YILMAZ ÖZBAY’I DESTEKLİYORUZ

D.Karadeniz’de Doğa Hoyratça Tahrip Edilmeye Devam Ediliyor.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

YILMAZ ÖZBAY’I DESTEKLİYORUZ

D.Karadeniz’de Doğa Hoyratça Tahrip Edilmeye Devam Ediliyor.! 

Bölge Halkının Bütün Direncine Rağmen HES Ve TAŞ OCAKALRINI İşleten Firmaların Önünde Duramıyorlar. Doğayı Tahrip Etmek İçin Arkalarında İktidar Gücünü Bulan Firmalar Hakkında Bir Öğretmen Suç Duyurusunda Bulundu Ve Dava Açtı. 

31 Mayıs 2012 Perşembe -16.34

 

Doğu Karadeniz Bölgesinde HES’in doğayı tahribatı her şeye rağmen devam ediyor. Çevre halkının karşı koymasına rağmen, arkalarına kolluk kuvvetlerinin desteğini alan özel şirketler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Trabzon Lisesi Emekli Edebiyat Öğretmeni Yılmaz Özbay, bölgede çalışmalarını sürdüren bir TAŞOCAĞI firması hakkında Trabzon İdari Mahkemesi’ne dava açtı.

 

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kanaat önderlerinden Trabzon Lisesi’nin emekli Edebiyat Öğretmeni Yılmaz ÖZBAY,  doğaya olan derin aşkını ders niteliğinde bir dava dilekçesi ile ilan etti!..

Son yıllarda Doğu Karadeniz Bölgesi’nde HES’ ler ve taş ocakları ile başlayan doğa katliamına isyan eden emekli öğretmen, Trabzon İdare Mahkemesi’nde örnek bir dava açtı…

 

Çaykara İlçesi, Ataköy Beldesi ile Çamlıbel Köyü arasında ÖZ-TAŞ Mad. İnş. Nak. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan Taş (Bazalt) Ocağı çalışmalarının çevreye zarar verdiği dikkate alınmadan, Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildirdiye izin verildiğini ve açılan dava sonucunu beklemeden firmanın çalışma faaliyetlerine başlaması gerekçesiyle, emekli bir öğretmen tarafından, Trabzon İdari Mahkemesi’ne açılan dava dilekçesinde aynen şu ifadelere yer verilmiştir:

“… Bu çevrede yaşayan biri olarak doğrudan beni de ilgilendiren bu izin işlemine dava açıyorum. Adı geçen özel şirkete taş ocağı açılması izni verildiğini 28.05.2012 günü tesadüfen öğrendim. Taş ocağı işletmek için yapılacak olan ruhsat başvurularında; Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları, DSİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olumlu görüşlerinden sonra,  Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın izninin gerekli olduğu mevzuat gereğidir.”

 

Trabzon Lisesi Emekli Edebiyat Öğretmeni Yılmaz Özbay, dava dilekçesinde daha sonraları, “çevrede yaşayan insanların de görüşlerinin alınması gerekmektedir. Nitekim Ataköy Belediyesi meclis kararı alarak; söz konusu orman alanı içerisinde, taş ocağı yapılmasına izin verilmesine karşı olduğunu davalı idareye bildirmiştir” dedikten sonra, Çaykara/Ataköy Belediyesi’nin karşı olduğu bir faaliyet hakkında yasal girişimde bulunmadığına dikkat çekmiştir.

Emekli öğretmen Özbay, HES ve TAŞ Ocakları çalıştırmak isteyen firmaların faaliyetlerine şu gerekçelerle karşı olduğunu sıraladı:

-Özel bir şirketin para kazanma amacıyla işleteceği bu taş ocağının, ormana zarar vereceği son derece açık olup, bu izinin verilmesinde kesinlikle kamu yararı bulunmamaktadır.

- Kullanım bedeli ile kamuya verilecek olan zarar karşılaştırıldığında, idari işlem ile özel yarar gözettiği kolayca anlaşılmaktır.

-Taş ocağının kurulacağı Solaklı Vadisi içerisinde ve çevresinde bulunan yerleşim alanlarındaki halk geçimini kayalıklar üzerine sırtı ile taşıdığı topraklarla yaptığı küçük bahçelerdeki fındık, mısır vb. ürünlerden sağlamaktadır. Diğer çevre köylere de bu taş ocağının olumsuz etkileri yayılacaktır.

-Taş ocağı işletilmesi ile ormanın altında bulunan ve (yer altı barajı da denen) su kaynakları açığa çıkacak ve ormanın toptan kurumasına dahi sebebiyet verilebilecektir.

- Taş ocağının faaliyeti sırasında sıvı ve katı atıklar, toz, duman, gürültü ve sarsıntı gibi değişik kirleticileriyle çevreye zarar ve rahatsızlık vereceği bilimsel bir gerçektir.

 

Anahtar Kelimeler; Karadeniz’de, doğa, hoyratça, tahrip, ediliyor,

 

Haber Yorumları
Yorum Ekle

yapılan bu doğa katliamına sessiz kalmadığınız için solaklı vadisinde yetişmiş bir kişi olarak teşekkür ederim. haklı olduğunuz bir davada sonuna kadar arkanızdayız.
yeşim çümen - 2012-06-02 14:10:12

 

Hocam tüm Çaykaralıların müdahil olması gereken bir dava açmışsınız sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır.Sonuna kadar yanınızda olacağız 
fatih teoman dinçer - 2012-05-31 21:36:00

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul - Haziran.2012

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa Olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

Yürütmenin Durdurulması İstemi Vardır

İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA TRABZON

 

Yürütmenin Durdurulmasın İsteyen:

DAVACI__________________/ Yılmaz Özbay, T.C.Kimlik No:________________________

                                                      Ataköy Köyü, Çaykara, TRABZON

DAVALI_____________/ Orman ve Su İşleri Bakanlığı, ANKARA.

T.KONUSU_______________/  Davalı idarenin 18.01.2012 tarih ve B.23.1.OGM.1.23.08.00255. 03-72/516 sayılı izin işleminin dava sonuna kadar yürütülmesinin durdurulması ile dava sonunda İPTALİNE karar verilmesi istemidir.

T.TARİHİ________________/  Haricen 28.05.2012 tarihinde öğrenilmiştir.

 

-OLAYLAR-

1.) Trabzon İli, Çaykara İlçesi, Ataköy Beldesi ile Çamlibel Köyü arasında ÖZ-TAŞ Mad. İnş. Nak. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan Taş (Bazalt) Ocağı Projesine ait, Proje Tanıtım Dosyasının inceleme ve değerlendirilmesinin tamamlandığını ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararı verildiğine ilişkin duyuru üzerine; davalı idare yasal girişimlerin sonucunu beklemeden ilgili şirkete izin verdiğini 28.05.2012 günü haricen öğrenmiş olmakla bu çevrede yaşayan biri olarak; beni de doğrudan ilgilendiren işbu izin işlemine karşı dava açıyorum. Yukarıda adı geçen özel şirkete taş ocağı açılması izni verildiğini 28.05.2012 günü tesadüfen öğrendim. Taş ocağı işletmek için yapılacak olan ruhsat başvurularında; Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları, DSİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olumlu görüşlerinden sonra,  Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın izninin gerekli olduğu mevzuat gereğidir. Ayrıca çevrede yaşayan insanların de görüşlerinin alınması gerekmektedir. Nitekim Ataköy Belediyesi meclis kararı alarak; söz konusu orman alanı içerisinde, taş ocağı yapılmasına izin verilmesine karşı olduğunu davalı idareye bildirmiştir.(Belediyenin olumsuz görüş belgesi Mahkemenizin 2012/181 E sayılı dosyası içerisindedir.) Belde tüzel kişiliğini temsil eden adı geçen belediye,  her nedense önceden karşı olduğunu resmi makamlara bildirdiği bu izne karşı dava açma yoluna gitmemiştir.

2.) Taş ocağına yakın bir yerleşim yerinde yaşayan biri olarak, ÇED raporundan ilan aşamasında haberdar olmadığım için ilgili diğer kurumlar (Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları, DSİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) nezdinde itirazda bulunarak görüşümü yetkili makamlara iletemedim. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yapılan itirazlara da yanıt verilmeden doğrudan Su İşleri Bakanlığı, Sürmene Orman İşletme Müdürlüğü’nden inceleme raporu düzenlemesi istenildiğini duydum. (Bu konudaki belge de Mahkemenizin 2012/181 Esas numaralı dosyası içerisindedir)

3.) Davalı idarenin hazırlattığı rapora göre; 6831 Sayılı Yasanın 16. Maddesi gereğince tanzim edilecek olan orman izin raporlarının düzenlenmesi aşamasında yöre sakinlerinin taleplerinin dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Nitekim söz konusu arazi içindeki tohum meşcereleri (ağaç türü bileşimleri), gen koruma alanları, muhafaza ormanları, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu bir yer olduğundan, son derece yerinde ve doğru bir rapor düzenlenmiştir. Ayrıca, özel bir şirketin para kazanma amacıyla işleteceği bu taş ocağının, ormana zarar vereceği son derece açık olup, bu izinin verilmesinde kesinlikle kamu yararı bulunmamaktadır. Kullanım bedeli ile kamuya verilecek olan zarar karşılaştırıldığında, idari işlem ile özel yarar gözettiği kolayca anlaşılmaktır. Amaç bakımından da açıkça hukuka aykırı olan bu işlemin, bu nedenle yürütülmesinin durdurulması gerekmektedir. İzin verilmesi halinde, doğal yapısı bozulacak olan orman alanının, kayalık olması ve eğiminin raporda da belirtildiği gibi  % 100’den fazla olması nedeniyle, rehabilite edilmesi, bir daha mümkün olamayacaktır. Bu nedenle de söz konusu orman alanı içerisinde taş ocağı işletilmesi için izin verilmemesi gerekirdi. Bunda kamu yararı yoktur.

4.) Diğer yandan, taş ocağının kurulacağı yer, Solaklı Vadisi içerisinde olup, vadinin her iki yakasında yerleşim alanları bulunmaktadır. Yöre halkı geçimini kayalıklar üzerine sırtı ile taşıdığı topraklarla yaptığı küçük bahçelerdeki fındık, mısır vb. ürünlerden sağlamaktadır. Sadece Ataköy ve Çamlıbel Köylerinde değil,  diğer köylere de bu taş ocağının olumsuz etkileri yayılacaktır.

Taş ocağı işletilmesi ile ormanın altında bulunan ve (yer altı barajı da denen) su kaynakları açığa çıkacak ve ormanın toptan kurumasına dahi sebebiyet verilebilecektir.

5.) Yaptığımız araştırmaya göre, taş ocağı olarak faaliyet gösteren işletmelerden sıvı ve katı atıklar, toz, duman, gürültü ve sarsıntı gibi değişik kirleticilerini çevreye verilmektedirler.

Bu şekilde ilk kirletilecek olan Solaklı Deresi’dir. Alabalığı ünlü olan bu dere, bir taraftan HES’ lerle kurutulup tahrip edilirken, diğer taraftan taş ocağı ile kirletilecektir.

Taş ocağında kullanılacak olan patlayıcılar, ocaktan çevreye kireç tozu, duman, sıvı ve katı atık yayılmasına neden olacak, patlama sonucu meydana gelen sarsıntı, gürültü ve görüntü bozukluğu gibi kirlilik yaratacaktır. Yaptığımız harici araştırmadan; bu kirliliklerin başlıca şu işlemler sırasında oluştuğu ortaya çıkmıştır:

       *İlk başta kayacın patlatılması sırasında sarsıntı, titreşim ve görüntü kirliliği oluşmaktadır.

*Daha sonra;

a.)    Kamyonlara yüklenme sırasında toz ve duman,

b.)    Kamyonun ham madde silosuna taşınması sırasında yol ve kamyonun üzerinden çıkan toz,

c.) Kamyonun malzemeyi boşaltması sırasında toz,

d.)    Kırma işlemlerinde sarsıntı ve toz,

e.)    Bantlarda taşınırken toz,

f.)  Elekleme işlemi sırasında toz,

g.)    Mamulün kamyonlara yüklenmesi sırasında toz,

h.)    Mamulün kullanım yerine taşınması sırasında gerek yol gerekse,

i.)  Kamyonun üzerindeki mamulden çıkan toz, çevreye yayılacaktır.

Çevreye en fazla zarar veren bu atık tozlar olmaktadır.

Tozlar hem bitkiler, hem de insanlar üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Tozların işletmenin çalışmaları sırasında (taş kırma, yükleme, taşıma, stoklama vb.) oluşmakta ve hava kalitesini bozarak insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler yaptığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Toz atıkların bitkiler üzerine yaptığı olumsuz etkiler de vardır.

Bu olumsuz etkiler şu şekilde oluşmaktadır: Bitkiler üzerine gelen kireç tozu, beyaz ve kalın bir tabaka yaparak, bitkilerin fotosentez ile solunum için gaz alışverişini sağladığı, yaprak yüzeyinde bulunan stomaların üzerini kaplaması ve bunun sonucunda fotosentez hızını azaltması veya tamamıyla durdurması ve solunumu engellemesi şeklinde oluşmaktadır. Bunun sonucunda bitkinin hayati faaliyetlerinde bir azalma meydana gelmekte ve bitkilerin gelişmelerini durdurmaktadır.

Toz bitkilere verdiği zarar yanında, diğer canlıları da olumsuz etkilemektedir.

Tozun bir başka etkisi de görsel kirliliktir.

Taş ocağının çevresi, tamamı ile beyaz kireç tozu ile kaplanmakta ve göze hiçte hoş görünmeyen bir manzara oluşturmaktadır.

Ayrıca, yola yakın olan ocaklardan çıkan tozlar asfalt yol üzerine gelmekte ve bu tozların hafif bir yağmur veya su ile ıslanması sonucunda, yol son derece kayganlaşmakta ve bir tabaka oluşturmaktadır. Söz konusu taş ocağı da Çaykara-Uzungöl yolu üzerinde olup, idarenin rapora yazdığı gibi yola 100-150 metre değil, aksine 10-15 metre mesafededir. Bu da sürücüler için tehlikeli bir durum oluşturacaktır. Tozlanma, ürünün kamyona yüklenmesi, nakliyesi ve depolanması sırasında oluşmaktadır.

Taş ocaklarında malzemenin çıkarılması sırasında kullanılan patlayıcılardan kaynaklanan başlıca iki etki bulunduğu tartışılmaz bilimsel bir gerçekliktir. Bunların birincisi; patlayıcıdan kaynaklanan gürültü kirliliği, ikincisi de meydana gelen sarsıntılardır. Bu iki etki de insan sağlığı üzerine doğrudan olumsuz etki yapmaktadır. Patlamalardan kaynaklanan sarsıntılar, yakın çevrede yaşayan insanları korkutmakta ve psikolojileri üzerine olumsuz etkiler yapabilmektedir. Patlayıcılardan kaynaklanan sarsıntılar aynı zamanda yerleşim alanlarındaki binalar üzerine de etki yapmaktadır. Taş ocaklarında devamlı olarak kullanılan patlayıcıların sebep olduğu sürekli sarsıntılar binalarda zamanla deformasyon ve çatlaklara sebep olabilmektedir.

Dava konusu taş ocağının flora (bitki örtüsü) ve fauna (hayvan varlığı) üzerinde de olumsuz etkileri olacaktır.

Bilindiği üzere Doğu Karadeniz Bölgesi, floristik açıdan, en az araştırılmış olan bölgelerimizden biridir. Bu alanın floristik kompozisyonu tam olarak ortaya konmadan, taş ocağı vb. kuruluşların faaliyetlerine izin verilmesi, taş ocağının kurulacağı alanın ve çevresinin florasına olumsuz etki yapacak, varsa alanda bulunan nadir ve nesli tükenmekte olan bitkilerle, endemik bitkilerin, yaşam alanların, hayvan yuva ve barınaklarının yok olmasına sebep olacaktır. Çünkü taş ocağının kurulacağı alan yüzeysel olarak tıraşlanmaktadır. Bu da bitkilerin ve hayvanların yaşamlarının ve habitatlarının yok olmasına sebep olmaktadır.

Dava konusu taş ocağının toprak üzerinde de olumsuz etkileri vardır: Taş ocaklarından aşırı miktarlarda kireç tozları yayılacaktır. Bu kirecin kısa zamanda bitki üzerinde olumsuz etkisi olmadığı, fakat uzun yıllar toprakta biriken kirecin, toprağı bazikleştirdiği, bunun da bitkinin mineral maddelerden istifadesini kısıtladığı yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.

Öte yandan, bitkilerin yapraklarında yaşa bağlı olarak kalsiyum minerali konsantrasyonu artmaktadır. Kalsiyum genellikle bitkilerin genç kısımlarında eksiktir. Toprakta kalsiyumun artması, zamanla bitkide birikecek ve toksik etki yapmaya başlayacaktır. Kalsiyumun bazik karakterli topraklarda aşırı artması, zamanla toprağın organik maddelerce azalmasına ve toprağın verimsizleşmesine sebep olacaktır.

Taş ocaklarının hava kirliliği üzerinde de olumsuz etkisi vardır: Bitkiler hava kirliliğinden olumsuz yönde etkilenmektedirler. Hava kirleticilerinin bazılarının çiçeklerin tozlaşmasında görevli böcekler için de zararlı olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda üreme organları içinde hava kirliliğinden en çok etkilenen yapının polenler olduğu anlaşılmıştır. Kültür ortamında polenin aşırı hassasiyetinden dolayı bazı bilim adamları polenlerin hava kirliliğinde biyolojik belirteç olarak kullanılabileceğini belirtmişlerdir.

Taş ocaklarından çıkan toz ve duman aşırı derecede hava kirliliğine sebep olmakta, bu ocakların tarım arazilerine ve ormanlık sahalara yakın olması sebebiyle de bu alanlar tehdit altına girmektedir.

Taş ocaklarına yakın yerleşim yerlerinde, yaz aylarında yörede yetiştirilen bitkilerin üzerinin kireç tozuyla kaplandığı ve bitkilerin canlı görünümlerinin azaldığı görülmüştür. Sonuç olarak, taş ocağı açılmadan önce çalışma alanının üst tabakası 0-20 cm. kalınlıkta sıyrıldığı için bu alandaki bitki türleri, hayvanlar ve hayvan yuvaları yok olmaktadır. Taş ocağının bulunduğu alanda tepeliklerden malzemeler çıkarıldığından yeryüzü şekilleri bozulmakta bir tarafı yenmiş gibi duran yarım tepelikler ve çukurluklar oluşmaktadır.

Taş ocaklarının bulunduğu alanda çevreye verdiği en büyük zarar ocaktan çıkan toz ve dumandır. Çıkan bu tozlar çevredeki bitki örtüsünün üzerini beyaz bir tabaka şeklinde örtmektedir. Bitkilerin yüzeyinin bu toz tabakasıyla kaplanması sonucunda yapraklar yüzeyinde bulunan stoma (Bitkideki terlemeyi ve gaz değişimini kontrol eden canlı yapı) açıklıkları kapanmakta, bu da bitkinin gaz alış verişi yapmasını, solunum ve fotosentezi azaltmaktadır. Stomaların kapanması terlemeyi de azaltacağından bitkinin topraktan su alması güçleşmektedir. Yaprak yüzeyindeki toz tabakası klorofilleri maskeleyerek güneşten istifadeyi azaltmaktadır. Yeterli ışık olmayan yaprakta zamanla klorofil sentezi de engellenir ve yapraklar sararır. Bu sürecin devam etmesiyle bitkinin büyüme hızı ve gelişmesi yavaşlamaktadır.

Bu durum taş ocaklarının etrafındaki alanlara bakıldığında bariz bir şekilde görülmektedir. Taş ocaklarının bulunduğu yere yakın olan tarım alanları da çıkan kireç tozundan dolayı kireçlenmekte, kireç toprağın asit-baz dengesini bozduğundan toprak olumsuz etkilenmektedir.

Taş ocaklarına yakın yerlerde bulunan endemik türlerin yaşamlarını devam ettirmeleri bu olumsuz etkiler sonucunda tehlike altına girmektedir. Yörede yapılan floristik çalışmalarda onlarca endemik takson (Canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan kural ve prensipler) tespit edildiği bilinmektedir. Bu bitkiler taş ocaklarının faaliyetleri sonucunda habitatlarının (bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer) yok olması sebebiyle yaşayamamaktadır.

Faaliyet gösteren taş ocaklarının yakınlarında bulunan yerleşim alanları, taş ocaklarındaki patlatma işlemi sonucunda, gürültü ve sarsıntı kirliliğine maruz kalmakta, kuyu ve dereler taşmaktadır. Patlama ve sarsıntılar sonucunda yöre halkında korku ve huzursuzluklar da meydana gelmektedir.

Yukarıdan beri arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerden ötürü, iptalini istediğimiz idari işlem, açıkça hukuka aykırı olmaktan başka, yürütülmesi halinde telafisi imkânsız zararlar ortaya çıkartacaktır. Öyle ki, taş ocağı açılacak olan orman alanı,  yukarıda 8. bentte belirttiğimiz gibi, hiçbir zaman, 6831 Sayılı Yasa’nın 16. maddesinin ek 4. fıkrasında öngörüldüğü şekilde rehabilite dahi edilemeyecek ve işlemin yürütülmesi halinde ortaya telafisi imkânsız zararlar ortaya çıkaracaktır. Belirtilen nedenlerle açıkça hukuka aykırı olan dava konusu işlemin, dava sonuna kadar yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

 

KANITLARIMIZ:

Davalı kurumdaki işlem dosyası, Mahkemenizin 2012/ 181 Esas sayılı dosyası, mahallinde keşif, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal kanıt.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve yüce mahkemenizce rastlanacak sair nedenlerle; yetki, şekil, sebep, konu ve hukuka aykırı olan davalı idare işleminin öncelikle dava sonuna kadar yürütülmesinin durdurulmasını, dava sonunda iptaline karar verilmesini. yargılama giderleri ile ileride tutacağım avukatın vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini müvekkilimiz adına saygı ile arz ve talep ederiz.

DAVACI -Yılmaz Özbay

 

 

Ökkeş Bölükbaşı Antalya - Haziran.2012

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

 

Diğer Haberler

  • TURİZM ÇOK DAHA ÇOK BÜYÜYECEK
  • KAYAK SEVEN GAZETECİLER KAZAKİSTAN’DA
  • HOTELRUNNER & ROİBOS STRATEJİK İŞ BİRLİĞİ
  • BASTIR PARAYI, DİK UCUBEYİ.!
  • TİP, LİMAK’I AKBELEN İÇİN PROTESTO ETTİ
  • YIKILDIK EY HALKIM
  • TOZKOPARAN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARIMIZ
  • PİYALEPAŞA BOSTANI.! TEHLİKE ALTINDA MI.?
  • TÜRKİYE'NİN GURURU ANKAPARK SOYGUNU
  • İBB İŞİNİ DÜRÜSTÇE YAPMAYA DEVAM EDECEKMİŞ.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP