KAMERA ARKASINDAKİ KADINLAR BULUŞMASI

Kamera Arkasındaki Kadınlar Buluşması Sektörün İlk Veri Tabanını Oluşturdu

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

KAMERA ARKASINDAKİ KADINLAR BULUŞMASI  

Kamera Arkasındaki Kadınlar Buluşması Sektörün  İlk Veri Tabanını Oluşturdu


Festival bu yıl 20. Yaşının yaşarken 20 Mayıs'ta 20 ilde Adıyaman, Ağrı, Batman, Bitlis, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkari, İzmir, Kars, Malatya, Mardin, Muğla, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli, Van'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet'inde bu etkinlikleri eş zamanda yapmanın heyecanını yaşıyor.  

Kadınlar arası dayanışmanın ve birlikte üretmenin gücüne inanarak yola çıkan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Türkiye'de yine bir ilke imza attı. 

Festival kapsamında ulusal ve uluslararası işlere imza atmış 100’e yakın kadın yönetmen / yapımcılar  Türkiye’de  ilk defa  yapılan Kadın Yönetmenler  / Yapımcılar  Buluşması etkinliğinde bir araya geldi. Türk sinemasının birbirinden ünlü  başarılı kadınlarının ve basın mensuplarının yoğun katılımıyla gerçekleşen "Kameranın Arkasındaki Kadınlar Buluşması" ayrıca kitap haline getirilecek ve network ağı veri tabanı oluşturulacak... 

Etkinliğe;

Yapımcı kadınlardan; Türkan Şoray,  Biket İlhan,  Hülya Uçansu, Leyla Özalp, Zeynep Özbatur Atakan, Andaç Haznedaroğlu, Çiğdem Mater, Nida  Karabal  Akdeniz;

Yönetmen kadınlardan; Işıl Özgentürk, Nisan Dağ, Emel Çelebi, Çiçek Kahraman, Nihan Belgin, Belgesel yapımcısı Nezahat Gündoğan ve 100'e yakın kadın yapımcı ve yönetmen katılırken Şarkıcı Melis Sökmen'de yer aldı. 

EDİLGEN KADIN DEĞİL YAŞAYAN KADIN YAŞATILMALI 

Türkan Şoray: "Erkek yönetmenler edilgen kadın yerine daha yaşayan kadını yaşatmaya başladılar. Feminizm akımıyla birlikte kamera arkasındaki kadınlarımız daha çok duyulmaya başladı.  kamera arkasında ne emekler verildiğini 50 yıllık sinema yaşamımda çok iyi biliyorum. Eminim burada çok arkadaşım var hepsini emeklerinden dolayı yürekten kutluyorum. Kadın isterse sinemada mucizeler yaratabilir bu beraberlik ve dayanışmanın yıllarca sürmesini ve sinemaya güzellik getirmesini diliyorum. Nice 20 yıllara diyorum. Gelecek yıl burada birçok kadın sinemacılarımızı daha alkışlamak dileği ile. " 

AVRUPA'DA UYGULANAN YENİ FİLM TESTİ: "BECHDEL" 

Zeynep Özbatur Atakan:  2014 yılında uçan süpürgeden ödül almıştım. O kadar etkilendim ki o gün bugündür her projenin içinde yer alıyorum. Bu yıl Cannes film festivalinde açıklanan filmden sadece yüzde 15'i kadın yönetmenlerden oluşuyor. Fırsat eşitliği sadece Türkiye'de değil tüm dünyada sorun . Kamera arkasındaki kadınlar olarak aslında Türkiye ön sıralarda. Haziran sonunda da rakamlarla bunu sunuyor olacağız. Fırsat eşitliğinin yaratılması dünyada da şu dönem en çok üzerinde durulan konu.  Kamera önündekiler için ise başka bir sorun var. Edilgen karakterler yaratılıyor ve bunun yanı sıra karakterler belli yaş grubu ve belli bir şablona oturtuluyor. 

Avrupa bu önüne geçmek için bir test uyguluyor. Bu teste göre filmin 2 tane önemli kriteri olmalı.

Adı da bechdel testi. Teste göre filmde 2 kadın ana  karakter olmalı edilgen değil etkin olmalı. En az 2 diyalogda erkek dışında bir şey konuşulmalı. Bu testi geçiyor olması filme artı değer kazandırıyor. Örnek olması ve ders alınması gereken bir bilgi bu. Kadın rolleri için bizim de daha etkin çalışmamız gerekiyor. Edilgen ve fonksiyonsuz kadın karakterler göstermek yerine güçlü sağlam ve farklı karakterler gösterilmeli. 

Dünya sinemasında kadın karakterler güçlenirken özellikle TV dizilerinde tam tersi edilgen karakterler var. 1986 yılından bu yana film yapım sektöründeyim. Ve inanın gelişimimiz olağanüstü. "Kadın" yönetmen demek yerine yönetmen kadın demeyi daha uygun buluyorum. Çok genç ve kuvvetli bir kuşak geliyor. Çok güzel projeler yapıyorlar pek çok filmleri festivale çıkıp vizyona giriyor.  

TEMSİLİN CİNSİYETİ VAR.! 

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Kurucusu Halime Güner: Uçan Süpürge 20 yıl önce sinemada kadının emeğinin görünür kılınması için kadın yönetmenlerin çektiği filmleri gösteren bir festival ile yola çıktı. Önümüzde hiçbir örnek yoktu. Bu işin bir okulu yoktu. Fakat bu durumun kadın örgütlenmesi içinde güçlü bir inancı vardı. Kadın Filmleri Festivali Uçan Süpürge'nin projelerinden biriydi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatın her alanında sağlandığı kadınların güçlendiği ve herkes için adil bir dünyaya kavuşmak amacıyla değişim yaratmak için 21 yıldır yaptığı birçok projeden biriydi.  

Bu yıl hepimizin ortak deneyimidir yaşadığımız umutsuzluk mutsuzluk çaresizlik ve örgütlenme konusunda yalnızlık...

Barışı, adaleti, şiddetsizliği konuşmaya çok ihtiyacımız var. Bu nedenle ikinci başlığımızdaki tanışmada siz kadın yönetmen ve yapımcıların Türkiye toplumunda cinsiyet eşitliği konusunda öncelikle yapılması gereken nedir? Sorusuna verecekleri cevap bizim için yol gösterici olacaktır. 

Festival bu yıl 20. Yaşının yaşarken 20 Mayıs'ta 20 ilde Adıyaman, Ağrı, Batman, Bitlis, Çanakkale, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkari, İzmir, Kars, Malatya, Mardin, Muğla, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli, Van'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet'inde bu etkinlikleri eş zamanda yapmanın heyecanını yaşıyor.  

Akademisyen Fatmagül Berktay:  Türk sinemasındaki kadın yönetmen ve yapımcılar kadın hareketinin daima içinde yer aldılar. Temsille ilgili bir durum bu ve temsilin cinsiyeti var. Dolayısıyla iktidarla ve ayrımcılıkla ilgili siyasi bir mesele . Kadınlar insan, özne olma hakkından yoksun bırakıldılar yıllarca. Kendilerini ilgilendiren konularda karar alamıyorlardı. Başkalarının kararlarına uymak zorunda kaldılar. Eğer kadınların ev içinde annelik eşlik görevini yerine yetirmeleri doğal kabul edilmişse kadınların bilim insanı inşaatçı sanatçı olamayacakları düşünülüyorsa o zaman elbette bu düşünce ve önyargılar hem erkekler hem de  kadınlar  tarafından içselleştirilir. Karşılığında erkek egemenliği meşrulaşır.  Kadın sanatçılar yaratıcılıklarını özgürleştirmeye çalışırken toplumda kamusal alana fırlatılmışlığın sorunları ile de hesaplaşmak zorunda kalıyorlar. Kendilerine biçilen simge nesne sorunundan çıkıp özneleşmek en büyük mücadele. Kadın sanatçılar da diğer kadınlar gibi baskılarla kuşatılmış durumda ama aynı zamanda bu baskı ve sınırlamaları içselleştirmiş durumdalar. 

Filmmor adına açıklama yapan Melek Özman:  Kadın filmleri festivalleri gibi bağımsız dayanışma, güçlenme, üretim alanlarımızı korumalı, büyütmeli, bu dayanışmayı üretimi her alana taşımalıyız. Bağımsızlığımız için ekonomik ve teknik bağımsızlık çok önemli. Aynı zamanda içine doğduğumuz rekabeti nasıl aşacağımızın, dayanışmayı sahiden yaşatacağımızın yollarını bulabilmek için bir araya gelmek, birbirimizi dinlemek için de iyi ki buluştuk, iyi ki buradasınız. Birlikte yollar bulmak, açmak üzere...

 

© Medya Günebakış

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2017 okkesb61@gmail.com,

Diğer Haberler

  • KEMERALTI'NIN SOSYAL YAŞANTISI
  • YAŞLI HAKLARI MÜCADELESİ İVME KAZANIYOR
  • *SIRA EMEKLİYE GELİNCE KAYNAK YOKMUŞ.!*
  • KADIN DOSTU MARKALAR FARKINDALIK ÖDÜLLERİ
  • SOHBET BAHANE, KAHVE ŞAHANE.!
  • EMEKLİLER GÜNÜ ve EMEKLİLER HAFTASI
  • DEPREM ŞEHİDİ AHMET HAKAN ŞENTÜRK ANILDI
  • İÇLİ KÖFTECİLİK ALİ BABA’DAN MİRAS
  • HELALLEŞME
  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP