İLETİŞİM; İLETİŞİM ÇAĞI ve BİZ İNSANLAR

İletişim Çağında Yaşıyoruz. İnsanlar Birbirleriyle İletişim Araçlarıyla Çok Çabuk Görüşüp Konuşabiliyorlar. Anlaşabiliyorlar.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

İLETİŞİM;  İLETİŞİM ÇAĞI ve BİZ İNSANLAR

İletişim Çağında Yaşıyoruz. İnsanlar Birbirleriyle İletişim Araçlarıyla Çok Çabuk Görüşüp Konuşabiliyorlar. Anlaşabiliyorlar.

Ömer Faruk Şirikçi

Teknolojinin verdiği imkanlarla en zor gibi görünen haberleşmeler anında yapılabiliyor.

İletişimin bu kadar yaygın olduğu çağımızda teknolojinin sağladığı bunca imkanlara rağmen iletişememek insanoğlunun kendisinden kaynaklanan bir eksiklik olsa gerek.

Halbuki telefonun whatsapp’ın olmadığı dönemlerde dedelerimiz “insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar” demişler. Ne de güzel söylemişler.

Birbirimiz hakkında en doğru bilgilere yüz yüze, rube ru konuşarak ulaşabiliriz. Birbirimiz hakkında birçok önyargılar barındırıyoruz. Peşin hükümlerle oyalanıyoruz. Münafıkların getirip yığdıkları yalan, tezvirat, dedikodu odunlarıyla ateşler yakıyor; dostlukları, arkadaşlıkları ve dindaşlıkları o ateşte yakıyoruz.

Yaşadığım sürece kimsenin görüşme isteğini reddetmedim, etmem de.

Ama buda yetmezmiş, bazen gelmeyene benim gidip hakikatleri anlatmam gerekiyormuş, bunu bilmiyor değildim. Ama benim en yakınımda olan kardeşlerim beni yanıltmışlar.

Hakkımda yalan yanlış yazan adamların yazdıklarını okudular, akşamdan sabaha bırakmayıp bana ulaştırdılar. Ama yahu şu adamların  derdi ne, bir anlayalım dediğimde “Hocam Boş Ver, Duyma, Duyarsan Ve Cevap Verirsen Adamın Reklamını Yapmış Olursun” dediler.

Halbuki öyle değil, yanlışlar konuşa konuşa düzeltiliyor. Devletler bile öyle değil mi.? En çözümsüz meseleleri heyetler gidip gelip görüşmelerle çözmüyorlar mı.?

Yönetiminde bulunduğum Saçaklızade Vakfı ve Abdulhamidhan Camii Vakfı’nı sözlerimizle reklamlarımızla değil de icraatlarımızla tanıtalım prensibini baştan beri benimsemiş ve bunda belli oranda başarılı olmuşuz.

Ama atladığımız bir şey var ki “Şöhret Afattır” prensibince her büyüyen ve gelişen kurumun, çok tabii olarak sevenlerinin yanında düşmanları da olabilir. Bize düşen bıkmadan usanmadan haklı davamızı ön yargılı insanlara bile anlatmakmış. Bunu geç te olsa fark ettiğimiz kanaatindeyim. Bu vesileyle yeni bir döneme girdiğimizi düşünüyorum.

İlk buluşma K.Maraş Gazeteciler Cemiyeti ile oldu.

Sayın Aslan DEVEBOYNU ve oğlu Abdullah DEVEBOYNU randevu istediler. Saçaklızade Vakfı’nı ziyaret ettiler. Çok verimli bir görüşme oldu. Gerçekleri paylaştık, sıkıntılarımızın ortak oluğunu gördük. Birçok konuda aynı duyguları paylaştığımızı gördük.

Ardından Bugün Gazetesi devreye girdi. Genel Yayın Yönetmeni sayın Mesut TUĞRUL Bey’le buluştuk. Saçaklızade Vakfı’nda çok verimli bir röportaj gerçekleştirdik. Aynı duyguları paylaştığımızı görmek bizi çok mutlu etti.

Ardından Aksu TV ile bir randevu isteyip Aksu Tv’de buluştuk. Genel Müdür Cüneyt BEYİT, Erol ÖNER Bey ve Mehmet Ali TATLI ile çok verimli bir ziyaret gerçekleştirdik. Üçüncü şahısların bizim üzerimizden pirim yapmaya çalışmalarına fırsat vermememiz gerektiğini gördük. Kucaklaştık, helalleştik. Çünkü Aksu TV ile 8 yıl boyunca kardeşlik hukuku içerisinde “Duamız Bir” programını gerçekleştirmiştik. Birbirimizden hiçbir gün incinmemiştik. Hatta FETÖ terör örgütünün bizim programımızın kaldırılmasını, aksi halde……. yönündeki tehdidini göğüsleyip bizi savunduklarını, “Rızkı Allah veriyor, işinize bakın” dediklerini hiç unutamayacağımızı, şimdi ise art niyetli adamların bizi birbirimize kırdırmaya çalışmamaları gerektiğini paylaştık.

Ne kadar faydalı bir girişimde bulunduğumuzu şimdi daha iyi anlıyorum.

Bu hayırlı girişimimiz bizi Beştepe’ye taşıdı. Birinci elden orada da devlet büyüklerimize aslında ne olduğunu anlatma fırsatı bulduk Allah’a hamdolsun.

Ardından kadim dostum Sayın Uğur DİLİPAK ile üç saatlik bir görüşme gerçekleştirdik. Meğer ne kadar doğru zannettiğimiz yanlışlar varmış, bunu gördük.

Şimdi inşallah K.Maraş’a dönecek ve ulaşabildiğim herkese bildiğim doğruları birinci elden anlatmaya çalışacağım. Hiç olmazsa o zaman ömrüm boyunca görev yaptığım Din Görevlileri Derneği, Diyanetsen, Doğukent Yapı Kooperatifi, Saçaklızade Vakfı, Abdulhamidhan Camii Vakfı, Ravza Camii Derneği, KSÜ Merkez Camii Derneklerinde hiçbir dönemde huzur hakkı, ödenek, maaş, harcırah vb. almadığımı, Kabetullah’ta hangi maksatla bulunmaktan büyük haz duyduğumu, Abdulhamidhan Camii Vakfı’nı neden bölgesel bir vakıf olarak kurduğumuzu, Saçaklızade Vakfı’nın şu gün bile hala neden bir genel merkez binasının olmadığını..Neden her günün sabahında 1996 yılından beri 4.000 kişilik yemeği pişirip yoksullara dağıtabilmek için et, ekmek,erzak, gaz, personel, servis, şoför, nakit,maaş, SSK primi derdiyle uyandığımızı anlatma fırsatı bulacağımızı umuyorum. Kimseden bir teşekkür de beklemiyorum. Şimdi şu sözlerime kulak verin:

1. Abdulhamidhan Camii çevresinin istimlak meselesini unuttum. Çünkü birinci elden meselemi hak sahibine anlatabildiğimi düşünüyorum. Bundan sonra takdir yüce devletimindir.

2. Benimle uğraşan tetikçilerin savcılara verdiği dilekçelerle 4 kere savcılıklarca, 3 kere Valilik oluruyla, 1 kere Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişlerince kurumlarım incelendi, iddiaların asılsız olduğu, “Soruşturmaya yer olmadığı” belgelendiği halde, benim tetikçilerle ilgili 7 adet dilekçem ve 3 adet devam eden mahkemem hala sonuçlanmadı.

Yargı acele etmez ama suç varsa onu da affetmez. Yargıya güveniyorum. Sevenlerime sabır diliyorum.

3. Ömrümün hiçbir döneminde SİYASETE ilgi duymadım. Hatta daha önce K.Maraş’ta valilik yapan bir büyüğüm bana bir gün “siyaseti düşünüyor musun?”

demiş, “asla” cevabını alınca da “bunu bir basın toplantısı yap ta herkes duysun” demişti. Şimdi o sözü tutuyor ve ilgilenenlere avazım çıktığı kadar sesleniyorum: Siyasete girmeyi asla düşünmüyorum. Rahat olun, endişelenmeyin. Hepinize ayrı ayrı sevgilerimi iletiyorum.

Kalın sağlıcakla. Ömer Faruk Şirikçi

 

@ #Medya Günebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul –Ekim.2017okkesb61@gmail.com,

 

Ömer Faruk Şirikçi’ye Açık Soru:

Bu Malları Kime Devrettin?

Aylardır yazıyorum… Bu şehirde eski bir imam…

Devletin maaşıyla geçinen…Babadan, dededen zengin olmayan… Sonrası malum… Kendi tabirleri, 

“Bu şehrin mülki amirlerinin tavsiyesiyle” vakıflar kurarak, hayır, hasenat sahibi insanların parasını alırken, ‘din, iman’ gibi kavramları kullandılar.

Bildiğim kadarıyla Saçaklızade vakfına ait 13 tane şirket, bu şirketlere bağlı dershaneler, (FETÖ’nün olan Pianalitik’in dershanelerinin şubeleri) özel okullar (Beyza ve Simya koleji) arsaları ve binaları kurdular…

Bu özel okullarda bu yıl, öğrenci başına takriben 15 bin TL den başlayan fiyatlar…

Çalıştırdıkları öğretmenlerin SGK primini az ödemek uğruna maaşlarını asgari ücret göstermeler…

Bir nevi Devleti soymalar…

Abdulhamidhan Camii vakfı ise ayrı bir muamma…

Projesinde Camii altında bulunan otoparkı iptal edip, bir marketler zincirine kiraya vermeler…

13 adet işyerinin tek tek tapularını çıkarmalar…

Vakıf adına sahiplenmeler… Ve kiraya vermeler…

Geçen hafta yazdım…

“Sahi Bu Paralar Nereye Gidiyor.?” diye…

Hemen telefonlarım çalmaya başladı…

İnanamayacaksınız, her kesimden arayan arayana…

Hoca efendi diyormuş ki;

“Sitesinde Bulunan Yazıları Kaldırsın, Mahkemeden Şikâyet Dilekçemizi Çekelim”

Kendisini ne zannediyor acaba.?

Ali kıran, baş kesen mi.?

Siteden yazıları kaldıracakmışım…

Yeri gelmişken buradan kısa ve net bir cevap vereyim:

“Hadi Oradan, Hadi Oradan”

Hoca efendinin şikâyet dilekçesi ile ilgili isterseniz kısa bir bilgi vereyim.

Malumunuz yazdığımız yazılardan dolayı mahkemeye verilmiştik ya.!

Hakkımızda hakaret suçu nedeniyle dava açılmıştı ya!

Birde FETÖ’cü hâkime düşürülmüştük ya.!

Nasıl olsa ceza verdirecekler, o kumpas kurulmuş ya!

Allah’ın sopası yok ki, ama ilahi adaleti var…

O güvendikleri hâkim, FETÖ’cü olduğu için tutuklanmasın mı.? Hoca efendi bundan dolayı kara kara düşünedursun…

Biz konumuza dönelim…

Kahramanmaraş’ta saçaklızade Vakfı’nın bir grubu var…

Bu grup yıllardır memlekette hükümranlık sürmekte…

Kimse dokunamaz… Kimse laf söyleyemez…

Öte git denilemez…

Aynı grubun sonradan Abdulhamidhan Camii Vakfı adıyla ele geçirdikleri Camimiz var…

Anlayacağınız soldan say aynı kişiler, sağdan say aynı kişiler…

Hep vakıf adıyla, vakıf gücüyle, her yere, her şeye hükmetmeye çalışırlar…

Bu vakıfların haliyle birde avukatı var… Hasan Kara…

Hani eski Belediye Başkan Yardımcısı…

Zaten bu gruptan olmayan ne başkan yardımcısı olur, ne müdür, nede daire başkanı…

Bu vekil efendi şikâyet dilekçesine aynen şöyle yazmış: “…Şüpheli, (Ben oluyorum) müvekkilime (Hoca efendi oluyor) ait olmadığı halde birçok yerde gayrimenkulü olduğunu iddia etmiştir. Oysaki müvekkilimin On iki şubat ilçesinde bir dairesi ve ılıcada bir dairesi bulunmaktadır. Bunlar dışında müvekkilime ait her hangi bir gayrimenkul bulunmamaktadır…” Ne güzel dilekçe değil mi.?

 

BELGE: 1

Hoca efendi’nin Onikişubat ilçesinde bir dairesi, ılıcada bir dairesi…

Eee vallahi bu dilekçe ekindeki belgelere göre doğru…

Ancak ben daha önceki yazdığım yazılarımda hoca efendinin şurada şu var, burada bu var diye, iddia etmedim ki?

Kamuoyu adına hep sorular sordum…

Ama işte Abid Vanlı Üstad gibi yazdığımız köşe yazılarımızda soru şeklinde sorduğumuz ve Hoca efendiden cevap alamadığımız gayrımülkleri ile ilgili, iddia ettiğimi belirtmesi, sadece Sayın Mahkemeyi yanıltmaya yönelik kelimeler olduğunu belirtmek isterim…

Bak Hoca Efendi…

FETÖ örgütü elebaşısı Fethullah Gülen’e ait olduğu belirtilen Pianalitik dershanelerinin Saçaklızade vakfına ait şubelerini bu şehirde açan ben değilim…

Bak Hoca Efendi…

Bu dershanelerde okuyan öğrencilerden alınan bedellerin tahsilat makbuzları ile tahsil edilip bazılarına fatura kesilmediği hakkında kamuoyunda konuşulan ben değilim…

Bak Hoca Efendi…

Saçaklızade Vakfına ait, Simya ve Beyza koleji adı altında özel okullar kurup öğrenci başına 15 bin TL’den az olmamak üzere ücret isteyip ve çalıştırdığın öğretmenlerin SGK primlerini az yatırmak için Devleti kandıran ben değilim…

Bak Hoca Efendi…

Arsası Belediyeye ait, üzerindeki yapı halkın paralarıyla yapılan Abdulhamidhan Camimizin aynı adıyla vakıf kurup Cami altındaki otoparkı dahi işyerine çevirip diğer işyerleri ile kiraya verip gelir kazanan ben değilim…

Bak Hoca Efendi…

FETÖ örgütü ile ilişkili İPEK grubu annesi Melek İPEK’ten milyarlarca TL alan ben değilim…

Sayın Bilal Erdoğan Ne Demişti…

“Dernekler, vakıflar, cemaatler, topluluklar, şeffaf olmalı, topluma hesap verebilir olmalı” 

Bak Hoca Efendi…

Ben doğma büyüme tekkeli Mustafa'yım…

Bir şeyi iddia ettiğimde belgeleri ortaya koyarım…

Ve işte sana buradan hem soru sorup hem belgeleri yayınlıyorum…

Ve çıkıp cevab vermeni bekliyorum…

Verebilirsen tabii…

Dogukent yapı kooperatifinde bulunan hisseni 03.03.2014 tarihinde Muhammed Emin Özdemir isimli bir şahsa devretmişin… Doğru mu.?

Belge 2:

Sevgili Kahramanmaraşlılar…

Bu Hoca Efendinin Hisse Devri Evrakını Gelin Doğru Farz Edelim… Ve devam edelim…

Hoca efendi hakkında, vatandaşların bazıları, önce Kahramanmaraş Valiliğine 14.02.2014 tarihinde,

Daha sonra Bimer’e, 15.02.2014 -  16.02.2014 tarihinde dilekçe veriyorlar… Ve şikâyet ediyorlar…

Kahramanmaraş Valiliği bu dilekçelere istinaden 18.03.2014 tarihinde İl Müftülüğüne inceleme yapılması için görevlendirme yazısı yazıyor…

Belge 3:

İl Müftülüğü bu görevlendirme yazısı sonucunda muhakkik tayin ediyor…

Ve 06.06.2014 tarihli İnceleme Raporu düzenliyor…

Belge 4:

Şimdi gelelim işin püf noktasına…

Siz değerli Kahramanmaraşlıları bu belgelerdeki tarih aralıklarına dikkat çekmek istiyorum:

Hoca efendi hakkında; 14.02.2014 – 15.02.2014 – 16.02.2014 tarihlerinde şikayet başvurusu…

Kanımca hoca efendi bu şikayet dilekçesini öğreniyor ve hemen: 03.03.2014 tarih, doğu kent yapı kooperatifi hissesi devri…

18.03.2014 tarihinde Valilik görevlendirme yazısı…

06.06.2014 tarih inceleme raporu sonucu…

Şimdi 03.03.2014 tarihinde doğukent Yapı kooperatifi hissesi devredildiğine göre 06.06.2014 tarihli İnceleme raporunda Doğukent Yapı Kooperatifinden bir tam hisse nasıl yazılıyor…(Belge 4)

Bu inceleme raporunda yazılan gayrı mülklerin, mahkemedeki şikâyet dilekçesinde yer almadığına göre; 

Ömer Faruk Şirikçi’ye Soruyorum: 

Bu Malları Kime Devrettin?

İnşallah 03.03.2014 tarihli Doğukent Yapı Kooperatifinden aldığın belge Sahte Değildir…

Çok enteresan o belge altında tanıdık bir isim var…

Metin Doğan… Tasfiye memuru olarak imza atıyor...

O belgeyi hazırlarken 03.03.2014 tarihli karar defterinde Ömer Faruk Şirikçi’nin hisse devri yaptığı sayı ve tarih numarasını yazmayı unutmuş olamaz…

Umarım bu belgeli açıklamama bir cevap verilir…

Hatırlatmakta fayda var…

“Allah’tan teşekkür bekliyoruz” gibi bir açıklama değil haaaa…

İstersen Hoca Efendi Gel Sana Bir Çağrıda Bulunayım…

Şu sizin vakıflarınıza ait şirketlerle ilgili, FETÖ ile ilişkili dershanelerin şubelerini açmanızla ilgili, Abdulhamidhan Camii vakfı ile ilgili, camii altındaki otoparkla ilgili, kiralarla ilgili, Melek İpek’ten aldığınız paralarla ilgili, al eline gelir gider defterlerini ve bilançolarını, yanına da ister vekilini, ister muhasebeni, ister tüm mütevelli heyetini al karşıma çık…

İstediğin platformda…

İster Aksu TV’ de… İster Kanal Maraş TV’de…

Nerde dersen…

Bende alayım belgeleri elime kozlarımızı paylaşalım…

Ne dersin… Var mısın.? Son olarak sana diyorum ki;

Abdulhamidhan Camii halkındır ve halkın olacaktır…

Mustafa Karaaslan, Kahramanmaraş - 10.Ekim.2016

http://www.kanalmaras.com/yazarlar/mustafa-karaaslan/omer-faruk-sirikciye-acik-soru-bu-mallari-kime-devrettin/563

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP