TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇOK YÖNLÜ TEHDİT ALTINDA

Y-CHP Milletvekili Selina Özuzun Doğan, Teröristlere Yapılan Operasyonları, Kürtleri “İmha Saldırıları” Olarak Gösteriyor.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ÇOK YÖNLÜ TEHDİT ALTINDA


Y-CHP Milletvekili Selina Özuzun Doğan, Teröristlere Yapılan Operasyonları, Kürtleri “İmha Saldırıları” Olarak Gösteriyor.!



Tıpış Tıpış oy vererek Meclis'e gönderdiğimiz Ermeni asıllı avukat Selina Özuzun Doğan, Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Yervant Özuzun'un biricik kızıdır.

TBMM'nde “Biz Allah'tan değil, hukuktan ve bu ülkenin elden gitmesinden korkuyoruz” diyerek saçmalayan avukat hanım, Ermeni soykırım iddialarının en hızlı savunucularındandır...

Selina Hanım, PKK'nın Güneydoğu'daki bazı ilçelerde Özyönetim ilan etmesinden sonra, güvenlik kuvvetlerinin başlattığı operasyonları Geniş Kapsamlı Sokağa Çıkma Yasağı” olarak değerlendiriyor...

PKK'ya yakın Dicle Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada; teröristlere yapılan operasyonları, Kürtleri imha saldırıları olarak gösteriyor.

Doğan değneksiz dolanıyor...

Bölgede Halka Karşı Açık Bir Katliam yaşandığını iddia ediyor...

Uluslararası kuruluşların Gözlemci Heyet göndermesini isteyen Y-CHP'nin çiçeği burnundaki bu milletvekili, “insanların yaşam hakkının korunmadığına, cenazelerin günlerce sokakta bekletildiğini ve hayvanlara yem edildiğini savunuyor... (1)

Diyarbakır'a giden CHP heyeti içerisinde bulunan Eyüp İlçe Başkanı Sinan Akçelik ise, PKK'ya yapılan operasyonları, Savaş olarak nitelendirip, nedenini Erdoğan'ın Başkanlık isteğine bağladıktan sonra, Sivil Halka Karşı Katliam Yapıldığına vurgu yapıyor...

Akçiçek, Atatürk'ün CHP'si adına konuşuyor: Yerel Yönetimler Özerklik Şartının Muhakkak Hayata Geçirilmesi Gerektiğini savunarak, “Bu olursa sorunların çözüleceğine inanıyoruz” diyor...

Y-CHP'nin yeni İstanbul İl Başkanı Cemal Canbolat, terör örgütüne yönelik bir tek kınayıcı söz söylemeden, operasyonları Kürt Halkına Yapılan Eziyet olarak değerlendiriyor...

Canbolat. “Kürtler, aç bırakılmayı, tecrit ve tehcir edilmeyi, sokağa çıkma yasaklarını hak etmiyor. Barışa katkı sunmak için geldik” diye konuşuyor...

Şehit olan asker ve polisler için ağzı kilitli olan CHP'nin İstanbul İl Başkanı, öldürülen teröristler için, “Biz Bu Topraklarda Gencecik Çocukların Ölmesine Müsaade Etmeyeceğiz” diyor...

İstanbul Milletvekili Selina Doğan'ın, CHP'nin resmi internet sitesinde yayınlanan soru önergesi de aynı bakış açısı ile hazırlanmış... (2)

Y-CHP'ye göre, güvenlik güçleri Masum PKK'lıları imha etmek için, Güneydoğu'da Sivil Halkı Katlediyor.!

Y-CHP'nin bu akıldanelerine göre, bunun da tek sebebi varmış:O da Anayasayı değiştirip Başkanlık sistemine geçmekmiş.!

Bunca kan “başkanlık” için akıtılıyor!.?

Ortadoğu'da olup biten olaylara köstebek gözü ile bakan ve kulakları Atlantik ötesine dönük yatıp, buralardan Görev alan bir anlayıştan, başka türlü bir değerlendirme zaten beklenemezdi...

İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shlaked, “Türkiye ve İran arasında bağımsız bir Kürdistan kurulmalı” diyecek kadar ileri gitti...

Hükümet gerekli tepkiyi veremedi diyelim, muhalefet mermi gibi olan bu sözleri duymazdan gelebilir mi?...

2014 yılında Barzani de BBC'ye verdiği demeçte, kısa bir süre sonra referandum yapıp bağımsız bir Kürt devleti kuracaklarını söylemiş, İsrail Başbakanı Netenyahu bu sözleri olumlu karşılayıp, kurulacak Kürt devletini İsrail'in tanıyacağını söylemişti...

Neyse ki, İran Cumhurbaşkanı Ali Hamaney'in danışmanı Ali Ekber Velayeti, Türkiye'nin Toprak Bütünlüğünü Savunmak Hepimizin Görevidir diyerek, tarihi bir görevi yerine getirip, yüreğimize su serpti...

Y-CHP, toprak bütünlüğümüzü açıkça tehdit eden PKK'nın, gizlemediği bölücü amacını gizlemeyi üzerine biricik vazife olarak almıştır.

Özerkliğin” hukuki alt yapısını teşkil edecek olan Yerel Yönetimler Özerklik Şartının mutlaka getirilmesini, terörün bitirilmesi için şart olarak göstermektedir...

Ayrılıkçı Kürtlerin bütün derdi, Lozan Antlaşması'nın delinmesidir...(3)

Bunu saklamıyorlar da zaten...

PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, PKK sevicilerini Kandil'den: Kürdistan yalnız bırakılıyordiye azarlıyor... (4)

Terör örgütünün çağrılarına Kürtler yeterince karşılık vermiyorlar...

Bu yüzden küresel güçler, derhal Y-CHP'yi devreye soktular...

Halka, terörle mücadele eden güvenlik güçlerini Protesto Etme”, düşünceyi ifade etme özgürlüğü kapsamında bir hak gibi gösteriliyor...

Böylece Ayrılıkçı terör örgütüne Destek verilmesini kolaylaştıracaklarını sanıyorlar...

Duyarlı kesimleri ve Kürtleri Devlete karşı isyana teşvik ediyorlar...

Anlaşılıyor ki, İhanetle Eş Değerde olan bu anlayışı hayata geçirmek için Y-CHP'nin yapamayacağı şey yoktur.

Nitekim, Anayasa Değişikliği için AKP'den önce kollarını sıvayan Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur...

İhtiyaç olmadığı halde ve hiçbir sorunu çözemeyeceği açık olan anayasa değişikliğine, Y-CHP pek heveslidir...

Çünkü Tayyip Erdoğan başkan olursa, Dersimli Kemal'in ana muhalefet partisinin başında kalması garanti gibidir...

AKP hükümeti, Y-CHP'den daha uyumlu muhalefet bulamayacağı için, Y-CHP'de mevcut yapının korunması için, elinden gelen yardımı yapabilir...

En aptal adam bile biliyor ki, Dersimli Kemal yönetimindeki Y-CHP, sittin sene AKP'yi hükümetten düşüremez...

Bu nedenle AKP'nin, oydan ziyade Y-CHP'ye ihtiyacı vardır...

Aralarındaki ilişki “al gülüm, ver gülüm” gibi bir şeydir...

Kayıkçı kavgalarına aldanmayın.!

Dersimli, mevcut konumunu başka şekilde de garanti altına almıştır:

Kendini seçecek kurultay delegelerini yine kendi seçerek, genel başkanlığı uzun süreli kontrolü altına alabilmiştir...

Kurucu Meclis olmayan bu Meclis'in, sil baştan anayasa yapamayacağı hususunda, anayasa hukukçuları neredeyse ittifak sağlanmışken, Y-CHP'nin anayasa değişikliği konusundaki ısrarı, ihanet düzeyinde bir gaflet olarak kabul edilmelidir...

27 Aralık 2015 tarihli DTK Sonuç Bildirgesi ve 11 Ocak 2016 tarihli Akademisyenler Bildirisi ile HDP'nin hemen hemen tüm açıklamalarında savunduğu; Özyönetimi en iyi çözümmüş gibi halka dayatma görevini Y-CHP gönüllü olarak üzerine almıştır...

İşte bu noktada; Y-CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok sahne almıştır:

Yeni Şeyler Söylemek Lazım diyerek, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün resmini duvardan indirecek kadar gözünü karartmıştır!..

Y-CHP, “görevini” yaparken; TCK'nun 215. maddesinde hükme bağlanan, suçu veya suçluyu övme suçu ile 220. maddede hükme bağlanan, terör örgütünün propagandasını yapma suçunu alenen işlemekte ve bu suçların işlenmesini teşvik etmektedir...

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Türkiye ziyareti ile iyice şımaran işbirlikçilerin, bu türlü beyanları, Anayasamızın 26. maddesi ile kabul edilen Düşünceyi İfade Etme Hürriyeti kapsamında kabul edilemez!

Yargıtayımızın yerleşik içtihatlarına göre; “yasa dışı bir terör örgütünün eylemlerini onaylayarak, ona sahip çıkmak, anılan örgütün işlediği suçları iyi görmek niteliğindedir” ve “bir terör örgütünün işlediği suçları meşru saymak, iyi görmek, düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğü sınırlarını aşan bir eylemdir”...

Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, süreklilik gösteren kararlarında; “kamuoyunun bir bölümünün ve hatta çoğunluğun hoşuna gitmeyen, ürkütücü, şok edici fikirler sözleşmenin 10. maddesi ile korunduğu belirtilmekle beraber, ifade özgürlüğünün iki istisnası olduğuna işaret edilmektedir.

Bunların birincisi Şiddeti Teşvik Edici ve Övücü Söylemler, ikincisi ise “azınlıklara karşı nefret söylemidir”...

Y-CHP'lilerin “ifade özgürlüğü” içerisinde sandığı pek çok açıklama, şiddeti teşvik edici ve terör örgütünü övücü nitelikte söylemlerdir!..

Kuşkusuz bu durumun takdirini, sonunda yargı organları yapacaktır.

Lakin uygulamadan bildiğimiz bazı ölçütler (5) karşısında, hukukçu olmaya gerek duyulmadan, suç işlenmekte olduğu sonucuna kolaylıkla varılabilmektedir...

Y-CHP yöneticilerinin bu şekildeki hesapsız kitapsız beyanları, bu beyanlara değer izafe edenlerin ileride işleyebilecekleri olası suçlar için, suç işleme kararını kuvvetlendirmektedir.

Dolayısıyla, Dersimli Kemal'in hukuk süzgecinden geçmemiş, ölçüsüz sözlerine itibar edilerek yapılacak eylemler, pek ala TCK'nun 39. maddesinin 2 fıkrasında tarif edilen Suça Yardım (6) olarak değerlendirilebilecektir!..

Denilebilir ki:

Akademisyenler Bildirisi, Diyarbakır'a giden Y-CHP heyetinin açıklamaları, YDK ve HDP Bildirileri ifade özgürlüğünün kapsamı dışında, ceza soruşturmasına konu olabilecek söz ve eylemlerdir...

Diğer yandan; Y-CHP Milletvekilleri; Selina Özuzun Doğan ile Zeynep Altıok ise Dersimli Kemal'in iki paratoneridir...

Onlar sadece Y-CHP'de zavallı iki milletvekilidir...

Asıl suçlu olanlar, onların içerisinde ve bir kademe daha altta saklıdır.

İkisinin de yüzünü kazıyın, bakın alt katmanlarda Kemal Kılıçdaroğlu ile akıl hocalarının yüzünü göreceksiniz.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1) http://www.agos.com.tr/tr/yazi/14143/chp-heyeti-bolgede-savas-hukuku-dahi-uygulanmiyor

(2)https://www.chp.org.tr/Haberler/4/selina-dogan-sokaga-cikma-yasaklarini-avrupa-konseyine-bildirdiniz-mi-10114.aspx

(3) http://odatv.com/bolucu-deyince-de-kiziyorsunuz-2701161200.html

(4) http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/pkk-nin-yalniz-kaldik-feryadi-h82520.html

(5) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kabul ettiği ölçütler şunlardır:

YAZI VEYA SÖZLER;

a ) Şiddet, bir araç olarak öngörüyorsa,

b ) Kişileri hedef gösterip kanlı bir intikam istiyorsa,

c ) Benimsenen düşünceler için şiddete başvurmanın meşru olduğu ileri sürülüyorsa,

d )İnsanda saldırgan duygular uyandıracak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun bir ortamı kışkırtıyorsa, ifade hürriyetinden yararlanmayabilir.

(6) Yardım Etme

MADDE 39- (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on beş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.

(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:

a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.

b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.

c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.

 

@ #Medya Günebakış

 

Av. Cemil CAN, Ankara – Haziran.2017 – av.cemilcan@hotmail.com

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Av. Cemil CAN, Ankara – Haziran.2017 – av.cemilcan@hotmail.com

 

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP