17.02.2019
 
 
Kategoriler
   Güncel Haber
   Ýstanbul Haber
   Dünya Haber
   Trabzon-K.Maraþ
   Eðitim-Kültür-Sanat
   Siyaset-Politika
   Çevre-Doða-Turizm
   Sosyal Yaþam
   Söyleþi - Araþtýrma
   Saðlýk - Gýda
   Spor-Golf -Tenis-Boks
   Sinema-Tiyatro-Dizi-Film
   Konuk Yazarlar
   Ekonomik Bakýþ
   Hukuksal Bakýþ
   Magazin-Aktüel
   Reklam-Ýlan-Satýþ
   Bilim-Teknoloji-Zirve
   Sosyal Bakýþ
   Toplumsal Bakýþ
   Tarihsel Bakýþ
   Müzik Magazin
   Medyatik.Bakýþ
   Cevap Hakký
   Black Sea
   Arþiv

Yazarlar
Bizden.Size

Ökkeþ BÖLÜKBAÞI
ALAATTÝN HATAYOÐLU UÐURLANDI
Tüm yazýlarý..
DOÐAMIZ

Mikdat KADIOÐLU
BULUTLAR
Tüm yazýlarý..
Hatýralarým

Nuran NUHOÐLU
HEPÝMÝZ KERKENEZÝZ
Tüm yazýlarý..
Eko-Bakýþ

Abdurrahman YILDIRIM
Trabzon Turistik Merkez Olur mu.?
Tüm yazýlarý..
Uzay.Bakýþ

Musa ALÝOÐLU
TRABZON HAVALÝMANI
Tüm yazýlarý..
Tarihten Bir Yaprak

Mahiye MORGÜL
ÝÇÝMÝZDEKÝ GATTO’LAR & TEVHÝD-Ý TEDRÝSAT
Tüm yazýlarý..
Hukuksal Bakýþ

Av. Cemil CAN
SORUMLULARI SAYIYORUM
Tüm yazýlarý..
Eðitim Kültür Sanat

Emel Vildan Düzenli
TRT - Te. Re. Te. - TRT - Te. Re. Te. - TRT
Tüm yazýlarý..
68 DENÝZ 68

Selçuk Þahin POLAT
68'LÝLER VE DOSTLARI.! BASIN VE KAMUOYUNA
Tüm yazýlarý..
Sosyal Bakýþ

Fatih BACAK
ANTALYA’DAN TOM JONES GEÇTÝ
Tüm yazýlarý..
Geçmiþten Günümüze

Hüseyin IRMAK
CUMHURÝYET’E HEP DESTEK, TAM DESTEK
Tüm yazýlarý..
MEDENÝYET

Abdullah GÖZAYDIN
GEZÝCÝLER, AÐAÇSEVENLER NEREDELER.?
Tüm yazýlarý..
Sportif Bakýþ

Tekin KÜÇÜKALÝ
HAKSIZLIÐA KARÞI TEK YÜREK
Tüm yazýlarý..
Ýstanbul; Ýstanbul.!

Aslý Didari
DEÐÝÞMEYEN ÝSTANBUL; DEÐÝÞME ÝSTANBUL.!
Tüm yazýlarý..
Sosyal Bakýþ

Muhammet Akosman
BÝZANS’DA “HAYIR” DÝYOR.!.
Tüm yazýlarý..

Reklamlar
































Döviz Alýþ Satýþ
Dolar 1.6387 1.6466
Euro 2.1036 2.1137

    Ana Sayfa >> Manþet Haberler
  ALAATTÝN HATAYOÐLU UÐURLANDI

  CEM YILMAZ ÇIKARDI, HABERÝN YOK TERBÝYESÝZ.!

  TÜRK SOLU BUGÜNKÜ KADAR DÖNEK ÇIKARMADI.!

  "LEARN WÝTH BOUNCY” NE ÖÐRETÝYOR.?

  MUÐLA'DA 45 BÝN KÝÞÝYE ERKEN ÖLÜM TEÞHÝSÝ

  VATAN ÝLE BÝRLÝKTE, DÝN DE ELDEN GÝDÝYOR.!

  N.GENÇ'TEN, M.BARDAKÇI’YA TARÝH DERSÝ

  24 HAZÝRAN SEÇÝMÝ AKPM GENEL KURULU’NDA

  KAÇIÞ 1950 & ÝHSAN TAÞ

  REFET ÖÐRETMEN ve ATATÜRK

  TÜRK TELEKOM SOYGUNU HAKKINDA.!

  SÜLEYMANNÂME & ATLAR, HATLAR SERGÝSÝ AÇILDI

  REFORMLARI "SAÐLAM KAZIÐA BAÐLAMAK"

  MEDENÝ KANUN DA RAFA KALDIRILIYOR

  ÞÝKÂYETNAME-Ý & ABDURRAHMAN DÝLÝPAK.!

    DEVRÝMCÝ SINIF SÝYASETÝ & PROLETARYA
HABERÝ PAYLAÞ : Google'da Paylaþ



DEVRÝMCÝ SINIF SÝYASETÝ & PROLETARYA

“Açýlým Bitti…” “90’lý Yýllara Geri Dönüyoruz…” “Olaðanüstü Hal Ýlan Edilsin…” “Öcalan’ýn Dýþarýyla Görüþmeleri Kýsýtlansýn…” “Öcalan’ý Asmaya Varýz…” Geçen yýlýn Ekim ayýnda PKK Barýþ Grubu üyeleri Mahmur kampýndan gelerek Habur sýnýr kapýsýndan içeri girdiðinde “Kürt Açýlýmý” na dair dört bir yaný kaplayan liberal umut deðerlendirmelerinin yerini, kan kokulu salvolar aldý.

2009 Aðustos’unda Polis Akademisi’ndeki “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Modeline Doðru” çalýþtayýyla baþlatýlan ve emekli askerler, ordu ve yargý içerisinde yürütülen Ergenekon operasyonlarýyla eþzamanlý tarzda hýz verilen “Kürt Açýlýmý” nýn yarattýðý hava, KESK yöneticileri ve Kürt belediye baþkanlarýna dönük KCK operasyonlarýyla týrmanan tarzda yerini sert rüzgârlara býraktý.

KCK operasyonlarýyla aralarýnda belediye baþkanlarýnýn da bulunduðu bin 500 Kürt siyasetçinin, BDP ve KESK üyelerinin tutuklanmasý, 300 Kürt çocuðun gösterilerde taþ attýklarý gerekçesiyle cezaevinde tutulmasý, DTP’nin kapatýlmasý, askeri operasyonlardaki artýþ, Güney Kürdistan sýnýrýna tecavüz ve sýnýr ötesi bombardýmanlar, en sonu Barýþ Grubu üyelerinin tutuklanmasý. yaygýn ifadesiyle “Açýlým bitti” vargýlarýnýn nedeni oldu.

Girilen evrede, kirli savaþýn bildik pek çok askeri ve propagandif malzemesi seferber ediliyor. Kuzey ve havadan da Güney Kürdistan’da askeri operasyonlar, Kürt illerinde, Türk metropollerinde polis operasyonlarý, en son Hatay’da olduðu gibi “Terörist Sandýk” bahanesiyle köylülerin katledilmesi, Muðla’da Þerzan Kurt’un katli, Türk yoðunluklu il ve ilçelerde Kürt öðrencilere, esnafa yönelik saldýrýlar, mevsimlik iþçilerin, emekçilerin hedef alýnmasý, asker cenazelerinin þoven gösterilerle topraða verilerek ardý sýra BDP binalarýna saldýrýlmasý…

Fonda ise Kürt düþmanlýðý, iþçi ve emekçileri çürütücü bir þovenizm, PKK’nin Ýsrail’in Mavi Marmara gemisine operasyonuyla ayný gün Ýskenderun’da gerçekleþtirdiði eylem bahane edilerek atýlan “Ýsrail’in taþeronu” sis bombasý…

Bu ne versen gider pis propaganda ortamý, midesindeki çöpleri kusmak için yer arayanlarý da harekete geçiriyor.

Belediye-Ýþ Genel Baþkaný ve Türk-Ýþ Genel “Eðitim” Sekreteri Nihat Yurdakul, “DÝSK ve Genel-Ýþ’i PKK idare ediyor” buyurdu.

Belediye iþçilerinin mücadelesini yýllardýr baltalayan sendikal rekabet ve PKK üzerinden Kürt düþmaný þovenizm kýrmasý bu sözleri sarfeden Yurdakul’un yakasýna ne yazýk ki Belediye-Ýþ üyesi iþçiler -sözgelimi direniþteki Esenyurt Belediyesi iþçileri- tarafýndan yapýþýlmadý. Yurdakul, Süleyman Çelebi’nin isteðiyle Mustafa Kumlu tarafýndan “Aile Arasýnda” eleþtirildi ve sözlerinin Türk-Ýþ’i baðlamadýðý açýklandý. Kürt halkýna kelimenin gerçek anlamýyla bir diðer belaltý saldýrý ise AKP’li Rize Belediye Baþkaný Halil Bakýrcý’dan geldi. Bakýrcý, Kürt sorununun “Hasýmlýk Deðil Hýsýmlýk” formülüyle çözüleceðini söyledi ve Karadenizli erkekleri Kürt kadýnlarýný kuma olarak almaya çaðýrdý.!

Üçüncü çöp örneðini de TKP’den verelim: Türküyle Kürdüyle iþçi sýnýfýna “emperyalizme karþý yurtseverlik” misyonunu yapýþtýrmaya çalýþan TKP, çatýþmalarýn artmasýyla birlikte “Ýç Savaþ” tespitini tekrar -en azýndan bir iç tutarlýlýk!- piyasaya sürdü : “Kuzey Irak’taki yönetimin soluk borusunu Ýsrail açar ve bunun için Türkiye’ye “Trakeostomi” gerçekleþtirilir. Bölge uzun süre daha kaos içinde yaþar, ama sonuçta emperyalizmin eline güvenilir protektoralar (uluslararasý hukukta daha güçlü bir devlet tarafýndan üçüncü taraflara karþý diplomatik veya askeri olarak korunan ve bunun karþýlýðýnda belirli yükümlülükleri kabul eden otonom bölge -DP) geçer.” TKP, “Ýþçi Sýnýfý Hareketinin Milliyetçi Ve Dinci Sendikalarýn Eline Býrakýlmasý”ný, KESK’in “Neredeyse Tamamen Kürt Kimliði Kazan” masý ile açýkladý ve “KESK Aðýrlýklý Olarak Bu Nedenle Bit(Ýril)Miþtir” hükmünü verdi.!


“ÇANAKKALE GEÇÝLMEZ.!”

KCK’nýn 1 Haziran itibariyle “Demokratik Özerklik” hedefiyle tek taraflý ateþkese son verdiðini ve “Aktif Savunma”ya geçtiðini açýklamasý ve ardýsýra gerçekleþtirdiði eylemler, burjuvazi ve devletten ardý ardýna gürlemelerle karþýlandý. Ýlk konuþan, Ýlker Baþbuð oldu. Baþbuð, Gediktepe Sýnýr Karakolu’nda Tayyip Erdoðan’la birlikte yýkýk bir fotoðraf çektirdikten sonra Çanakkale’de düzenlenen Ýpek Yolu- 2010 General/Amiral Semineri’nde bir “Çanakkale Geçilmez” konuþmasý yaptý.!

Burjuva düzen partileri, PKK nezdinde Kürt halkýna bataryalarý ateþlediler; Bahçeli faþisti, iþkembeden, “Olaðanüstü Hal Ýlaný” çaðrýsý yaptý -Kürt halkýna karþý þiddet artmasýna raðmen, güç deðil tam bir acz göstergesi olacak olan “olaðanüstü hal” ilanýný Ýlker Baþbuð “Gerek Yok” diye yanýtladý.

Düzen partileri, anayasa deðiþikliði gündemli olmaktan zaten çýkýp seçim öncesi seçim özelliði kazanmýþ olan referandum öncesinde, PKK eylemleri ve cenazeler üzerinden bir yandan da birbirini gagalamakla kalmadýlar. Ayný zamanda “Genelkurmay’dan Tatmin Edici Bir Açýklama Bekliyorum” diyen Mehmet Ali Þahin gibi, general çocuklarýnýn hangi ballý yerlerde askerlik yaptýðýnýn listesini yayýnlayan Zaman gazetesi gibi, Genelkurmay’a gol denemelerinde bulunmayý da ihmal etmediler. Otobüs terminallerindeki þoven asker uðurlama gösterileriyle haksýz, kirli bir savaþa gönderilen genç iþçi ve köylülerin cenazeleri, sahil kentlerinde askerlik yapmayý “Ayarlayamamýþ” yoksul emekçi ana babalarýn aðýtlarý, faþistlerin þoven uluma efektleri için malzeme ve meze olarak kullanýlmaya koyuldu.


TÜSÝAD: BURADA SORULARI BÝZ SORARIZ.!

Gürleyen gürleyene.! Ancak en yüksek perde, istisnasýz herkese ayar çeken TÜSÝAD’dan geldi.

Ümit Boyner, TURKONFED’in (Türk Giriþim ve Ýþ Dünyasý Konfederasyonu) Trabzon’da düzenlediði “Bölgesel Kalkýnma ve Ýþ Dünyasýnýn Rolü” toplantýsýnda; “Zaten sorunun artacaðýnýn önceden bilinmesinden, demokratikleþmeyi istemeyen gizli güçlerin varlýðýndan,

iç ve dýþ dengede hükümetin ayar problemlerinden, hiçbir fikrimiz olamayan istihbarat zafiyetinden,

Silahlý kuvvetlerin terörle mücadeledeki deneyiminden,

Pennsylvania’dan terörle mücadele yorumu bekleyenlerden, sürekli Ýmralý referansý vermekten kendini kurtaramayan partiden,

Henüz adýmlarý somutlaþmadan yok olmaya yüz tutmuþ açýlýmlardan da sadece bahsedemeyeceðim.

Demokratik bir refah toplumu olmamýzýn önünde kimler duruyorsa onlarla mücadele etmek þarttýr. Türkiye’de yaþayan, bu ülke için üreten, yatýrým yapan, istihdam yaratan, daha müreffeh ve yüksek standartlý bir demokrasi arayýþý olan biz iþ dünyasý temsilcileri, tüm vatandaþlarýmýz gibi gündeminin birinci maddesi terör olan bir ülkede deðil, terörün gündem dýþý olduðu bir ülkede yaþamak istiyoruz ve huzur arýyoruz. Ýþ dünyasý olarak yukarýda yalýn olarak talep ettiðimiz giriþime her türlü katkýyý geçmiþte olduðu gibi bugün de vermeye hazýr olduðumuzu, ancak sürecin çok yakýn takipçisi olacaðýmýzý da belirtmek isterim” dedi.

Vites atan TÜSÝAD’ýn Mustafa Koç yönetimindeki Yüksek Ýstiþare Kurulu toplantýsýndan Feniþ Holding Yönetim Kurulu Baþkaný, eski DYP milletvekili Sedat Aloðlu’nun “çözüm aþamasýnda Ýmralý’nýn görüþmelere katýlmasý, Ýmralý’yý da kapsayan af, Anayasaya ‘Bu ülkeyi Türkler ve Kürtler kurdu’ maddesinin eklenmesi. Ve bölgesel özerkliðin tanýnmasý konularýnýn konuþulmasý” sözlerinin sýzdýrýlmasý, Boyner’in Mahmur’dan gelen PKK Barýþ Grubu üyelerinin tutuklanmasýna iliþkin sözleri, “Açýlým” daki sýkýþmalarý olduðu kadar baðýmlý tekelci burjuvazinin bölge gücü politikalarýnýn neyi iþaret ettiðinin de vurgulanmasýný ve ona göre vaziyet alýnmasýný öne çýkardý. Özcesi, TÜSÝAD, “O kadar.!” Dedi.!


Ýþçi Sýnýfý Þovenizm Urunu Kökten Temizlemeli

Televizyon kanallarýnda Yiðit Bulut gibi yuppi faþistlerin bile ardarda kayýplarýn þokuyla Genelkurmay’ý sorgulamaya soyunduðu, “Ýstihbarat Zafiyeti” nden “Politika Zafiyeti” sonuçlarýna sýçranan bir kesitte, “Çanakkale geçilmez”le eþzamanlý tarzda “Kürt açýlýmý” nýn en kaçýnýlan unsurlarýnýn dillendirilmesinin; TÜSÝAD’ýn proaktiviteye geçmesinin, ya da Fethullah Gülen’in “ilk özel Kürtçe televizyon” gibi hamlelerinin anlamý açýktýr. Neoliberal burjuva demokrasisinin biçimleniþi ve yakýn vadedeki anayasa referandumu ile, daha uzun erimde ise burjuvazinin stratejik hedefleri ile baðlantýlý tarzda bu gündem, Kürt sorununun kapsamýný aþmakta, onun da içerisinde bulunduðu daha büyük resmi görmeyi koþullamaktadýr.

Bu noktada ilk iþaret edilmesi gereken ise, iþçi sýnýfýnýn Kürt halkýna yönelik saldýrý ve cellâtlýða karþý devrimci savaþým zorunluluðudur.

Öncü iþçiler, her ileri çýkýþlarýnda sendika aðalarýný nasýl ele gelen bir ur gibi kavramaya baþlýyor ve onu vücutlarýndan atmak zorunda hissediyorlarsa, aynýsýný þovenizme karþý da gündemlerinde tutmalýdýrlar.

Ýþçi sýnýfýnýn sendika aðalarýný alaþaðý etmeye ve þovenizm zehrini yok etmeye yönelik her adýmý, sýnýf eyleminin kendisi, Tekel direniþinde olduðu gibi, burjuvaziyi kâbusu olacaktýr. “Baþka Bir Ulusu Ezen Bir Ulus Özgür Olamaz.” Þovenizm zehrine karþý kayýtsýz, iþyerinde, evinde, kahvelerde, semtinde þovenizmin en küçük belirtisinin karþýsýna militan sýnýf tavrý ile dikilmeyen, zihninden prangalý iþçiler, hiç olamaz.!

Türküyle Kürdüyle iþçi sýnýfýnýn Kürt emekçilerin önemli bir yer tuttuðu kent yoksullarý üzerindeki hegemonyasýnda en önemli unsurlarýndan biri, Kürt halkýna kalkan elleri yakalayýp kýrmak, Kürt halkýnýn seçilmiþ temsilcilerine, siyasetçilerine, tutsaklarýna yönelik saldýrýlarýn karþýsýna gövdesiyle dikilmek olacaktýr.

Aksi takdirde, yalnýzca iþçi sýnýfý öncü misyonunu yerine getirememek, emekçilerin güven ve sevgisine dayalý siyasal-manevi otoritesini saðlayamamakla kalmayacaktýr. Ayný zamanda Kürt emekçiler, “Dost” diye karþýlarýnda baðýmlý burjuvazinin mikrofonu kuzu postundaki iki ulustan liberalleri bulacaklardýr.


Ýþçi Sýnýfý, Neoliberal Burjuva Demokrasisi Ve “Demokratik Özerklik”

Þovenizm ve milliyetçiliðe karþý Kürt ulusunun isterse ayrýlýp kendi devletini kurmak da dahil kayýtsýz þartsýz kendi kaderini tayin hakkýný savunmak, Kürt halkýna yöneltilen saldýrganlýðý geri püskürtmek, Kürt sorunundaki asgari demokratik tutumu oluþturur; güncel politikada ondan bir adým bile geri atýlamaz. Ne var ki, iþçi sýnýfýnýn ulusal soruna iliþkin konumunu salt bu hedef ve taleplerle sýnýrlamak, devrimci demokrasiciliðin sýnýrlarýna hapsolmak, sosyalist devrimci görüþ açýsýndan dünyanýn her yerinde olduðu gibi Türkiye ve Kürdistan’da da temel çeliþkinin burjuvazi-proletarya çeliþkisi olduðunu göz ardý etmek olur. Türkiye ve Kürdistan’daki liberal tasfiyeciliðin üzerini tümüyle örttüðü, en fazla yoksulluk parantezine aldýðý, küçük burjuva devrimci demokrasinin ise “Çeliþkilerden Bir Çeliþki” olarak silikleþtirdiði burjuvazi-proletarya çeliþkisi, ulusal sorunun bugünkü kapsamýnda da temel ve asli çeliþkidir. Ve Kürt öncü iþçiler, on yýllardýr geri planda tutulan, Kürdistan’da kapitalizmin egemenliði ile birlikte çok daha derinleþen sýnýf çeliþkisini bütün göz kararmalarýna karþý ön planda tutmak ve yalnýz ulusal taleplerin deðil, asýl olarak sýnýfa karþý sýnýf kavgasýnýn önünde yürümekle yükümlüdürler.

Bu, ayný zamanda ulusal taleplerin her koþulda reformizmi derinleþtiren taktiklerle, “Bir Ýleri Bir Geri” tarzda, gitgide bulandýrýlarak deðil, köktenci bir içerikle savunulmasýnýn da temel koþuludur.

“Kürt Sorununun Çözümü” için yapýlan çaðrý ve önerileri de sýnýfa karþý sýnýf görüþ açýsýndan ele almalýyýz. Çatýþmalarýn baþlamasý, ilk elde barýþ çaðrýlarýný tetikledi. Devrimci demokrat güçler kirli savaþa, operasyonlara son vermesine, Kürt halkýný inkâr ve imha politikasýndan vazgeçilmesine vurgu yaparken, Kürdistan’da “sivil toplum örgütleri” þemsiyesi altýnda -içinde bölgenin SÝAD’larýnýn da bulunduðu- “Silahlar Sussun” gösterileri düzenlendi.

Ancak “çözüm” odaklý olarak en fazla tartýþýlan, KCK’nýn ateþkese son verirken hedef olarak açýkladýðý ve fiilen uygulamaya sokacaðýný bildirdiði “demokratik özerklik”tir -KCK, bununla baðlantýlý tarzda anayasada da Kürtleri ulus düzleminde kapsayan deðiþiklikler talep ediyor.

KCK ve BDP, “Demokratik Özerkliðin”, çýkýþýný AB’nin Yerel Yönetimler Özerklik Þartý’ndan aldýðýný açýkladýlar. BDP’li belediye baþkanlarý ve Ýl Genel Meclisi üyeleri, Diyarbakýr’da yaptýklarý toplantýda, BDP’li belediye baþkanlarý ve Ýl Genel Meclisi üyeleri “Demokratik Özerklik Projesi” ile yerel yönetimlerin eðitim, güvenlik, dýþ iliþkiler konularý dýþýnda merkezi otoriteden baðýmsýz olmasý yönünde karar aldýlar.

BDP’li Gültan Kýþanak da, “Demokratik Özerklik” konusunda halihazýrda Türkiye’de AB uyumlu tarzda kurulu bulunan 26 bölgeye atýfta bulundu. Kýþanak, son TBMM grubu konuþmasýnda “Buralarda demokrasinin de yerleþmesini istiyoruz. Bu 26 bölgede, bölge meclislerinin kurularak, halk meclisleriyle gerçek bir demokratikleþme süreci içerisinde bu ülkeyi demokrasiye kavuþturmalarýný istiyoruz. Türkiye’nin geleceðinin bu projede olduðuna da inanýyoruz” dedi. Nitekim, devletin KCK’ya yönelik operasyonlarý da aðýrlýklý olarak Kürt belediye baþkanlarýný hedef almýþtý. Önceki KCK operasyonunun iddianamesinde yer verilen teknik takip ve ortam dinlemelerin belediyelerin ve Yerel Yönetim Akademisi’nin faaliyetlerine, iç iþleyiþlerine, KCK ile iliþkilerine dönük olduðu, hedefe KCK’nýn politik program ve hedeflerinin çakýldýðý görülüyor.

“Demokratik Özerklik”, KCK tarafýndan “yönetimin halka devri”, “devletsiz demokrasi modeli” “kullaným deðerine dayalý üretim” olarak tanýmlanýyor:

Demokratik ulusun, ekonomi politikasý merkezi devlet sisteminin bir gereði olarak merkezi sermaye üretimi olmaktan sýyrýlýnca, demokratik çeþitlilik ve zenginliðe dayalý üretim biçimlerine geçer. Kar, kar üretimi sýnýrlandýrýlýr. Kullaným deðeri ve paylaþým adaletine dayalý üretim öne çýkartýlýr. Kooperatifleþme, atölyeleþme, tarýmýn yeniden canlandýrýlmasý, döner sermayeye dayalý iþletmecilik, kar üretimine deðil, ihtiyaç giderimine dayalý ticaret önem kazanýr. Komün ve meclislerin öz yönetimi altýnda oluþan yerleþim yerlerinin kendi yerleþimlerinin mülkiyeti, üretimi ve paylaþýmý üzerinde söz sahibi olmasý hakký tanýnýr. Politik ekonomi, toplumsal ekonomiye dönüþtürülür. Bu konuda da devletin ekonomik gücü, yerel halk tabanýna kaydýrýlarak verimlileþtirilmeye çalýþýlýr.

Devrimci iþçi sýnýfý, bir yandan Kürt halkýnýn seçilmiþ temsilcilerine karþý saldýrýlarýn karþýsýna dikilir ve iradesinin çiðnenmesine izin vermez. Ayný zamanda ise o, ulusal sorunun çözümü ve ateþkese son verilmesinin gerekçesi olarak tanýmlanan “Demokratik Özerkliðin” Kürt iþçi ve emekçileri özlem ve çýkarlarýna uygun düþüp düþmediðini, sýnýfsal-siyasal anlamýný da ortaya koymakla yükümlüdür. Bu durumda, AB’nin Yerel Yönetimler Özerklik Þartý’ndan çýkýþýný alan bir projenin nasýl olup da ulusal sorunun çözümü olabileceðinin yaný sýra, “Yönetimin Halka Devri”, “Devletsiz Demokrasi Modeli”, “Kullaným Deðerine Dayalý Üretim” gibi kavramlarýn neye isabet ettiði de açýklanmak zorundadýr.

AB Yerel Yönetimler Özerklik Þartý ve Kürt siyasetçilerin birçok kez vurgu yaptýðý “26 Bölge” ile kastedilen “Bölge Kalkýnma Ajanslarý”, emperyalist kapitalizmin son on yýllarda sermaye egemenliðini derinleþtirme ve artý deðer sömürüsünü azamileþtirme hedefiyle devreye soktuðu, siyasal planda neoliberal burjuva demokrasisinin temelini oluþturan etkin yönetiþim araç ve biçimleridir.

1985 tarihli AB Yerel Yönetimler Özerklik Þartý’nýn çýkýþ ilkeleri “Yerel makamlarýn her türlü demokratik rejimin temellerinden birisi olduðunu düþünerek, vatandaþlarýn kamu iþlerinin sevk ve idaresine katýlma hakkýnýn Avrupa Konseyine üye Devletlerin tümünün paylaþtýðý demokratik ilkelerden biri olduðunu düþünerek, bu hakkýn en doðrudan kullaným alanýnýn yerel düzeyde olduðuna kani olarak, gerçek yetkilerle donatýlmýþ yerel makamlarýn varlýðýnýn hem etkili hem de vatandaþlara yakýn bir yönetimi saðlayacaðýna kani olarak, deðiþik Avrupa ülkelerinde özerk yerel yönetimlerin korunmasý ve güçlendirilmesinin demokratik ilkelere ve idarede ademi merkeziyetçiliðe dayanan bir Avrupa oluþturulmasýnda önemli bir katký saðlayacaðýný düþünerek, bunun demokratik bir þekilde oluþan karar organlarýna ve sorumluluklarý bakýmýndan, bu sorumluluklarýn kullanýlmasýndaki olanak ve yöntemler bakýmýndan ve bu sorumluluklarýn karþýlanmasý için gerekli kaynaklar bakýmýndan geniþ bir özerkliðe sahip yerel makamlarýn varlýðýný gerektirdiðini teyid ederek…” þeklinde ifade ediliyor. “Yerel Özerklik”, “yerel makamlarýn, kanunlarla belirlenen sýnýrlar çerçevesinde, kamu iþlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumluluklarý altýnda ve yerel nüfusun çýkarlarý doðrultusunda düzenleme ve yönetme hakký ve imkâný” olarak tanýmlanýyor.

Belgede, merkezi devlet otoritesi ile yerel yönetimler arasýndaki iliþkilerin anayasal-hukuki temeli, yerel yönetimin yetki ve sorumluluklarýnýn kapsamý, bu yetkileri uygulayabilmeleri için gerekli yönetsel örgütlenme ve kaynaklar, mali kaynaklar, merkezi otorite tarafýndan yönetsel denetimleri, birlik kurma ve birliklere katýlma haklarý belirtiliyor.

“Yerel Özerklik” modelinin kavram çifti olarak kullanýlan Bölgesel Kalkýnma Ajanslarý’nýn kuruluþ amacý ise, “kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluþlarý arasýndaki iþbirliðini geliþtirmek; kaynaklarýn yerinde ve etkin kullanýmýný saðlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkýnma plan ve programlarla uyumlu olarak bölgesel geliþmeyi hýzlandýrmak; sürdürülebilirliði saðlamak ve bölgeler arasý ve bölge içi geliþmiþlik farklarýný azaltmak” olarak tanýmlanýyor. Burada anahtar kavramlar, iþçi sýnýfýnýn hiç de yabancýsý olmayan, yetki devri, yönetiþim, performansa dayalý çalýþma, hesap verme sorumluluðu, þeffalýk ve sonuç odaklýlýk gibi neoliberal kapitalizmin hitleridir.

Devrimci iþçi sýnýfý, üzerine ancak baþta artýdeðer sömürüsü olmak üzere insanýn insan tarafýndan sömürüsüne son verilmekle kalmayýp her türden yabancýlaþma ve meta fetiþizminin ortadan kaldýrýldýðý, sýnýflarýn ve devletin olmadýðý komünist toplumda gerçekleþtirilebilecek “Kullaným Deðerine Dayalý Üretim” gibi liberal anarþist soslarýn beceriksizce döküldüðü bu projenin neoliberal kapitalizmin, sermaye egemenliðinin ve burjuva demokrasisinin yerel ölçekte derinleþtirilmesi anlamýna geldiðini teþhis etmekte hiç de zorluk çekmeyecektir. “Demokratik Özerklik” hedefinde anýlan “Demokratik Ulus”, her ulusun iki ulus olduðu gerçeðini gizleyemez.

Kürt toplumu, Kürt burjuvazisi-iþçi sýnýfý-yoksul kýr ve kent emekçileri olarak birbirinden ayrýlmýþ, yarýlmýþtýr. Yönetimin kendilerine devredileceði söylenen “Özgür Yurttaþlar”, Kürdistan’ýn yeni sömürgenlerinin egemenliði altýnda çýplak ucuz iþgücü haline gelen Kürt iþçi ve emekçilerinden baþkasý deðildir. Buradan bir “Özgürlük” çýkacaksa bu, Kürt iþçi ve emekçilerin kendi burjuvalarý tarafýndan “Demokratik” sömürülme özgürlüðü çýkacaktýr.

Ekonomi ile siyasetin eþitsiz geliþimi, birbirinin düz uzantýsý olarak þekillenmemesi, Türk devletinin AB Yerel Yönetimler Þartý’nda merkezi otoritesine halel getireceðini düþündüðü maddelere çekince koymasýnýn gerekçesidir. “Anayasal Vatandaþlýk” hukuku, anayasal-hukuksal düzlemde “Türkler Ve Kürtlerden Oluþan Bir Toplum” tarifi, yönetiþim sürecinin bu en temel siyasal-hukuksal dayanaklarýndan biri, devletin geleneksel kodlarý, çivileri ile oynamakta; kendisinin de sermaye hareketleri düzenlediði -en son Güney Kürdistan’a bir “Ýþadamlarý” seferi yapýldý- Güney’le olan iliþkileri dahil Kürt burjuvazisinin siyasal hareket alanýnýný daraltmaya çalýþmaktadýr. “Çanakkale Geçilmez”lerin, “Çakýl Taþý” edebiyatýnýn altýnda yatan gerçek budur. Ancak bütün o gürlemeler, faþist rejimin çözülüþü ve neoliberal burjuva demokrasisi altýnda devletin “Sermayenin Götürdüðü Yere Git” kuralý tarafýndan biçimleniþini gündemden kaldýrmayacaktýr -bunu engelleyebilecek, Kürt ve Türk ulusu arasýnda gerçek eþit, demokratik iliþkileri kurabilecek biricik güç, devrimci iþçi sýnýfýnýn mücadelesidir.

KCK’nýn ateþkese son verirken açýkladýðý “Demokratik Özerkliði” fiilileþtirme hedefi, her burjuva ulusal programýn temelini oluþturan sermayeleþme, kendi pazarýna hakim olma ve oradaki ekonomik-siyasal-toplumsal hareket imkanlarýný artýrmakla ilgilidir.

Bunlar içerisinde halihazýrdaki en etkin araç olan Kürt belediyelerine -Güneydoðu Anadolu Belediyeler Birliði þemsiyesi altýndadýrlar- devlet tarafýndan yapýlan baský ve operasyonlar, BDP’nin parlamentoda daha güçlü bir sistem içi muhalefet partisi olarak hareket etmesini engelleyen antidemokratik seçim barajý, PKK’li tutsaklarýn, “Taþ Atan Çocuklar”ýn cezaevlerinde tutulmaya devam etmesi, anayasada Kürt ulusunun varlýðýnýn anýlmamasý, anayasa referandumu ve seçimler öncesinde KCK’nýn eylemlerini yükseltme taktiðinin gerekçesi olarak anýlmaktadýr.

KCK, eylemleriyle Türk devletini Kürdistan’ýn sýnýrlarýnýn baþladýðý yerde Kürt burjuvazisinin muhatap alýnmaya zorlamaktadýr. “Açýlým Bitti” ile baþlayan cümleler, Kürt halkýna yönelik baský ve saldýrýlar karþýsýnda demokratik bir ajitasyonel tonlama taþýrken, ayný zamanda ise çatýþmanýn temel gündem ve itkilerini görmezlikten gelen, konjonktür baðýmlýsý bir görüþ açýsýna denk düþmektedir.

Burada, sermaye egemenliðinin, artý deðer sömürüsünün þiddetlendirilmesinin neoliberal gereklerini ve yarattýðý asýl tehlike ve devrimci olanaklarý -devrimci sýnýf siyasetinin maddi zemininin güçlenmesi ve çýplaklaþmasý- göz ardý eden, burjuva politikasýný kendinden menkul, salt faþist zorbalýða dayalý ve deðiþmezlikle malul olarak ele alan, dahasý burjuva demokrasisini idealleþtiren küçük burjuvaziyi teþhis etmek zor olmamalýdýr. “Demokratik Özerklik”, tam da bu kafayý ezel ebed avlamýþ siyasal argümanlarla yüklüdür.

Tekrarlarsak, bu savaþýmýn demokratik talepleri iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz sýnýf siyasetinin de konusunu oluþtururken, ayný baðýmsýz sýnýf duruþu, baskýlara karþý olmak adýna Kürt burjuvazisinin neoliberal kapitalizmin ekonomik-siyasal-toplumsal egemenliðini pekiþtirmeye yönelik politikalarý ile ayný yerde durmamayý, bunlarýn kuyruðunda sürüklenmemeyi gerektirmektedir.

Devrimci iþçi sýnýfýnýn Kürdüyle Türküyle çýkarlarý burjuvazininki ile taban tabana zýttýr. Bir kez daha: Her ulus, iki ulustur.! Devrimci sýnýf siyaseti, proletarya içinde maddi güçlerini yaratarak kendi yolunda ilerlemelidir.

@ Medya Günebakýþ

 

Ökkeþ Bölükbaþý, Ýstanbul – Nisan.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeþ Bölükbaþý, Ýstanbul – Nisan.2017 okkesb61@gmail.com,

    Diðer Haberler
  • DARBE KÝMDEN GELÝRSE GELSÝN KARÞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BÝRLEÞÝNÝZ
  • SÝVÝL TOPLUM KURULUÞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECÝLÝK
  • SÝVÝL TOPLUM KURULUÞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET






























  • Editörden

    TRABZONLULAR BÝRLEÞÝNÝZ

    Trabzonlular Birleþiniz. Trabzonlu Ýþadamlarý, Ýþkadýnlarý, Çalýþanlar, Genç Kýzlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüðü Saðlamak Sizin Ellerinizde..!
    Devamý..
    Son Dakika
      - ALAATTÝN HATAYOÐLU UÐURLA
      - CEM YILMAZ ÇIKARDI, HABER
      - TÜRK SOLU BUGÜNKÜ KADAR D
      - "LEARN WÝTH BOUNCY” NE ÖÐ
      - MUÐLA'DA 45 BÝN KÝÞÝYE ER
      - VATAN ÝLE BÝRLÝKTE, DÝN D
      - N.GENÇ'TEN, M.BARDAKÇI’YA
      - 24 HAZÝRAN SEÇÝMÝ AKPM GE
      - KAÇIÞ 1950 & ÝHSAN TAÞ
      - REFET ÖÐRETMEN ve ATATÜR
      - TÜRK TELEKOM SOYGUNU HAKK
      - SÜLEYMANNÂME & ATLAR, HAT
      - REFORMLARI "SAÐLAM KAZIÐA
      - MEDENÝ KANUN DA RAFA KALD
      - ÞÝKÂYETNAME-Ý & ABDURRAHM
      - EÐÝTÝMDE ISRARCIYIZ & BAS
      - ARA GÜLER DE GÝTTÝ OBJEKT
      - HÜLYA DÜZENLÝ'NÝN ÝNFOGRA
      - ÝNFOGRAFÝK YAÞAM, GALERÝ
      - FAROZ; MAHALLENÝN ÖTESÝND


    Günün Sözü

    HÜKÜMETLERÝN ÝCRAATI MENFÝ OLUP DA MÝLLET ÝTÝRAZ ETMEZ VE ÝKTÝDARI DÜÞÜRMEZSE BÜTÜN KUSUR VE KABAHATLERE KATILMIÞ DEMEKTÝR.

    M.K. ATATÜRK


    Anket
    KÜRESEL EKONOMÝK KRÝZ
    TEÐET GEÇTÝ
    DELDÝ GEÇMEDÝ





    Reklamlar














































     



    © 2009 Bu Site Ökkeþ BÖLÜKBAÞI tarafýndan hazýrlanmakta ve yayýnlanmaktadýr.
    Her hakký saklýdýr. Ýzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayýnlanamaz.