ÂŞIK VEYSEL 44. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ

Sözleriyle, Şiirleriyle Gönüllerimizde Yer Eden, Âşıklık Geleneğinin Temsilcilerinden Âşık Veysel, 44 Yıl Önce Bugün; 1973'te Vefat Etti.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ÂŞIK VEYSEL 44. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ

Sözleriyle, Şiirleriyle Gönüllerimizde Yer Eden, Âşıklık Geleneğinin Temsilcilerinden Âşık Veysel, 44 Yıl Önce Bugün; 1973'te Vefat Etti.

Âşık Veysel'i rahmetle anarken, değerini bilebilmek için âşıklığın ne olduğunu, âşıklık geleneğinin hangi ihtiyaçlardan doğduğunu aktarmak istedik.

Âşık Veysel'i rahmetle anarken, değerini bilebilmek için âşıklığın ne olduğunu, âşıklık geleneğinin hangi ihtiyaçlardan doğduğunu aktarmak istedik.

Âşık Veysel Şatıroğlu'nun bugün 44. ölüm yıldönümü. Şiirleri, türküleri kulaktan kulağa, gönülden gönüle aktarılan Âşık Veysel, yurdun birçok köşesinde, ölüm yıldönümünde rahmetle anılıyor. Biz de, değer bilmek için önce tanımak gerekir, anlamak gerekir diye düşünerek, Veysel Şatıroğlu'nun âşık olmasının ne önemi olduğunu, âşıklığın ne olduğunu aktarmak istedik.


"DİL SÖZÜ KULAKLARA, KALEM İSE UZAKLARA GÖTÜRÜR"

Âşık, içinde yaşadığı toplumun, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal olaylar karşısındaki duygu ve düşüncelerini aktarandır. Dünle yarın arasında bu gün bir köprüdür. Âşıklar, âşıklık geleneğini geçmişten günümüze taşıyanlardır. Âşık, içinde yaşadığı toplumun, toplumsal, kültürel ve siyasal olaylar karşısındaki duygu ve düşüncelerine her çağda, her ortamda tercüman olmuştur. Halkın çeşitli olaylar karsısındaki his ve duygu, düşünce ve tepkilerini ifade ederken de onun öz, sade konuşma dilini son derece ustalıkla kullanmıştır.

OZANLARDAN ÂŞIKLARA
Türk tarihinin başlangıcından beri, özel günlerde, törenlerde, sevinçlerde ve ağıtlarda duyguları dile getirecek, onları aktaracak birine her zaman ihtiyaç duyulmuş ve bu görevi yerine getiren kişilere "Ozan" denmiştir. Ozanlar, düğünlerde halkın neşesine neşe katmış, savaşlarda askerleri çoşturmuş, önemli günlerde halkın inanışlarını anlatmış, toplumsal olayları dile dökmüş ve ölümlerde acıları hafifletmiştir. Kısaca ozanlar, Türk hayatının her bölümünde farklı farklı görevleri ifa etmişler ve karşımıza çıkmışlardır. Türklerin Müslüman olmasından sonra, özellikle Selçuklu ve Osmanlı geleneğinden sonra ve 13. yüzyıldan itibaren tekke edebiyatının etkisinde kalan ozanlık, yavaş yavaş yerini âşıklığa bırakmaya başlamıştır. Ancak isim farklılığı muhteva değişikliğini çok getirmemiş ve insanın anlama ve anlatma ihtiyacından doğan bu gelenek, ismi âşık olarak eski kültürünü yaşatmaya devam etmiştir.


ÂŞIKLIK NASIL DOĞAR.?
Âşıklık geleneği, ilk önce insanın anlama ve anlatma ihtiyacından doğmuştur. Günlük hayatta yaşanan olaylar, kırılmalar, çekişmeler, kıtlık, savaş, eğlence gibi durumlarda gönüldeki duyguları kitlelere anlatacak ve farklı yörelere götürecek kişilere ihtiyaç hâsıl olmuştur. Kısaca önemli günlerin ve olayların aktarımı ihtiyacını gidermiştir âşıklar. Her toplum, önem verdiği geleneklerinin değerinin bilinmesini, yaşatılmasını ve kendisinden sonra gelecek olan nesle aktarılmasını ister. Dürüstlük, mertlik, yiğitlik gibi değerlerin sonraki nesiller tarafından da benimsenmesi için yine âşıklara ihtiyaç duyulmuştur. Âşıklar da hem bu değerlerin önemini şiirlerinde anlatmış hem de güzel örnek olması açısından kendi devrindeki bu değerleri taşıyan insanlara şiirler yazmıştır. Âşıkların ortaya çıkmasındaki bir diğer etmen de insanoğlunun sosyalleşme ihtiyacıdır.

Törenlerde, düğünlerde, cenazelerde bir araya gelen insanlar duygularını âşıklar aracılığıyla paylaşmışlardır. Âşıklar toplumsal hayatı biçimlendirdiği kadar, tarih boyunca dini hayatı da insanlara aktarmış ve dinin gereklerini toplumsal hayatla iç içe geçirerek içinde bulunduğu toplumu İslamiyet'in etrafında şekillendirmiştir.
VEYSEL GİDER ADI KALIR
Âşıklık geleneğinin temsilcilerinden Âşık Veysel de yukarıda saydığımız ihtiyaçlara cevap vermiş, yıllar boyu halkımızın gönlünde taht kurmuştur. Şiirlerinde hayatı, insanı ve yaşamı sade bir dille çok güzel bir şekilde anlatmış ve kulaktan kalbe bir yol bulmuştur.


DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın..
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın..
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın..
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın..
Ne gelsemdi ne giderdim
Günden güne arttı derdim
Garip kalır yerim yurdum
Dostlar beni hatırlasın..
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş kim gülecek
Murad yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın..
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ocak.2017 okkesb61@gmail.com, 

" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP