KİMİNİN PAYINA HUBER; KİMİNE DE
SEMER.!
Sultan Abdulaziz'in Köşkü Kimlere Kısmet Olmadı ki;
İmparatoriçe Eugenie'nin Nedimesi, Fransız
Sefareti, Joshep ve Aguste Huber, Mahmut Nedim
Bey, Prenses Kadriye, Notre Dame
de Sion, Rahibe Therese Clement Ve
Marie Aimee Odent, Boğaziçi İnşaat AŞ, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet
Necdet Sezer ve Abdullah Gül.!
Fransa İmparatoru III. Napolyon’un eşi
İmparatoriçe Eugenie, 1869’un Ekim ayında İstanbul’a gelir…
Amacı, Sultan Abdülaziz’in Fransa ziyaretini iade etmektir.
Sultan Abdülaziz, İmparatoriçe’nin nedimesi için Tarabya’da bir köşk
yaptırıp hediye eder.
Nedime Hanım bu köşkü o kadar beğenir ki Eugenie ile birlikte Fransa’ya
dönmez… Görevden azlini isteyip burada kalır ve uzun süre bu köşkte yaşar.
Köşk, daha sonra Fransız Sefarethanesi’nin mülkiyetine geçer.
Sultan II. Abdülhamid ‘in iktidarında Alman Silah
Üreticileri ülkemizi mesken tutar…
Çünkü Osmanlı, Ballı Müşteridir.!
Silah üreticisi Krupp firmasının temsilcisi Joshep ve Aguste Huber kardeşler de bu baldan nasiplenir.
Sattıkları silahlardan aldıkları komisyonlar sayesinde
kısa sürede bir hayli zengin olurlar ve 1898’de o köşkü satın alırlar.
Köşkün Adı Artık Huber Köşkü’dür…
Burada 20 yıl kadar yaşayan Huber ailesi, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından
İstanbul’un işgali gündeme gelince şehri terk etmek zorunda kalır.
1922’de köşkün tapusu önce Mahmut Nedim Bey’e, hemen sonra da
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın soyundan gelen Mısır Hidivi Hüseyin Kamil Paşa’nın
kızı Prenses Kadriye’ye geçer…
Ancak Prenses Kadriye, çok beğendiği köşkte uzun süre oturamaz. Bir
rivayete göre boğazın nemli havası prensese dokunur.
Köşk bu yüzden 1928’de Fransız Katolik Lisesi Notre Dame de Sion’a
kiralanır ve 1970’lere kadar Levantenleri ve renkli misafirleri ağırlar. Sonra
da Köşkün tapusu, Rahibe Therese Clement Ve Marie Aimee Odent’e geçer.
1973’te bir kez daha el değiştiren köşkün yeni sahibi Boğaziçi İnşaat
Turizm Anonim Şirketi olur.
Restorasyon izni verilmediği için yaklaşık 15 yıl boş kalan köşk, 1988’de
kamulaştırılır. Çünkü 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren,
İstanbul’da kendisi için bir yazlık istemiştir ve bu köşk tam da onun
istediği gibidir.
Kamulaştırıldıktan sonra köşkün bahçesine önce bir havuz yapılır, sonra
20 daireli personel lojmanı ile 150 kişilik güvenlik binası inşa edilir…
Yabancı devlet başkanlarının ağırlanacağı ve büyük resepsiyonların verileceği
tamamlayıcı mekanlar da 2000 yılında devreye girer…
Yerleşke bugün Cumhurbaşkanlığı Konutu, Yabancı Devlet Başkanlıkları
Konukevi, Resepsiyon Alanları, Misafirhane ve Sosyal Merkez
bölümlerinden oluşmaktadır.
Neden mi bu kadar uzun, uzun anlattım Huber Köşkü’nü.? Söyleyeyim:
Bu köşkü bugüne kadar beş cumhurbaşkanı kullandı:
Evren, Özal, Demirel, Sezer ve Gül…
Önceki dört cumhurbaşkanının dördü de görev süreleri bittiğinde nasıl
Çankaya’yı boşalttılarsa, Huber’i de boşaltıp kendi özel mülklerine gittiler.
Bir tek Gül gitmedi.! O gideceğine tersi oldu; “Cumhurbaşkanlığı Forsu”
gitti.
Peki; yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan yaz aylarında nerede çalışacak.?
Onun yeri çoktan hazır; Kandilli’deki
yeni sarayda yazlayacak.!
Bu yüzden Gül ailesi, yüzlerce görevlinin çalıştığı
Huber’i babalarının çiftliği gibi tepe tepe kullanabilecek…(Doksanbeş personel ve
On iki adet araba ile beraber)
Ne Diyeyim Sevgili Halkım.?
Sen Böyle
Sessiz, Tepkisiz, Uysal Oldukça…
Birilerinin payına Huber düşer…
Senin payına ise hep “Semer” kalır.!
Peyami
SUNGUR, İstanbul – Şubat.2017 – robbe@ttmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com, https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, -okkesb@telmar.net, Peyami
SUNGUR, İstanbul – Şubat.2017 – robbe@ttmail.com,
|