Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ÇATI ADAYI PEŞİNDE KOŞANLARIN DİKKATİNE;EXETER UNİVERSİTY'S TURKİSH STUDENT GRADUATESKennedy School Of Government - Centre For Kurdish Studies - Centre For Arab And Islamic StudiesAbdullah Gül, Durmuş Yılmaz, Ekmeleddin İhsanoglu,Fehmi Koru, Mehmet Şimşek, Muammer Türker,Mustafa Tutulmaz, Nevzat Yalçıntaş, Remzi Fındıklı,Sebahattin Zaim, Şükrü Karatepe......,
|
@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış @#Have your say.Give us feedback. Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Mayıs.2018- okkesb61@gmail.com, |
ULUSLARARASI AJAN EĞİTİM MERKEZİ
Medyada, geçmişten bugüne çokça yer alan bir fotoğraf var. Fotoğraf karesinde yer alanlar, bugün kamuoyunun çok iyi bildiği üç isim. Bunlar; soldan sağa doğru Fehmi Koru, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe’dir. Her üç isim de İngiltere’nin güneybatısında yer alan Exeter kentinde bulunan Exeter Üniversitesi’nde, 1976-1978 yılları arasında eğitim almaya gitmişler.
Birleşik Krallık üniversiteleri arasında “Kürt Araştırmaları Enstitüsü” olan tek eğitim kurumu Exeter Üniversitesi! Ayrıca, bu üniversitede “Arap ve İslami Araştırmalar Enstitüsü” de bulunuyor.
MI-6 AJANLARI BURADA EĞİTİM GÖRÜR
Arap, İslam Dünyası ve Kürtler hakkında uzmanlaşması istenenler ile Ortadoğu’da görev yapacak olan MI-6 ajanları ve İngiliz subayları, icra edecekleri görevin önemine binaen değişen sürelerde, bu üniversitede eğitim ve öğretim görürler. Birleşik Krallık İstihbaratı’nın bir yan kuruluşu olduğu söylenen Green Peace (Yeşil Barış) örgütü, bu üniversite tarafından kurulmuştur.
İşte Fehmi Koru, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe bu üniversitenin rahle-i tedrisatından geçmek üzere; Milli Kültür Vakfı’nın bursu, Nevzat Yalçıntaş ve Sabahattin Zaim gibi hocaların teşviki ile buralara gelmişlerdir.
TANIŞIKLIK KAYSERİ LİSESİ’NDEN
Bu üçlünün,Türkiye’den Üsteğmen rütbesinde asker bir misafirleri vardır. Esasında ev sahibi konumunda olan, Abdullah Gül’dür. Tanışıklıkları Kayseri Lisesi’ne dayanır. Üsteğmenimiz, 42 gün izin alarak İngiltere’ye gelmiştir. Bu kadar uzun bir süre çok pahalı bir ülke olan İngiltere’de tatil yapmak, hele hele bir Üsteğmen geliri ile neredeyse imkansızdır. Sanırım, Üsteğmenimizi Abdullah Gül misafir etmiştir.
O hafta sonu, Exeter’de yaşayan üçlü aralarına misafir gelen Üsteğmeni de alarak, 3,5 saat mesafedeki Londra’ya geldiler. Amaçları hem Londra’da gezmek,hem de Üsteğmenin izin kağıdını Londra’da bulunan Askeri Ataşeliğe onaylatmaktı.!
FOTOĞRAFI ÇEKEN HULUSİ AKAR’DI
Önce, Belgrave Square 43 numarada bulunan Türk Büyükelçiliği’nin ikinci katındaki Askeri Ataşeliğe gittiler. Daha sonra buradan çıkarak, yaklaşık 250 metre mesafede bulunan Hyde Park’a girdiler. Biraz dolaştılar, yorulunca birer pound vererek şezlong kiraladılar ve oturup sohbet ettiler. Hava güzel ve güneşli bir gün olduğu için ceketlerini çıkarıp, şezlongların arkasına astılar ve günün anısına bir de fotoğraf çektirdiler.
İşte yukarıda gördüğünüz üçlünün fotoğrafı bu! Bu kareyi, fotoğraf makinesinin deklanşörüne basarak tespit eden ise; o gün üsteğmen, bugün ise Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Hulusi Akar’dı!
HALA MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ
Daha sonra kalktılar, ceketlerini ve safarilerini giydiler, kuzeye doğru yürüdüler, Hyde Park’ın Marble Arch kapısından çıktılar ve sağa dönerek Oxford Street’e girdiler.
Bu sefer de fotoğraf makinesinin arkasına Fehmi Koru geçti, şimdiye kadar hiç medyada görmediğiniz Hulusi Akar, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe’nin fotoğrafını çekti.
2010’da İstifa ederek mesleğimden ayrıldım. Çünkü iki yıl yaptığım Deniz Harp Okulu Komutanlığım sırasında,Gülen Cemaati'nin akla hayale gelmeyecek saldırılarına maruz kaldığım, cansiperane bir şekilde mücadele ettiğim halde; hem komutanlarım tarafından takdir edilmemiş, hem de onların dost ateşine maruz kalmıştım. Komutanlarımın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik asimetrik psikolojik savaşı yönetemedikleri iddiasında bulunarak üniformamı çıkardım ama hala mücadeleye devam ediyorum.
HULUSİ AKAR’LA HİÇ KARŞILAŞMAMIŞTIK
Balyoz operasyonu ile muvazzaf askerler içeri atıldığında, görev başındaydım. Daha ilk günden itibaren sahip çıktım. Sanırım üzerinde üniforması ile Hasdal’a, Ankara’dan emir ve amirinden izin almadan giden ilk askerim. Ve hep gitmeye devam ettim.
İstifa ettiğim günün hemen ertesinde de bu sefer sivil elbisem ile Hasdal’a, silah arkadaşlarımı ziyarete gittim. Ziyareti tamamladıktan sonra, Hasdal Cezaevi Komutanına teşekkür için odasına yöneldim. Kapıda emir subayı “İçeride Kolordu Komutanı var” dedi. İçeri girmemi istemiyordu! Ama umursamadım ve derhal,biraz da hışımla kapıyı açarak, içeriye yöneldim. O güne kadar Hulusi Akar ile hiç karşılaşmamıştık, beni tanımazdı.!
AÇTIM AĞZIMI, YUMDUM GÖZÜMÜ!
İçeri girer girmez,Hulusi Akar hemen ayağa kalktı, “Türker ne haber, hayırlı olsun” diyerek, güleç ve sevecen bir yüzle beni karşıladı ve kucakladı. Açtım ağzımı, yumdum gözümü! Balyoz’un hukuk görünümlü bir operasyon oluğunu, Cumhurbaşkanı Gül’ün ve iktidarın işin içinde olduğunu söyledim. Ayrıca, bu operasyonla mücadelenin yargıya saygı duyarak değil, yok sayılarak yapılabileceğini anlattım.
Ne dersem beni destekledi ve katıldığını beyan etti. Belli ki; gerginliği arttırırım diye alttan almaya, gazımı almaya çalıştı ve kendini sakladı! Daha sonra emir subayını çağırdı; “Amiralimin emrindesin, kolordu alarak ev taşıma ve yeni evini hazırlama dahil ne isterse yapılacaktır” diye önümde direktif verdi.
NE BİLEYİM KANKA OLDUKLARINI.!
Böyle davranarak, o an için gazımı aldı ve kendini sakladı. Meğerse ben, kimi kime şikayet ediyormuşum! Ben “Abdullah Gül de TSK’ya karşı yürütülen operasyonun arkasında” diyorum; meğerse Hulusi Akar, Abdullah Gül’ün kankasıymış.
Şimdi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a sormak istiyorum;
1. Size niçin hukuk görünümlü operasyonlar ve itibarsızlaştırma saldırıları yapılmadı? Yoksa sizi oraya getirmek için muhtemel rakiplerinize karşı mıntıka temizliğimi yapıyorlardı.?
2. Kontrollü darbe girişiminin neresindesiniz.?
İTİRAZINIZ YOK MU.?
3. TSK’nın komuta birliği, gayri anayasal bir biçimde tahrip edilmiş durumda, bunu işgal döneminde bile yaşamadık, itirazınız yok mu.?
4. TSK’nın moral ve motivasyonu yerlerde, dayanışma ruhu zayıflamış, bunun için hangi tedbirleri aldınız.?
5. Askeri Liseleri niye kapattınız, buralarda okumadığınız için bir düşmanlığınız mı var.?
HAYIR DİYEMEDİNİZ Mİ.?
6. Harp Okullarının, Harp Akademilerinin durumu ve bağlantı yapısı, dünyanın hiçbir yerinde eşi ve benzeri görülmeyecek şekilde, adeta garabet bir yapıya geçirildi. “Hayır, böyle olmaz” diyemiyor musunuz.?
7. MSB Üniversitesi denen ucube yapının başına Süleymancı birisini getirdiler, “Hayır” diyemediniz mi.?
8. GATA için yaşanan rezilliğe muhalefetiniz yok mu?
GEREĞİNİ YAPIN.!
9. Sizi yaver gibi yanında taşıyor, “Olmaz” diyemiyor musunuz.?
10. Siyasi mitinglerin enstrümanı olmayı içinize sindirebiliyor musunuz.?
11. Ülkemiz koşar adım felakete sürükleniyor, farkında değil misiniz.?
Bu sorulara verecek yanıtınız yok mu.? Varsa da, yoksa da bunun gereğini yapın.!
Türker Ertürk - Odatv.com
@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış @#Have your say.Give us feedback. Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Mayıs.2018- okkesb61@gmail.com, |
'ERDOĞAN KAÇMA PLANLARI YAPIYOR...'
'Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan
başta olmak üzere Erdoğangiller, seçim sonuçlarını beklemeden kaçma planı
yapıyorlar.'
Bağımsız Gazete Yazarı Temel Sağıroğlu şok bir
yazı yazdı. Sağıroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve destekçilerinin 2019
seçimlerini dahi beklemeden ülkeyi terk edecekleri iddiasında bulundu. Yorumu
size tabi ki size ait! " Bu güne kadar sizlerle paylaştığım tek bir
makalem de bile hayal ürünü olan bilgisiz, belgesiz, kanıtsız, mesnetsiz veya
dayanaksız iddialarla şişirme habere rastlayamazsınız.
Kâhin, medyum veya falcı değilim. Umut taciri hiç olmadım. Bu güne kadar hiç bir öngörülerimde yanılmadım. Bu nedenle okuyucularımı da yanıltmadım, tekzip edilmedim, hakkımda yalan haberden dolayı soruşturma veya dava açılmadı. Bir defa daha tarihe not düşüyorum. 04.09.2017 (saat 12:35) Bugün, yarın, bu hafta, bu ay, bu yıl, gelecek yıl veya planlandığı şekli ile 2019 tarihinde, fark etmez.
Genel Seçimler yapıldığı gün iktidarda bulunanların, birçoğu seçimlerin sonuçlarını dahi beklemeden yurt dışına kaçacaklar. Bu bir iddia veya sav değildir. Adımın Temel Sağıroğlu olduğu kadar eminim ve % 100 gerçektir. Muhteremler kaçmanın hazırlığını yapıyorlar.
Son bir kaç vurgunla muhteşem bir final yapmanın peşindeler. Bu yüzden sahtekârlıkta ve yolsuzlukta sınır tanımıyorlar. Artık yandaşlarına sağladıkları rantlardan hatırı sayılır tutarlarda hediyeler(!) istiyorlar. Almanya, Fransa, Belçika, Avusturalya‘da gayrimenkuller satın alıyorlar. Şimdi den ailesini ve çocuklarını yurt dışına çıkaranlar olduğu bile söyleniyor.
Artık vurgunlar açık ve aleni yapılıyor. Mesela; Örgün eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 2016-2017 eğitim öğretim yılında 1 milyon 5 bin 380 olarak açıklandı. Bunlardan % 68 i ailelerinden ayrı ve başka illerde görev yapıyorlar. Öğretmenler için her yeni öğretim yılında eğitime başlamadan önce seminerler veriliyor.
Bu yıla kadar seminerler öğretmenlerin yaz tatilini geçirdiği İllerde verilmekteydi. Ama bu yıl kurban bayramından 2 gün önce öğretmenlere: “Bayram sonu görev yerlerinizde olacak ve bu semineri görev yerlerinizde alacaksınız” diye talimat gönderildi.
Altını çizerek tekrar ediyorum. 1 ay veya 15 gün değil. Kurban bayramından 2 gün önce. Yaklaşık 680 Bin öğretmen bu anlamsız emir karşısında dönüş için bir anda ulaşım araçlarına yüklendi. Aslan payını ise THY aldı. Türk Hava Yolları 315 bin öğretmene normalde 60 -100 TL olan uçak biletlerini 600 – 700 Türk Lirasından sattı.
Daha önce Kanun Hükmünde Kararname ile RANT Fonuna alınmış olan Türk Hava Yolları birdenbire 157 Milyon TL ekstradan kar elde etti. Merak edilen konu ise bu kârdan kime ne düştü. 500- 700 Bin TL değerindeki saatlerin neden hediye olarak verildiğini böylece daha iyi anlamış olduğumuzu umuyorum.
Ethem Sancak grubu batan gemiyi ilk terk edenlerden olmak
istedi. Ama bizzat saraya çağrıldı ve kulağı çekilerek ayar verildi. “Çıkmayan
candan ümit kesilmez” denildi. Star Gazetesi orijinal ayarlarına döndü. 04.
09,2017 tarihli manşetini ‘’Altay tankı ve Türk Uçak Gemisi 2020 yılında Türk
silahlı Kuvvetlerinin envanterinde olacak’’ diye attı. Ama tarihlere dikkat!
TANK – 2020 / UÇAK GEMİSİ – 2021
Yani seçim sonrası. Böylece AKP’nin
2019 seçimlerinde kullanacağı propaganda belli oldu. Bunlar iktidarın son
çırpınışları. Çıkmamış candan beklenen umut. Ama aynı zamanda halka yapılmış en
büyük hakaret. Bir nevi küfür. Yüce Türk Milletine “sen aptalsın” demenin
hayasız şekli. Mars gezegenine uzay aracı gönderen Amerika Birleşik Devletleri
ile onunla yarışan Rusya Uçak Gemilerini minimum 5 yılda denize indirebilecek
teknolojiye sahipler.
Bundan daha kısa sürede envanterlerine yazmaları söz konusu bile değil. Türkiye’nin bunu 3 yıl içinde yapacağını söylemek ve halkı buna inandırmaya çalışmak şerefsizliğin, haysiyetsizliğin ve karaktersizliğin Neptün gezegenindeki zirve noktasıdır. Almanya yedek parça vermediği için çalışmayan tank sayımız faal olarak çalışan tanklarımızın iki katı kadardır.
Bu tankları onarma teknolojisine bile sahip değilken 2020 yılında tank yapacağım iddiasında bulunmak kendi vatandaşlarının aklıyla dalga geçmektir. Onların zekâlarını aşağılamaktır. Freni patlak kamyon misali ilerliyorlar.
Çaresiz ve umutsuz bir şekilde önlerine çıkacak ilk virajda uçacaklar. Bizlere düşen görev ise uçuş sonrası inecekleri yeri şimdiden hazırlamak. Silivri doldu, ama boşaltılır. Endişeye mahal yok."
@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış @#Have your say.Give us feedback. Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Mayıs.2018- okkesb61@gmail.com, |
yuzdeyuzhaber
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP