NAZLI ÇELİK & DEVLET BAHÇELİ
Nazlı Çelik: MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli "Eyalet Sisteminden Söz Eden
Danışmanlar Var. Benim Danışmanım Eyalet Sistemi Dese Görevden Alırım.!"
dedi.

Nazlı Çelik: Referanduma 3 Gün Kaldı Ve Herkes Sizin Ne Diyeceğinizi
Bekliyor. Efendim Bu İş Nereden Çıktı.?
Devlet
Bahçeli: Öncelikle 16 Nisan’da yapılacak olan referandumun hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum. Bu referandum milletimiz için çok önemlidir. Bazı önemli
kararlar da alınmaktadır bu referandumda. Bu ülkede yaşayan ve seçmen olarak
sorumluluk taşıyan her insanın sandığa gitmesini görev olarak kabul etmesinde
yarar vardır. Pazar gününü mutlaka ve mutlaka sandığa giderek milletimizin
geleceği için sandığa gidip tercinizi ortaya koymalarını istiyoruz. Türkiye'de
9 Ocak’tan itibaren TBMM’ye getirilen ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli
milletvekillerinin tamamı tarafında sunulmuş olan bir anayasa değişikliği metni
üzerinde hem meclis içinde hem de meclis dışında çok yoğun tartışmalar
olmuştur. Hala devam etmektedir bu tartışmalar. Bütün siyasi partilerimiz,
değerli liderleri, milletvekilleri, meclisteki grup başkanvekilleri ve
kamuoyunda uzman olarak bilinen başta bizim insanlarımızla birlikte basınımızın
değerli temsilcileri her akşam konu üzerinde tartışmalarını sürdürmüş ve
halkımızın daha iyi anlaması için gayret sarf etmişlerdir. Bugüne kadar bu
değerlendirmeler ışığında milletimiz sandığa giderek kendi tercihini ortaya
koyacaktır ve sonuç milletimiz açısından geleceğimizin belirlenmesinde önemli bir
rol oynayacaktır. Siyasi partilerimiz seçin beyannamelerinde, parti
programlarında önceliklerini özellikle 82 anayasasının katı şartlarını daha
demokratik ve normalleşme sürecine taşıyabilecek bir değişimi ve bir yeni
anayasa anlayışı ifade etmişlerdir. Bu değişim ve yeni bir anayasa anlayışı
farklı farklı topluma aktarılmıştır ama bütün siyasi partilerimizde bu görüş
hakim hale gelmiştir. 82 anayasasının kesin olarak değiştirilmesi konusunda ve
yeni bir anayasaya ihtiyaç konusunda kanaat ortaya koymuşlardır.
Nazlı Çelik: Siz yıllar boyu başkanlık sistemine karşı söylemler
geliştirdiniz ve hatta Türkiye'nin parlamenter sistemle devam etmesi
yönünde birçok beyanınız olmuştu. Derken bir grup
toplantısında AKP’nin uzun süredir düşündüğü ve istediği bu teklifi siz dile
getirdiniz. Ne oldu da böyle bir sürpriz çıkış oldu.?
Devlet
Bahçeli: Bu konu tartışmanın odağını teşkil etmektedir aynı zamanda da
Milliyetçi Hareket Partisi’ne saldırının kaynağını teşkil etmektedir. Anayasa
değişikliği konusunda bu metne itirazı olanlar Milliyetçi Hareket Partisi’ni
geçmişi ile bugün ve geleceği açısından aşırı derecede suçlamaya
çalışmışlardır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin önceliği milletimiz ve
devletimizdir. Devlet ve milletimizin bekasıdır. 
Nazlı Çelik: Nedir Efendim Türkiye'nin Bekası, Bir Bölünme Riski Mi
Vardı Bundan Mı Korktunuz.?
Devlet
Bahçeli: Beka varoluştur. Türk milletinin ve devletinin varlığını koruma
meselesidir. Eğer gelişen siyasi olayalr beka sorununu ortaya çıkartıyor,
ülkemizi ve milletimizi yakın bir tehdit ve tehlike altına alıyorsa bu
Milliyetçi Hareket Partisi açısından çok önem arz eder. Gelişmeleri takip
ettiğimiz zaman bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Nazlı Çelik: FETÖ mü bu PKK mı Yoksa Farklı Bir Şey mi.?
Devlet
Bahçeli: Buna çok geniş kapsamlı yaklaşmak lazımdır. Birinci temel sorun birlik
ve beraberliğimizin korunması. Bunu bozmaya çalışan her türlü terör
faaliyetinin sonlandırılması. Bu esaslar halinde devam etmekte yarar
görmekteyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak başında bu yana görüşlerimiz
içinde parlamenter sistemi savunmuşuzdur. 1973 yılında seçim beyannamemiz yani
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nden Milliyetçi Hareket Partisi’ne
dönüştüğümüz dönemde parti programının hazırlanmasında özellikle üzerinde durduğumuz
güçlü bir iktidar ve mutlu bir millettir. Güçlü iktidar kavramı içinde de o
günkü şartlar içinde tarihi süreçten bu yana milletimizin benimsemiş olduğu bir
yönetim anlayışı esas alınmıştır. Ancak gelişme sürecinde parlamenter rejime ve
çok partili hayata geçilmiştir. Parlamenter sistemin uygulanması sırasında da
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı temel sorunları
dikkate alarak bazı kararlarını ısrarlı şekilde sürdürmüştür. 
Nazlı Çelik: Yani O Dönem Parlamenter Sistemi Destekliyorduk Ve Hatta
Başkanlık Sistemi Gelirse Bölünme Riskinin Asıl O Zaman Kaynaklanacağını Dile
Getiriyordunuz.
Devlet
Bahçeli: Başkanlık sistemini savunan siyasi partilerimiz olmuştur. Anayasa
değişikliği çalışmaları sırasında kurulmuş olan komisyonlara sunulan önerilerde
de parlamenter sistemin korunması ve güçlendirilmesinden yana olanlar olduğu
gibi bir sistem değişikliğine gitmek suretiyle başkanlık sistemini önerenler de
olmuştur.
Milliyetçi
Hareket Partisi parlamenter istemin korunması ve güçlendirilmesinden yana
olmuştur. Parlamenter sistemi özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ortaya
koymuş olduğu sorunları da göz önüne alarak bir sigorta olarak görmüştür.
Bazıları halk tarafından cumhurbaşkanının seçilmesini istemiştir. Ama
Türkiye'de açılım denen bir süreç, çözüm denen bir süreç başladığı sırada Türk
milletinin etnik ve mezhep temelli bölünmesine gayret gösteren unsurların yoğun
bir faaliyet içine girmiş olmaları karşısında biz o dönem içinde halkın
cumhurbaşkanını seçmesini sağlıklı görmedik. Ama mecliste de seçilirken önemli
sorunlar yaşanmıştır. 12 Eylül öncesinde 115 turdan sonra cumhurbaşkanı
seçilememiştir ve hepimizi üzen büyük tahribat altında toplumu önemli
yarılmalara sürükleyen bir 12 Eylül rejimi ile karşı karşıya kalınmıştır. Bütün
bunları dikkate alarak hareket ettiğimiz zaman parlamenter sistemi Milliyetçi
Hareket Partisi olarak hep düşünmüş ve öne çıkartmışızdır. Ancak bir anayasa
değişikliği ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sonrasında farklı
bir durum ortaya çıkmıştır.
Cumhurbaşkanının
halk tarafından seçilmesini Milliyetçi Hareket Partisi erken bulmuştur ve hayır
oyu kullanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle sürekli tırmanan terör ve terörün
kat etmiş olduğu siyasal alan ve o alan içinde bölünmeye sürükleyebilecek bazı
demokratik adımlar adı altında mesafe kat etmeleri ülkemiz içinde bir tehlike
teşkil etmekteydi. Onun için cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli kılınan anayasa
değişikliğinde biz hayır oyu kullandık. Netice itibariyle bizim oylarımız
yetersiz kaldı. 18 maddenin üzerinde her maddenin üzerinde başka tartışma
yapacağımız yerde bu noktayı ele alarak ve aradaki farklılaşmayı, ayrışmayı,
dayatmaları göz önüne alarak Türkiye'yi daha sağlıklı ve demokratik bir topluma
nasıl götürebileceğimizi düşünmek gerekmektedir. Türkiye'deki istikrarsızlık,
kaos, kriz, kargaşa, darbe, kalkışma bütün bunların hepsini dikkate alarak
hareket etmek lazım. 
Nazlı Çelik: O Zaman Hayır Çıkarsa Bu Kaos Sokaklarda Devam Mı
Edecek.?
Devlet
Bahçeli: Şimdiki açıdan öyle bir riskin olduğu benim kanaatimdir. Bunun
ayrıntılarını zamanımız olduğu takdirde çok yoğun konuşmak gerekir. Halk
tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı var, halk tarafından seçilmiş bir TBMM
var. Halk tarafından TBMM parlamenter sistem için yasamadan bir yürütme
çıkarmak durumundadır. Yani bir başbakan ve bakanlar kurulu olacak
cumhurbaşkanı da bunu onaylayacak. Fakat uygulamada cumhurbaşkanı anayasamızda
belirtilen 104 ve 105. Maddelerdeki görev ve sorumluklarını aşarak kendi
partisinden bir başbakan ve bakanla kurulunu oluşmuş olması ve Meclis'te de
büyük bir çoğunluğu elde etmiş olması tabiatıyla bir yönetim şekli ortaya
koyuyor. Fakat bu yönetim şekli anayasal değil. Yani cumhurbaşkanı her şeye
müdahale edebilir bir konuma geliyor. Burada bir tek adamlığa gidiş bir diktatörlük
kanaatleri vesaire gibi toplumda tartışılır hale geliyor. Böyle bir durumda
hükümet ve bazı sorumlular ve Sayın Cumhurbaşkanı bir fili durumdan bahsediyor.
Bu fiili durumdan bahsediliyorsa burada bir dayatma var demektir, anayasayı
çiğneme vardır, cumhurbaşkanlığının görevinin aşılması vardır. Böyle bir
durumun karşısında ya fiili durumu devam ettirirseniz Türkiye'de nelerin
olabileceğini kestirmek zaman içinde belli olmayabilir. Ama fiili durumu hukuki
bir zemine taşırsanız o zaman farklı bir anlayışı hakim kılabilirsiniz.
Bize
pazarlık yaptı diyenler büyük hata işliyorlar. MHP herhangi bir partinin yedek
lastiği değildir. Bize Başkan Yardımcılığı teklifi yapılamaz.
Cumhurbaşkanı ihtiyaca göre yardımcı sayısını belirler.
Seçilmiş
kişinin tarafsız kalması mümkün değildir. Tarafsızlık konusunda değerlendirmeyi
halk yapacak. Mevcut anayasaya göre tarafsızlık mecburidir.
Partili Cumhurbaşkanı söz konusu partinin sorunu olur.
Yargıyla İlgili
Geçmişte Yaşananları Biliyoruz. Atanacak Yargıcın Hiç mi Şahsiyeti Yok.? 
Sadece olumsuzlukları konuşmak kafaları karıştırıyor. Bize karşı
çıkan 4 vekil oldu, biz zayıf lider miydik.?
"Ülkücü İşini Yarım Bırakmaz" sözü tehdit değildi. Bunları yapan ülkücü değildir.
Yaşananların ne olduğunu iyi incelemek lazım. Partide muhalefet yapan olacak
ama seviyeli olmalı.
Eyalet
sisteminden söz eden danışmanlar var. Benim danışmanım eyalet sistemi dese
görevden alırım.
Benim
hiçbir erken öngörüm olmaz. Fiili durumu hukuka çekmek her zaman destek
değildir.
(Kerkük'teki Bayrak Krizi) Türkiye'de bayraklarını
dalgalandırması tarihi hata.
(Darbe Tehlikesi Geçti mi?) Kararlılık sürdüğü
müddetçe risk görmüyorum. Darbecilerin mutlaka sivil kanadı vardır,
bulunmalıdır. Bizim partimizin içinde olan FETÖ'cüleri biliyorum. Partimizin
içinde olan da var ayrılanlar da var.
Kontrollü
darbeyi söyleyen kontrolün kimde olduğunu da bilmeli.
Tatbikat
olmadığını anlayınca genel merkeze döndüm. Başbakan'ı arattım, bunun kalkışma
olduğunu ilettim.
Anayasa'nın
ilk 4 maddesi bizim varlık nedenimizdir. Bu devlet çadır devleti değildir. Bu
model Avrupa için de öncülük olacaktır.
© Medya Günebakış
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2017 – okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -
okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2017 – okkesb61@gmail.com,
|