ALİ İSMAİL KORKMAZ

“Ergenekon Davası”nda Ruhu Cezalandırdılar.!.

Payla:
  • Google'da Paylaş
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ALİ İSMAİL KORKMAZ

Ergenekon Davası”nda Ruhu Cezalandırdılar.!.

 

Ergenekon Davasında verilen karar, saygı duyulacak bir mahkeme ürünü kabul edilemez.! Çünkü hüküm, Türk Milleti adına verilmiş değildir. Her şeyden önce, özel görevli mahkemelerhukuka aykırı olup, siyasi iktidardan bağımsız değillerdir. Bu nedenle, ne kendileri ne de kararları meşru sayılabilir. Kararların altına imza atanları, yargıç olarak görmeyenler haksız sayılmaz. Bu konuda hakkını yememek gerekir, ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'nun son zamanlarda söylediği en doğru söz, bu kararların meşru olmadığıdır!..

Yukarıdaki saptamalar, farklı cümlelerle ağızdan kaçırılmış olsa da hükümet kanadından dile getirilmektedir: Başbakan Erdoğan'ın Başdanışmanı ve AKP'nin akıl hocası kabul edilen Yalçın Akdoğan, “Bu dava ile 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'dan süzülüp gelen müdahale ruhundan hesap sorulmuştur” demiştir... Yalın gerçek Yalçın'ın bu cümlesinin içerisinde saklıdır.!

Gerçekte ceza davası ile suç teşkil eden bir fiili işleyen failden hesap sorulur. Suç işleyen fail, bağımsız bir mahkemede yargılanarak, suçlu olduğu ıspatlanırsa cezaya çarptırılır. Ceza hukukunun sujesi; ruh değil, insandır. Hiç kuşku yok ki, Yalçın Akdoğan, ruhsözcüğü ileaskeri müdahale anlayışı” ile hesaplaşıldığını anlatmak istemiştir. Bu durum dahi, vahameti kurtarmaya yetmemektedir. Zira, 1960'dan bu yana aralıklarla olagelen askeri müdahalelerden, bu davanın sanıklarını sorumlu tutmak, hukuken değil, siyasetenolabilecek bir şeydir!.. Başkalarının eylemlerinden bu eylemler sırasında büyük olasılıkla doğmamış olan insanları sorumlu tutup, cezalandırmak, adaletle uzaktan yakından ilgili olamaz. Çağdaş ceza hukuklarının olmazsa olmazı olan suçların şahsiliği ilkesi bu davada açıkça ihlal edilmiştir!...

Babanın işlediği bir suçtan, ailenin bütün üyelerini cezalandırmak ne kadar adil olabilir ki?..

AKP iktidarında, görev verilen ve bir süre sonra hukuka aykırı oldukları için varlıkları ortadan kaldırılan Özel Görevli Mahkemeler, AKP'nin sivil darbesini  yerleştirmek için kurulmuş ve muhalifleri cezalandırmak suretiyle, halkı sindirmeyi görev edinmiş ihtilal mahkemeleri gibidir...

Bu mahkemelerde akıl almaz cezalara çarptırılanlar ise, iktidara muhalif olup, “müdahale eden ruhu “ (anlayışı) temsil ettiği düşünülen  kurbanlardır  sadece.!

Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın, mahkumiyet kararları ile ilgili yukarıdaki beyanı, aynı zamanda “Ergenekon Davası” sanıklarının suçlu olmadıklarının da ikrarıdır.!

Kılıçdaroğlu haklı ve yerinde olarak “Ergenekon Mahkemesi” kararını meşru görmediğini açıklamıştır. Atatürk'ün CHP'sine yakışan da budur. Başbakan Bülent Arınç, bu beyana karşılık; O beğenmediğin mahkemelerde gün gelir sen de yargılanabilirsin diyerek, ana muhalefet partisinin genel başkanı üzerinden, halkı korkutmaya ve tehdit etmeye devam etmektedir.!

Bu nokta son derece önemlidir...

Elindeki işleri bitirince, varlığı sona erecek olan bu mahkemelerde, Kılıçdaroğlu ya da başka bir muhalif, bundan sonra yargılanabilir mi.?

Bunun için iki yol vardır.

Birincisi; mevcut karar Yargıtay'da bozulur ve Kılıçdaroğlu bir şekilde (Osman'ın gibi “gizli” bir tanığın beyanları veya kişisel bilgisayarında tespit edilen, “suç teşkil eden” dijital verilerin ele geçirilmesi ile) bu dava ile ilişkilendirilebilir.

Bu şekilde “özel görevli mahkeme”nin elindeki iş de bitirilmemiş olur. Görevini gereği gibi yapmayan Kılıçdaroğlu veya başka bir gerçek muhalif, “Ergenekon Davası”na ek iddianame ile dâhil edilerek, yargılanması olanağı elde edilebilir...

İkinci olasılık, bu mahkemelerin her ne kadarı görevi bittiğinde kapanacakları yasa ile hüküm altına alınmış ise de, iktidar benzer nitelikli yeni mahkemelerin açılması için yeni bir yasa çıkartabilir.!

Bu konuda iktidarı engelleyecek bir güç yoktur!.. Usul kurallarını ise, dinleyen kim.?.!

Hukukun olmadığı bir ülkede, olacakları kestirebilmek için hukukçu olmak gerekmiyor. AKP'nin zihniyetini anlamak yeterlidir.

Dilerseniz bunun için yaşanmış olayların en yenilerinden birini irdeleyelim:

AKP'ye destek vererek işlenen günahlara doğrudan ortak olan iki kişiden birini aldatmak için yalanlanma olasılığı bulunmayan Ali İsmail Korkmaz cinayetine göz atıyoruz.. Anımsarsınız, Başbakanımız 3 Haziran günü Bize oy veren yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyoruz (1) dediği kişilerden bir kısmı, Eskişehir'de 2 Haziran günü ellerinde sopalarla sokağa çıkmışlardı.

O gün Sanayi Sokakta ele geçirdikleri 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail'i, öldüresiye dövdüler. Aynı sokaktaki ekmek fırını sahibi İsmail Koyuncu, olay yerinde bulunan üniformalı ve sivil  polislerin  kendilerine kaçan göstericileri durdurun talimatını verdiklerini anlattı.

Bu komut üzerine durdurulan Ali, “kahramanlık” destanı yazan TEM Şubesi polisi Mevlüt Sağalman'ın tekmeleri ve fırıncı İsmail'in sopa darbelerini karşılayamadı. Aslan gibi delikanlı, beyin kanaması geçirerek yere düştü...

Kaldırıldığı Yunus Emre Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde bir şeyin yok denilerek evine gönderildi. Ertesi gün, fenalaşınca yeniden hastaneye kaldırılan Korkmaz, 10 Temmuz günü aramızdan ayrıldı.!

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, -Onu patates doğramak için mutfağıma bile sokmam- olayla ilgili yaptığı açıklamada; Kesinlikle bunu yapan Türk polisi değil. Orda bir takım kişiler tabii ki, darp olayını yapıyorlar. Hatta aldığımız duyumlara göre, kendi arkadaşlarına bile zarar verip, 'bunu polis yaptı' süsü vermeye çalışan gruplar oldudemişti.!

Olaydan sonra, olayın geçtiği yerin karşısında olan fırının, bilirkişiler tarafından dahi açılamayan kamera kayıtları, iki kez silinmeye çalışıldı.!.?

MOBESE kayıtlarında ise, hiç görüntü bulunamamıştı.! Tanıkların beyanlarına itibar etmeyen vali, duyum üzerine; Ali İsmail Korkmaz'ın arkadaşları tarafından öldürülmüş olabileceğini söyleyerek, hükümetini rahatlatmıştı.!

Valinin bu açıklamalarından sonra, kamera kayıtlarını ortaya çıkartmak tabii ki biraz sıkar.!

Devletin polisinin, demokratik bir hak olan hükümeti protesto eyleminde, eyleme katılan 19 yaşındaki bir genci, öldüresiye dövecek kadar gözü dönebiliyor, Devletin valisi, katilleri doğrudan koruyacak kadar kendini kaybedebiliyordu. Devletin doktoru ise, beyin kanaması geçiren bir hastayı müşahade altına almayarak, evine gönderiyordu.!

Hiçbir yoruma gerek kalmadan, bu üç cümle ile AKP iktidarını özetlemek mümkündür.!

İleri Demokrasi dedikleri rejim, bu olsa gere.!

Bu rejimde; farklı düşüncelerin yaşama şansı yoktur.! Hükümete karşı olanların başına Ali İsmail Korkmaz'ın başına gelenler her an gelebilir.!

Bütün bu gerçekleri, silindi denen kamera görüntülerinin Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda geri döndürülmesi ortaya çıkarttı...

Bu durumda, gerçekleri ortaya çıkartan Jandarma'daki görevlilerin de başına bazı işler gelebilir.!

Yalan söyleyemediği için Bezm-i Alem Valide Sultan Camii Müezzini Fuat Yıldırım'ım başına gelenleri (2)

UNUTMADIK.!

Ali İsmail Korkmaz olayı göstermektedir ki; hükümet karşıtı eylemlerde, eylemciler için kendi alacakları görüntü kayıtları hayati öneme sahiptir.

MOBESE kayıtları sınavı geçememiştir, onlara hiç bir şekilde güvenemeyiz. Kamu görevlileri ise, katilleri koruyup saklayabilirler ve polisler eli palalı-sopalı sokak serserilerini halkın üstüne saldırtabilirler.!

Nitekim gerçeklerin ortaya çıkmasından sonra bile, aynı vali, Bunu polis yapmadı demiştik. Yine o sözümüzün arkasındayız. Ağırlıklı olarak sivil kişiler işin içinde şeklinde, akıllara durgunluk verecek savunmalar yapabilmektedir.!

Bu beyan ile, devlete ve adaletine güvenemeyeceğimiz açık seçik ortaya çıkmaktadır.!

Bu durum karşısında, halkın tek korunma kalkanı kalmıştır: O da cep telefonları ile alabilecekleri görüntü kayıtlarıdır.!

Bu kayıtların hem caydırıcı etkisi vardır, hem de ileride olası bir yargılama söz konusu olduğunda, görgü tanıklarını desteklemek bakımından kesin kanıt niteliği taşıyabilirler...

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

1.       http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23429709.asp

2.       http://www.medyanindibi.com/camide-icki-icilmedi-diyen-muezzin-fuat-yildirim-aciga-alindi.html

Cemil CAN, Ankara – Haziran.2014 – av.cemilcan@hotmail.com

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Cemil CAN, Ankara – Haziran.2014 – av.cemilcan@hotmail.com

Diğer Haberler

  • TOPRAKLARIMIZ SATILMAMALI
  • SELOCAN & SELAHATTİN DEMİRTAŞ ve SİYASET
  • DEPREMDE YIKIMIN SUÇLUSU KİM.?
  • YENİ TÜRKİYE FİYASKOSU, K9 KADAR FAYDA YOK
  • BU ÜLKEDE HEM SOLCU, HEM ERMENİ OLMAK.!
  • *VATANDAŞLIK VERİLİRKEN, VATAN DA VERİLİYOR.!*
  • LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET
  • *SİYASETİN ANADOLU FIRTINASI OSMAN BÖLÜKBAŞI*
  • İSKİLİPLİ ATIF'IN OSMANLI SİCİLİ DE BOZUKTU.!
  • 126 EMEKLİ BÜYÜKELÇİMİZİN KAMUOYU DUYURUSU
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP