BU EĞİTİM SİSTEMİNE BAŞ KALDIRMALI.!

Sahip'ler, Efendi'ler Bu Sisteme Baş Kaldırmayacak Robot İnsanlar İstiyorlar

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BU EĞİTİM SİSTEMİNE BAŞ KALDIRMALI.!

Sahip'ler, Efendi'ler Bu Sisteme Baş Kaldırmayacak Robot İnsanlar İstiyorlar 

Eğitimin amacı sisteme baş kaldırmayacak eblehler yetiştirmek oldu. 

İlk önce ABD’nin efendileri (sahipleri) kendi insanını o hale getirdi, İngiltere de aynısını yaptı. Biz onlardan aldık.

Aşağıdaki linkte Amerikalı komedyen George Carlin “Efendiler beyinsiz toplum istiyorlar” diyor. Sanki Türkiye için söylüyor. Dikkatle izleyin.


Gerçek Sahipleriniz.! George Carlin

https://youtu.be/4t3jFJEv4y4 

 

Bu video tam da bizim, bir elin parmakları kadar bile olmayan sayıda  insanla burada anlatmaya çalıştığımız, çocukların ne hale getirildiğinin Amerikancası.

            "....Eğitim sisteminin batmasının da bir sebebi var. Ve aynı sebepten asla ve kat'a düzelmeyecek. Boşuna beklemeyin. Elinizdekilerle yetinin. Çünkü bu ülkenin efendileri/sahipleri bunu istemez. Gerçek sahiplerinden bahsediyorum şu anda. Büyük zengin çıkar grupları, her şeyi idare eden ve bütün önemli kararları alan. Politikacıları unutun. Politikacılar oraya serbestçe seçme hakkınız olduğunu düşündürmek için konulur. Seçme hakkınız yok. Size sahipler. Şirketlerin sahibi ve yöneticileri onlar. ... 

İstediklerini elde etmek için lobi oluşturuyorlar. Biz ne istediklerini biliyoruz; eleştirel düşünme yeteneğine sahip insanlar iyi bilgilendirilmiş iyi eğitilmiş ve eleştirel düşünen insanlar istemiyorlar. Öyle yetişenler onların çıkarına aykırıdır, onlara yarar sağlamaz. 

Mutfak masasında oturup da sistem tarafından nasıl becerildiğini fark edecek kadar zeki insanlar istemiyorlar.

Ne istiyorlar biliyor musunuz?

İtaatkar çalışanlar... Sırada sizin emekli ikramiyeniz var, geri alacaklar. Emeklinizi de alacaklar. Kimse ilgilenmiyor, kimsenin umurunda değil, efendilerin güvendiği de bu işte. Kimse fark etmiş gibi görünmüyor. Bu ülkenin efendileri/sahipleri gerçeği biliyor. Buna ‘Amerikan Rüyası’ deniyor. Buna inanabilmek için uyuyor olmanız gerekiyor.”

Not: Amerika’da köle çalıştıranlara eskiden “sahip” denirdi, izlediğiniz videoda böyle kullanılmıştır.

VE BİR UMUT IŞIĞI

Yaşadığımız evrenin kurallarından doğan bir umut ışığı var.

Bilim insanı İsmet Gedik yazılarıyla umut vermeye devam ediyor.

Kendisinin izniyle yazılarının bağlantı adresini veriyorum:

http://tanriyianlamak.blogspot.com.tr/

Ve bu akşamüstü saat 18.30 da Ay, Güneş, Dünyamızın kutsal

döngüsünde ortaya çıkan olağanüstü üç güzelliği izlemeniz

dileğiyle.

1-Tam Tutulma: Güneş –Dünya-Ay aynı hizaya gelecekler ve

Ay kırmızı görünecek.

2-Süper Ay: Ay Dünyamıza en yakın noktada ve en büyük

görünecek.

3- Mavi Ay: Bu ay ikinci kere ay görünecek, buna Mavi Ay

deniyor.

Efendiler, paraya tapanlar ya da paranın efendileri, işte bu

kutsal döngüyü yok edemiyorlar, umudum işte doğadaki bu

dengededir.

            +30 İLE GELEN TACİZ TELEFONLARI

            +30 Yunanistan kodudur ve hatırlatalım mavi-beyaz Yunan

bayrağının renkleridir.

29 Ocak günü iki kere tuhaf şekilde arandım. Biri NUMARA YOK,

diğeri: +30 694 725 5094

İkisini de cevaplamadım. Sonra silmek istedim, ikisi de silinmiyor.

+30 için internette arama yaptım, Yunanistan üzerinden bu şekilde

gelen telefonlara karşı uyarılarla dolu siteler geldi karşıma. Ben de adres listeme göndermeye karar verdim.

İlk aklıma gelen; bir süre sonra ortaya çıkartılmak üzere şimdi gelen telefonlarla yüklenmiş bir takım gizli yazışma notları olabilir, bunlarla "Bakın Yunanistan ile görüşmeler yapardı" gibi suçlamalarla karşı karşıya bırakılabiliriz. Ya da, Kardak yenilgisinin yıldönümünde taciz atışları yapıyorlar.

Sonra İngilizler için söylenen atasözü  geldi aklıma. Kızılderili atasözü; “Bir derede iki balık kavga ediyorsa bil ki biraz önce buradan bir İngiliz geçti.”

İngilizler için bir söz de bizde var: “Komşunun tavuğu çalınsa İngiliz’den bileceksin. Bunu sizi birbirinize düşürmek için yapar.”

İngiliz bayrağı ile Yunan bayrağı aynı renktir. Bunun tarihten gelen bir anlamı var, şimdi ona girmeyeceğim. Yakın tarihten konuşalım. İstanbul’u 1918 de işgal eden İngilizler önce Rum Ortodoks gençleri kendi birliklerine kattılar, ilk iş onlarla Adapazarı Karasu’da Türk katliamı yaptılar.

İstanbul mavi-beyaz İngiliz bayrakları ile süslendi, esaretimizin göstergesiydi bu renkler. Önce Rum tüccarlar mavi beyaz bayrak asmak zorunda bırakıldı, evlerini villalarını İngiliz komiserlere verdiler.

İstanbul Ortodoks Ermeniler ise ciddi oranda Anadolu’da başlayan direnişe katıldılar. İngilizler ise Evangelist Protestan'dı,

bunun ne demek olduğunu Anadolu Ortodoks Ermenileri yaşayarak öğrenmişlerdi.

İngiliz bayrağı ile Yunan bayrağı mavi-beyazdır, buna dikkat çekmek istiyorum. İsrail bayrağı da İngilizlerin kurduğu devlettir, o nedenle mavi-beyaz onların da rengidir.

İşgal altında İstanbul sokakları mavi-beyaz çizgili bayraklarla donatılmışken, kırmızı-beyaz ay yıldızlı Türk bayrağı görmek isteyenler gözyaşlarına boğuluyordu.

DÜN GÖZYAŞLARINA BOĞULDUM

Ekranda CHP Genel Başkanı vardı, boynunda mavi beyaz çizgili fular vardı. Beni götürdü işgal altında İstanbul’a. Kırmızı beyaz altı oklu CHP fularına ne oldu?

Türkiye mavi beyazlaşıyor, hal bu. İstanbul’un fetih yıldönümünde İstanbul sokakları mavi beyaz afişlerle dolmuştu, o zaman da gözyaşlarımı tutamamıştım. Sattığımız her milli kurum kapısına mavi beyaz bayrak asıyor. AB’ye uyummuş, o da mavi beyaz. İşgal ettikleri, satın alarak veya içine sızarak veya maliyesini ele geçirerek, sömürgeleştirdikleri ülkeleri mavileştiren bir derin sermaye sınıfının sembolüdür mavi-beyaz. Tarih, onların sömürgecilik tarihidir, bugünü anlamak için biraz da o tarihi okumak lazım.

CHP mavileşiyor, eyvah eyvah... Yok mu buna dur diyecek?

Sevgili Ümit Kocasakal ve sevgili Ömer Faruk Eminağaoğlu,

ikisi de umut görünüyor.

Artvinli Eminağaoğlu’nun dedesi Batum ve Kars’ın 1918 İngiliz işgalinden kurtarılmasında bizzat savaşmış, Ardahan ve Erzurum Kongrelerinde delegelik yapmıştır. Dedesinin yüreğini onda görüyorum,  Kırmızı Beyaz, Ay Yıldız var elinde, yolu açık olsun.

HANGİ BİRİNE AĞLAYAYIM, ŞAŞIRDIM

İki hafta önce Ankara Müftülüğüne gittim, müftü bey müsait değildi, sekreterden bana randevu vermesini istedim.

Konuyu okurlarım biliyor, 1.Sınıf Türkçe ders kitabından Siberton Baptist (Protestan) Kilisesinin internet sitesine bağlantı yolu açılıyor. Bunu anlatacaktım.

Bir de Din Bilgisi kitaplarının içinde sembollerle ajanlık eğitimi var. Tıpkı Türkçe ve İngilizce ders kitaplarındaki gibi. Eh, bir de gencecik Koreli Protestan İngilizce öğretmenleri Türkçe öğrenmek bahanesiyle dershanelere dolmaya başladılar. Hatta, Protestan İncil’i öğretmeyi teklif ettiklerine şahit olduk. Müftü beyin bu ilde olanlardan haberi olmalı. İki haftadır bana randevu vermesini bekliyorum. Umutlarım azalıyor.

SONRA AFRİN...

Türk askeri verilen görevi en iyi şekilde yerine getirecektir, bundan hiç kuşkum yok. Şehitlerimize rahmet ailelerine baş sağlığı diliyorum.

Ancak askerin kazandığı zaferi komşularımızla kalıcı barış için siyasi bir zafere dönüştürecek siyasi programımız maalesef yok.

Her iki ülkenin ve Irak’ın, kalıcı iç barışa ihtiyacı var.  BOP’un “şehir devletçikler” planına göre ilerleniyor ve sürgit iç savaşın taşları döşeniyor diye kuşkum var.

Bir yandan da içeride adım adım Hıristiyanlaştırmaya sürükleniyoruz, ders kitapları içinde bunun ipuçlarını deşifre ediyorum. Yani iç cephede, eğitimde, zafer değil çöküş var. BOP’un ana hedeflerinden biri de bu noktada gerçekleşiyor.

Demokratik Laiklik diyorlar, dilinin altındaki şey parçalı İslam’dır. Önce bunu kantonlaştırdıkları Suriye topraklarında örecekler, şehir yönetimlerini etnik ve dinsel teslimiyete göre parçacıklara verecekler, “daha önce İŞİD’den kurtardığımız yerde yaptığımız gibi” dedikleri yönetim ona geçiştir. Soçi’de açıklanan metinden “Suriye’de laikliğe karşı değiller” sonucu çıkartanlara hatırlatırım, o bizim bildiğimiz laiklik değil, kafalarındaki parçalı teslimiyettir.

VE SONRA TÜRKİYE...

Sonra aynısını Türkiye’de yapmaya geçerler, hem de en kahraman olduğu anda AKP eliyle, yerel yönetimler yasası çıkartarak, çok basit, sıradan OHAL kararnameleriyle.

Olmazsa CHP eliyle.

Çoğu gitti azı kaldı. Bakın İŞİD’i suni mantar gibi üreten İngiliz lobisi, şimdi mavi-beyaz fularlı CHP yaratmaya geçti. Delegelikler çoktan kökten CHP’li olmayanlara gitti. Şimdi soralım, CHP yerel yönetimler yasasına karşı mı değil mi.?

Suriye’de iç savaş çıkartarak yaptıklarını bizde demokrasi oyunlarıyla yapıyorlar. Demokrasi deyince aklınıza Çanakkale’deki Anzak Şirketinin paralı askerlerinin mezarları gelsin. Mezar taşlarında “For Demokrasi” yazıyor, “For Imperial England” yazamazlardı. 

BOP planına bir daha bakın, şehir devletleri göreceksiniz

Mahiye Morgül, 3.1.2018

 

@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış

Mahiye Morgül, Ankara Şubat.2018 -–- mahiye@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

 

" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>

Diğer Haberler

  • İSTANBUL’UN YILDIZLARI TRAFİKTE MUTLULUK DAĞITIYOR
  • GELENEKSEL PERPA ŞİİR GÜNLERİ
  • DÜNYA ANADİL GÜNÜ & BİLİNMEYEN DİL KOMEDİSİ
  • GÖNLÜMDE AÇAN AKÇİĞDEM
  • SERKAN BAYER RESİM SEVERLERLE BULUŞUYOR.!
  • 100.YIL PLATFORMU *CUMHURİYET VE KADIN* ETKİNLİĞİ
  • 100.YIL PLATFORMU ÖĞRETMEN KONFERANSI
  • DOKUN ve BAK
  • DARÜŞŞAFAKA ÖĞRENCİLERİ “J.U.C. AWARDS” dan 13 ÖDÜL ALDI
  • CAHİT ARF ve YAPAY ZEKÂ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP