“İMAM NİKAHLI” ŞİKE SORUŞTURMASI

“İMAM NİKAHLI” ŞİKE SORUŞTURMASI İLAÇ GİBİ GELDİ.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

 “İMAM NİKAHLI” ŞİKE SORUŞTURMASI İLAÇ GİBİ GELDİ.!

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Libya lideri Kaddafi’ye muhalif olan isyancılara Türkiye adına açıktan destek verdi. Libya’da halen devletin başında meşru iktidarın sahibi Kaddafi bulunuyor. Hiç kuşku yok ki,  Kaddafi’ye göre, yabancı devletlerle işbirliği içine girerek, iktidarı devirmek isteyenler haindir. Bu tanım bütün devletler için geçerlidir. Davutoğlu, isyancıların hakim olduğu Bingazi’de kürsüye çıkıp Kaddafi’ye “ülkeyi terk etmesi ve iktidarı muhaliflere devretmesi” için çağrı yaptı!..

Davutoğlu Libya’da muhataplarının Bingazi yönetimi olduğunu söyleyerek, Kaddafi ile köprüleri de atmış. “Bingazi’yi Kurtuluş Savaşı’nın Ankara’sı”na benzeten Dışişleri Bakanımız, tarihi gerçeklere uymayan bir de gaf yapmış tabi. Bingazi’deki isyancılar, emperyalistlerle işbirliği içinde kendi devletlerine karşı başkaldırmış iken, Kurtuluş Savaşı’mızı yapan Türk halkı,  tam aksine emperyalist devletlere karşı bir savaş başlatmıştı…

Benzer bir davranış komşu ülkelerin birinin dışişleri bakanı tarafından Erdoğan hükümetine karşı yapılsa tutumumuz nasıl olurdu çok merak ediyorum. Bugün bu soruyu cevap aramayacağız.!

Aklıma gelmişken söyleyeyim: Türk Ceza Kanunu’nun 304 ve 306. Maddelerine göre, Dışişleri Bakanımızın, Libya ile ilgili yaptığı açıklamalar suçtur.(1) Aynı suçlar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’a karşı takınılan tavır nedeniyle de işlenmiştir. Ne var ki,  Davutoğlu’nu suça azmettiren ABD yönetimi olduğu için, şimdilik bunun üzerine kimse gidemeyecektir.!

 “Yurtta sulh, cihanda sulh”  bir zamanlar gerçekti. şimdi hayal oldu.!

KKTC’de 09.07.2011 günü temaslarda bulunan Davutoğlu: ”Adanın birleşmesi için 201 başında referandum yapılabilir” demiş. ”Ümidimiz yılsonuna dek çözüm. 2012 başında referandum ve Avrupa Birliği dönem başkanlığını birleşik Kıbrıs’ın üstlenmesi” diye sözlerini sürdüren Dışişleri Bakanı, bugüne kadar savunulan “eşit haklara sahip, iki toplumlu devlet” tezini terk etmeye hazırlanıyor gibi. Rum tarafındaki nüfusun ezici çoğunluğu göz önüne alındığında, hiç bir referandumdan Türk tarafının haklarını koruyacak bir sonuç çıkmayacağı kesin…  Türkiye’deki halka bu durum nasıl izah edilecek? Onu da  pek yakında göreceğiz.!

Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığı ile yaptığı, “devlet yetkilileri ile barış konseyi kurulması için mutabakata vardık” şeklindeki açıklamanın ardından, Diyarbakır’da olağanüstü toplanan BDP’li belediye başkanları ile il genel meclisi başkanları, “özerklik ilan edilmesi” için Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) çağrı yaptılar. Yerel Yöneticiler adına Van Belediye Başkanı Bekir Kaya özetle şunları söyledi:”2011 seçimlerinde Kürtler statüsüz ve kimliksiz yaşamak istemediklerini beyan etmişlerdir. Bu nedenle seçim sıradan bir seçim olmaktan öte Kürtlerin ilk kez kendi özyönetim organlarıyla kendilerini yönetme beyanı olarak görülmelidir. Demokratik ortak vatanda, demokratik cumhuriyet kapsayıcılığında, demokratik özerklik ile kendi kendilerini yönetmelerinin seçimi olarak cereyan etmiştir.”

Kürtlerin  “özerklik” ilanı ile ilgili açıklamaları, Güney Sudan’ın bağımsızlığını ilan ettiği güne denk gelmiş.  Güney Sudan on yıllar süren iç savaşın ve iki milyon kurbanın ardından BM tarafından tanınan 193. ülke kabul edildi.. Yeni ülke, dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden biri. Kuzey ile Güney arasındaki sınır bölgesinde bulunan ve zengin petrol rezervlerine sahip Abyei bölgesi, birinci derecedeki sorun kaynağı. İki taraf da bu bölge üzerinde hak iddia ediyor. Halen Sudan ordusunun işgali altındaki bölgenin de geleceği belirsiz tabi…

Geçen hafta içinde yapılan en dikkat çekici açıklama, Danıştay Başkanı Hüseyin Hüsnü Karakullukçu’dan geldi: “İdare, siyasi iktidardır. Bizim derdimiz idare ile sürtüşme yaratmak değil. Ben burada idareyi yargılamıyorum” demiş. Hâlbuki idare ve vergi mahkemelerinin davalı tarafı her zaman idaredir. Bunun sonucu olarak, gerek birinci derece mahkemesi olarak ve gerekse temyiz mahkemesi olarak Danıştay’ın görevi içindeki tüm davalarda davalı idaredir.

Dolayısıyla idare mahkemeleri ile Danıştay idareyi yargılarlar. Yeni Danıştay Başkanı’nın tam aksine bir beyanda bulunması manidardır. Bu açıklamadan anlaşıldığına göre, bundan böyle idarenin işlem ve eylemleri yargı denetimi dışında kalacak!  12 Eylül Halkoylaması’nda Anayasa değişikliklerine “evet” demenin sonucunda, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun siyasi iktidarın kontrolüne geçeceği belliydi.

Adalet Bakanlığı, kurula seçtirdiği üyeler ile önce Yargıtay’ı sonra da Danıştay’ın yönetimlerini değiştirdiler. Siyasi iktidar ile uyumlu ve ona bağımlı bir yargı böylece yaratmış oldu.  12 Eylül Halkoylaması’nda “evet” diyenlerin isteği, böyle idiyse o da yerine geldi elbette! “İleri demokrasi”ye geçtik çok şükür! İki kişiden birinin 2023’e kadar başka bir icraat beklemeden AKP’yi desteklemeleri için gerekli bütün şartlar oluştu.!

Herhalde siyasi iktidarın icraatlarını yargılamayacak olan Danıştay, muhalefetin “icraatlarını” yargılayacak.!

Yemin Krizi üzerine Başbakan CHP’ye “yargıyı etkilememi” istiyorlar dilerek yüklendi. Hâlbuki ondan istenen tam tersiydi. Başbakan’ın yargının üzerinden elini çekmesi HSYK’ nın bağımsız ve tarafsız hâkimlerden oluşturması ile olanakladır. Bu da artık Anayasa sorunu haline gelmiştir. Bu dönem yapılacak olan yeni Anayasa’da umarız bu hususlara dikkat edilir…

Aksi halde bir daha “kuvvetler ayrılığı” ndan söz edilemez. Kuvvetler Ayrılığı’nın olmadığı bir yönetime ise demokrasi denemez…

Geçen iki haftanın gündeme oturttuğu dört temel sorun var. Bunlar: Yemin krizi,  “Barış Konseyi” konusunda PKK lideri ile varılan mutabakat, Dışişleri Bakanımızın, bizim olmayan işlere gereğinden fazla bulaşması ve 2012 başında Kıbrıs’ın birleşmesine sıcak bakılmasıdır. Yıllardır aksi yöndeki açıklamalarla yönlendirilen Türk halkının, bu kadar önemli konularda tam tersine fikirleri sindirebilmesi öyle kolay olamazdı.  Bu nedenle Hükümetimiz anlayışlı davrandı ve halkın kafasını zor işlerle meşgul etmemek için “Şike Soruşturması”nı gündeme sokuverdi.!

Üstelik “imam nikâhlı şike”… Anlaşıldığı kadarıyla bu konudaki soruşturma, seçimlerden çok önce başlamış ve hazırdı.  Sadece düğmeye basılmayı bekliyordu. Öyle de oldu. Sırada daha neler var kim bilir.? Ama bu olay halkı uzun süre oyalayabilir. Şimdi bakın bütün kanallara ve rezaletimizi izleyin. Göreceksiniz bütün futbol yorumcuları, hukukçu kesilecekler!.. Yanılıyorsam özür dileyeceğim elbette.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOT:

(1) TCK Devlete karşı savaşa tahrik

MADDE 304. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.

(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.

(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Yabancı devlet aleyhine asker toplama

MADDE 306. - (1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile müebbet hapis cezası verilir.

(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

(6) Bu madde hükümleri, fiilî savaş hâlinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı devlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkında uygulanmaz.

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

Diğer Haberler

  • CUMHURİYET KURTARILMAYI BEKLİYOR.!
  • İBN-İ HALDUN: 1332 - 1406
  • GEÇERKEN UĞRADIM; Özler Aykan Röportajı
  • BU; MİLLETİNE ÂŞIK BİR ADAMIN HİKÂYESİDİR.!
  • #BEN #MARİA #SUPHİ* OCAK.2021’de #KİTAPÇILARDA
  • *ERDOĞAN YARGILANSIN, CEZASIZ KURTULMASIN*
  • KAÇIŞ 1950 & İHSAN TAŞ
  • SABAH ALMANYA MUHABİRİ TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETTİ
  • ÜLKÜ TAMER'İN ARDINDAN
  • TÜRKİYE KISKAÇTA, AMBARGO BAŞLADI.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP