“GENEL AF” KİM İÇİN.?

Komutanlar “Genel Afla” 40 Bin Kişinin Katili Artin Agopyan Affedilecekse, Biz Ölene Kadar Cezaevinde Kalmaya Razıyız Dediler

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

GENEL AF” KİM İÇİN.?

KomutanlarGenel Afla” 40 Bin Kişinin Katili Artin Agopyan Affedilecekse, Biz Ölene Kadar Cezaevinde Kalmaya Razıyız Dediler

GENEL AF” TAN ÖNCE AF DİLEYENLER.!

Başbakan'ın cezaevleri boşalacak sözleri ile dile getirdiği genel affa karşı en ciddi tepki cezaevindeki komutanlardan  geldi. Genel afla 40 bin kişinin katili Artin Agopyan’da affedilecekse, biz ölene kadar cezaevinde kalmaya razıyız dediler.

Yeni CHP'nin Grup Başkanvekili Engin Altay, genel affın ancak toplumsal mutabakatla yapılabileceğini belirttikten sonra, “Buna da Erdoğan değil halk karar verir” demiş...

Yürürlükteki Anayasaya göre, af kanunu çıkartmak için Meclis'in beşte üçünün oyu yeterlidir. AKP ile BDP'nin oyları buna yeter.

Yeni CHP içerisindeki PKK ve cemaat sempatizanlarını da eklediniz mi, af kanununu rahatlıkla çıkarabilirler. Demek ki, hükümetin PKK'yı af etmek için halka sormasına gerek yok.!.. Tıpkı Ülkenin Doğu ve Güneydoğusunu Kürdistan haritasına katan Barzani'nin, Diyarbakır'da devlet başkanı gibi karşılanışını sormadıkları gibi...

Parti sözcüsü Haluk Koç, ”Demokrasi içinde mücadele eden herkesle ittifak ederizdiyerek, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin demokrasi içerisinde mücadele ettiğini, CHP adına  kabul  etmiştir.

Öte yandan, Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, “Başta Gezi direnişinin simgesi olan Beyoğlu olmak üzere, İstanbul'da bütün kesimlerle güçbirliği yaptık diyerek, CHP-HDP-PKK ittifakına meşruiyet zemini hazırlama çabası içerisine girdi. Demek ki, şimdi de sıra seçmene gelmiş.

Beylerin işaret buyurdukları gibi oylarımızı getirip PKK'ya vereceğiz, öyle mi.? Emriniz başımız üstüne.!..

Sevsinler sizin gibi sosyal demokratları.!..

CHP adına söylenen bu tutarsız sözlerden, partinin “genel af” ve “seçim ittifakları” konusundaki kurumsal tavrının ne olacağı aşağı yukarı belli olmuştur.

Bu defa sözlerin ağızlarda evelenip gevelenmesine aldanmayacağız.!..

Peki, geçen genel seçimlerde “genel affı” ilk defa ağzına alan kimdi.?

Allah aşkına bu sözleri söyleyen biri, CHP'nin başında bir saniye durabilir mi.?

Siz CHP'nin son kurultay delegeleri! Vatan haini olmadığınızı biliyorum, “Basra harap olduktan sonra”(1) mı harekete geçeceksiniz.?

Olağanüstü kurultayı bir haftada toplayıp, bu hainlerin icabına bakabilirsiniz!.. Taze kan alarak seçimlere gitmek varken, bu topal ördeklerle yola devam etmenin ne anlamı var.!..

Yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Diyarbakır buluşmasını yerel seçim şovu gibi niteleyerek, sıradan basit bir olay gibi göstermesini içinize sindirebiliyor musunuz.?

Bu sözler, bölünmeye verilen dolaylı destek değil midir.?..

BOP'un bir aşaması olan Diyarbakır buluşmasında; Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ilk defa Kürdistan sözcüğünü kullandıktan sonra, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de Doğu Anadolu'ya, Kuzey Kürdistan diyerek, bölünme konusundaki ittifakın zaferi ilan etmedi mi.?..

Devletin fiilen sahadan çekilmiş olduğu bu coğrafyada, terör örgütü PKK denetimi sağlıyorsa ve bu örgütün cezaevindeki başı Abdullah Öcalan hükümet ile anlaşmalar yapabiliyorsa, bölünmenin ilk aşaması tamamlanmış demektir.!

Bu vahim durumu, yerel seçim şovu gibi göstermek, bölünme tehlikesini bir süre daha gizlemek ve gelişmelere destek vermek anlamına gelir.!

Yerin yedi kat altından bile uğultular geliyor, ama siz hala derin uykudasınız. Uyanın artık.!

Ey Kemal Kılıçdaroğlu; Kürdistan Bayrağının dalgalandığı bir mitingi, AKP'nin yerel seçim şovu olarak nasıl gösterebilirsin! Anlaşılıyor ki, kafanın çapı, bu işleri kavrayacak genişlikte değil, bari önümüzden çekil.!

YENİ” ANAYASA, “YENİ” CHP VE “YENİ” TÜRKİYE.!

Yeni sözcüğü bu dönemin en kalleş sözcüğü oldu. Irak'ı birlik sözcüğü ile bölen ABD, yenileşme ve çağdaşlaşmanın yolunu “yeni” sözcüğü ile tıkadı. “Yeni” Anayasanın ise durumu malum, Morga kaldırıldı. ”Yeni” CHP ise yerlerde sürünüyor. Yetmezmiş gibi bir de “Yeni” Türkiye devreye soktular.

“Yeni” Türkiye, doğusu olmayan, yönü belirsiz bir ülkedir artık. Aynı şekilde bütün anormallikler de normalleşme sözcüğü ile kamufle edilmedi mi.?

Demokrasinin önüne konan ileri sözcüğü kadar aldatıcı olanı ise, hiçbir zaman bu millet görmedi.!

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun AKP tarafından dağıtılmasından sonra, masada figüran olarak oturan Yeni CHP'den Atilla Kart ile Yeni MHP'den Faruk Bal, kullanılmış bir mendil gibi çöpe atılmanın mahcubiyeti içerisinde, masayı dağıtan Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i eleştiriyorlar. O masada ne işiniz vardı diyenlere ise, Atilla Kart'ın yanıtı acizliğin ötesinde, zavallılığını da göstermek bakımından ibret vericidir. Kart, AKP'nin ne yapacağını tahmin ederek, bu yapılacaklara karşı önlem almak için Anayasa uzlaşma Komisyonu'nda görev aldık diyormuş.

Bre gafil, AKP ne yapacağını yıllar önce açık açık söylemedi mi.? Adamlar demokrasi tramvayına binerek, gidecekleri yere kadar çoktan gitmişler bile. Bizimkiler hala ne yapacaklarını “tahmin” etmeye çalışıyorlar...

Kurucu Meclis olmadıkları halde, kendilerini kurucu meclis yetkileriyle donanmış gibi kabul eden Meclis'te, AKP”nin “kırmızıçizgilerine” boyun eğen Yeni CHP yönetimi, AKP'nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duymadığının farkında bile değil. 2010 Halkoylaması ile istedikleri düzenlemeleri geçiren siyasi iktidar, bu şekilde yargıyı ele geçirdikten sonra, karşıdevrimini de tamamlamış ve Atatürk Cumhuriyet'ini yıkmıştır. Dediklerim anlaşılmıyor mu.?

Bu yıkım ile demokrasinin temelini teşkil eden kuvvetler ayrılığı ilkesi de yok edilmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri “kafese” kapatılmıştır.!

Hatta denebilir ki, yargı yetkisi kabul ettiğimiz İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'ne başvuru yolu da ciddi engellerle donatılarak, hak arama yolları iyice daraltılmıştır.

Bu nedenlerle yeni bir anayasaya, sadece başkanlığa hevesli olan Erdoğan'ın ihtiyacı vardır. AKP'nin gerici iktidarına engel gibi duran bazı Anayasa hükümleri bulunsa da, onları zaten yorum ve fetva yollarıyla aşıp, diledikleri gibi genişletip, daraltarak kullanabiliyorlar...

Tıpkı türbanın Meclis'e sokulmasında olduğu gibi... Meclis'te çoğunluğu olan AKP iktidarı, demokrasinin olmazsa olmazı laiklik ilkesini görmezden gelince, güya İçtüzük'te türbanın Meclis'e girmesini yasaklayan bir hüküm bulamamıştır.!.. Oradan bakılırsa, İçtüzük'te padişahlığı da yasaklayan bir hüküm yok.!..

Hatta Doğu Anadolu'da Kuzey Kürdistanı kurmayı da yasaklamıyor o kutsal içtüzüğünüz... Ne yazık ki, bu noktada da en anlamlı destek, yine güzellik uykusuna yatmış muhalefetten gelmiştir.!

CHP, HDP-PKK İTTİFAKI.!

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, İstanbul'da CHP ile PKK'nın Batı için kurduğu HDP - Halkların Demokratik Partisi ittifak mı yaptı diye iki haftadır soruyor...

Cumhuriyet gazetesinin 21 Kasım günü attığı manşete göre; CHP, HDP ile örtülü temas yürütüyormuş...

HDP, kendi adayını çıkartmama karşılığında “etkili bir başkan yardımcılığı ile 4 ilçeyi bize bırakın koşulunu ileri sürüyormuş.! CHP ise, ancak 3 ilçe belediye başkanlığını vermeye razı.!

Bu konudaki temasları CHP'li olmayan CHP İl Başkan Oğuz Kağan Salıcı ile imar yolsuzlukları nedeniyle CHP'den atılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yürütüyormuş...

Gelen ağır eleştiriler ve tepkiler üzerine Kılıçdaroğlu, manşet çıkan bu rezillikten 2 gün sonra, bozulan imajını düzeltmekle görevli Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer'ı çağırıp, bir “çakma mülakat” yapmışlar...

Kemal Bey, sonunda “CHP-HDP ittifakı doğru değildir” demek zorunda kalmıştır.! CHP'nin bütün düşmanları bir araya gelip kafa kafaya verse, yemin ederim, bu adamın CHP'ye verdiği zararın milyonda birini veremezler.!

2013 yılında Atatürk'ün CHP'sini, ülkemizde Şeriat tehlikesi yokturdiyen, Seyit Rıza hayranı bir çapsız adam yönetiyor. Kemal Bey'in bu “isabetli” tespitinden sonra, türban bile 4 kadının saçları üzerinde, özgürlük postuna bürünerek Meclis'e girdi. Seninki mutluluktan havalara uçtu. Ardından iktidar, kızlı-erkekli evler tartışmasını başlattı.

Bu tartışma ile öğrenci yurtları da ayrıldı. Yetmedi tabi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, karma okulların da kapatılacağını açıkladı... Kim bilir bizimki şimdi ne kadar mutludur.!

İmam Hatip okullarındaki korkunç artış bir yana, 4+4+4 ve çocukların Kuran kurslarına kaydından söz bile etmiyorum artık.

Çünkü CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, şeriat tehlikesine karşı gerekli önlemleri aldığı kesin.!.?

Şu işe bakın hele! CHP ile HDP yani PKK, yaklaşan yerel seçimlerde ittifak yapacaklarmış.! 

Bu durumda doğal olarak CHP'ye verilecek oylar PKK'nın hanesine yazılacaktır. 

Atatürkçüleri PKK'nın siyası uzantısı olan bir partiye oy verdirmek kime kısmetmiş! Ne yazık ki, hesap uzmanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geldiğimiz yer burasıdır ve onun bu son hesabı tutmayacaktır.

Atadan CHP'liler bile ciddi ciddi CHP'ye oy vermemeyi tartışmaya başlamışlarsa, herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekir.Sakın ha bir şeyler yapmanın vaktini geçirmeyelim.!

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ.!

Yerel seçimlerde AKP için çalışmak başka nasıl olabilirdi?

Biliyorsunuz İstanbul'da CHP'li ilçe belediye başkanlıklarının sayısı 12'dir... (2) Yeni CHP'nin İstanbul İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, bu 12 belediyeye, kazanılması kuvvetle muhtemel bir ilçe belediye başkanlığı daha ilave edip, SOROSÇULAR için bir köşeye ayırmıştır.!

Bu başkanlıklar “ulufe” olarak dağıtılacaktır.!

Kalan ilçelerin 17'sinde eğilim yoklaması, 9'unda eğilim yoklaması ve anket çalışması ile adaylar belirlenecekmiş... Oğuz Kağan, “Belediye başkanlığı ya da meclis üyeliği üzerinden ittifaklara ve pazarlıklara karşıyız.

Bu konuda genel merkezin de il örgütünün de kararı kesin ve net”tir demiş... Salıcı'nın bir kaç hafta önce dile getirdiği, kaparo olarak verilmiş çeklerden burada söz etmeyeceğim. Utanma duygum beni engelliyor... Dilerseniz o konuya hiçbir zaman da girmeyelim...

Gerçekte Kılıçdaroğlu ve Salıcı'nın karşı olduğu ittifak, İşçi Partisi'nin önerdiği, AKP'nin yıkılışını getirecek olan; CHP, MHP ve İP'nin güçbirliğidir... Muhalefet partilerinin hangisi önde ise, o bölgede oyları ona verip, AKP'yi geriletmeye, nedense Yeni CHP hiç razı değil.!..

Deniz Baykal'ın “Küçük olsun benim olsun” kafası işte.!

Ayrıca parti içi demokrasiyi işleteceği vaadiyle yönetime seçilen Kılıçdaroğlu, CHP'nin güçlü olduğu ilçelerin adaylarının belirlenmesinde önseçime hiç yanaşmıyor!.. Bunun anlamı açıktır: Bundan böyle Yeni CHP'de gerçek CHP'lilere yer yoktur.!

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ”

Anamuhalefet partisi Yeni CHP, cemaat ile Erdoğan arasında devam eden ve dersanelerin kapatılması kararı ile zirveye ulaşan kavgada; cemaatin yanında yerini almış...

Bir kez olsun ağzına eğitimde fırsat eşitliği kavramını almayan Kılıçdaroğlu, cemaatin dersanelerini savunma görevini acaba neden üzerine almıştır.?

CHP Genel Başkanlığı'na getirilmenin ne ödenmez diyeti varmış.! Devlet okullarının imam-hatip okullarına dönüştürülmesine seyirci kalan “sosyal demokrat” Kemal Bey, dindar ve kindar nesil yetiştiren bu çağdışı eğitime hiçbir zaman karşı gelmemiştir.

Ne atanamayan öğretmenlerin durumunu dile getiriyor ne de tüm dersanelerin kamulaştırılarak, devlet okullarına dönüştürülmesini isteyebiliyor.

Sen ey Tunceli İl Derneği Başkanlığı kapasitesi ile sınırlı düşünebilen Kemal Efendi! Devlet okullarında dershanelerle aynı düzeyde eğitim vermesini talep etmek hiç mi aklına gelmiyor.?.!

 

BATI'DA KARDEŞİZ DE DOĞU'DA NEDEN DÜŞMAN OLALIM.?

Halkların kardeşliği prensibi ile terbiye edilmiş Kürt solunun geldiği nokta; Bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasıdır.

Bu amaç için emperyalizmle işbirliği içerisinde ve emperyalizmin  hizmetinde ikinci bir İsrail devletinin kurulmasına razı geliyorlar... Ayrılıkçı Kürtler, bu isteklerinin haklılığını (.!.) iki halkın birlikte yaşama koşullarının ortadan kalktığına bağlamaktadırlar.! Türkiye'nin her noktasına dağılmış olan Kürtlerin, Doğu Anadolu'da bir an için “Bağımsız Kürdistan”ı kurduklarını varsayalım. O zaman nüfusunun çoğunluğu Batı'da yaşayan Kürtlerin durumu ne olacak.?

Özgür” Kürdistan'a mı göç edecekler, yoksa bugüne kadar olduğu gibi bulundukları yerlerde Türklerle kardeş kardeş mi yaşayacaklar.?

Batı'daki Kürtler, böyle büyük bir göçe acaba razı olurlar mı.?

Bu soruların yanıtı, bugün olup bitenleri kavramamız için anahtar görevi yapabilir...

PKK terör örgütü ile siyasi uzantılarının yapacakları en doğru hareket; emperyalizmin silahı olmaktan kurtulup, yaşadıkları topraklardaki egemen devletlerin özgür ve eşit yurttaşları olarak, demokrasi mücadelesine katılmaktır... Hem bölge halkları hem de kendileri için tek kurtuluş yolu ve en doğru siyasi duruş budur...

KORDİNELİ” DİNLEMELER.!

Gazeteci ve yazarların kod isimlerle dinlenmesi üzerine, MİT ile koordineli çalışan yargıçların İstanbul Başsavcılığı'nca soruşturulmak istenmesine HSYK izin vermemiş. Öteden beri, yargıda cemaat yapılanması olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in ortaya çıkarttığı o belge için Hükümet-yargı ilişkisinin inkâr edilemez delilidir.  İstihbaratçılarla işbirliği yapan yargıçlar tarafsız  değillerdir” diyerek yine cemaatini korumuştur.!

Başbakan ise, cemaatin devlet içerisinde “ölçüsüz”  kadrolaşmasından rahatsız olduğu için cemaatin dershanelerini kapatacağını açıklamıştı...

En iyisi, biz yine de yargıda cemaat yapılanması iddialarını doğru bulmayan “Seyit” Kemal'in sözlerine (3) inanalım... Ne de olsa hala genel başkanımızdır.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1) Arapça'dan dilimize geçen Ba'de Harab-ül Basra (Basra harap olduktan sonra) deyimi iş işten geçtikten sonra anlamında kullanılır....

(2) http://www.chp.org.tr/?page_id=43642

(3) http://video.cnnturk.com/2012/haber/1/25/kemal-kilicdaroglu-ozel-roportajinin-tamami

 

 

Cemil CAN, Ankara – Kasım.2013 – av.cemilcan@hotmail.com

http://www.medyagunebakis.com/  - okkesb@telmar.net,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

MEDYAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Kasım.2013 – av.cemilcan@hotmail.com

Diğer Haberler

  • DEPREM VE GELECEK KAYGISI
  • MAORİLER KADAR OLAMADIK.!
  • *KRONOMETRE SIFIRLANDI* ‘MI.?
  • AKTİVİST GAZETECİDEN SAMİMİ İTİRAFLAR.!
  • SEVAP KAZANMANIN YOLLARI
  • SEVGİ GÜNÜNDE BİR VEDA…
  • PAHA BİÇİLEMEZ SİHİRLİ TOHUMU KİM EKECEK
  • NEDİR BU 3.DALGA İLİŞKİLER.?
  • BU GİDİŞE RIZAMIZ DEĞİL, İTİRAZIMIZ VAR.!
  • TÜRK SOLU BUGÜNKÜ KADAR DÖNEK ÇIKARMADI.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP