ı, Azizan
sülalesinden mirasçı bir Kürt emir ailesi yönetmiştir.
M. Emin Zeki ve bazı Kürt yazarları,
“Azizan” kelimesinin, hanedanlığın kurucularından biri Ceziralı İbn-i Halid’in
oğlu Mir Abdullah Azizi’den geldiğini ileri sürmektedirler. Bu ailenin önemli
temsilcilerinden biri olan Kamuran Ali Bedirhan’ın ifadesine göre, “Azizan”
kelimesi Ceziran’dan uzakta yer alan küçük bir köy olan Arzizan adından
gelmiştir.
Mahmud Çetin, İsyancı Bedirhan Bey’in
Yaramaz Çocukları ve Bir Kardeşlik Poetikası Kart Kurt Sesleri, Marifet
Yayınları, İstanbul, 2005, s. 23.
Soyunu Peygamber’e dayandığını iddiaa eden Bedirhan ve Arvasilerin çoğu da
İbrani asıllıdır. Kürt meşhurlarının kökenlerini İslam büyüklerine dayandırma
zaafı, tamamıyla İbrani kimliklerini kamufle-etmek-gizlemek içindir. 16.
yüzyılda yaşamış Bitlis Bey’i Şeref Han, Kürtler üzerine yazılmış ilk eser olan
Şerefname isimli eserinde; Bedirhan ailesinin atalarını Halid bin Velid’e
dayandırmakla birlikte, bu ailenin İslamiyet’ten önce Yezidi dinine mensup
olduklarını ileri sürmektedir.
Botan Emiri Bedirhan Bey, (d.1802 - ö. 1869) 1843-47 yıllarda Osmanlı’da ilk Kürt isyanını gerçekleştiren geniş köklü bir aşirettir. Bedirhan aşireti, 19. yüzyıl ortalarına dek Hakkâri nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan Nasturileri, 1846'da Cizre Emiri Kürt Bedirhan Bey ile Hakkâri Emiri Nurullah Bey'in düzenlediği iki katliam ile yok etmişlerdir. Amerikalı misyoner Layard’ın anılarında bildirdiğine göre Nesturilerden ölü sayısı 10.000 olarak vermektedir. Sir Ausen Henry Layard, Discoveries in the Ruins of Nineveh and Babylon, New York: Harper Brothers Publishers, 1856, p. 30. 325. 372.
Bu rakam diğer kaynaklarda ve misyonerlerin günlüklerinde ise 40.000 ile
80.000 arasında bir rakam geçmektedir.
Prof. Dr. Yalçın Küçük’te Bedirhanlar’ın
yaptığı katliamlarını şu şekilde değerlendirmektedir; 19. yüzyıl ortalarına
doğrudur. Bu tarih aynı zamanda Yahudilerin ve Hıristiyanların Türkiye’deki iç
savaş tarihidir. Bedirhan bir defada 40 bin Süryani’yi katletmiştir peki ama
neden? Bunu Kürtlüğe mi yoksa İbraniyeliğe mi bağlayacağız.? 19. yüzyılın
ortasından beri bu ülkedeki iç savaşları ve kırımları eninde sonunda
Yahudilerin Hıristiyanları tasfiyesi olarak ortaya koyuyorum. Yalçın Küçük, İsyan-2, İthaki Yayınları,
İstanbul, 2005, s. 12.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, İ.MSM,
49/1235
İngiltere Musul konsolosunun Bedirhan
Bey’in Nasturilere uyguladığı zulme ilişkin 19 Eylül 1846 tarihli raporun
Osmanlıca tercüme sureti
Bedirhan Bey 1845 yılında Osmanlı’ya
başkaldırarak Cizre merkezli Botan bölgesinde hükümet kurup kendi adına para
bastırmıştır. Bedirhan ailesi tarafından yönetilen Botan Beyliği 1847 yılında
tasfiye edilmiştir. Bedirhan
Bey’in Osmanlı Devleti’ne karşı gerçekleştirdiği isyan hareketi, Kürtçülük
ideolojisine uygun olarak ilk defa Osmanlı Devleti’ne karşı bilinçli olarak
tertiplenmiş milliyetçi bir başkaldırı ve isyan hareketidir. Babıali bu isyana
karşı 1845’den itibaren Bedirhan Bey’i ikna etmek için her türlü yola
başvurmuştur.
Bu amaçla Diyarbakır Valisi Hayreddin
Paşa, Cizre’de bulunan Nakşibendi Şeyhlerinden Şeyh Yusuf, Şeyh İbrahim ve Şeyh
Azrail Efendiler’e gönderdiği (25 Nisan 1847) tarihli mektupta, kendisinin de
Tarikat-ı Halidiye-i Nakşibendi’nin müritlerinden olduğunu söylemiş. Ve şeyhi
Tosyalı Halit-i Nakşibendi Hazretlerinden icazet aldığını belirtmiş ve icazetin
bir suretini de kendilerine göndererek tarikat kardeşliği gereğince Bedirhan
Bey’e nasihat etmelerini onlardan istemiştir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, İ.MSM,
50/1266
Diyarbakır
Valisi Hayreddin Paşa’nın Bedirhan Bey’e destek vermemeleri ve isyandan
vazgeçmesi için kendilerine nasihatte bulunmalarına ilişkin Nakşibendi
Halidiye şeyhlerine yazdığı mektubun sureti
Nakşibendi Şeyhlerinin (25 Mayıs 1847)
tarihli Diyarbakır Valisi Hayreddin Paşa’ya gönderdikleri cevabi mektupta ise,
Bedirhan Bey’e devlete karşı itaatsizlikten vazgeçmesini ve padişahtan af
dilemesini, aksi takdirde müritleri ile beraber kendisinden ayrılıp devlete
itaat edeceklerini ifade ettiklerini yazmışlardır.
Bedirhan Bey, gönderdiği bu mektupla
padişaha bağlılığını ve teslimiyetini arz etmektedir. Fakat başta Padişah
Abdülmecit (1839-1861) olmak üzere, birçok devlet erkânı onun her hal ve
hareketine kuşkuyla bakmaktadır. Padişah ve hükümet bu endişelerinde haklıdır.
Çünkü Bedirhan Bey, gizliden gizliye kendi bölgesinde hükümranlık alâmeti
olarak adına hutbe okutmaya başlamıştır.
Bedirhan Bey’in çevre Kürt aşiretleri
tarafından yalnızlaştırılmasından sonra sıkışan Bedirhan Bey, ya Anadolu Ordusu’na
sığınacak ya da mahalline kapanacak veya tamamen firar edecektir. Bedirhan Bey
ve diğer Kürt beyleri her ne kadar direnseler de, ele geçirildikten sonra,
aileleriyle birlikte İstanbul’a gönderildi. Sinan Hakan, Osmanlı Arşiv Belgelerde Kürtler ve Kürt Direnişleri
(1817-1867), s. 185-200.
İstanbul’a gelen isyancı Bedirhan Paşa Büyükada’da bir köşke yerleştirilir.
İşte bu süreçten sonra başlayan gizli ilişkiler ağı kendini Milli mücadele ve
sonrasındaki dönemde kendini gösterecektir. Bedirhan Paşa ömrünün son yıllarını
Şam’da geçirir ve orada hayata gözlerini yumar ve Şam’a defnedilir.
Başbakalık Osmanlı Arşivleri, HR. MKT,
18/49
Bedirhan
Bey ve adamlarının teslim olduğuna dair Anadolu Ordusu Müşiri Osman Paşa’nın 29
Şevval 1263 (12 Ağustos 1847) tarihli raporu
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, İ.DH,
173/9306
Bedirhan
Bey isyanının bastırılmasında hizmeti geçen askeri ve sivil erkânın
ödüllendirilmesine dair tezkere Bedirhan Bey Bağımsız Kürt Devleti planları
yapmaya başlamıştır. 1898'de ilk Kürtçe gazete Bedirhanilerden Mithat Bedirhan
tarafından yayınlandı..Kürt devletinin kurulması için ingilizlerle bütün
diplomatik ilişkileri kurarak “Kürdistan Teali Cemiyeti’ni kurmuşlardı. Martin v. Bruinessen, Agha, Shaikh and State The Social and Political
Structures of Kurdistan, Zed Books, London, 1992, p. 179.
Bu dönemde kurulan Kürt örgütlerinin dikkat
çekici bir diğer yanı ise mevcut olan örgütlerdeki Kürt aristokrat ailelerinin
yeni Kürt yönetiminin önderliği için kendi aralarında iç çekişmeler
yaşamasıydı. Bedirhan ve Seyyid Abdülkadir ailelerinin açık rekabetlerinin yanı
sıra Babanzadelerin ve diğerlerinin de bu konudaki mücadeleleri belirgindi.
Bunların yanı sıra “Bedirhan oğulları, Seyyid Abdülkadir ve Paris’teki Kürt
Delegesi Şerif Paşa, Kürt örgütlerinin önde gelen liderleriydi. Uğur Mumcu, Kürt – İslam Ayaklanması
(1919–1925), İstanbul, 1991, s. 11.
Kürt aristokrat ve feodal ailelerinden,
İstanbul’da ikamete zorunlu olanlardan Bedirhani, Baban ve Şemdinan şeyhleri,
öğrenim görmüş Kürt ileri gelenleri İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin
düşüncelerinden oldukça etkilenmiş bulunuyordu.
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyetinin
kapatılmasında Jön Türklerin olduğu kadar Bedirhan ailesiyle Seyyid Abdülkadir
arasında yaşanan rekabetin de payı vardı. Daha sonra Kürt Tamim-i Maarif ve
Neşriyat Cemiyeti Kürt yayın ve eğitim alanında çalışmalar yapabilmek amacıyla
1919 yılının başlarında kurulmuştu. Kürdistan Teali Cemiyeti’ne bağlı olarak
faaliyetlerini sürdüren bu cemiyetin kurucuları aynı zamanda Kürdistan Teâli
Cemiyeti’nin de önde gelen Kürt şahsiyetleriydi.
Kürt Tamim-i Maarif ve Neşriyat
Cemiyeti’nin kurucuları şu kişilerden oluşmaktaydı: “Bedirhanzade Emin Ali, Dr.
Abdullah Cevdet, Bedirhanzade Mithat Bey, Erzurum Milletvekili Seyfullah Bey, Hakkâri
Milletvekili Taha Efendi. Van Milletvekili Tevfik Bey, Bedirhanzade Kamil Bey,
Bedirhanzade Abdurrahman Bey, Genç Milletvekili Mehmet Efendi, Mir Zeytinzade
Hüseyin Avni Bey, Miralay Mahmut Sami Bey. Yargıç Diyarbakırlı Mehmet Faik Bey,
Bediüzzaman Said Efendi, Mutkaylı Halil Hayali Efendi, Kürdizade Ahmet Ramiz.”
Peygamber soyundan geldiğini iddia eden Nakşibendi Şeyhi Ubeydullah’ın 1879
yılında İran’da bir Kürt Devleti kurmak için başlatmış olduğu ayaklanma
başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Uğur Mumcu, Kürt – İslam Ayaklanması (1919–1925), İstanbul, 1991, s. 61,
185.
Nasturi
katliamının ardından geçen süreçte o tarihlerde Amerika’nın ünlü gazetesi The
Newyork Times “Kürdistanlı Yahudiler” adlı bir yazı kaleme alıyor.. Kürt
Yahudilerinin varlıklarından bahsediyor lakin bunların bir kısmının tarihsel
zamanda İslam’a geçtiklerini belirtiyor..
Bugün
İsrail’de 250.000’den fazla Kürt Yahudi’si yaşamaktadır. (Yani İbrani asıllı
olup Kürt kültürü içinde yaşamış tarihteki Mezopotamyalı Yahudilerdir.)
Aşağıdaki fotoda İsrail’de yaşayan Kürt Yahudileri yer almaktadır.
MOSSAD AJANI KAMURAN ALİ BEDİRHAN
Kürt Bedirhan Bey'in torunu ve Kürdistan
Teavün ve Terakki Cemiyeti kurucusu olan Emin Bedirhan'ın oğlu Kamuran
Bedirhan, 1895 yılında İstanbul'da doğdu. Emin Bedirhan’ın Kamuran Ali
Bedirhan, Celadet Ali Bedirhan ve Süreyya Bedirhan adında üç çocuğu vardı. Ve
üçü de Kürtçülük davasına adadılar kendilerini. Kürt Bedirhan’ın torunlarından
olan Kamuran Ali Bedirhan (1895-1978), Paris’te Şark Lisansları Enstitüsünde
Kürt Lisanı ve Edebiyatı üzerine dersler veriyordu.
Mustafa Molla Barzani’nin Irak’taki
temsilciliğini yapmıştı. Kürtlerin ayaklanmalarından sonra 1961 yılında bu
ayaklanmaların Avrupa’daki sözcülüğünü üstelenen Bedirhan, Barzani’nin namına
Newyork’a gitmişti. 1968 yılında ise Kürt ihtilal Konseyi temsilcisi Emir
Kamuran Ali Bedirhan İmzası ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U–Thant’a
bir muhtıra vermişti.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine,
Güvenlik Konseyine ve Siyasal Komiteye mektuplar göndermiş ve Irak Kürt
bölgesine bir tahkik heyetinin gönderilmesini istemiştir. Kürtçülük hareketinin
önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Kamuran Ali Bedirhan, 1940 yılından sonra
Paris’e yerleşerek Polonyalı Yahudi bir kadın ile evlenerek ölümüne kadar da
Paris’te yaşadı.
Kamuran Ali Bedirhan 1958 yılında Paris’te,
Sevr Antlaşması’yla ilgili olarak şöyle yazmıştı. “Yüzyılımızın son çeyreğinde
tamamlanan bu antlaşma Kürt halkına birlik ve bağımsızlık hakkı sağlamıştır; bu
antlaşma uzun süreli çabalar ve ağır bedeller sayesinde elde edilmiştir.
Bu antlaşmanın hiç bir zaman yaşama
geçirilmemesine karşın onun moral gücü yeni faktörler sağlamıştır. Biz, kendi
geleceğini belirleme ilkesi temelinde Birleşmiş Milletlerce kabul edilmiş olan,
insanın var olma haklarına değinen kendi yönetimini tayin etme hakkına, moral ilkelere
sahibiz.” Lazarev, M. S. Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), (çev.) Mehmet Demir,
Öz-Ge Yayınları, Ankara 1993. s. 188–189.
Molla Mustafa Barzani, 1970 tarihinde
Çuman’da, Dr. Kamuran Ali Bedirhan’a Irak Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını
yapması için öneride bulunur. Ama Kamuran Bedirhan, “Ben böyle bir teklifi
kabul edemem. Irak Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı yerine, Çuman’da kardeşim
Celadet Bedirhan adına bir okul yapmayı tercih ederim” der. Kuzey Irak Kürt Gazetesi, Kamuran Bedirhan, Hewler Post, Aralık 2009.
Amerikan gazetesinin 25 Mart 1971 tarihli
haberine göre Kamuran Ali Bedirhan Mustafa Molla Barzani’nin Birleşmiş
Milletlerdeki temsilcisiydi. O dönem Amerikalı gazeteler Kamuran Bedirhan’ın
Barzani aracılığıyla Birlemiş Milletler arasındaki bağı gözler önüne
seriyorlardı. Kamuran bağımsız Kürt devletinin kurulması için muhtıralar
veriyordu.
KAMURAN ALİ BEDİRHAN
KÜRT DEVLETİ BAĞIMSIZLIĞI İÇİN SAVAŞAN BİR
KAHRAMAN
The Spokesman Review, October 11, 1962.
Irak Kürtlerinin ayaklanmalarından sonra
1961 yılında bu ayaklanmaların Avrupa’daki sözcülüğünü üstelenen Bedirhanoğlu
1968 yılında ise Kürt ihtilal Konseyi temsilcisi Emir Kamuran Ali Bedirhan
İmzası ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U–Thant’a bir muhtıra vermişti.
Kamuran Ali Bedirhan,İsrail Dışişleri
Bakanlığından Moris Fischer ve İsrail’in Washington ve Londra Büyükelçisi Yahu Evlat
ile dostluk kurdu. Kamuran Bedirhan ile istihbarat ilişkisini İsrail Paris
Büyükelçiliği’nin Yarbay Bin David, Albay Avzi Nerkis gibi askeri ataşeleri
yürüttü.
Kamuran
Ali Bedirhan’ın İsrail gizli servisi Mossad ile olan ilişkisini, İngiliz The Guardian
gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve
Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris
tarafından kaleme alınan "Israel's Secret Wars–A History of Israel's
Intelligence Services" (İsrail'in Gizli Savaşı-İsrail İstihbarat
Servislerinin Tarihi) adlı kitapta kaleme alınmıştı.
Black & Moris’e göre İsrail ile Irak
Kürtlerinin ilişkileri 1964’de başladı. Mossad şefi Meir Amit, Arap mevzilerine
saldırı operasyonlarını arttırmak için Irak Kürtleri ile ilişkiler kurdu.
Kamuran Ali Bedirhan, o dönem Kürt ulusal hareketinin Avrupa’da Paris
temsilciliğini yapıyordu.
İsrail
Savunma Bakanı Şimon Peres, 1950’lerde İsrail için casusluk yapan Kürt lider
Kamuran Ali Bedirhan ile yeniden gizlice bir araya gelmişti. Bedirhan, o dönem İsrail elçisi
Eliyahu Sasson ilede düzenli görüşmeler yapıyordu. Sasson, Mossad casusuydu ve
Ankara’yı İsrail’in istihbarat merkezi yapmıştı. Ian Black & Benny Morris, İsrael’s Secret Wars, (A History of Israel’s
Intelligence Services), Grove Press, Newyork 1992, p. 65, 70, 77, 81, 184, 187.
İngiliz The Guardian gazetesinde 1984
yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki
Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından kaleme
alınan "Israel's Secret Wars–A History of Israel's Intelligence
Services" (İsrail'in Gizli Savaşı-İsrail İstihbarat Servislerinin Tarihi)
adlı kitapta Mossad'ın Barzani ve Kamuran Ali Bedirhan ile ilişkileri
anlatılmaktadır. Kitapta Mossad-Barzani ilişkileri, İsrail Dış İşleri Bakanlığı
ve Mossad yazışmalarına dayanılarak açıklanmaktadır. Kitabın önsözünde yayından
önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği belirtilmektedir.
Nitekim İsrailli araştırmacı Şalom Nakdimon, Irak ve Ortadoğu kitabında İsrail’le ilişkileri kuran ilk
kürt lider olarak Kamuran Ali Bedirhan’ı göstermektedir. Nakdimon’a göre
Kamuran Ali Bedirhan Mossad casusuydu. 1963’te İsrail’e giderek Başbakan David
Ben Gurion, Dışişleri Bakanı Golda Meir ve Mossad yetkilileri ile görüşmüştü. Şalom Nakdimon, Irak ve Ortadoğu’da
Mossad, (Çev). Ahmet Ekinci, Ankara, 2004, s. 64.
Salim Meriç: 15 Temmuz 2012 11:31
OSMANLI’NIN OTORİTESİNE VE CUMHURİYETE
KARŞI OLAN BEDİRHANİLERİN
SELANİKLİLERLE KUTSAL İTTİFAKI
Mevlevi postnişi İshak Dede’nin
torunlarından olan eski Dışişleri bakanı Prof.Dr. Emre Gönansay’ın annesi
Müveddet Gönensay, isyancı Bedirhan Paşanın oğlu Abdurrahman Çınar’ın kızıdır.
Emre Gönensay’ın eşi Aylin (Koçibey) Gönensay, trafik kazasında ölen ünlü
rallici Renç Koçibey’in kızkardeşi, Cem Uzan'ın eşi Alara Koçibey’in halasıdır.
Arusi şeyhi olan Ömer Fevzi Mardin, ünlü Hamidiye Zırhlısı’nın iaşe
subayıydı. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın ünlü ismi Rauf Orbay’ın da sınıf
arkadaşıydı.
Ömer Fevzi, meşhur Mardin ailesinden
geliyordu ve Kuzey Afrika’da ortaya çıkan, “Abdüsselam-ı Esmer yolu” olarak
bilinen Arusiyye tarikatının şeyhiydi. Aslında daha sonra “Mardin” soyadını
alacak olan Ömer Fevzi Efendi Küçük Hüseyin Efendi’nin de halifesiydi.
Yani Nakşibendi’ydi. Ancak daha sonra
Arusiliği ön plana çıkacaktı. Ömer Fevzi Efendi’nin halifesi ise 1979 yılında
vefat eden Aziz Çınar’dı. Çınar da Kürtlerin en seçkin ailelerinden olan
Bedirhaniler’dendi. Aziz Çınar’dan sonra Arusilik iki kola ayrılmıştı. Şimdi
her iki kolda da her ayın 22’sinde dua ediliyor. Yani Arusilik’in ritüelleri
devam ettiriliyor.
Kürt Bedirhanın torunlarından Kürt tarihçi
Cemal Kutay (Teşkilatı Mahsusanın ilk lideri Eşref Kuşçubaşı’nın damadıdır.)
Kürt Bedirhan ailesinden olan Bedri Paşanın hanımı, Eşref Kuşçubaşı'nın
teyzesinin kızıdır.)
Bedirhan Bey'in çocuklarından Murat
Bedirhan Bey, Şurayı Devlet Reisliği yapmıştı. Torunu Tevfik Ali Çınar’da
Galatasaray'da başkanlık yapmıştı. Bedirhan Bey'in kardeşi, Abdullah Bey'in
oğlu, Atatürk'ün yakınında yer alarak Maarif Bakanlığı yapan ve eğitim alanında
köklü ve sarsıcı değişikliklere imza atan Vasıf Çınar ailenin diğer
fertlerindendir.
Kürt Bedirhan’ın oğlu Ali Şamil Paşa ilk
evliliğini Bedrifem hanımla yapmıştı. Bedrifem Hanım daha sonra ikinci
evliliğini ise Selanikli Mehmet Edip Bey ile yaptı ve bu evlilikten Halide Edip
Adıvar doğdu. AKP’nin kurucularından Cüneyt Zapsu’nun Babaannesi Fatma Hidayet
Zapsu’da ünlü Bedirhan Paşa’nın ailesindendir.
Bedirhanilerden Kaymakam Abdullah Hulusi
Bey'in oğlu Vasıf Çınar, İki kez Milli Eğitim Bakanlığı yapmış ve Tevhid-i
Tedrisat Kanunu’nun uygulayıcısı ve Altay Spor Kulübü’nün kurulmasına ön ayak
olmuştu.
Menderes hükümetinin Dışişleri Bakanı
Fatin Rüştü Zorlu’da Kürt Bedirhan ahvadındandır. Bedirhanlar, Mardinizadeler
ile akrabalığa kadar uzanmaktadır. Daha bu isimlerden yüzlercesi var şuan için
kısa tutuyorum. Bedirhanlar, Sabetaycılar, ile hem akraba hem de iç içeler.
AKP’nin kurucularından Cüneyt Zapsu’nun
Babaannesi Fatma Hidayet Zapsu’da ünlü Kürt Bedirhan Paşa’nın ailesindendir.
Cüneyt Zapsu, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın mensubu olduğu siyasi partinin
kurucusu, MKYK eski üyesi ve Başbakan’ın dışişleri danışmanlığını yapmıştı.
Zapsu’nun dedesi, İslamcı kesimin iyi
tanıdığı bir isimlerden Abdürrahim Zapsu’dur. Eniştesi Kürt milliyetçisi, yazar
Musa Anter. Babaannesi ise isyancı Bedirhan Paşa'nın torunu. Ailenin tarihi
kurak Cizre ovalarından Balkanlara kadar uzanıyor.
Abdürrahim
Zapsu, Seyyid Manastırlı Tabipzade
Pertev Bey ile Zeliha Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Doğu'nun saygın ve meşhur ailelerinden, Arvasiler'dendi. Zeliha Hanım, Seyyid Muhammed
Arvasi'nin oğlu Muhyiddin Arvasi'nin kızıydı. Aile uzun yıllar Van'da yaşadı.
Bu süre Abdürrahim Zapsu için ömür boyu devam edecek bir dostluğun da
başlangıcı oldu.
Abdürrahim Zapsu, ünlü Kürt beyi Bedirhan
Paşa’nın torunlarından Hidayet hanım ile evlendi. Bu evlilikten Mustafa Pertev,
Ayşe Hale ve Jale adında üç çocuğu oldu. Abdürrahim Zapsu, oğlu Mustafa
Pertev'i, Uzel ailesinin kızlarından Gaye Uzel (Zapsu) ile evlendirmişti.
Cüneyd Zapsu bu ikilinin çocuklarıydı.
Uzel ailesi de, Uzel Traktör sanayisinin kurucularındandı. Bu evlilik daha
sonra kurulacak olan Azizler Holding'inde temellerini attı. Cüneyt Zapsu’nun
kardeşi ve İş dünyasının önemli isimlerinden olan Aziz Zapsu, BİM'in eski
yönetim kurulu başkanı ve Türkiye'nin en zengin 100 ismi arasındaydı.
Cüneyt Zapsu evliliğini Hindistan
başkonsolosu Nihat Boytüzün’ün kızı Beyza Boytüzün Zapsu ile gerçekleştirmiştir.
Beyza Hanım Üsküdar Amerikan Koleji mezunuydu. Beyza Boytüzün Zapsu, eski
Hindistan, Maldivler, Senegal başkonsolosluğu yapmış olan Nihat Boytüzün’ün
kızıdır.
Nihat Boytüzün, Tefken Holding'in üç
ortağından biri olan Boytüzün, Kamera Reklam ve Turizm Ajansı'nın sahibidir.
Galatasaray Spor Kulübü eski başkanlarından Mehmet Cansun, Cüneyd Zapsu’nun eşi
tarafından akrabasıdır.
Bedirhanlar,
Babanlar ve diğer Kürt şeflerinin hayali Kürdistan devleti kurmak.. Yani
Bedirhanilerin hazırladığı Kürdistan projesinin ipini bugün Barzani eline
almıştır. Bu projeninde 50 yıldır İsrail projesi olduğunu Odatv’de kaleme
aldığım (Barzaniler İsrail ve Kürt Yahudileri ve Barzaniler) adlı makalemde
detaylarıyla dile getirmiştim.
Baban
aşireti ve Kürt Bedirhaniler Selanikli Dönmeler ile evlilikler yapmışlardır. Hem akrabalar hem de ekonomik ve
siyasi alanda iç içeler. Selanikli dönmelerin Kürt Bedirhaniler ile evlilikleri
bir asimilasyon mu yoksa İbrani kültürünün ve Yahudi dininin soy silsilesini
devam ettirme geleneği midir.?
Dönmeler asırlardır Yahudi soylarını
korumuşlardır. Ölüm ilanlarını incelediğimizde görüyoruz ki Bedirhanların
Sabetaycılar ile evlilikleri istisna değil, zincirleme olarak devam etmiştir.
Sonuçta Türkçüsü, Kürtçüsü hepsi aynı aileden Kürt devletini kurulması
için Kürt cemiyetleri kuran, Bedirhan ailesi’nin birçok ismi Milli mücadele ve
Cumhuriyete karşıydı. Fakat Cumhuriyet kurulduktan sonra Bedirhan Paşa’nın
oğulları ve torunları karşı çıktıkları Cumhuriyetin en önemli kilit noktalarına
getirildiler.
Cumhuriyetin, resmi kurumlarında, sosyal
klüplerinde, örgütlerinde, siyasetinde ve bürokrasisinde, en önemli görevlerin
başına getirildiler. Cumhuriyete sahte muhalefetlik ettiler, yalandan düşmanlık
yaptılar. Danışıklı dövüş içerisinde düşman oldukları bu devletin en önemli
noktalarına getirildiler. Gizli bir el sanki hiçbir şey olmamış gibi onları
düşman oldukları bu devletin önemli noktalarına getirmişti.
İktidarın gerçek sahipleri olan bu gizli
oligarşinin aile bağları yıllardır çözülememiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu
yana çokça adından söz ettiren Bedirhan ailesi, yıllarca Cumhuriyete ve sisteme
karşı gösterildi. Görünürde hep eleştirildiler. Fakat Cumhuriyeti kuran en
önemli isimler ile yakın akrabaydılar. Ailenin büyüklerinden Bedirhan Paşa
Osmanlı Devletine karşı en kanlı kürt isyanını çıkaranlardan biriydi.
Kürt devleti kurmak için Kürt Cemiyetleri
ve gazeteler kurdular. Baştan beridir Cumhuriyetin kuruluşuna ve Milli
mücadeleye karşı çıktılar. Bu kadar muhalefet etmelerine karşı, Cumhuriyet
kurulduktan sonra devletin kilit noktalarına getirildiler. Bedirhanların
muhalefetlikleride sahteydi. Peki bu aileyi diğerlerinden ayrıcalıklı kılan şey
ne idi ? Onlara böylesine seçilmişlik kazandıran şey, köklü bir aile
olmalarından değil, seçilmiş kavimden doğduklarındandır.
Bedirhanilerin Selanikliler ile kurduğu bu
gizli oligarşinin hâkimiyetini Dönemin İngiliz Binbaşısı Noel ile Amiral
Calthorpe telgraflaşmalarında bu durumu şöyle kaydetmektedirler. “Amiral
Calthorpe’dan, İstanbul/ 1430 sayılı telgrafım, Bağdat temsilcisinin 5353 sayı
ve 12 Mayıs tarihli telgrafı ve sizin 77676 sayı ve 29 Mayıs tarihli
telgraflarınıza ilişkin olarak Toprakları doğuda olan Abdülkadir Kürdistan’ın
en tanınmış ve saygın ailesi Bedirhanlar, bunların her ikisi de feodal sistemi
temsil etmektedirler. Bunlar Türk bürokrasisinde önemli mevkileri ellerinde
tutmaktadırlar.” Mim Kemal Öke, İngiliz Ajanı Binbaşı E. W. C. Noel’in Kürdistan Misyonu,
Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1992. s. 69.
Kuzey Irak’tan İstanbul aydınları
seçkinlere seçilmişlere doğru bir Bedirhan yolculuğu. İsyanlar başkaldırmalar
Türkiye karşıtlığı yapmaları yine de onları iktidara getirmekten alıkoymamış.
Bu sürece gelmeleri Kürt olmalarından dolayımı yoksa İbrani olmaları mı.?
Saydığım bunca ailenin Bedirhanilerle evlilikleri sizce basit bir tesadüf mü.?
Dönmeler Yahudiliğin Kabalistik bir
ekolüne bağlı gizli bir koldurlar. Bunlar tamamiyle Musevi değiller ama
Tora’nın 613 emrinden olan en önemli emri yani evlilik emrini yerine
getirmektedirler. Bu Talmud’un vazgeçilmez emirlerinden biridir. Daha nice ayrıntıları
var ama sadece evlilik akdi üzerinde durdum.
Türkiye’de
ikiye bölünen Ulusalcı–Cemaat arasındaki çatışmanın özeti şudur.. Ulusalcı
etiketine bürünmüş Selanikli Beyaz Türkler yani (Dönmeler) ile İslamlaşmış
cemaat kimliğine bürünen (İbrani) Beyaz Kürtler arasındaki savaştır bu. Birinci
grup Ulusalcı ve laikliğin savunucusu Ordu taraftarı olan Beyaz Türkler, diğer
tarafta ise ikinci grup olup AKP’yi iktidara getiren Arvasiler, Bedirhaniler,
Mardinizadeler ve Arusilerdir.
İkinci
grup olan neoliberal kapital mafya, kamu mafyası olan ulusalcıları 2008
Ergenekon davasından sonraki süreç ile tasfiye etmiştir. Fakat iki sistemin
kendisi de İbrani’dir. Birinci ve İkinci grubun kronolojisini isim isim
çıkarttığınızda göreceksiniz ki çoğu birbirlerinin akrabasıdırlar.
Şimdi
dikkat Arvasiler (Peygamber soyundan) gelen Seyyid olan Hacı Yusufzade Şefik
Arvas’ın torunu olan 33. dereceden mason ve bilderberg daimi üyesi, Henry
Kissenger’ın Türkiye’deki tek dostu Galatasaray kulubü eski başkanı Selahaddin
Beyazıt ile AKP’nin kurucularından Cüneyt Zapsu’da Arvasilerdendi. Soy
silsilesini incelediğinizde ortaya İslam’dan başka çok garip ilişkiler çıkıyor.
Hatta
Said’i Nursi’nin dava arkadaşları ve çevresinin tamamına yakını ikinci gruptur.
AKP ve Gülen cemaati sadece bir görüntüdür. Medya’da ve kamuoyunda tüm
dikkatlerin üzerine çekildiği yapıştırılmış bir etikettir. Asıl iktidar olanlar
ise ikinci gruptur. Bu her iki grubun ortak noktası ise İsrail dostudurlar. Her
iki grupta İsrail’in hegomonyasından çıkamamıştır. Yakında çıkacak olan
“İspanya’dan Osmanlı’ya Kripto Yahudiler” adlı kitabımda bu iki grubu
detaylarıyla ele aldım.
Yalnız ikinci grubun İsrail’e olan karşıt
tavırlarının sebebi ise Amerika’nın (İran-İsrail) dostluğuna karşı Türkiye’nin
yanında olması dolayısıyladır. İsrail ile Amerika arasında Nixon ve kendisinden
sonraki dönemden bugüne süren gizli bir savaş olduğunu ve İran’ın İsrail ile
gizli müttefik olduğunu,
1979 Humeyni devrimini Mossad’ın
tertiplediğini ve bu iki ülkenin asla düşman olmadıklarını 30.04.2012 tarihli
Odatv’de kaleme aldığım (İşte Belgelerle İran İsrail Gizli İlişkileri ve Gizli İttifakı) adlı yazımda belgeleriyle
dile getirmiştim. İleride daha ayrıntılı belgelerle de dile getireceğim.. Peki
İçimizdeki İsrail kozlarını kimden yana oynayacak dersiniz.?
Salim Meriç, Odatv.com
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP