AKIL TUTULMASINDAN KURTULUN.!

Türkiye'deki iktidarın ABD ve AB destekli olduğunu öğrenmeyen kalmadı.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

AKIL TUTULMASINDAN KURTULUN.!

Türkiye'deki iktidarın ABD ve AB destekli olduğunu öğrenmeyen kalmadı.

Sabotaj iddialarına karşı, hükümetten tatmin edici bir yanıt beklerken, Başbakan Afyon'daki cephaneliğin patlamasını meraklı bir askerin el bombasının pimini çekmesine bağladı.! Olayda sağ kalan yok nasılsa, kimseye soramayız.

O askerin, merakından mı yoksa “kasten” mi pimi çektiğini hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Başbakandan  öğrenmiş olduk ki, o patlama bir kaza değilmiş.! O zaman binbaşıyı neden tutuklamışlar.?

Yanıt: Burası Türkiye'dir.! Hükümete yönelebilecek her tepkiye verilecek bir kurbanımız bulunur.! Bu sefer de şans binbaşıya çıkmış.!

Şimdi de yeni bir iddia kafaları karıştırıyor.! Askerler gecenin o vaktinde cephanelikte ne arıyordu.? Sayım yanıtı pek inandırıcı bulunmamış. Gündüzler çuvala mı konulmuş da gece sayılıyormuş.?

Söylentiye göre,  bombalar Suriye'deki rejim karşıtlarına verilmek üzere, tasnif ediliyormuş. İşe bakın, patlama da tam bu sırada meydana gelmiş. Sabotaj iddiası akla daha yakın! İngiliz Times gazetesinin haberine göre, Suriye'deki muhaliflere silah taşıyan Libya bandıralı bir geminin Türkiye'de olduğu,  kargosunun ise, “Müslüman Kardeşler  örgütü ile ilişkili olan IHH İnsani Yardım Vakfı tarafından teslim alındığı savunuldu... 

Hatırlayalım: 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu delmek için 6 gemiyle insani yardım malzemesi götürmeye kalkışan ve uluslararası sularda İsrail'in Silahlı Kuvvetleri'nin müdahalesi ile karşılaşan ve sonunda 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan eylemi de organize eden IHH İnsani Yardım Vakfı'ydı...

Yerleşik diplomasi ve deneyimli diplomatlardan yararlanmayı beceremeyen, ABD'ye endeksli dış politika izlemeyi marifet belleyen AKP hükümeti, dış politikamızı da özelleştirerek dinci vakıflara teslim etti... Ne diyelim.?.!

İslamiyeti kanser, Müslümanları öldürülecek böcekler olarak tanıtan “Müslümanların Masumiyeti” adlı ABD yapımı film, gösterime girdikten 2 ay sonra, Müslüman coğrafyasını ayağa kaldırdı. “Arap Baharı”nı karşılamak için meydanları dolduran o yığınlar,  şimdi de ABD karşıtı eylemleri ile dünyanın gündemine oturdular.

Obama'nın ricası üzerine R.T. Erdoğan sakinleştirici bir konuşma yaptı. Pek bir işe yaradığını sanmam. Fetullah Gülen ise Pensilvanya'dan gönderdiği mesajla eylemcileri lanetledi. Buna rağmen, istenilen sonuç alınamadı. Eylemler hala devam ediyor. Kimilerine göre, “Arap Baharı” geri mi dönüyor ne!.. Görünüşe bakılırsa, Erdoğan Şam'daki Emevi Camiinde şurekası ile birlikte söz verdiği o namazı kılamayacak.!

Batının “Dinler arası diyalog” veIlımlı İslam  projelerinde samimi olmadığı, başlattıkları “Haçlı Seferleri”, İslam karşıtı bu son film ve peygamberimizin karikatürleri ile bir kez daha ortaya çıktı...

Peygamberimizin karikatürlerini protesto edenler için tepkisiz kalan hükümetim, filmi protesto edenler için araya girerek, göbekten Amerika'ya bağlı olduğunu kanıtladı.!

Y-CHP'den  Gülseren Onanç, Sezgin Tanrıkulu, Rıza Türmen ve Burhan Şenatalarliberal sol aydın” olarak tanımlanan; Mithat Sancar, Osman Kavala, Fuat Keyman ve Cengiz Çandar gibi isimlerle bir araya gelerek “Kürt Sorunu”na çözüm aramışlar!.. Başta parti sözcüsü Haluk Koç olmak üzere, pek çok CHP'li bu durumu kınadılar. Kılıçdaroğlu “görüşmeden haberim var” diyerek, yine  görüşmecilere kol kanat germiş.!

Belli ki, kurultaylarda ve yetkili kurullarda görüşülmeyen ve karar altına alınmayan önemli konularda, emrivakiler yaparak, görüşlerini CHP'nin görüşü gibi dayatan bu çekirdek grup, kaset operasyonu sonunda yönetime getirilmiş olmanın diyetini ödüyor.!

Yüzde 50'ye yakın halk desteğine sahip olan iktidarın başaramadığı “Kürt Açılımı”nda aktif görev üstlenmek, ana muhalefet partisinin üstüne vazife midir? Partiyi bitirme pahasına böyle bir işe girişmek, diyet borcunu ödemekten başka nasıl açıklanabilir.?

CHP gibi köklü bir partinin; cumhuriyet karşıtı, ikinci cumhuriyetçi gibi isimlerle anılan döneklere, “Akil Adamlar” olarak müracaat etmesi, hangi aklın karıdır. Bu durum parti yönetiminin akıl seviyesi ile acizliğini göstermiyor mu.?

AİHM'nin kararlarına rağmen,türbanı biz çözeriz” diyerek ortalığa düşen ve bu şekilde iktidarın elini rahatlatan Kılıçdaroğlu,  nihayet bu tutumunun meyvelerini toplamaya başladı!.. İlk kurban Ege Üniversitesi eski öğretim üyesi Prof. Rennan Pekünlü oldu. Hoca, türbanlı öğrencileri tespit edip, derslere almadığı için hakkında açılan davada 2 yıl 5 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Problemlere teslim olmanın adını “çözüm” koymak yetmiyor.!

Kılıçdaroğlu'nun çözümü böyledir işte.İkinci Kürt Açılımı”nda beklenen de hiç kuşkunuz olmasın aynen türban çözümündeki gibi fiyasko olacak. Silahlı terör örgütüne istediği tavizler verildi mi, bir süreliğine sorun buzdolabına konabilir...

Terör örgütü, tek sermayesi ve varlık nedeni olan silahlarını yeniden konuşturacak tabi. O zaman da  Üçüncü Kürt Açılımı” gündeme getirilecek.! Böylece  Özgür Kürdistan” kurulana dek, iktidar ve muhalefet işbirliği ile açılımlar devam ettirilecek.!

Hem de “Kürt Sorunu” konusunda partinin yetkili organları tarafından alınmış yeni bir karar olmadığı halde, yapılacak bu görüşmeler. Ne de olsa, okyanus ötesinden verilen görev ifa ediliyor.!

Delegeye soran kim.! Delegenin bir kısmı ise, hala ABD'nin bu akıl dışı isteklerinin yerine getirilerek, iktidar olunabileceğini sanıyor.!

Sanki bu iş birliğini,  en  iyi  Y-CHP'nin  yapabileceği hususunda AKP ile aralarında tatlı bir yarış var!.. Atatürk'ün antiemperyalist ve tam bağımsızlıkçı CHP'si, ne hallere geldi.!

Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı Paul Craig Roberts'in şu sözlerini kulaklarımıza küpe yapalım. Hazret bir konuşmasında: “Şaşırtıcı olan, Washington'ın bir milyon Müslüman öldürerek, üç İslam ülkesini yıkarak, yedi İslam ülkesinde askeri operasyonlar yaparak ve sekizincisi İran'a saldırı hazırlığı yaparak sahnelediği müthiş kışkırtıcılığa rağmen, Amerika'ya karşı herhangi bir saldırı olmamasıdır” diyor. Başka nasıl söylenir bilmem.!

Türkiye'deki iktidarın ABD ve AB destekli olduğunu öğrenmeyen kalmadı. Roberts'in sözünü ettiği Müslüman ülkelerin Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki Müslüman ülkeler olduğu açıktır. Büyük Ortadoğu Projesi'nde;  bu ülkelerdeki rejimleri yıkma ve sınırları değiştirerek ABD'ye bağımlı, enerji kaynakları ile geçiş koridorlarında nöbetçi olmaya talip, yeni kukla devletler yaratmak olduğu gizlenmiyor!.. Erdoğan böyle bir projenin eş başkanı olmakla övünüyor. Bir paket makarna veya bulgura oyunu kiraya veren “iki kişiden biri” ise, böyle bir projenin hayata geçmesi için katkısını sunuyor.!

“İki kişiden biri”nin 10 yıllık AKP iktidarı boyunca durumunda bir iyileşme yok. Olacağa da benzemiyor!.. Bunu düşündüğü bile yok!.. Türkiye “sıcak para” için faiz cenneti. Yabancı sermaye halkımızı bu yöntemle iliklerine kadar sömürüyor. Satılmadık bir şeyimiz kalmadı. Yine de elde avuçta bir şey yok. Borçlarımız her geçen gün katlanarak artıyor. Üretim yok. İşsizlik her geçen gün daha da büyüyor.  İstihdamı artıracak bir tek önlem alınmıyor. Gelecek nesillerin bile dünyasını kararttık. Doğmayan bebeleri yaşamları boyunca ödeyemeyecekleri kadar borca batırdık. Her gün, bir öncekinden daha kötüye gidiyor. Vatana hizmet için gönderilen çocuklarımız al bayrağa sarılarak geri geliyor. Anadolu'nun yüreği dağlanıyor.!

Yollar mayın tarlasına dönmüş. Araçları mayına basan 6 asker ile 8 polis daha yeni şehit düşmüş.! Hükümet kendi halkının güvenliğini bırakmış, Suriye'nin rejimini değiştirmekle zaman geçiriyor.!

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyada ve bölgemizde çıkan savaşlarda taraf olmayarak saygın bir ülke konumuna yükselen Türkiye, son 10 yılda emperyalizme bağımlı politikaları izlemekle iki paralık edilmiş.!

Bütün bu olup bitenlerden hep birlikte sorumluyuz.! Çünkü bu iktidara destek olan sizsiniz, bu yüzden sorumluluğunuz büyüktür. Biz ise, sizi yattığınız güzellik uykusundan uyandıramadığımız için sorumluyuz. Şimdi bu kötü gidişe “dur” demek birlikte görevimizdir. Belki o zaman suçumuzu biraz hafifletebiliriz...

Paul Roberts'in yukarıdaki sözlerini bir kez daha okuyun isterseniz. Akıl tutulması içindeyiz değil mi.? 

Emperyalizm beyinlerimizi işgal etmiş. Kendi halkımızın ve ülkemizin yararlarını göremiyoruz bir türlü. Önümüze konulan küçük bir pencereden bakıyoruz sadece. Oradan görünen bütün dünya değil ki.!

Önce kendimizi kurtarmalıyız bu esaretten. Bağımsız ve özgür  düşünemeyen bir beyin bize ait değildir.! Özgür olmayan insan, uşaklık yapmak için önüne dikildiği kapıdan bir yere uzaklaşamz.!. Karakteri “özgürlük” ve “bağımsızlık” olan bir liderin yolundan gitmeliyiz.! O lider bizimdir. Bunun için önümüzde ne engel var?..

Av. Cemil Can

 

Av. Cemil Can,  Ankara Aralık.2012

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

Dünyada Her Millet İcraatına Tahammül

Ettiği Hükümetin Mesuliyetine Ortak Sayılır…! Mustafa Kemal ATATÜRK

 

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

BOP PROJESİNDE TÜRKİYENİN ROLÜ
Emperyalistler Tarafından, Müslüman’ın Müslüman’a Kırdırıldığı
Ve Bunun Taşeronluğunun Da Kendine Müslüman’ım Diyen
Kendi Liderleri Aracılığıyla Yapıldığının Ve Emperyalistlerinin
Esas Amacının Da Ortadoğu’da Siyonistlere Hizmet Eden
Sözde Kürdistan, Gerçekte Büyük İsrail'i Kurmak Olduğunun
Tüm Müslümanlar Tarafından Bütünüyle Anlaşılması Dileğimle…Ayşe Eren

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir...”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sıradadır.

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

“Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

Diğer Haberler

  • İMAMOĞLU GÖREVDEN AFFINI İSTESİN*MİŞ.!
  • TOPRAKLARIMIZ SATILMAMALI
  • SELOCAN & SELAHATTİN DEMİRTAŞ ve SİYASET
  • DEPREMDE YIKIMIN SUÇLUSU KİM.?
  • YENİ TÜRKİYE FİYASKOSU, K9 KADAR FAYDA YOK
  • BU ÜLKEDE HEM SOLCU, HEM ERMENİ OLMAK.!
  • *VATANDAŞLIK VERİLİRKEN, VATAN DA VERİLİYOR.!*
  • LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET
  • *SİYASETİN ANADOLU FIRTINASI OSMAN BÖLÜKBAŞI*
  • İSKİLİPLİ ATIF'IN OSMANLI SİCİLİ DE BOZUKTU.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP