HADİ BANA
EYVALLAH
Salih Tuna, Yeni Şafak'a Böyle Veda Etti: 'Biz' Kaldı mı O
Yıllardan Geriye, Bilmiyorum; Hadi Bana Eyvallah
Salih Tuna'nın Veda
Yazısı: Hadi Bana Eyvallah
Akif Emre abim, 81'de aynı evde kaldığımız dönemde, aynı fakültede okuduğumuz “İslamcı Bir Gençten” bahisle, “Hâlâ Tanışmadın mı Onunla.?.!” diye serzenişte bulunmuştu.
Ben de 17 yaşımın delişmenliğiyle, “Adama Benzemiyor Abi, Tanışmasam Daha İyi” karşılığını vermiştim.
Bakmıştı. Sadece bakmıştı.
“Buldun Da Bunuyorsun”
edalı bir “Bakış Fırçasıydı.” (Kırk yıl kesintisiz kardeşliğimiz
boyunca bir kez olsun “Söz Fırçası” işitmemiştim. Zaten bilenler bilir, kırmaktansa kırılmayı tercih eden
diğerkamlardandı.)
Haklıydı.
Azdık… Çok azdık…
O kadar ki, nerde hangi mahalle, hangi semt, hangi şehirde kim var; tek tek
biliyorduk nerdeyse.
Sonra çoğaldık… Çoğaldıkça yalnızlığımız arttı.
Akif abiyle 2000'li yıllardan vefatına kadar, yolda izde bir tanıdık “İslamcıya” rastlarız endişesiyle, adeta “gizlice” buluşmaya başlamıştık.
Sizin anlayacağınız, 1981'lerde bir “İslamcıyla” tanışmadığım için “Bakış Fırçası” atan adam, 2000'lerde “İslamcılardan” adeta kaçıyordu.
Halbuki…
“Derin Ve Gerçek Müslüman” manasında en hakiki, en sahici “İslamcılardandı.”
Kaçtığı, ışık hızıyla uzaklaşmak istediği gevşeklerdi; yani mürailer, yani
riyakârlar, yani fırıldaklar, yani müfteriler, hülasa, Asumanlardı.
Yoksa…
Ebubekir Doğan'dan Mehmet Güney'e, İbrahim Çelik'ten (Hüseyin Su) Osman Ağırman'a, Mustafa Şahin'den Birol Küle'ye, Mehmet Kılıç'tan Hasanali Yıldırım'a kadar görüştüğü, muhabbet ettiği birçok dostu, kardeşi
vardı.
Keramettin Aslan, Bahattin Yıldız ve Ahmet Bayazıt abilerimiz ve Ayşe Şasa ablamız gittiğinde yalnız kalmıştım.
Yine…
Yeni Şafak'ın Bayrampaşa'daki binasında Mehmet Şeker kardeşimin odasında yarenlik ettiğimiz “Derbesiye Günleri”nin yazarı Hamit Can'ımız “Dâru'l-Bekâ”ya göç ettiğinde ve dünyanın en güzel gülen adamı Mustafa Cambaz'ımız şehit düştüğünde yalnızlığım artmıştı.
Ve, Akif abi de gitti. Yapayalnız kaldım.!
Öyle hissettim, öyle hissediyorum…
Akif abiyi Mehmet Akif'in yanına defnettikten sonra Bahariye Mevlevihanesi'ndeki taziyede Ebubekir Doğan, “Yapayalnız Kaldım; Ben Ne Yapacağım Şimdi…” diyerek omzumda göz yaşı döktüğünde, “Ya Ben Ebubekir Abi, Ya Ben!” diyemedim.
“Biz Varız Abi…” dedim son nefesimi verircesine…
Öyle dedim ama, bir “biz” kaldı mı o yıllardan geriye, bilmiyorum, bilemiyorum.
Bildiğim tek şey: Ben de gidiyorum.
Yeni Şafak'ta bu son yazım. Hakkınızı helal edin.
Allahaısmarladık.
Salih Tuna - 27 Mayıs 2017 10:40
Tags; Akif
Emre, Yeni Şafak, Salih Tuna, Bahariye Mevlevihanesi,
@ Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2017 – okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,
https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, - okkesb@gmail.com,
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2017 – okkesb61@gmail.com,
Salih
Tuna,
2006 yılından bu yana yazarlığını sürdürdüğü Yeni Şafak gazetesinden
ayrıldığını duyurdu.
Geçen günlerde hayatını kaybeden gazete yazarlarından Akif Emre'nin cenaze töreninde Ebubekir Doğan'ın "Yapayalnız kaldım" dediğini aktaran Salih
Tuna; "Biz
varız abi' dedim son nefesimi verircesine. Öyle dedim ama bir 'biz' kaldı mı o
yıllardan geriye, bilmiyorum, bilemiyorum. Bildiğim tek şey: Ben de
gidiyorum" diye yazdı.
Tuna, TSK - Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki cunta
yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi öncesinde de gazeteden
ayrılacağını duyurmuştu.
Tuna, 2 Temmuz 2016'da "Veda Yazısı" başlığıyla
kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bu infaz
memurlarına sessiz kalmanız felaket ağrıma gidiyor. Zaten bu naçizane yazı da
veda yazısından önceki yazılar mesabesindedir. Böyle gitmez. Ya siz bir ses
vereceksiniz ya da ben bir ses bulacağım."
"Yeni Şafak'ta İyi İnsanlar Var"
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde
51.4 "evet" oyuyla kabul edildiği halk oylaması öncesi iktidara
yakınlığıyla bilinen köşe yazarları arasında "AKP'de gizli hayırcılar
var" tartışması yaşanmıştı. Gazeteci Cemil Barlas, 1ANTV'de yayınlanan
"1 Haber 3 Yorum" programında Yeni Şafak gazetesine yönelik olarak
"Salih Tuna dışında
insan yok içinde" demişti.
Salih Tuna ise Cemil Barlas'a, "Asla senin gibi
düşünmüyorum; Yeni Şafak'ta iyi insanlar var" yanıtını vermişti.
Adını anmadan köşe komşusu ve AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal'ın 20
Nisan'da yayımlanan yazısında "Hiç merak etmeyin, göreceksiniz, aramıza
sızdılarsa eğer, kibir abideleri, asalaklar, haşereler, çıkar sevdalıları,
lejyonerler, dönekler, tembeller, varsa Fetullahçılar tek tek
ayıklanacaklar" ifadesini kullandığını hatırlatan Tuna, "Bana
'haşerat' diyen kendi gazetemin o yazarına da beni hedef gösteren
'tekfircilere' de sırf fitne çıkmasın diye cevap vermedim" diye
yazmıştı.
Hadi bana eyvallah"
Salih Tuna'nın "Veda Yazısı: Hadi
Bana Eyvallah" başlığıyla yayımlanan (27 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Akif Emre abim, 81'de aynı evde kaldığımız
dönemde, aynı fakültede okuduğumuz “İslamcı bir gençten” bahisle, “Hâlâ
tanışmadın mı onunla.?.!” diye serzenişte bulunmuştu.
Ben de 17 yaşımın delişmenliğiyle, “Adama benzemiyor abi, tanışmasam daha
iyi” karşılığını vermiştim.
Bakmıştı. Sadece bakmıştı.
“Buldun da bunuyorsun” edalı bir “bakış fırçasıydı.” (Kırk yıl kesintisiz
kardeşliğimiz boyunca bir kez olsun “söz fırçası” işitmemiştim. Zaten bilenler
bilir, kırmaktansa kırılmayı tercih eden diğergamlardandı.)
Haklıydı. Azdık… Çok azdık…
O kadar ki, nerde hangi mahalle, hangi semt, hangi şehirde kim var; tek tek
biliyorduk nerdeyse.
Sonra çoğaldık… Çoğaldıkça yalnızlığımız arttı.
***
Akif abiyle 2000'li yıllardan vefatına kadar, yolda izde bir tanıdık
“İslamcıya” rastlarız endişesiyle, adeta “gizlice” buluşmaya başlamıştık.
Halbuki…
“Derin ve gerçek Müslüman” manasında en hakiki, en sahici “İslamcılardandı.”
Kaçtığı, ışık hızıyla uzaklaşmak istediği gevşeklerdi; yani mürailer, yani
riyakârlar, yani fırıldaklar, yani müfteriler, hülasa, Asumanlardı.
Yoksa…
Ebubekir Doğan'dan Mehmet Güney'e, İbrahim Çelik'ten (Hüseyin
Su) Osman Ağırman'a, Mustafa Şahin'den Birol
Küle'ye, Mehmet Kılıç'tan Hasanali Yıldırım'a kadar görüştüğü,
muhabbet ettiği birçok dostu, kardeşi vardı.
***
Keramettin Aslan, Bahattin Yıldız ve Ahmet
Bayazıt abilerimiz ve Ayşe Şasa ablamız gittiğinde yalnız
kalmıştım.
Yine…
Yeni Şafak'ın Bayrampaşa'daki binasında Mehmet Şeker kardeşimin
odasında yarenlik ettiğimiz “Derbesiye Günleri”nin yazarı Hamit
Can'ımız “dâru'l-bekâ”ya göç ettiğinde ve dünyanın en güzel gülen
adamı Mustafa Cambaz'ımız şehit düştüğünde yalnızlığım artmıştı.
Ve, Akif abi de gitti.
Yapayalnız kaldım.!
Öyle hissettim, öyle hissediyorum…
Akif abiyi Mehmed Akif'in yanına defnettikten sonra Bahariye
Mevlevihanesi'ndeki taziyede Ebubekir Doğan, “Yapayalnız kaldım; ben
ne yapacağım şimdi…” diyerek omzumda gözyaşı döktüğünde, “Ya ben Ebubekir abi,
ya ben!” diyemedim.
“Biz varız abi…” dedim son nefesimi verircesine…
Öyle dedim ama bir “biz” kaldı mı o yıllardan geriye, bilmiyorum, bilemiyorum.
Bildiğim tek şey: Ben de gidiyorum.
Yeni Şafak'ta bu son yazım.
Hakkınızı helal edin. Allahaısmarladık.
@ Medya Günebakış
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mayıs.2017 – okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,
https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, - okkesb@gmail.com,
Ökkeş Bölükbaşı,
İstanbul – Mayıs.2017 – okkesb61@gmail.com
|