YABANCI MÜDAHALEYE RESMİ DAVETİYE

Darbeye Zemin Hazırlayan Kararın Altında Erdoğan’ın İmzası Var mı.?

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

NATO VE AB TÜRKİYE’YE MÜDAHALE EDECEK.!

Beştepe’den Yabancı Müdahaleye Resmi Davetiye

Yeni Söz gazetesi, bugünkü manşetinden çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı.

Yeni Söz Gazetesinin haberine göre; 1 Haziran 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanlar Kurulu aldığı bir kararla NATO’ya “Türkiye’ye Müdahale İzni” verdi. Gazete haberinde, “FETÖ’cü yazarların o dönemdeki analizler incelendiğinde 15 Temmuz’u yapan hainlerin de bu karardan cesaret aldıkları ortaya çıktı.” diye yazdı.

Erdoğan ve Hükümetin NATO’ya Türkiye’ye müdahale etmesi için aldığı kararın hala yürürlükte olduğunu öne süren gazete, bu kararın derhal kaldırılması gerektiğini ifade etti.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

 

YABANCI MÜDAHALEYE

RESMİ DAVETİYE

Darbeye Zemin Hazırlayan Kararın Altında Erdoğan’ın İmzası Var mı.?

Yeni Söz gazetesi, 1 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanlar Kurulu aldığı bir kararla NATO’ya “Türkiye’ye Müdahale İzni” Verdiğini Yazdı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hocası Kadir Mısıroğlu’nun başyazarı olduğu Yeni Söz gazetesi, bugünkü manşetinden çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı.

Gazetenin haberine göre, 1 Haziran 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanlar Kurulu aldığı bir kararla NATO’ya “Türkiye’ye Müdahale İzni” verdi.

Gazete haberinde, “FETÖ’cü yazarların o dönemdeki analizler incelendiğinde 15 Temmuz’u yapan hainlerin de bu karardan cesaret aldıkları ortaya çıktı.” diye yazdı.

Erdoğan ve Hükümetin NATO’ya Türkiye’ye müdahale etmesi için aldığı kararın hala yürürlükte olduğunu öne süren gazete, bu kararın derhal kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yeni Söz gazetesinin manşetten verdiği haber şöyle:

“24 Mayıs 2016'da Başbakan olarak göreve başlayan Binali Yıldırım, bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ilk kez Bakanlar Kurulu'na, bir sonraki gün ise MGK'ya katıldı. Dışişleri Bakanlığı, bu MGK'da Bakanlar Kurulu'na bir NATO teklifi sundu. Teklifi 30 Mayıs'ta karara bağlayan Bakanlar Kurulu'nun sunduğu teklif, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onaylamasıyla 1 Haziran 2016'da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. 5 bölüm halindeki 24 maddeden oluşan karar ile “Türk askerlerinin yurt dışında; NATO askerlerinin ise Türkiye'de ‘TBMM kararı' olmadan konuşlandırılmasına” izin verilmiş oldu. 

TEMELLERİ 2014'E DAYANIYOR

NATO'ya Türkiye'ye elini kolunu sallaya sallaya girme hakkı veren karar NATO'nun 2014'te Galler Zirvesi'nde kabul ettiği bir eylem planına dayanıyordu. Bu eylem planında NATO “çatışma çıkan bölgelere 48 saat içinde müdahale etme”yi ve uluslararası bir güç oluşturmayı kabul etmişti. Türkiye'deki Bakanlar Kurulu da NATO'nun Galler'de kabul edilen eylem planına dayanarak teklifi kabul etmişti. Karar ABD'nin “dost ve müttefik” olarak kabul edildiği, NATO'nun ise koruyucu bir güç olarak görüldüğü dönemde alınmıştı. Ancak kararın yanlış olduğu 15 Temmuz'da ayan beyan anlaşılmıştı. Zira 15 Temmuz'un arkasında ABD ve NATO vardı. 

FETÖ'CÜLER NE DEMİŞTİ

Bakanlar Kurulu'nun ‘Çok yüksek hazırlık seviyeli müşterek görev kuvvetinin faaliyetine ilişkin esaslar' kararı Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra FETÖ'cü kalemler devreye girip şunları yazar:  Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç o günlerde tırmanışa geçen terör saldırılarını gündemine taşıdığı yazısında "NATO, Güneydoğu'ya müdahale eder mi?" diye sorup cevap olarak da NATO'nun Türkiye'ye müdahale edebileceğini yazmıştı.  Ekrem Dumanlı “Ya adam gibi gider. Ya da gitmek zorunda kalır” derken diğer Zaman yazarı Lale Kemal ise “Türkiye'deki tehlikeli gidişata artık dışarıdan müdahale ile “dur” denilebilir. Bu “dur” deme hali ise bizim kara gözümüz karakaşımız için değil, Türkiye'nin, Allah vergisi coğrafi konumu ve NATO üyesi olması sebebiyle, “otoriterleşmesine” izin verilmeyecek olmasından kaynaklanabilir” diye yazmıştı.

MECLİS NEDEN ARADAN ÇIKARILDI

Karar özetle “ülkede kaos çıkması durumunda, ‘çatışmayı önlemek' maksadıyla NATO'nun ‘Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti'ni hiçbir izne ihtiyaç duymadan 48 - 72 saat içinde bölgeye göndermesinin önünü açıyordu. Bu müdahale için TBMM'den onay beklenilmesi halinde, sürecin “tehlikeli” şekilde uzaması ihtimaline binaen, Meclis devre dışı bırakılmıştı. NATO bu kararla kara, deniz ve hava personelinden müteşekkil 5 bin kişilik tugayı 48 saat içinde istediği yere indirme hakkı elde ediyordu. Hatta akabinde 5 ile 7 gün içinde 10 bin kişilik iki tugay daha gönderebilme hakkına sahipti. Türkiye'de bir çatışma çıksa, Suriye veya Irak'tan Türkiye'ye kaosa yol açabilecek bir saldırı gelse, 5 gün içinde 15 bin “Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti” de NATO kararıyla gelebilecekti. 

DARBE, KAOS VE İŞGAL PEŞ PEŞE GELECEKTİ

Küresel iblislerin tasmalı köpeği FETÖ, 15 Temmuz gecesi darbe görünümü altında ülkede kaos çıkarmak ve işgalin önünü açmak için Türkiye'ye içeriden saldırdı. Saldırı planında Reis-i Cumhur Erdoğan için “ölüm” emri verilmişti. İngiltere, Güney Kıbrıs'ta 5 bin kişilik özel kuvvetlerini konuşlandırmıştı. ABD devşirmesi yabancı paralı askerlerden müteşekkil 30 bin misil gücünden müteşekkil YPG terör örgütü Suriye sınırında hazır bekliyordu. Teröristler hain kalkışmanın merkez üslerinden olan İncirlik'ten kalkan helikopterlerle Türkiye'ye taşınacaktı. Türkiye'nin İran ile Akdeniz sınır hattı FETÖ'cü komutanlara emanetti. Darbe girişimi başarılı olsaydı, bu kararı gerekçe gösteren NATO, ABD ve İngiliz kuvvetleri Türkiye'ye girecekti.” 04.11.2016 10.46 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

 

Ya Kasabın Önünde Sıraya Geçen Koyunlar Gibi Sıramızı Bekleyeceğiz, Ya Da..!

Fetö; Devleti Teslim Aldı Da Ne Oldu.? Darbe Girişiminden Sonra Tekrar Liyakat Esasına Mı Dönüldü.? Cemaatler Mi Dışlandı.? Hayır…!

 

‘Paralel’in her iki ayağı da aynı yıllarda, aynı amaçlarla, aynı yeminle yola çıktılar. Bu yolculuğu; beraber yürüdük biz bu yollarda diyerek sloganlaştırdılar.

“Kanlı mı olsun, kansız mı; sert mi olsun, yumuşak mı, kadayıfın altı kızardı-kızarmadı” gibi sloganlarla amaçlarına dair gayet net mesajlar verdiler ama geçmişin gerzek muktedirleri bu mesajlarla alay ettiler. “Acaba söyledikleri gerçek mi” demeye bile gerek duymadan, “alnı secdeye değmiş” olmayı onlar da liyakat nedeni saydılar.

İrtica “geliyorum, görün beni” diyerek bağırıyor, can alıyor, insanları otele tıkıp yakıyor, yananların çığlıkları karşısında dans ediyordu ama yönetenler bu gerçeği bir türlü görmüyordu

Paralelin Biri;

Taa 1999 Yılında Ortalığa Dökülen Görüntülü Kasetinde; “Devletin Bünyesine Gireceksin, İyice Nüfuz Edecek, Can Damarları İçinde Hiç Hissettirmeden Dolaşacak, Geri Döneceksin. Gereken Kıvama Gelmeden, Gereken Mesafeye Varmadan Gereksiz Çıkışlar Yapmayacaksın. Erken Huruç Edersen (Harekete Geçersen) Dünyayı Başına Yıkarlar” diyerek hazırlık amacının devleti ele geçirmek olduğunu söylüyor, söylediklerini tek tek gerçekleştiriyor ve darbe yapacak güce ulaşıyorken…

Paralelin Diğeri;

 “Kemalist Küfür Düzenini” yıkmaya yemin ediyor… “Demokrasinin bir istasyon olduğunu, işi bittiğinde inip o istasyonu berhava edeceğini, yerine İslami bir düzen kuracağını; minarelerin süngü, kubbelerin miğfer olduğunu” söyleyerek niyetini ifşa etmekten çekinmiyordu.

AKP’nin İstanbul eski il başkanı Aziz Babuşçu (01 Nisan 2013); “Onlar da (liberaller) şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi (AKP’yi) hazmetmeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak inşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. Dolayısıyla o paydaşlar bizimle beraber olmayacaklar. Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar. Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek, onların kabulleneceği bir gelecek ve bir dönem olmayacak. Onun için işimiz çok daha zor.” Diyordu. 

Babuşçu; “kendilerine payanda ya da paydaş olan liberallere şimdilik kaydıyla tahammül edilse de, günü geldiğinde solcu, sosyal demokrat ve diğer ötekiler gibi inşa ve ihya edilecek geleceğin dışında bırakılacaklarını, o nedenle işlerinin zor olacağınıyoruma bile ihtiyaç olmaksızın gayet net söylüyordu.

O GÜN, BUGÜN MÜ.?

Fetö’nün talimatı gereğince sistemin kılcal damarlarına değin girildi; adliye, mülkiye, eğitim, üniversite, TSK gibi tüm arızai kurumlar, engellertasfiye edildi, teslim alındı.

Tasfiyelerin gerekçesi ne olursa olsun, kim adına yapılırsa yapılsın her tasfiye “menzil” adına yapılmakta, amacı ve menzili yakınlaştırmaktaydı…

Fetö onu yapmış bunu yapmış; alçakmış hainmiş… Doğrudur da Fetö istisnai ya da tek başına biri değil, sistemin kucağında beslenen-semiren bir zihniyet idi…

AKP’yi, Saadet Partisini, benzer oluşumları, cemaatleri kapsıyordu…

Fetö; devleti teslim aldı da ne oldu? Darbe girişiminden sonra tekrar liyakat esasına mı dönüldü, cemaatler mi dışlandı; hayır…  

Ya ne oldu; Fetö Çetesi gitti Menzil Cemaati geldi.

-“Menzil” ne demek; -Hedef.!. – Eee.?  

***

SIRA BİZDE Mİ.?   

Sıranın bizde geldiğini hissediyorum ama kuşkusuz sıra 2. Cumhuriyet, özgürlükçü laiklik, Kemalizm, ulusalcılık gevezelikleriyle “menzile” su taşıyan; Altan Kardeşler, Hasan Cemal, Ilıcak, Nuray Mert gibi aptal “liberallere” de gelecektir… “Sıra bana geldiğinde sesimi duyacak kimse kalmamıştı” diyen Alman papaza nasıl sıra geldiyse, tetikçi liberallere; “bak ben böyle yaşıyorum, sorun yok” der gibi kıyafeti ve makyajıyla televizyonlarda arzı-endam eden rol model Nagehan’lara ve Alevi kimliğini saklayarak Yavuz’a köle olan Abdülkadir Selvi’lere de sıra gelecektir.!

Bu gerçeği görmemek için ya kör ya da satılmış olmak gerek…

Gericinin silahlarından biri de mağdur edebiyatıdır, takiyedir… Bunlar gericiliğin simgesi olan türbanı “özgürlük” diyerek pazarlayabilmiş, “inanmayın” çığlıklarımıza karşın kendilerine “solcu” diyen kimi aymazların desteğini alabilmişlerdir.

Üstelik yanı başımızdaki İran’da bu deneyim daha tazeyken…   İran, ‘Türbana Özgürlük’ diyen TUDEH’in (sosyalist parti) ve yukarda saydığım satılmış liberallerin ihanetiyle teslim alınabilmiştir.

Tamamı yurtdışına kaçan İran aydınları; Tuzağa Düşüyorsunuz, Biz Yanlış Yaptık, Siz Bari Yapmayın diyerek basbas bağırdılar ama Onları da duyan olmadı.!

TUDEH, mollaların ‘özgürlük’ söylemine aldandı, kitlesel destek verdi. Bu destekle büyüyen molla hareketinin tehdit ettiği Şah Rıza ülkesini terk edince, fırsatı kaçırmayan Humeyni Paris’ten ülkesine döndü ve yönetime el koydu.

Sonra;

Sonra, Humeyni’nin özel yargıcı (Zekeriya Öz’ün İran muadili) Sadegh Khalkali tam sekiz bin solcuyu idam etti! Kaçan kaçtı, kaçamayanların yüzbinlercesini hapishanelerde çürüttü.!

***

ŞİMDİ YENİ BİR TAKİYE YAŞIYORUZ;

Fetö söz konusu edilince; “Bilemedim, Aldandım, Özür Dilerim” diyor Tayip Erdoğan…

Oysa biz sizin ajandanızı, cemaziyelevvelinizi gayet net biliyoruz artık. Size göre; Aziz Babuşcu, Sen ve diğer AKP yöneticileri rejime dair niyetlerinizi ifade ederken ütopyalarınızı mı konuşturuyorsunuz;

Bizimle şaka mı yapıyorsunuz.?

Neden bunca mezhep batağındasınız, devlet kurumlarındaki bunca tahribat niye.?

Artık AB hedeflerinden neden hiç söz etmiyorsunuz.? Medeniyet düşmanlığınızın, eğitim kurumlarını teslim almanızın altında hangi niyet yatıyor.?

FETÖ ve AKP’nin amaç ve sonuç bakımından hiçbir farklarının olmadığına dair o kadar çok veri var ki, görmemek için hakkaten ileri derecede aptal olmak gerek. Benzerliklerine bakın; yalan gerekiyorsa hiç düşünmeden yalan söylüyorlar, hırsızlıksa hırsızlık yapıyorlar, kamu malını yağmalamaksa tereddüt bile etmiyorlar… Kamusal yetkilerini oğula-kıza, eşe dosta, amcaya damatlara, gerektiğinde emperyalizme peşkeş çekiyorlar ve irticai bir düzen istiyorlar…

AMAÇ AYNIYSA FETÖ-AKP KAVGASI NİYE.?

Şudur;

Fetö çetesinin devleti ele geçirme niyeti, 17-25 Aralık “bombasına” karşın gerçekleşmeyince çete paniklemiş, İş Gereken Kıvama Gelmedendarbeye kalkışmıştır. Bugün “Başkanlık, Kürt Sorunu, Esed, Irak” vb sorun icat ederek ya da sorunları kronikleştirerek toplumu aldatıp Şer-i düzene yumuşak geçiş yapmaya çalışan AKP’den önce davranmak istemiştir. “Sen Değil Ben Olacağım demiştir… “Ben yöneteceğim, bu kadrolar bu emek benim… 40 yıl çalıştım; TSK’yi, bürokrasiyi, eğitim kurumlarını ben dönüştürdüm, ben tasfiye ettim, bu hak benim” demiştir…  

‘Muhteşem İkili,’ bunları yapmakla kalmamış, gözümüze de sokmuştur ama.?.!

Tekrar ediyorum:

Bunların “demokrasi” söylemleri yalaaan.! İnsan haklarını, eşitliği, özgürlüğü sevmiyor, laiklikten nefret ediyorlar… Kadını mal yerine koyuyor, Cennette verilecek bir ödül, bir meta, bir seks aracı görüyorlar. 

***

“Ne yapabilirim ki.?” Diyor, Düşünüyorum; Yazmaktan, çığlık atmaktan, bir aktivist olarak birlik çağrısından öte ne yapabilirim…

Aynı dünya özleminde olanların birbirlerinin gözünü oymaktan vazgeçip karşıya bakmaları, büyük tehlikeyi anlamaları, “O Varsa Bez Yokum” Gibi Sol Fantezi döneminin geçip gittiğini fark etmeleri için daha ne yapabilirim… 

Dün Cumhuriyet Gazetesinin “İrtica Geliyor” diyerek bağıran uyaran yazarlarını katlettiler, bugün o gazeteyi kapatmaya çalışıyorlar...

Ya kasabın önünde sıraya geçen koyunlar gibi sıramızı bekleyeceğiz, ya da insan olduğumuzu anımsayıp hep birlikte “hayır” diyeceğiz… Tercih sizin…

Murtaza Demir - 04.11.2016 10.01


Odatv.com

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2016okkesb61@gmail.com,

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP