ÇAYKARALILAR BİRBİRİNE GİRDİ.!

Çaykara’da Yaşayan ve Ruslara Öfkelenen Çaykaralılar Biri Birilerine Girdi.! İstanbul’daki Çaykaralılardan ses yok.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

 

ÇAYKARALILAR BİRBİRİNE GİRDİ.!

Çaykara’da Yaşayan ve Ruslara Öfkelenen Çaykaralılar Biri Birilerine Girdi.! İstanbul’daki Çaykaralılardan ses yok.!

Aradan 80 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, Rusların 1915-16 yıllarında Çaykaralılara balyozlarla kayaları kırdırarak açtırdığı yolun bakımı, bir kere bile olsun yapılmadı. Çukurlarla dolu olan bu yolda otomobil sürebilmek için cambazlık yapmayı da öğrenmek gerekiyor. Köknar ve  Karaçam köylüleri, bu yol yüzünden bir defasında genel seçimleri bile boykot etmişlerdi..

Yine de bir sonuç alabilmiş değiller. Sözünü ettiğimiz yol, bugün TRT’nin hava ve yol durumu haberlerinde;  yol çalışmaları devam ettiği için kapalı olarak gösterilen veya servis yollarından geçit verilen aynı yoldur...

Birkaç hafta önce, tüneli patladığı için çevre felaketine neden olan Uzuntarla'daki HES, kuş uçuşu Karaçam Beldesi'ne 3-5 km uzaklıktadır. Köylüler şimdi bu köyün başında, Derebaşı mevkiinde yapılacak olan HES'in, bir gün başlarına bela açacağından korkuyorlar. Bu nedenle Trabzon İdare Mahkemesi'ne başvurup, HES yapılmaması için yürütmenin durdurulması kararı istemişler. Gözünü kar hırsı bürümüş, iktidarın adamı olan müteahhit, mahkeme kararını beklemeden, çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Hazret sanki yargılama sonunda verilecek kararın kendi lehine olacağını biliyor...

Köylüler, haklı olarak endişeli..

Birkaç gün önce, bir işe yarayabilir umudu ile durumu yerinde protesto edip, kamuoyuna mal etmek istemişler. Müteahhit, bu defa da karşılarına eli sopalı adamlarını (işçileri) dikmiş. Ayrıca çalışmasına engel oldukları için haklarında şikâyetçi olmuş. Oysa mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verirse,  müteahhide dava sonuna kadar bu işyerinde çalışmayı durduracaksın  diyecek...

O gün şikâyet üzerine jandarma gelmiş, bir olay çıkmaması için yolları kesmişti. Dağlardan dolanarak şantiyeye inen bir kaç köylüye, patronların adamları saldırmış ve çıkan arbedede bir kaç jandarma da yaralanmıştı... Kamera görüntülerine dayanarak olayı anlatan TV muhabirlerine göre, müteahhidin işçileri ile köylüler kavgaya tutuşmuştu. Sonuç: Doğaya sahip çıkmaya çalışan köylülerden bir kaçı gözaltındadır...

Bizim buralarda yaşanmış fıkra gibi bir olay anlatılır. Dilerseniz ara verip size onu aktarayım: Geçmişte ANAP'ın Trabzon milletvekili adayları, köyleri dolaşıp propaganda yaparken, Karaçam Beldesi’ne uğramışlar. Kahve toplantıları düzenleyerek, vatandaşların isteklerini not ediyorlarmış. Vatandaşın biri söz alıp, köylüler adına konuştuğunu söyleyerek, belde halkı adına isteklerini şu şekilde dile getirmiş: Biz Rusları dava etmek istiyoruz. Bunu nasıl yapacağımız konusunda bize yardımcı olun. Sizden başka isteğimiz yoktur.” Toplantıyı yöneten milletvekili, köylüye Rusları neden şikâyet etmek istediğini sormuş. Köylünün yanıtı gelmiş geçmiş bütün iktidarlara ders verir ağırlıktaydı: “Biliyorsunuz Ruslar buraları, 1915’te işgal etmişlerdi. O tarihte Of-Çaykara-Bayburt yolunu açmak için dedelerimizi bu yolda çalıştırmışlar, yevmiye olarak da deste deste manat vermişlerdi. 1917’de Bolşevik İhtilalı olunca Ruslar çekilmişler, manatlar da kalp edilerek tedavülden kaldırılmıştı. Anlayacağınız; dedelerimiz kendilerini biraz para kazandıkları için tam da huzurlu hissedecekken, bir anda geçmez manatlarla baş başa kalıp bayağı bir bozulmuşlardı.  O yüzden buralarda Rusları ve Lenin’i pek sevmezler.! Aradan bu kadar yıl geçti, bir kere olsun yaptıkları yola dönüp bakmadılar, bakımını da yapmadılar. Onları bu nedenle dava edeceğiz.!”

Çaykara İlçesinin yumuşak başlı ahalisi, o günden bu güne koşulsuz olarak iktidar partilerine desteğini vermiştir. Buna rağmen, devletin getireceği hizmetleri “imece” usulü ile yine kendileri yerine getirmişler. Uzun yıllar iktidarlara, bir tek Köknar ile Karaçam Beldeleri muhalif kalmıştır.

Son zamanlarda onlar da  pes edip,  iktidarı desteklemeye başladılar... Ama yolları Ruslardan kalma... Birkaç hafta önce Uzuntarla'daki HES'in tünelinde olduğu gibi, bir baraj veya tünel patlaması buralarda da olursa, Allah göstermesin, Rusların yolunu  alıp götürür!.. Sonra ne deriz onlara!..

Buralarda öyle bir felaket bir daha yaşanırsa, Solaklı Deresi'nin kıyısında bir tek bağ-bahçe kalmaz.  Yörede yaşayanların en büyük kaygısı aslında budur...  Son günlerde sağanakların Rize’yi ve Trabzon’u ne hale getirdiğini gördünüz…

Rusların Yolunu tamamlamayan ve bölgeye hiçbir yatırım yapmayan AKP'nin, şimdi de dereler ile meraları satarak doğayı tahrip etmesini, yöre halkı, haklı olarak içine sindiremiyor. AKP'ye verdikleri oylarını geri almak imkânları da yok. Aralarından “bundan böyle seçim-meçim olmayacak” şeklinde düşünenleri bile var. Ayrıca daha birkaç hafta önce tüneli patlayıp, korkunç bir çevre felaketine neden olan olay unutulmamıştı. 

Allah’tan HES kazası gece olmuştu da can kaybına sebebiyet vermemişti.. HES’in patronu her kimse, Trabzon İdare Mahkemesi’nin vereceği olası yürütmenin durdurulması kararına rağmen, çalışmalarına devam edeceğe benziyor.! Köylüler bir de bu duruma içerliyorlar tabi...

Daha bir kaç ay önce oylarını verdikleri iktidar partisi, meydan meydan gezerek üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü egemen olacak sözü vermemiş miydi.?

Şimdi ne oldu da ülkenin her yerinde tam tersine bir durumu yaşıyorlar! Müteahhitlerin bu hukuk tanımaz tutumu, hem yargıya hem de köylülere meydan okumak değil mi.? Köylüleri bu kadar kızdıran ve tansiyonun yükselmesine neden olan bu algıdır. Bütün bunlara, patronların Başbakana benzettikleri kabadayı tutumları da eklenebilir elbette. Belki biraz da Rusların yol bakımını yapmamaları nedeniyle geçmişten gelen öfke.!

Kimine göre kavgayı başlatan işçiler, canları pahasına şantiyeyi, kimilerine göre patronu savunuyorlardı.! Bu dönem öyle işte, patronları işçiler ve jandarma savunacak.! İşçilerin hangi sendikaya üye oldukları da meçhul Aralarında   iki sendikalı olanlar olduğu söyleniyor! Bugünlerde “iki kişiden birinin, bu HES kavgasına ne diyeceği çok merak ediliyor.! “Patronun işçileri” boşuna yere, araya giren 2 jandarmayı da yaralamışlar.

İçeriden gelen haberlere bakılırsa, şantiyedeki işçiler işlerini kaybetmemenin kavgasını veriyorlarmış.! İnşallah öyledir.! Köylüler ise, doğayı ve topraklarını korumanın tabi. Her zamanki gibi, ortalıkta patronlar yine yok.!

AKP iktidara geldikten sonra, Cumhuriyet tarihi boyunca edindiğimiz tüm varlıklarımızı satmış. Anlaşılan sıra şimdi de dereler ile meralara geldi. Anlaşılan, onları satmak için ihale bile yapmayacaklarmış.! KHK ve BKK ile masa başında bu işler bitirilecek. İş bitiricilerin iktidarında, işler de böyle yürür haliyle. Mahkeme kararlarını dün  dinleyen yoktu, bugün takan yok zaten.!

Baksanıza, AKPyi kapatma davasında görev alan Yargıtay Cumhuriyet Savcıları bile soruşturulmaya başlamış.!

İki kişiden biri bu kavgada, taraf olmasa bari.!

Ortalığı kaplayan bu toz duman içinde, muhalefet milletvekilleri ne iş yapıyor diye merak etmeyin sakın. Bir kısmı Silivri'de Vardiya Bizde Çadır Nöbetini takip ediyor. Bir kısmı da doğru işler yapmak için çaba sarf ediyor. Emin olun, iki gözüm üstlerindedir. Ben de onları izliyorum…

Aralarından bir tanesi, işini gücünü bırakmış tekkelerin mal varlıklarının iadesiiçin kamuoyu oluşturuyor.!.? (1)

AKP gayrimüslim azınlıkların mallarını iade etmek için kollarını sıvadı ya, o da aklınca tam sırasıdır diye düşünüp, Alevilerin mallarını kurtaracakmış.!

Bu nedenle tekkelerin taşınmazlarının geri verilmesini talep ediyor. Biliyorsunuz CHP’nin milletvekili sayısı, yasa çıkartmak için yeterli değil. Muhalefet milletvekilleri sadece yasa teklifi verebilirler.! AKP'nin destek vermediği bir yasa teklifi ise asla geçmez. O bakımdan bizimkine göre, AKPnin destekleyebileceği bir konu bulmuş.! Yasama görevini hakkıyla yerine getirecekmiş.!

Peki, bu teklif hakkında siz ne düşünüyorsunuz.? Tunceli milletvekilimiz mizah mı yapıyor, yoksa kafayı tekkelerle mi bozmuş.? Ben şahsen bir şey anlayabilmiş değilim.!

Eminim iktidar, muhalefetten gelen bu teklife balıklama atlayacak! Çünkü bu işten asıl yararlanacak olan onların taraftarları olacaktır.!.?

Böyle bir teklif yasalaştığında, AKP’ye destek veren cemaat, vakıf ve tarikatların kazanacakları yanında, Alevilere kalacak olanlar, devede kulak bile olamazlar.!

Bizim milletvekili kurnazlık yaparak, AKP'lileri kullanabileceğini sanıyor.!

CHP’ye ulusal çıkarları koruyacak, Cumhuriyetin niteliklerini özümsemiş, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı, birikimli ve akıllı ve aynı zamanda gündemi takip edebilecek milletvekilleri ne zaman seçeceğiz.?

İki kişiden diğeri  de bu soruya  cevap versin.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOT:

(1)-Sözü edilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'dür.

http://siyaset.milliyet.com.tr/chp-alevilerin-mallarini-geri-istedi/siyaset/siyasetdetay/13.09.2011/1438094/default.htm

 

 

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

 

Hidroelektrik Santrallerine Tepkiler Büyüyor

Trabzon’un Çaykara İlçesi ve İlçenin Beldesi Karaçam ve Of İlçesinin Cumapazarı Beldesinde Yapılan Toplantılarda Ele Alındı..

 

Toplantılarda Solaklı Derisi Üzerinde Yapılan HES'ler Masaya Yatırıldı.

Uzungöl yaylalarından doğan ve 120 kilometre yol katlettikten sonra Of ilçesinden denize dökülen Solaklı Deresi üzerine yapım çalınmaları hızla devam eden Heslere tepkiler giderek büyüyor.

Solaklı Vadisi ve Ekolojik Yaşamı Koruma Derneği tarafından düzenlenen "Suyumuz Geleceğimizdir" konulu söyleşilere 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, Doç. Dr. Selim Aytaç, Türkiye Su Meclisi Üyesi Avukat Bedrettin Kalın, Doğa Derneği Başkanı Dr. Güven Eken konuşmacı olarak katıldı. HES'lerin geleceğini masaya yatırdılar.  Özellikle Karaçam beldesindedaki toplantıya katılım oldukça fazlaydı. Kadın çoluk çocuk hep birlikte HES’leri vadilerine sokmamakta kararlı olan Karaçamlılar, “Biz doğamızın, vatanımızın tahrip edilmesini istemiyoruz. Karaçam’a HES yaptırmayacağız” dediler.

 

Toplantıda Solaklı Vadisinin ekosistemini korumak olduğu vurgulandı. Genel olarak her siyasi eğilimden katılımcıların bulunduğu toplantılarda enerjinin önemli bir ihtiyaç olduğu kabul edilirken özellikle son 10 yılda turizm anlamında çok önemli mesafeler alan ve yabancı turistler tarafından yeni yeni keşfedilmeye başlanan Solaklı Vadisinin HES’lerle yok edilme aşamasına geldiği vurgulandı. Özellikle Solaklı Deresi ve yan kolları üzerinde kurulması planlanan 36 HES projesi ile derelerin kaderinin sadece yüzde 10’luk can suyuna terk edilmek istendiği, bu suyun ise Solaklı vadisi için yetersiz olduğu vurgulandı. Neredeyse her 1500 metrede bir HES projesinin varlığına dikkat çeken konuşmacılar bu durumda yüzde on oranında can suyu bırakılsa dahi bir anlamı olmayacağını, bu oranın bile Avrupa’daki HES uygulamalarında geçerli olan yüzde otuz oranındaki asgari can suyunun çok altında olduğu ifade edildi.

 

Toplantıda yüzde 10 can suyunun Solaklı Vadisindeki ekosistemi ve bitki örtüsünü değiştireceği ve vadinin artık yaşanmaz hale geleceği vurgulandı. Derede yaşayan canlılarla birlikte bitki örtüsünün durumdan etkileneceği vurgulanırken HES’lerle oluşacak manyetik ortam ve üretilen enerjinin nakledilmesi sırasında oluşacak yoğun kablo geçişi ile doğaya zarar vereceği dile getirildi. Özellikle Solaklı vadisinde zaman zaman yaşanan sel felaketleri ve en son yaşanan 2005 felaketine vurgu yapılarak HES çalışmalarıyla dere yataklarının malzeme ile doldurulduğu bu malzemenin şiddetli yağmurlarla felaketlere neden olabileceği üzerinde duruldu. Bir an önce HES’ler konusunda harekete geçilmesi gerektiği ifade edilerek bu konuda hukuki mücadele yolunun açık olduğu vurgulandı.

 

HES’lerin başlaması için muhtarların yer teslimi yapması gerektiği, muhtarların yer teslimi yapmadan HES inşaatlarının başlayamayacağı, HES’lere karşı hukuk yolunun açık olduğu ve bu güne kadar HES’ler aleyhinde açılan 40 davadan 38’inin HES’lerin aleyhinde sonuçlandığı bilgisine yer verildi. Konuşmacılar HES’ler konusunda yeri işgal edilen bir kişi ne yapıyorsa aynı şeyin yapılması gerektiğini belirttiler.

Yapılmak istenen şeyin enerji ve sermaye düşmanlığı değil sadece ve sadece yaşam alanlarımızı korumak olduğu vurgulanan toplantıda “Vadimiz katledilmeden önlem almalıyız. Bizim atalarımızın mezarları burada, bizim mezarlarımız da burada olacak. Biz sadece memleketimizi koruyoruz. Yapılan şey budur”. Denildi. Daha önce HES’lerle tanışan İkizdere ve diğer vadilerden örnekler verilerek kullanılan patlayıcılarla deredeki canlıların öldüğü, açılan tünellerle de köylerin yer altı sularının yön değiştirdiği ve köylerin susuz kaldığı dile getirildi. Bu arada daha önce Çaykara’da HES projesi kapsamında arazisini HES firmasına satan bir vatandaş “Ben HES’lerle ilgili bu ölçüde bilgi sahibi değildim. Gerekirse yerimi geri almak için mücadele etmeye hazırım” dedi.

 

Karaçam Kararlı:

Karaçam’da yapılan toplantıya kadın erkek çocuk her yaştan çok sayıda Karaçamlı katıldı. Karaçam civarında yapılması planlanan HES’ler karşılığında Karaçam’a yıllık getirisi 120.000 Lira olan 500 KW’lık bir santral teklif edildiğini belirten Karaçamlılar, “Biz bir şey istemiyoruz. HES’lerin yaşam alanlarımıza nasıl zararlar vereceğini biliyoruz. Bu nedenle kararlıyız. Karaçam’da HES yaptırmayacağız. Çaykara’da bu konuda direnecek diğer köylere de destek olacağız” dediler.

 

TOPLANTIDAN NOTLAR:

Can suyu bir aldatmacadır. Bunun miktarı belli değildir. Ülkemizde kabul edilen yüzde 10 can suyu bırakılması Karadeniz ekosistemi için yetersizdir. Karadeniz’deki doğa için yüzde 10 su salımı demek ekosistemi tehlikeye atmak demektir. Ancak devlet genel olarak yüzde 10 can suyunu kabul etmiştir.

 

Avukat Bedrettin Kalın HES’ler konusunda inandırılmış çaresizlikten söz etmekte mahkemeye başvurulunca HES’lerin engellenebildiğini ifade etmektedir.

 

Doç. Dr. Selim Aytaç

 

Ülkemiz suların bol olmasına rağmen su sıkıntısı çeken ülkelerden birisidir. Karadeniz olarak suyu bol bir coğrafyadayız. Ancak israf edecek kadar da suyumuz yoktur. Türkiye son yirmi yılda sürekli artan bir enerji ihtiyacı ile karşı karşıya. Devletin 2023 yılına ilişkin enerji planlamasında kömür, petrol, nükleer, su, rüzgâr gücü, jeotermal, doğal gaz ve güneş enerjilerine yer verilmiştir. Bunlardan petrol, kömür ve doğal gaz dışa bağımlı olunan enerji kaynaklarıdır.

Çevreye en az zarar veren enerji türüne yenilenebilir enerji denilmektedir. Bunlar da güneş, jeotermal enerji ve suyun bir kısmıdır.

Devlet 2023 tarihine kadar Karadeniz’de planlanan tüm santralleri tamamlamayı planlıyor. Nehir tipi HES’lerle 2023 yılında tüm ülke ihtiyacının sadece yüzde 5’i karşılanacak.

Hes yapılacak dere üzerinde 10 yıl ölçüm yapılıyor. 10 yıl içerisinde o derenin en az aktığı zaman ne zamansa can suyu en az o miktarda olmalıdır. Can suyunun en az bu seviyede tutulması için santral gerekirse yıl içerisinde durdurulmaktadır.

HES’ler bilindiği gibi Çed raporları doğrultusunda ruhsat alıyor. Süreç çok hızlı gelişince çed raporları sürekli yenilenerek kolay alınabilir kılınıyor. Öyle ki çed raporları neredeyse formalite haline geldi. Çedler kopyala yapıştır yöntemiyle verilir oldu. Bir bölgenin yerel şartları yeteri kadar dikkate alınmadan başka bir yere uygulanan rapor adapte edilerek uygulanıyor,

Öte yandan Yüzlerce kişinin katıldığı toplantıda vatandaşlar, HES’ler konusunda yeteri kadar aydınlatılmadıklarını ve haklarını bilmediklerini dolayısıyla bu toplantının faydalı olduğunu ifade ettiler.

 

  

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

 

Diğer Haberler

  • TRABZON NASIL BU HALE DÜŞTÜ.?
  • Adnan Kahveci’den İki Federasyon Meselesine...
  • MAVİ ÇIĞLIK; BAKRAÇ SANAT GALERİSİNDE.!
  • BÜYÜK SORUNUMUZ*RİCANİA SİMULANS**VAMPİR KELEBEK*
  • FAROZ; MAHALLENİN ÖTESİNDE BİR KÜLTÜR.!
  • 3.KAHRAMANMARAŞ TANITIM GÜNLERİ ANKARA'DA
  • TDF'DA SAYGISIZLIK ve HUKUKSUZLUK DEVAM
  • HÜSEYİN AYAZ; TEHDİTLERE HODRİ MEYDAN DEDİ.!
  • TOLGADIRLILAR TÜRKMEN TOYU YAPILDI
  • TRABZON’UN FETİH TARİHİ 15.Ağustos.1461, PAZAR
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP