ÖZGÜRLÜK ATEŞİ

Ksantos’un Can Ateşi, Özgürlük Ateşi Mustafa Kemal Atatürk: “Kurtuluş ve bağımsızlık ruhunun mayası Ksantos’tan geliyor” demişti. Atatürk’ün bildiği antik tarihi biz daha yeni yeni söküyoruz.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ÖZGÜRLÜK ATEŞİ

 

Ksantos’un Can Ateşi, Özgürlük Ateşi

Mustafa Kemal Atatürk: “Kurtuluş ve bağımsızlık ruhunun mayası Ksantos’tan geliyor”  demişti. Atatürk’ün bildiği antik tarihi biz daha yeni yeni söküyoruz.

İşte, MÖ.1 yüzyılda, Fethiye’de, Ksantos’ta, Kınık’ta, Roma’nın en zalim kralı Sezar’ın zulmünü anlatan kaya yazısı.

Anadolu’yu yerle bir ederek dize getirmesi için Sezar’a yüklü para veren Cenevizli tefeci bankerleri, yani bu yağma savaşları sırasında en çok kazanan elitleri de bilerek, bu yazıyı öyle okumak gerekir.

Yazıyı ilgili siteden aynen alıyorum: Başlık: Ksantosluların Özgürlük Şiiri

 

http://www.fethiyerehberi.com/Columnist/devam_yazi.asp?idyazi=54

 

İşte beş bin yıllık, belki daha da eskilere uzanan LİKYA ülkesi; bu çizginin denizden tarafındadır. Burada sayısı belirlenememiş Likya şehirleri kurulmuştur. Bunların bir tanesi, belki en önemlisi zaman zaman başkent görevini de üstlenen ünlü Ksantos şehridir.

Ksantos şehri; Ksantos nehri diye anılan Kocaçay’ın denize döküldüğü yere yakın Patara, Letoon ve Ksantos üçlüsünden bir şehirdir. En son olarak M.Ö. 42 yılında Romalı ünlü Brütüs’e karşı direnen Ksantoslular, yenilip zaferden ümitlerini kesince; daha önce de İranlılara karşı yaptıkları gibi davranıp; kadınlarını, çocuklarını ve mal varlıklarını şehrin ortasına yığdıkları eşyaları ile birlikte ateşe vermişler, kendileri de korkunç yeminler ederek ölümüne savaşa girişmişler ve son fertlerine kadar ölmüşlerdir.

Bir anlatıma göre, Brütüs kurtarabildiği yüz elli kadar Ksantosluyu, Patara’yı kuşattığında; onlara gösteriyor. “Teslim olun Ksantoslulardan yalnız bunlar kaldı!..”  demiştir.

Ksantosluların İskender’e karşı ayni davranışta bulunup bulunmadıkları hakkında kesin bir bilgi yok gibi. Bazı tarihçiler; “İskender Ksantos’u kuşattığında, ileri gelenler şehrin anahtarını teslim edip; yakılıp yıkılmaktan kurtarmışlar ve barış yapmışlardır.” derken, bazıları da  “Ayni İranlılara yaptıkları gibi son fertlerine kadar savaşıp ölmüşler!..” diyor.

Eğer İskender’e de direnip şehri son nefeslerine ve neferlerine kadar savundularsa; Brütüs’e karşı direnişleri üçüncü defa oluyor. Her seferinde yaylalarda olan Ksantoslu aileler, tehlike geçtikten sonra gelip şehirlerini yeni baştan onarıp, yaşanır hale getirmişlerdir.

Akdağ’da tarihi yapının bulunmadığı bir düzlük yoktur. Camalanı’nda, Girdev’de ve diğer düzlüklerde eski yapılar vardır. Bu da Likyalıların yaz aylarında yaylalara göçtüğünü anlatıyor. Tarihte şehirlerini ve hürriyetlerini korumak uğruna, şehir halkının tamamının ölümü yeğlediği nadir olaylardandır. Hele hele Ksantoslular gibi bu olayın iki veya üç defa yaşanmış olması belki de hiç yoktur. Yolunuz Fethiye-Kaş sınırındaki bu gün Kınık diye anılan kasabaya düşerse, hemen Ksantos köprüsünü geçince Fethiye’den giderken; Eşen, Gölbent yolunu takip ederseniz soldaki küçük tepede kalıntıları görürsünüz. Burası yukarıda sözünü ettiğimiz özgürlükleri uğruna toplu ölümleri seçen unutulmaz insanların kentidir. Toplu ölümlerden sonrakiler aşağıdaki özgürlük destanını bir mezarın kaidesine kazımışlardır. İşte bu destan:

Evlerimizi mezar yaptık, Mezarlarımızı ev...

Yaktılar evlerimizi, Yağmaladılar mezarlarımızı,

Dağların doruğuna çıktık, Toprağın altına girdik,

Suların altına daldık, Gelip buldular bizi, Bozdular birliğimizi...

Biz ki;

Kadınlarımız, çocuklarımız Ve ölülerimiz uğruna,

Biz ki;

Onurumuz, bağımsızlığımız Ve özgürlüğümüz uğruna,

Toplu ölümleri yeğleyen, Bu toprağın insanları, Bir ateş bıraktık geride, Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan!..

 

(*) Kaynaklar : 1 ) Doğadan alınmış tarihe verilmiş Fethiye. 2 ) Likya tarihi : Oktay Akşit 3 ) Likya : George E. Bean 4 ) Kestep’ten Eşen’e : G. Karaağaç

Not: Bu yazıda İranlılara karşı da direndikleri yazmaktadır, bu yorum bence yanlıştır. Çünkü Pers yönetici hanedanı zaten Toros/Darius hanedanı idi ve Can Ateşi’nin yakıldığı bu  dağların adı Toros/Tur-os (Tur Oğulları) halkın kendi adıdır. Bilinir ki Pers yöneticileri, Darius hanedanı dahil, yüzlerce yıl Kaşgari Oğuz boyundandır.

 

“Can Ateşi” şiiri, ayrıca, KLİK-YA’nın Halk-ya, “Roma’ya direnen,  vergi vermeyen yer, kendi kendinin efendisi olan halkın yeri” demek olduğunu ispatlar. Ayrıca, “Laik” demek, halk/klik demektir, kendi kendinin efendisi olan demektir, bunu da ispatlar. Klikya için birçok kaynakta, “Tarihte halkın kendini yönettiği ilk yer” diye yazar.

M.Morgül - 15.7.2009

 

Diğer Haberler

  • İSTANBUL’UN YILDIZLARI TRAFİKTE MUTLULUK DAĞITIYOR
  • GELENEKSEL PERPA ŞİİR GÜNLERİ
  • DÜNYA ANADİL GÜNÜ & BİLİNMEYEN DİL KOMEDİSİ
  • GÖNLÜMDE AÇAN AKÇİĞDEM
  • SERKAN BAYER RESİM SEVERLERLE BULUŞUYOR.!
  • 100.YIL PLATFORMU *CUMHURİYET VE KADIN* ETKİNLİĞİ
  • 100.YIL PLATFORMU ÖĞRETMEN KONFERANSI
  • DOKUN ve BAK
  • DARÜŞŞAFAKA ÖĞRENCİLERİ “J.U.C. AWARDS” dan 13 ÖDÜL ALDI
  • CAHİT ARF ve YAPAY ZEKÂ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP