SİYASİ AYAKLAR

AKP'de ve Siyasette Damat Krizi Bitmiyor.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

SİYASİ AYAKLAR

AKP'de ve Siyasette Damat Krizi Bitmiyor.!

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana başı FETÖ ile büyük belada. Bakan Yılmaz'ın kardeşi Adnan Yılmaz'ın damadı eski İdil Kaymakamı Fatih Sevinç'in FETÖ'den açığa alınmasının arkasındaki detaylar ortaya çıktı. 15 Temmuz’un ardından gelen sıcak günlerde, Fatih Sevinç’in FETÖ bağlantılarının üzerinin örtülmesi için uğraşan "yukarıdakilere" karşı duran bir ismin olduğu belirtiliyor. İşte o isim...

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Bakan Yılmaz’ın vali olan kardeşi Adnan Yılmaz, görevden alınarak merkeze çekilmişti. Adnan Yılmaz hakkında yurtdışı yasağı da konulmuştu. Şimdi de Bakan Yılmaz’ın kardeşi Adnan Yılmaz’ın damadı eski İdil Kaymakamı Fatih Sevinç’in FETÖ’den açığa alınmasının arkasındaki detaylar ortaya çıktı.

Bakan Yılmaz’ın kardeşinin damadı olan Sevinç’in, açığa alınmasının ardından ABD’ye kaçtığı iddia edildi.

Fatih Sevinç için araya giren isimler Fatih Sevinç için araya giren isimler arasında Bakan Yılmaz’ın da olduğu 

belirtilirken, Sevinç’in Milli Savunma Bakanlığı döneminde Bakan Yılmaz’ın danışmanı olduğu anlaşıldı. Sevinç, darbe girişiminden önceki dönemde Cumhurbaşkanlığı Protokol Daire Başkanlığı görevinde de bulunmuştu.

Olayın Kapatılmasına Karşı Çıkan İsim Sürüldü

15 Temmuz’un ardından gelen sıcak günlerde, Fatih Sevinç’in FETÖ bağlantılarının üzerinin örtülmesi için uğraşan "yukarıdakilere" karşı duran bir ismin olduğu belirtiliyor. O ismin dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu olduğu ileri sürülüyor.

İsmail Kahraman'In Özel Kalem Müdürü Damat Sevinç

Ne tesadüf ki tartışmalara konu olan damat Fatih Sevinç, açığa alınmadan önce 15 Temmuz döneminde TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Özel Kalem Müdürü olarak görev yapıyordu.

Ne olduysa o arada oldu ve 30 Temmuz 2016’da, İrfan Neziroğlu ile birlikte TBMM Genel Sekreter Yardımcıları da görevden alındı.

Neziroğlu’nun görevden alınmasının nedeninin, 15 Temmuz akşamı yaşanan güvenlikle ilgili sorunlar olduğu belirtilmişti.

Devletin en üst kademesinin bile istihbaratını alamadığı darbe girişimine karşı “önlem alamayan” TBMM Genel Sekreteri Neziroğlu, görevden alınmasının ardından Sudan’a gönderildi.

Damat Fatih Sevinç hakkında ise bugüne kadar kamuoyuna hiçbir açıklama yansımadı.

Odatv - 9 Ekim 2017

 

@ #Medya Günebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – EKİM.2017okkesb61@gmail.com,

 

SİYASİ AYAK

Bu İfade AKP'yi de, Devleti de Sallar

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hemen hemen tüm devlet kurumlarında FETÖ operasyonları yapılırken, Maliye Bakanlığı'na düzenlenen operasyon ise dikkat çekiciydi. 60 dolayında çalışan gözaltına alınırken, bir kısmı tutuklandı, bir kısmı ise serbest bırakıldı. Hazırlanan tek kişilik iddianamelerin birinde ise bomba etkisi yaratacak bir itirafçı ifadesine yer verildi. Odatv'den Müyesser Yıldız, 'Bu ifade AKP'yi de devleti de sallar' başlıklı yazısında bu itiraflara yer verdi.

"15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra hemen hemen tüm devlet kurumlarında “FETÖ” operasyonu yapıldı.

Bunlardan birisi de Maliye Bakanlığı'ydı. Geçen yılki operasyonda 60 dolayında çalışan gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı, bir kısmı bırakıldı.

İşin ilginç yanı bu soruşturmada toplu değil, tek kişilik 

iddianameler hazırlanması yoluna gidildi.

İşte bu iddianamelerin birisinde bırakın Maliye Bakanlığı'nı, doğrudan AKP'yi, devleti ve ekonomi dünyasını sarsacak öyle bir “itirafçı” ifadesine yer verildi ki, “Türkiye AKP'li belediyeleri değil, bu iddiaları konuşacak” dense yeridir.

Çünkü alenen bir eski Cumhurbaşkanının, AKP'li bir milletvekilinin, daha önemlisi halen görevde olan iki bakanın ve de onlarca bürokratın “FETÖ'cü” olduğu öne sürülüyor...

F.K. isimli itirafçının, APS ile İstanbul'dan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçe, ifade veya “itirafname”deki iddiaları aktarmadan önce bildirdiği telefon numarasının kullanılmayan bir numara olduğuna dikkat çekelim.

FETÖ'YÜ KİM KORUYUP-KOLLUYOR.?

“Muhterem Başsavcım” hitabıyla başlayan ifadesinin girişinde F.K., “Ömrümün mühim bir kısmını bugün memleketimizin başına kara bulut gibi çöken fitne FETÖ terör örgütüne vakfettim. Ergenekon kumpasında büyük şüphelere gark oldum. 17-25 Aralık kumpasından sonra ise bütünüyle bunlarla yolumu ayırdım. Aşağıda adlarını verdiğim başta Sayın Abdullah Gül olmak üzere bu çeteye mensup insanlara çok yakın vaziyette bulundum. Dilekçemi muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan cesaret alarak yazmaya karar verdim. Aşağıdaki detayların tamamı hakikattir. Bizlerden bu vatan hainlerini size bildirmek, sizlerden de icabına bakmak vazifesini beklemektir. Derin hürmetlerimle” diyor ve ilk sırada Abdullah Gül hakkında şu iddialarda bulunuyor:

“Sn. Gül, gerek Başbakanlığı ve gerekse Cumhurbaşkanlığı sırasında FETÖ'cülerin koruyucu ve kollayıcısı olarak görev yaptı. Maliye, Milli Eğitim, Adalet, Sağlık ve Hazine Sn. Gül'e bağlı olarak çalıştı. Sn. Erdoğan'ın emirleri, bizzat Sn. Gül'ün bilgi ve talimatları doğrultusunda bu bakanlık bürokratları tarafından dinlenmedi. Hatta Sn. Erdoğan'ın Maliye ve Hazine'ye gönderilen işadamlarına üst düzey FETÖ'cü bürokratlar tarafından, 'Bize yanlış kişiden geliyorsunuz. Bize Çankaya'dan gelmelisiniz' mesajları verildi. Söz konusu bakanlıklarda Sn. Gül'ün bilgisi ve koruması dahilinde FETÖ'cü kadrolaşma bizzat bakanlar ve müsteşarlar tarafından organize edilmiştir.”

“Pensilvanya'ya Göbeğinden Bağlı” Ve Erdoğan'ı “Kandıran” Milletvekili

İtirafçının hedefindeki ikinci isim, AKP Milletvekili eski Dışişleri ve Ekonomi Bakanı Ali Babacan. Babacan ve bürokratları hakkında da şunları söylüyor:

“Sn. Babacan, Sn. Gül'ün asla emrinden çıkmayan, onun prensi ve Pensilvanya'ya göbeğinden ve beyninden bağlı bir genç adamdır. Uzun bakanlığı döneminde özellikle ABD'nin (FETÖ'nün) etkisiyle tüm dünya finans çevrelerinde güven unsuru olarak sunulmuştur. Bu durum adeta ona hükümet içinde dokunulmazlık zırhı yaratmıştır. Bu zırh kendisine bağlı birimlerde FETÖ'cü örgütlenmeyi alabildiğine yapması imkânı vermiştir.

Sn. Ahmet Necdet Sezer'in FETÖ'cü olması nedeniyle TCMB'nın başına atamak istemediği Sn. Başçı'nın (Erdem Başçı) kararnamesini defalarca Köşk'e göndermiştir. Sn. Sezer bu kararnamelere kararlılıkla direnmiş ve Başçı'nın TCMB Başkanlığını engellemiş ve Sn. Durmuş Yılmaz temiz, dini bütün Müslüman bir tecrübeli merkez bankalı olarak Başkan olmuştur.

Bunu içine hiç sindiremeyen Sn. Babacan, Sn. Başbakan Erdoğan'ı kandırarak, Sn. Yılmaz'ın süresinin dolmasından sonra FETÖ'nün talimatını ifa etmiş ve FETÖ müridi Sn. Başçı'yı TCMB Başkanı olarak atamayı başarmıştır. Böylelikle TCMB'da FETÖ'cü kadrolaşma başlamıştır. Sn. Başçı döneminde TCMB'da yapılan tüm üst düzey atamalar Pensilvanya talimatlıdır.

Sn. Babacan'ın Hazine'deki FETÖ'cü örgütlenme işlemlerini, Hazine Müsteşarı yaptığı İbrahim Halil Çanakçı birinci elden yürütmüş ve Pensilvanya'nın emrinden hiç çıkmamış ve bu sayede on yıla yakın Hazine Müsteşarı kalmış, sonrasında da Pensilvanya ve ABD desteği ile IMF İcra Direktörlüğüne atanmıştır. Orada da FETÖ örgütü adına icraata devam etmektedir.

Sn. Babacan'a bizzat FETÖ tarafından adı verilerek TMSF Başkanı yapılan Ahmet Ertürk, TMSF içinde terör örgütü yararına büyük işlere imza atmış, kanuni süresini tamamladıktan sonra FETÖ mensubu Sn. Gül'ün himayesine geçerek, Cumhurbaşkanı Danışmanı olmuştur.”

Bu haftaki yazımın başlığı Trabzonlu hemşerilerime ait. Neden böyle düşündüklerini anlatacağım; umarım Tayyip Bey, Doğu ve Güneydoğu’nun kanaat önderleriyle buluştuğu gibi Karadeniz’deki insanlarla da buluşur ve sorunlarını dinler.

Tayyip Bey, Karadeniz’i Gözden Çıkardı mı.?

Terör olaylarının artmasıyla birlikte sıkıntılı günler yaşayan Karadeniz insanı, fındık fiyatlarının açıklanmasıyla birlikte ekonomik anlamda da ciddi sıkıntıya girdi. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Fakıbaba’nın üreticilere “TMO’yu beklemelerini” tavsiye etmesine rağmen şehirlerine dönmek zorunda olanlar fındıklarını düşük fiyata satmak zorunda kaldı. TMO’ya fındığını bu yılın en iyi rakamından veren de oldu, randımanı düşük gerekçesiyle eli boş dönen de.

TMO’nun fındığa verdiği rakam 9-9,5 TL. Üreticinin maliyetini karşılamayan bu rakam için önümüzdeki yıl için ne gibi tedbirler alındı bunun bir açıklamasının yapılması gerekli.

Fındık şokunu atlatamadan yaylalarda yapılan evlerin yıkımı gündeme geldi. Yaylalarda son zamanlarda artan düzensiz yapılaşma hem yöre halkı hem de yaylaları görmeye gelen vatandaşları rahatsız edecek boyutta. Buna kimsenin itirazı yok, kanunsuz yapılaşma elbette cezalandırılsın. Lâkin bu yapılaşmaya göz yuman yetkililer niye cezalandırılmıyor?  

Yaylalardaki evler bir günde yapılmadı sonuçta. Ben İstanbul’da yaşıyor olmama rağmen geçtiğimiz yıl “Yaylalarda ev yapmak serbest artık, siz de ev yeri açtırın.” haberini duydum da yetkililer duymadı mı? Neden zamanında müdahale edilmedi? Neden faturayı sadece vatandaş ödüyor?

Ayrıca yaylaları çirkinleştiren sadece evler değil. Yaylalar turistlerden, çadırlardan, lokantalardan, çöpten geçilmiyor. Bu kadar çok turisti Karadeniz’e yönlendirmek ne kadar mantıklı?  Orantısız bir durum söz konusu, hâliyle bu da tepkilere neden oluyor. Takip ettiğim kadarıyla Uzungöl gibi Karadeniz’de turizme açılması düşünülen birkaç yayla daha var. Şahsen karşıyım… Lâkin karşı olduğum bir husus da, hükümetin turizmi öncelediği kadar köylülerin sorunlarını öncelememesi.

Köyler boşalıyor, gençler büyükşehirlere gitmek istiyor. Çünkü hayvancılık artık gelir kaynağı olmaktan çıkmış durumda. “Geçtiğimiz yıl 650 TL’ye aldığımız bir ton çayır, bu yıl 1.100 TL olmuş durumda. Hayvanlarımıza söz verilen doğum parası verilmiyor. Bu şartlarda nasıl hayvancılık yapalım.?” diyerek sitemlerini dile getiren köylüler ayrıca şunu da iletmemi istediler;

“Devletin hayvancılığı teşvik etmesini, kredi vermesini istiyoruz ama bunu yaparken yol yordam bilmeyen gariban insanları da yönlendirecek birileri olsun. Kurnaz olanlar zaten yolunu buluyor. Bizden ahırımız olmasını istemesinler, ahırı olan zaten hayvan da alabiliyor.”

Köyde yaşayan bir gencin aracı yoksa merkeze işe gitmesi imkânsız.  Çünkü sadece köyden ilçeye gitmesi 25-30 TL civarında, ilçeden Trabzon’a gitmesi ise 4 TL.

Köylerde insanların ve hayvanların sağlık taraması yapılıyor fakat engelliler için bir çalışma yok. Psikolojik destek isteyen ailelerin isteği sadece göz ardı ediliyor.

Köyde şahit olduğum bir olay; 40 yaşlarında zihinsel engelli bir adam 11 yaşında bir kız çocuğunu taciz ve darp etmişti. Adam hâlâ gözaltında tutuluyor, iki aile arasında ciddi sorun var. (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza ilettim.) Yarın olay başka boyutlara taşınırsa sorumluluğu kim alacak.?

Trabzon Belediye Başkanı Orhan Gümrükçüoğlu’nu doktorluk yaptığı yıllardan şahsen tanırım. Bu yıl yaz başında köye gelince hem kendisini ziyaret etmek hem de köylerin sorunlarıyla ilgili konuşmak için randevu talep ettim.  Sanırım yoğunluğundan dolayı randevu talebime yanıt gelmedi, bu sebeple sorunları köşemden ileteceğim.

Trabzon, 2012 yılında Büyükşehir oldu. Ak Parti’nin Büyükşehir vaadi; en ücra köylerin dahi merkezle aynı hizmeti alacağı idi. Aradan geçen zaman zarfında köylüler Büyükşehir olmanın hayatlarına getirdiği artı bir şey olmadığından şikâyetçi.

Mesela; köy yolları yoğun yağış ve ağır araçların geçmesi sonucu sık sık deformasyona uğruyor. Küçük sorunları vatandaş kendisi hallediyorlar ama çözemediklerini Belediye’ye iletiyorlar. Aldıkları cevap “Sıraya koyduk, sırası gelince yapılacak.”  ama koca bir yaz geçiyor ve o sıra bir türlü neden gelmiyor.?

Her yıl “Sonuna gelindi.” denilen ve zorunlu ihtiyaç olan su sorunu neden çözülemiyor.?

Neden sadece turistik yaylaların yolu yapılıyor.?

Trabzon’da tıpkı diğer Büyükşehirlerde yapıldığı gibi vatandaşa, gençlere ve çocuklara yönelik ücretsiz aktiviteler yapılması düşünülüyor mu.?

Neden bazı köylere belediye ulaşımı sağlanırken bazı köylere bu hizmet sağlanmıyor.?

Son olarak; Sorunlarla ilgili istişare yapmak için köy muhtarlarıyla bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz.?

 

@ #Medya Günebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – EKİM.2017okkesb61@gmail.com,


Diğer Haberler

  • ÜSKÜDAR’DA DEĞİŞİM DAHA HIZLI OLACAK
  • Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir.
  • HASAN H. GÜNER RAKİPLERİNE FARK ATIYOR.!
  • SEÇİMLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  • HANÇER; HANÇERLENDİ.!
  • Saadet Partisi İBB Başkan adayı Birol Aydın
  • SİVİL TOPLUMUN AFET SINAVI
  • İKTİDAR MUTLAKA YOZLAŞTIRIR
  • Vekalet Savaşları
  • CHP & TİP ARASINDA İŞ BİRLİĞİ GÖRÜŞMESİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP