BALIKLAR
DA AĞLAR AMA; BAHTİYARIM
O Yenerse Bu Olacak, Bu Yenerse Böyle Olacak; Ümid Belke Sonrakı Sahifededir, Kitabı Bağlama..!
BAHTİYARIM
Böyle maçların
favorisi olmazdı. Ancak, gizli favorisi olurdu.
“O yenerse bu
olacak, bu yenerse böyle olacak” diye yazmadım çünkü bu satırları okuduğunuzda zaten, olacak
olan “olmuş” olacaktı.
İtalyanların dediği gibi ‘Quel che sarâ, sarâ..’
Saha avantajı olan Galatasaray’ın topa önde
basıp, Beşiktaş’ı bunaltacağı böylece rakibini pas yapma olanağı tanımaması
gerektiği iddia ediliyordu. Aslında ben de öyle umuyordum. Ama öyle olmadı.
Belki de yapmaya çalıştılar.
Beşiktaş’ın en önemli zaafı Atınç’tı. Çünkü, son iki maçta da o kadar çok adam kaçırmıştı ki..
Spikerin “penaltı” diyerek ‘kalbinden geçen
isteği’ bağırmasının nedeni de buydu. Atınç’ın hata
yapmasını bekliyordu. “Hakem önce verdi, sonra vazgeçti” diyerek lafı çevirmesi de bilinçaltının fışkırmasıydı.
Oysa hakem penaltı filan çalmamıştı. İkinci yarının başında Beşiktaş’ın golü
geldi. Duran topu kullanan Talisca’nın baraja çarpan topu, kaleciyi konturda
bıraktı. Bu Beşiktaş için şanslı bir andı!
Böyle maçların sonucunu çok ciddiye almamak
gerekirdi. Sağlık açısından elbette..
‘Her şeyi çok ciddiye alıyordum,
Sanki ölümsüzmüşüm gibi..’ diyordu ya Sartre, böyle bir söze herkesin kulak vermesi gerekirdi. Gerçekten
de hayat devam edecekti..
Son 20 dakikaya girildiğinde Beşiktaş Talisca -
Tolgay değişikliği, Galatasaray ise Sneijder’in yerine Eren Derdiyok’u sahaya sürdü. Dakikalar
tükendikçe Galatasaray beraberlik golü için gelirken Beşiktaş ise garantiye
oynadı. Kontratak çıkışlarını daha iyi yapabilseydi, farkı açabilirdi. Atınç’ın
82’de yaptığı büyük hata Beşiktaş’a pahalıya mal olabilirdi. Ayağının altından
kaçırdığı topu, Podolski dışarı attı.
Galatasaray’ın son dakikalarda bilinçsiz
atakları, Beşiktaş’ın ise sonucun üstüne yatmak için top çevirmesi
vardı..
Bu sefer, yazının finalinde Azeri atasözü
akıllara geliyordu.
Diyordu ki Azeriler, “Ümid Belke Sonrakı Sehifededir, Kitabı Bağlama..”
Yani,
Ümit, belki sonraki
sayfadadır, kitabı kapatma..
Neyse anam babam.. OC kaçar..
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
BALIKLAR
DA AĞLAR AMA
“Balıqlar Da Ağlayar, Lakin Denizin Xeberi
Olmaz...”
Bu cümlenin anlamı yazının en altındadır:
Tabii, her maç zordur, her maç ciddidir. Tıpkı
hayat gibi.!
Beşiktaş’ın rakiplerinin hepsi puan
kaybetmişti.
Bu maç Siyah-Beyazlılar için bir fırsat
maçıydı.
Alınacak 3 puan puan farkını artıracaktı.
Hakem daha 3. dakikada Oğuzhan’a yapılan penaltıyı vermedi.
Oysa pozisyona çok yakındı.
Akhisar 3 stoperli 5’li defans anlayışıyla
çıkmıştı sahaya.
Maçın gol kilidi zor açılacak derken, Quaresma’nın ortasını gole çeviren Cenk’le 1-0 yaptı. Sonra hiç kimsenin beklemediği bir
anda Talisca önüne düşen topu, mükemmel bir vuruşla çevirdi.
2-0 olunca da Beşiktaş’ta gevşeme top kayıplarıyla kendini
gösterdi. Akhisarlılar bir fırsat yakaladılar onu da auta attılar..
Ancak,Talisca’nın söküp götürdüğü Babel’in atamadığı gol pozisyonu ise ilk yarının
akılda kalan anıydı. Ancak, maç 90 dakikaydı.
İkinci yarı başlarında Akhisar’da biraz
hareketlenme göründü. Hepsi o.!
Oyunun başından beri kart yememek için neredeyse
saha dışında oynayacak olan Quaresma’nın şutundan dönen topu Atınç kafayla gole çevirdi. Talisca’nın yerine Gökhan İnler, kart sınırındaki Atiba’nın yerine de Aboubakar girdi. Bir başka kart sınırındaki Gökhan Gönül yerini Beck’e bırakırken Akhisar golü buldu.
İlk yarı penaltıyı vermeyen hakem, ikinci yarı da
Quaresma’ya sarı kart vermedi.
Taraftarın “Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa” diye stadı inletmesi gecenin en güzel
olayıydı:
Başlıktaki Azeri Atasözünün anlamı ise
şöyledir:
‘Balıklar da Ağlar
Ama Denizin Haberi Olmaz ...’
Ağlayarak şampiyon olmak isteyenlerin, bu sözden
ders alması gerekmektedir! Beşiktaş’ın tek rakibi rehavettir, havaya girmektir.
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
AHLAK
VE ERDEM - 2
Bir futbolcu maç sırasında dürüstçe bir “itiraf” yaptı mı alkışlıyor herkes.!
“Centilmenlik” deniyor. “Elime çarptı” ya da “penaltı değil” gibi. Büyük alkış alıyor.!.
Oysa, alkışlanacak
bir hareket değildir ki bu.!
Olması gereken
“hareketlerdir.!” Kalbinde ahlak, erdem
gibi duyguları yaşatanların yapması gereken şeydir o!
Ahlak ve dürüstlüğün, erdemle taçlandırıldığı andır çünkü!
Hakemi kandır, emek hırsızlığı yap. Yalandan yere yat, on takla at. Hiçbir şey
olmamış gibi ayağa kalk.
Gol at, attır, hak etmediğin puanlar al. Ahlak bu mu olmalı
sizce.?
“Benim Adamım Yaptıysa Suçsuzdur” dememeli insan.!
Ahlaksızlığı “ahlak”, erdemsizliği “erdem”, yapmamalı insan.!
Hangi
takımdan, hangi partiden, hangi düşünceden, hangi renge aşık olursanız olun..
Suçlu, suçlu olmalıdır.!
Dedik ya bu, iyilikle kötülüğün savaşıdır…
Daha önce anlattım, bir
kez daha anlatayım:
Bir Kızılderili Şefi
varmış.
Kızılderili Şefi’nin iki de toraman mı toraman köpeği varmış.
İkisi de güçlü kuvvetliymiş.
Birinin adı ‘İyilik’, öbürünün adı ‘Kötülük’ müş..
Bir gün torunu kendisini ziyarete
gelmiş.
Köpeklerle oynarken küçük çocuk dedesine,
“Dedeciğim, köpekleri kapıştırsak hangisi kazanır.?” demiş.!
Yaşlı reis, çocuğa şu cevabı vermiş:
“Hangisini daha iyi beslersek o
kazanır.!.!”
Yazının ana fikri de
budur.!
İyiliği de kötülüğü de besleyen
insandır.
Ya çocuklara örnek olacak ya da tarihe “Rezil” geçeceksiniz.!
“Sevgi
- Sevgisizlik”, “Dürüstlük - Yalancılık”, “Vicdan - Vicdansızlık”, “Zalimlik- Mazlumluk”, “Onur -Onursuzluk”..vs gibi duyguları yaşatmak
sizin elinizdedir.
‘Ahlak’ ve ‘Erdem’ gibi kavramları beslerseniz
iyilikler gelişir. “Beslemezseniz” ‘Kötülükler’ Gelişir, Ahlaksızlık “Ahlak” olur.!
Sporda, siyasette, aşkta, arkadaşlıkta, iş hayatında,
ticarette, kısacası hayata dair her yerde geçerlidir Karar sizin.!
En Kalbi
Muhabbetlerimle.. Ben CAN;
Orhan Can..
Not: Söz konusu erk sahibi bu kişiler, Kadıköy’deki bir maçtaki koca ‘Tükürüğe’, “Bilinmeyen
Bir Sıvı” diyerek ahlaksızlığı örtmüştü..
Yine aynı erk, Telekom’daki bir maçtaki tükürüğü, o anda kar yağdığı için
görmezlikten gelmişti..
Kar tanesi değildi
oysa.. Kısaca hepsi “suç ortaklığıydı”..
Melo’nun yaptığı da ahlaksızlığın şahikasıydı. Folklör
denilip ahlaksızlık örtüldü.
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
AHLAK
VE ERDEM -1
Ya ahlak kazanacak ya da ahlaksızlık!
Yeryüzündeki son durum budur. Adalet - Adil Olmak, Her Şeyden Daha Mühimdir.
O bozulursa, önce kırgınlık, sonra küslük, daha
sonra isyan çıkar.
İnsanlara adil olan adalet lazımdır.
Bunun için de ‘Vicdan’ gerekir.
Vicdan da insanın
içindeki Tanrı’nın arkadaşıdır.!
Cennete gitmek istiyorsanız vicdanlı ve iyi insan olun
yeter.
“Hırsız Bendense,
Hırsız Değildir” demek ahlaksızlığın dik âlâsıdır! Sizin adamınız
ahlaksız bir hareket yapacak ama siz onu görmezden geleceksiniz. E, siz de
ahlaksızlığın ortağısınız o zaman. Van Persie’nin elini cinsel organına götürüp karıştırmasını
görmeyen, görmezlikten gelen zihniyet maalesef budur. “Dil çıkarmaktan” da aldığı cezayı indirdiler.
Aslında tamamen kaldırmalıydılar(!)
Bin kez yazdık:
“Yapanın yaptığı yanına kâr kaldığı sürece bir daha yapacaktır.”
Bu, Çetin Emeç’in “Suç Ve Suça Teşvik Hareketler” için yaptığı tespitti.
‘Kâr kalan’ başkasına da örnek olacaktır.
‘O yaptı, ben de yapmalıyım' diyecektir.!
Hem bu durum, diğer
futbolculara da aynı hakkı vermiyor mu.?
Futbolcular hakemin önüne gelip, soldan sağa, sağdan sola
karıştırdıklarında kimse kızmasın.!
Yaa neymiş, ahlaksızlığı görmezden gelmek, “Ahlaksızlığa” örnek olmakmış. Gördün mü.? Sanma, o hareketi
küçük çocuklar internetten görmedi, görmeyecek.!
Çocukların yüreğinde paramparça duygular
yeşermeyecek mi sanıyorsunuz.?
Çirkin hareketi kim, kime karşı yaparsa
yapsın.
Karşı takımı tutan bir kız arkadaşınız, bir küçük
kız, bacınız, anne diyebileceğiniz bir kadın yok mu.!.? Onların suratına nasıl
bakar insan.?
Aklama röportajı yapan gazeteciye küçük bir
kız “Bu hareket nedir” diye sorduğunda, “Yavrum, bizim takımın adamı, tutar orasını mı” der acaba? Hiç mi yüzü kızarmaz.?
Ahlaksızın ve ahlaksızlığın takımı, rengi, ırkı,
dili, dini, siyaseti, coğrafyası yoktur. Cennette de cehennemde de ahlaksızlık,
ahlaksızlıktır oysa!
Yapan ister Beşiktaşlı, ister Galatasaraylı,
ister F.Bahçeli, ister Trabzonlu olsun.
Bilerek ahlaksızlığı savunmak kadar, acı bir
ahlak çöküntüsünün içinde olmak, ne kötü şeydir Tanrım!
Çekinerek ceza indirmekse durum, daha da
fena!
Öyle ya; ya da ilgili yerlerde, FETÖ’cüler gibi
kendini saklayanlar mı var.?
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
GÖKTEKİ
TANRILAR
‘Göktekiler, yok etmek istediklerini önce
körleştirirlermiş’.. (x)
Toplum maalesef bu durumdaydı! O toplumun umut
dolu takımı Beşiktaş da Alanya karşısındaydı! Lider olmak değil, 3 puan almaktı
önemli olan! Böyle maçlarda biriken 3 puanlar önemliydi. Sonra çok ağlardın
kaçan puanlara.
Liderlik bu maçın en fazla onun doğal “Süslemesi” olabilirdi!
Beşiktaş, Osmanlı maçının kadrosuna sadık
kalmıştı. Doğrusu da oydu.. Futboldan anlamayan biri uydurmuştu “Rotasyon” diye bir şey, 40 akıllı da peşine düşmüştü. Şenol Hoca da her hafta o masa “uydurmasyoncularına” yanıtı böyle veriyordu.
Alanyaspor’un teknik direktörü yoktu. Başlarında
alt yapıdan eski oyuncuları vardı. Oyun beklendiği gibi aktı. İlk dakikalarda
atılan üst üste kornerlerde gol gelseydi, “Gol Atılana Kadar Korner” diyecektim..
Olmadı. Oğuzhan’ın muazzam pası Quaresma’ya, onun ortası da Cenk’in kafasına, oradan da filelere gitti.
Ancak, Babel’in kaleci ve 2 rakip oyuncuyu ekarte ederek
attığı gol “Santrforum” diye geçinenlere ders olmalıydı.
Beşiktaş penaltı ile durumu 3-0 yapınca maç kolay
geçecek gibi görünüyordu. Ama hakemin hatalı penaltı kararı maçın tansiyonun da
yükseltti. Haksızlığa o kadar isyan etti ki Fabri, sarı kart yedi üstüne.
Alanyaspor’un “Fırça Saçlı” oyuncusunun ikinci karttan kırmızı görmesi
lazımdı. O tehlikeyi gören hocaları onu dışarı aldı.
Q7’nin korneri Marcello’nun 4. golü oldu. Bu gol aslında hakeme verilen
en yanıttı. Besbelli
“Gökteki Tanrılar”, toplumla birlikte hakemleri de
körleştirmişti.!
Unutulmasın ki en tehlikeli maçlar, “3 Atarız, 5 Atarız” denilen maçlardı.!
Bu yüzden 3 puan çok önemliydi. Bu öyle bir 3 puandı
ki..
Parfüm kokulu kadınlar kadar önemliydi.!
Parfüm kokulu kadınlar..Ah o
güzel kokulu kadınlar..
Bu arada
hayret, yayıncı kuruluş ilk kez statta atılan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganlarının
sesini kısmadı.. sloganlarının sesini kısmadı..
(x)Rus atasözü
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
DEVRİMCİ
OLMAK
Beşiktaş'ta 4 sakat vardı. "Zalim" federasyonun 3 günde bir maç oynama “cezası” da vardı.!
Kem gözler dahil tüm gözler de üstündeydi.
Takım bu haliyle Rize’deydi.
Yeni statta ev sahibi Beşiktaş gibiydi.
Duyan Beşiktaşlı soluğu Rize’de almıştı.
Biri “Rotasyon” diye bir ‘kelime’ uydurmuştu.
Rotasyon “Düzenli Olarak Yer Değiştirme” demekti!
Bu, hak yememek için
yapılırdı..
Devlet dairelerinde ya da şirketlerde
olabilirdi.
Orada, adamın “Niteliğine Ve
Niceliğine” bakılmazdı!
Oysa bu, futbolda geçerli olamazdı!
Durduk yere “Yer Değiştirme” yapılamazdı.
Yapılırsa, bu yarar değil zarar getirirdi!
Çünkü, futbolda ana tema fedakârlık değil, yetenekti…
Bu yüzden “Ana iskelet” olurdu.!
İyi oynayan adam durduk yere “kesilmezdi”...
Kesen, fazla buğday yemiş bir kafa olurdu!.
Beşiktaş’ın ilk onbiri bu yüzden “zorlama” rotasyon gibiydi!
Bu yüzden dakika 40 olduğunda stattakilerin bile uykusu geldi.
Rize, orta sahayı o kadar hızlı geçiyordu ki..
Besbelli Necip,
Olcay, Ömer “Bu çocuklar da çimde oynasın” diye sahadaydılar.
Yere
düşürülen Tolgay faul
bekliyordu. Gitti hakeme “daldı.!” Son saniyede kartı gördü.
Hoca ilk yarı, taktik üstüne taktik değiştirdi!
2. yarı Aboubakar ve Quaresma girdi..
Marcelo hiçbir şey yapmadığı halde kart yedi, “Dünya Hakemi” Cüneyt’ten.!
Aboubakar
3 net gol kaçırdı. O pozisyonları çocuk
bile atardı birader!
Bence, Aboubakar adı sadece ‘Bakar’ olmalıydı.
“Kurtarıcı” olarak giren Adriano’yu da kurtarmak gerekiyordu.
Dedim, utandırdı beni.. Attı golü adam.. 1-0 oldu ve maç bitti.
Belki de bu yüzden devrimci olmak zordu!
Bu durum, bir grup kız gördün mü, en çirkinine derin derin bakmaya
benziyordu.
O da kendini güzel hisseder, güzel sanırdı..
Eh, olacaksan, böyle
devrimci olacaktın.
“Ezilenin” yanında
olacaksın!
Güzel kız sevmek
kolaydı…
Önemli olan çirkin
sevebilmekti…
Yiğitlik, zor olanı yapmaktı
yani...
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
AH
BEŞİKTAŞ AH.!
İnönü’de bir Kiev maçıydı.
Beşiktaş öndeydi.. Son saniyelerde Beşiktaş ablukadaydı..
E artık o günler geride
kaldı. Beşiktaş çok ileri gitti!
Çünkü, “Yeterince
İleri Gitmemektense, Fazla İleri Gitmek
İyidir.!” (x)
Beşiktaş, bu defa Talisca, Aboubakar ve Adrinao’yla sahaydı. 2 Gökhan’dan biri sakat, biri yedekti.!
Cenk ve Olcay da
kulübedeydi.
Beşiktaş’ın golü Quaresma’dan geldi. Abuobakar’ın
düşürüldü. Frikiki Talisca mı Quaresma mı atacak derken, Q7 attı ve gol
oldu.
İşin ilginç tarafı; frikik atılırken, Fabri’nin orta sahaya kadar gelerek Quaresma’ya “Sağa Sağa” diyerek
bağırmasıydı. Galatasaray maçının ilk devresinde topa girmeyen Beşiktaşlılar, o
maçın 2, yarısındaki gibi bir topa neredeyse üç kişi basıyordu.
Demek ki, Hoca’nın G.Saray
maçının ilk yarısındaki oyun için kızgınlığı oyunculara yansımıştı. Top
kazanmak için koşarsan, sonucunu da böyle alırdın. Tolgay’ın topu ayakta tutması lazımdı. Kaptıracağı bir
top ölümcül olabilirdi.
Ve ikinci yarı katırdı topu.
Ancak, tehlike Fabri’den döndü. Beşiktaş üst üste atak denerken golü
yedi.
Her şey güzel giderken Beşiktaş o kadar basit bir gol yedi
ki.. Beşiktaş 3’lük yapacağı maçtı.
Ama durum 1-1’di. Son 8
dakikaya girildiğinde artık heyecan doruktaydı. Beşiktaşlı oyuncuların
hırslarını sonuca yansıtmaları lazımdı.
Hani ben tutuktun bu gece, Beşiktaşlı golcülere ne oluyordu.
Alacağı maçı berabere bitirdi Beşiktaşlı oyuncular! Gündem aslında “Yalnız Damadın” patlayan mesajlarıydı.
Damadın mesajları ile birlikte bu maçı çapraz kurgu ile
anlatabilirdim.
Mesela "Damat Gelir Eşmeden Mesajını Al Çeşmeden” ya da “Bir Elin Nesi Var, Damadın Sesi Var” diye
betimlemeler yapabilirdim.
Ama yapmadım..
Medyadaki Rezillik Diz Boyuydu Nasıl Olsa.!
Onun için yapmadım..
“Ezen de Fena Ezmişti” zaten..
Beşiktaş güldürür dedik, o da yarım ağızla gülüş oldu..
Neyse beraberlik mağlubiyetten iyidir..
Başladığı gibi bitiremedi Beşiktaş.!
(x Stalin)
En
Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..!
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@telmar.net
Orhan
CAN, İstanbul – Ağustos.2017
– orhancan@hotmail.com,
|