SİYASET GECEKONDU KAHVESİNDE ÜRETİLİYOR.!

Gücünüz Yetiyorsa, Muhalefete Efelenmeyi Bırakın Da Bölünmeyi Engelleyin.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

“SİYASET” GECEKONDU KAHVESİNDE ÜRETİLİYOR.!

Gücünüz Yetiyorsa, Muhalefete Efelenmeyi Bırakın Da Bölünmeyi Engelleyin.!

“Senin yandaşın kadar bizim emeklimiz var. Bir o kadar da işsizimiz. Bu defa onları kandıramayacaksınız.! Foyalarınızı tek tek ortaya çıkartacağız!..” Kayaş’ta bir gecekondu kahvesinde TV ekranlarından inmeyen Başbakan’ı dinlerken, yanımda oturan şapkalı adamdan duyduğum sözlerdi bunlar…

Adamın omzuna dokunarak “bir şey mi dedin hemşerim” diye sordum.

“Evet”  dedikten sonra, başladı anlatmaya. Adam delege gibi… Kalkıp gitmeye cesaret edemedim:

“Muhalefeti ‘halkın içine girememekle’ suçlamanız inandırıcılığını kaybetti. Bununla kast ettiğiniz Sivas’ın ötesiydi; anlamadık sanmayın, o kadar da enayi değiliz.. Muhalefet liderlerine demek istiyorsunuz ki, ‘Sivas’ın Doğusu’ na neden gidemiyorsunuz’ öyle değil mi.?

Hadi çıkartın ağzınızdaki baklayı. Bunu muhalefetin bir eksiği olarak göstermek bir Başbakana yakışıyor mu.?

Bu yalanın alıcısı hala var mı ülkemizde.? O zaman size hayırlı satışlar dostum…  

Gücünüz Yetiyorsa, Muhalefete Efelenmeyi Bırakın Da Bölünmeyi Engelleyin.!

Yanılıyorsunuz dostum, Türkiye’nin Başbakan’ı olamayan Erdoğan.  Egemenliğin kullanılmasını terörist başı ‘Serok Apo’ ile paylaşırsanız; şimdi ne Doğu’ya ne de Güneydoğu’ya gidemez muhalefet liderlerimiz. Siz gidebilirsiniz belki, ona bir diyeceğimiz yok. Sizin emrinizde polisiniz var; üstelik hepsi de çelik yelekli. Ayrıca silahlı kuvvetlerin neferleri de nöbette. Boynunuzda dürbün, cebinizde ‘yol haritası’ var. Yolunuz bizden ırak olsun da dilediğiniz yere gidebilirsiniz.! Devletin bütün olanakları sizin… Nerede ne olacağını da önceden bilebilirsiniz, siz terörist başı ile müzakere eden devlet değil misiniz.?.!..

Bizim eski genel başkanımız Baykal,  bu dönemde bir defa Van’a gitmişti; o gün başına  gelmeyen kalmadı zavallının; kaset işi yaya kalır olanların yanında.! Sözcünüz Hüseyin Çelik, Baykal’ı şeytan taşlar gibi taşlayan partililerinizin eylemini, ‘demokratik tepki’ olarak göstermişti… Umarım Çelik’in yakın akrabası olan  o militanların,  kaba davranışını sahiplendiğiniz için bir gün gelir utanırsınız.!”

“Beyefendi benimle mi konuşuyorsun, yoksa Başbakanla mı?, Başbakanla konuşuyorsan ben kalkayım” dedim.

Adam elimi tuttu ve yerime oturttu beni. “Seninle konuşuyorum, o da dinlesin” dedi. Adamın yaşı bayağı ileriydi ama kolları güçlüydü; çiftçi olduğu kesin… Amcam devam ediyor anlatmaya:

“Sahi, PKK’lılar ile el-ele vererek yaptığınız o eylem, çok mu hoşunuza gitmişti.? Baykal’ı sevmeyenler, kahve köşelerinde bu haberleri izlerken, keyiflerinden dört köşe idiler.! Keyif bu,  kimde bulunursa bulunsun, bize ne.!

Şimdi de aynı olaylar Memur Kemal’in başına gelsin diye mi, onu Doğu’ya davet ediyorsunuz.? Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik sorunu yokken, iktidar olmuştunuz beyler. Sıfır terörle teslim aldığınız ülkeyi ne hale getirdiniz. Bu sizin ayıbınızdır. Bu durum, sizin eksikliğinizi ve devlet adamı olamayışınızı gösterir. Başarısızlığınız için bundan daha büyük kanıt göstermek gerekmez ki.!

Hiç merak etmeyin. Doğu’ya da Güneydoğu’ya da yakında gidecek bu millet. Ancak önce yönetimi değiştirmemiz lazım. Oralara önce devleti götürmek gerekiyor! Devleti çıkarttığınız bu bölgelerde, PKK ile fakir halkın oylarını paylaştınız. Bu ‘işbirliğiniz’ ülkeyi bölünme noktasına kadar getirdi; sırtınıza yazılı mahkûm numaranız bu olsun! Suçlusunuz siz.! İki dil, iki bayrak ve öz savunma güçleri ile ayrı bir parlamento söylemi, sizden alınan destekle gündeme getirilmiş. Siz önce bunların hesabını verin.!

PKK’nın sivil uzantısı olan BDP ile DTK - Demokratik Toplum Kongresi, sizin AKP ile ruh ikizi gibi. Şimdi de birlikte yarattığınız bu Cehennem’den çıkamıyorsunuz belli. Muhalefeti oralara çağırmanızın bir nedeni de bu olsa gerekir.!

Sizi ve ülkeyi kurtarmak görevi Batı’daki halka düşüyor ne yazık ki. Doğu’daki Kürtlerin eli kolu bağlanmış gibi. Dini duygularını istismar ederek kandırdığınız dindar insanların da duyguları ile oynamıştınız! Bozulan bu dengeleri düzeltebilmek için onların bu defa “emanet oylarına” ihtiyacımız var...

Ancak bu şekilde yaratılan haksızlıklar ortadan kaldırılabilirler. Seçim sandıklarına hâkim olunamayan bir yerlerde, ‘halkın desteğini aldık’ diyemezsiniz…

PKK’nın halk üzerindeki baskısına son verilmedikçe, seçim sonuçlarından söz edilemez bu ülkede. Baskı altında fesada uğramış bir iradeyi, kimse temsil ediyorum diyerek övünemez! Doğru olan oralara gidip efelenmeniz değil, oraları gidilecek yerler halini getirmenizdir. İktidar olmak bunu gerektiriyor…

Sayenizde bitmiş olan terör de yeniden canlandı. Ülkenin bir yarısı ‘bağımsızlık’ ilan etme hayalleri içinde. Halk bıkmış usanmış, yalanlarınızdan, yeter artık gidiniz.!

Bizde çözüm var elbette. Önce siz çekilip gideceksiniz hükümetten. Gerisi kolay. Feodal ağalarla işbirliğini de terk edeceksiniz. Güvenliği sağladığımız yerlere, devlet eliyle yatırımları yine biz götüreceğiz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibidir. GAP’ı da unutmayın…

On yıllardır Türk ve Kürt halkının alın teri oraya akıtıldı. Güvenliği sağladıktan sonra, tarım ve hayvancılık da yeniden canlanacak.  Devletin teşvikleri yandaşlara akıtılmayacak bu yeni dönemde. Doğu’da hayat yeniden filizlenecek. Yeter ki, siz elinizi çekin… Pis siyasetinizle verdiğiniz zarar yeter.!

Kaynağı Mı Nereden Bulacağız.?

Kaynak bizde var, kaynak hazır: Hazineden çalınan paraları geri alamayabiliriz belki, ama yeniden hırsızlığa izin vermedik mi, kaynağı yarattık demektir.

Devleti soyanların elini çıkarttık mı devletin cebinden, kaynak işi tamam korkmayın. Halkın ödediği vergileri, iç borç faizi olarak yandaşlara peşkeş çekmedik mi, sorunu yarı yarıya çözdük demektir. Biraz da tasarruf tedbirleri ile oldu bu iş. Ciplerine haftanın iki günü binmesin hanımlarınız.

İmam nikâhlı eşlerinizi de diğerinin yanına taşıyın. Kiradan tasarruf edersiniz. Siz de rahatlayacaksınız, ülkemiz de rahat bir nefes alacak… Çözüm var, merak etmeyin.!

Kısacası sizin devlet hazinesinden yandaşlarınıza dağıttınız paraları, hazinede tuttuk mu, kaynağı da bulduk.!

Kılıçdaroğlu’nun ‘Her aileye 600 TL vereceğiz’  sözlerine karşı, Başbakan ve Bekir Bozdağ’ın ne dediğin duydunuz mu: ’İzmir, Antalya ve Mersin’de belediyeler sizde, Buralardan vermeye başlayın da görelim…’

Belediyeler sanki tüccar, sanki onların başka gelir kaynakları var. Ankara Büyükşehir Belediyesi gibi diğer belediyeler şanslı değil.! Gökçek’in abonelerden topladığı doğal gaz paraları “seçim rüşveti” olarak dağıtılabilir; biz de aldık o yardımlardan, ama oyumuzu vermedik.

Arkasından hükümet belediyenin BOTAŞ’a olan borçlarını (1) hazinenin üzerine aktarmış. (2) Hazine sanki Gâvurların.! Gökçek’e kaynak böyle yaratıldı, hem de 72 milyon halkın sırtından. O da aldığı paraları Ankara’nın gecekondu mahallerine dağıtarak, AKP için oya çevirdi. Gökçek dördüncü dönem yine başkan, Tebrikler.!

Eşit  koşullarda  adil bir seçimden söz edilebilir misiniz.?

TÜİK’ in verilerine göre, nüfusun %14,4’ü yani, 10,5 milyon yurttaş, yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 4 kişilik aile temel alındığında, 2,6 milyon aileye aylık 600 lira maaş bağlanırsa ne olur?  Bunun maliyeti ancak 18,9 milyar lirayı buluyor…

“Sosyal Koruma Projesi” yoksul ailelere düzenli maaş ödenmesi için Kılıçdaroğlu tarafından referandum öncesinde ortaya atılmış bir projedir. Hükümet projeyi sahiplenmiş. Seçimlerden önce bu projeyi hayata geçirmek niyetinde…

Orman arazilerini talan edenlere verilen “seçim rüşveti” AKP’yi bir daha iktidara getirmeye yeterli olmayacak herhalde. Yoksul kesimlere de bir şeyler vermek gerektiğini fark eden hükümet, bu iki kesime dağıtacağı “seçim rüşveti” ile istediğini elde edebilecek mi göreceğiz.! Bence CHP projeyi erken açıklamış.!

İç borçlanma için üç beş bin kişiye 47,5 milyar TL faiz bulabilen hükümet, isterse 18,9 milyar TL’yi de bulur…

Özelleştirmelerden gelen 30 milyar doların (3) yarısı dağıtıldı mı fakire fukaraya, bu iş olur biter.!

CHP’li belediyelerden biri, kendi öz kaynaklarına dayanmadan; borçlanarak halka en küçük bir yardım yapmaya kalkışırsa, hükümet o başkanın ümüğünü o anda sıkar.!

Müfettişleri ile savcıları ile başkanın başına üşüşürler… Başkan Silivri’yi boylar.!

Aldatılmak için hazır bekleyen halk her yerde bulunabilir; bizde bu işi yapacak olanlara, hükümet tarafından verilmiş ‘bonservisi’ olma şart aranır…

Onu da bir tek yandaşlar yapabilir.! Yoksa Başkent gibi bir şehirde, dört dönem üstü üste belediye başkanı seçilmek öyle kolay değil!” diyerek, ayağı kalktı ve üşümüş elini kömür sobasına doğru uzattı… -Garson çaylar benden.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

http://www.stratejikboyut.com/haber/odeme-emri-gokcekin-elinde--20116.html

http://www.haberx.com/hazinenin_alacagi_1188_milyar_ytlye_ulasti(17,n,10097033,501).aspx

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=515424

 

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak başkalarının fikirlerini tekrarlayan papağan olunur.

 

 

Diğer Haberler

  • ÜSKÜDAR’DA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK
  • Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir.
  • HASAN H. GÜNER RAKİPLERİNE FARK ATIYOR.!
  • SEÇİMLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  • HANÇER; HANÇERLENDİ.!
  • Saadet Partisi İBB Başkan adayı Birol Aydın
  • SİVİL TOPLUMUN AFET SINAVI
  • İKTİDAR MUTLAKA YOZLAŞTIRIR
  • Vekalet Savaşları
  • CHP & TİP ARASINDA İŞ BİRLİĞİ GÖRÜŞMESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP