*GİDERLERSE
GİTSİNLER.!* DEDİNİZ, GİTTİLER.!
*Para
için gidiyorlar* yanılgısı, Apple, Tesla, Chobani ve Ordinaryüs Prof. Ernst
Hirsch,
Sağlık
Bakanı, yurtdışına giden doktorların gitme gerekçesini açıklarken, ‘kahvehane’
tavrıyla eliyle para sayma işareti yaptı.
Bu hareketin bir
bakana yakışıp yakışmayacağı bir yana, yurtdışına akının gerçek nedeninin bu
olmadığını hepimiz biliyoruz.
Dünyada
en saygın mesleklerden biri tıp hekimliğidir.
Gittiğiniz
her yerde ve yaş sınırı olmadan doktor olduğunu söylediğinizde saygı
görürsünüz. Başka hiçbir meslek sahibini, uçak gibi, otel gibi hatta kafe,
restoran gibi yerlerde ihtiyaç varsa göreve çağırmazlar.
Ayrıca
doktorların her tedavisi, insana bir şey kattığı için, kesinlikle unutulmaz.
Aradan 30 yıl geçse de sizi sağır olmaktan kurtaran, size bir evlat veren,
yaşamınızı 10 yıl uzatan bir doktora şükran duyarsınız, tıpkı size bir harf
öğreten öğretmene duyulan minnet gibi.
Ama
böyle saygın bir mesleğin sahiplerine, Türkiye’de yapılan muamele maalesef
üzücü. Devletin en tepesinden *Giderlerse gitsinler.!*
sözleri yükseldi, en alttaki sıradan insanlar ise, *Ben doktor dövüyorum, daha ne olsun.?* diyorlar
ve bunu övünç meselesi olarak anlatıyorlar.
Kendisi
de bir hekim olan bakan, son yıllardaki icraatlar da böyle bir ortama yol
açıldığını açıkça itiraf edip, özür dilemesi gerekirken, ‘para sayma’ işaretini
tercih etmemeliydi.
Türkiye’de
yeni Cumhuriyet kurulduğunda en büyük eksiklik üniversitelerdeydi, bilim
alanındaydı. Almanya’da Hitler rejiminden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenlere
Atatürk kapıları açınca, Türkiye bir anda, dünyanın en saygın bilim insanları
için bir sığınak haline geldi.
Günümüzde,
eğer Türkiye’de bilim adına bir şeyler varsa, bunda Nazi rejiminden kaçıp
Türkiye’ye gelen 142 bilim insanının katkısı büyüktür.
Amerika
Birleşik Devletleri’nin, dünya lideri olmasının temelinde de başka ülkelerdeki
en parlak insanları kendine çekmesi yatar;
Bugün
bir telefonu on binlerce liraya satılan Apple’ı kuran Steve Jobs Suriyeli bir
babanın oğluydu,
Dünya
otomobil devi Tesla’yı kuran Elon Musk ise Güney Afrikalıdır.
Amerika’da
milyar dolarlık yoğurt firması Chobani’yi kuran Hamdi Ulukaya ise Erzincanlı
bir Kürt’tü ve terörist diye suçlanmamak için Türkiye’den kaçınca bugünlere
gelebildi.
Bu
insanlar, kendi ülkelerinde, ‘Para işareti’ yapılarak aşağılanmayı kabul
etmedikleri için, ülke değiştirip başarılı oldular. Sonuçta Suriye bir Apple’ı,
Güney Afrika bir Tesla’yı, Türkiye ise bir Chobani’yi kaçırdı, elin oğlu
kazandı.
‘Para
işareti’ yapan sayın bakan keşke bu yazacağım bu anıyı okuma şansını bulsaydı: Nazi
rejiminden kaçıp Türkiye’ye gelen Hukukçu Ordinaryüs Prof. Ernst Hirsch,
cumhuriyetin 10 yıl kutlamaları törenine onur konuğu olarak katılmıştı ve hatıralarını
1933 yılında şöyle anlatmıştı:
“29
Ekim akşamı sanki kıyamet kopuyordu, davet Dolmabahçe Sarayı’ndaki devasa
salondaydı. 600 metre uzunluğundaki rıhtım ışıl ışıl bezenmişti. Ve işte ben,
kendi Alman vatanında hor görülen, işgal ettiği mevkilerden kovulan, evini yurdunu
terk edip yabancı ülkelere kaçmak zorunda bırakılan ben, bu muhteşem sarayda,
ülkenin seçkinleri arasında, sayılan, saygıdeğer bir Alman profesör olarak
hazır bulunmaktayım. Talihin yüzüme güldüğü bu olağanüstü an daha Türkiye’deki
ilk yılımda nasip olmuştu.”
O
yıllarda Türkiye’yi yönetenlerin vizyonu-uzgörüsü işte böyleydi. Ve işte bu
yüzden o yıllarda bir dolar sadece 1 Türk Lirası idi, şimdiyse 1 dolar 28.5 TL
ve emekliler 5 bin TL aldılar diye ailece seviniyorlar.
Doğan
Satmış
Tags: #Atatürk, #Tesla,
#Elon, #Musk, #Chobani, #Hamdi, #Ulukaya, #Ernst, #ABD, #Hirsch, #Apple, #Steve,
#Jobs, #Almanya, #Hitler, #Yahudi, #Para, #işareti, #Nazi,
#ÖkkeşBölükbaşı, #medyagunebakis.com, #ToplumsalMuhalefet,