OLAN TÜRKİYE'YE OLUYOR.
Çakma
Fetö Darbesinin Elebaşları Kimler.?
Akp'nin başımıza ne çoraplar ördüğünü
anlattığım “Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda”
isimli kitabımda yazmıştım.
*
2012'de Yüksek Askeri Şura
toplandı, Ergenekon ve Balyoz iftirasıyla tutuklu bulunan 40 general ve amiral
emekliye sevk edildi. Hasdal'dan doooğru Silivri'ye
gönderildiler. Beraat etseler bile, geriye dönüşleri yok artık… Kesilip
atıldılar. Liyakat sistemi allak bullak edildi. Normal şartlarda iki-üç aday
olur, aralarından biri terfi eder.
40 general ve amiral tasfiye
olunca, elde kalan yetersiz adaylar otomatik olarak terfi eder hale geldi. Bana
sorarsanız, kimlerin tasfiye edildiğinden çok,
onların yerine kimlerin oturtulduğu önemli… Akp hükümeti, tasfiye edilenlerin
yerine kimleri oturttu.?

Bunları yazdığım için mahkemeye verildim,
Akp medyası tarafından Ergenekoncu ilan edildim. Bugün ibretle görüyoruz…
Atatürkçü subayları tasfiye edip, onların yerine kimleri oturtmuşlar!
*
Akp'yle cemaat'in imam nikahını
anlattığım “Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda”
isimli kitabımda yazmıştım.
* 
2014'te Yüksek Askeri Şura zart
diye kesti attı, Balyoz sanığı olan general ve amirallerin hepsi emekliye sevk edildi.
Güya kumpas çökmüştü, haklarının ihlal edildiği Anayasa Mahkemesi tarafından
tescil edilmişti, asrın iftirasına uğradıkları kesinleşmişti ama, nafile…
Tasfiye edildiler.
General-amiral olmalarına kesin gözüyle bakılan Atatürkçü kurmay albayları,
temize çıktıkları halde, pasif görevlere verdiler. Adeta “istifa edin, defolun gidin” deniyordu.
Gayet açıktı… Terfi sırasında
yarışarak geçilemeyen subaylar, TSK'dan atılarak, tasfiye edilerek geçildi.
Komuta kademesi onlarsız şekillenecekti. Temize çıkmalarının önemi yoktu,
Atatürkçü subaylar orduda istenmiyordu. “Türkiye bağırsaklarını temizliyor”
diyenler, tasfiye edilen Atatürkçü subayların yerine kimlerin önünü açıyordu.?
*
Bunları yazdığım için mahkemeye verildim.
Akp medyası tarafından Balyozcu ilan edildim. Benim için “gazeteci değil, militan” diyen herif, şu anda
Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı…
Netice.? Hazin şekilde görüyoruz,
Atatürkçü subayların yerine kimlerin önünü açtıklarını.!

Donanma komutanı olmasına kesin gözüyle
bakılırken, Balyoz davasına isyan ederek, protesto için kariyerinden vazgeçen,
kendisini feda eden, istifa eden Atilla Kezek'i anlatırken yazmıştım.
*
Kumpas davaları olmasaydı,
kimse tutuklanmasaydı, şu anki amiral ve generallerin kaç tanesi general ve
amiral olabilirdi.?
Ben size söyleyeyim, sadece
yüzde 10'u…
Asrın iftirası atılmasaydı,
iftiraya uğrayanlar tasfiye edilmeseydi, şu anki komuta kademesinin yüzde 90'ı
terfi alamayacaktı. Terfi alması gerekenler tasfiye edilince, geriye bunlar
kaldı. O halde şu soruyu sormalı, bunları oraya kim oturttu.?

Onları oraya “ben
bu davaların savcısıyım” diyenler oturtmadı mı.?
*
Tayyip Erdoğan, irtica'ya bulaştığı için
Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ordudan atılanlara “şerh” koyuyordu. Aynı
Tayyip Erdoğan, dün akşam darbe girişiminde bulunanların terfisine “şerh”
koymuş muydu.?
*
Cemaat'in kadrolarını general yapan,
amiral yapan kimdi.?
Fethullahçıları TBMM'ye, emniyete,
yargıya monte edenler kimdi.?
Kendi listesinden milletvekili yapan,
bakan yapan, vali yapan, rektör yapan, bu yollarda beraber yürüyen kimdi.?
Bunlara sahip çıkan, palazlandıran, ne
istediniz de vermedik diyen kimdi?

Bundan sonrasını daha
dikkatli okuyun lütfen…
*
Asrın iftirasına uğrayan, kendi ordusu
tarafından esir alınan, Maltepe'deki arkadaşlarımı anlatırken yazmıştım.
*
Sınıflarında birinci,
kariyerlerinin zirvesindeki bu pırıl pırıl adamları, nizami rekabetle geçebilmeleri,
komuta kademesindeki ilerleyişlerini durdurabilmeleri normal şartlarda asla ve
asla mümkün değildi. Tek yolu vardı. Önce içeri tıkmak, sonra silahlı
kuvvetlerden atmak. Başka yolu yoktu. İşte bu arkadaşlarımdan birinin eşi, hiç
olmazsa manevi destek versin diye, hava kuvvetleri komutanının eşini aramış…
Kuvvet komutanının eşi ne demiş biliyor musunuz.? “Size
üzüntümüzden dışarıda yemeğe çıkamıyoruz” demiş iyi mi…
Vah vah. İçim parçalandı
hakikaten. Yaptığınızı beğendiniz mi diye çıkıştım arkadaşlarıma… Siz içerde
afiyetle 16'şar sene hapis yiyorsunuz, komutanınız sizin yüzünüzden dışarıda
yemek yiyemiyor.!

Bu adı geçen hava kuvvetleri komutanını,
hava kuvvetleri komutanı yapan kimdi.?
Tayyip Erdoğan hükümetiydi.
Ne zaman kuvvet komutanı yapılmıştı.?
2013'te, Atatürkçü subaylar ordudan atılırken yapılmıştı.?
Kuvvet komutanı olmaya layık mıydı.?
Değildi. Orgeneral bile değildi. Korgeneraldi, pasif görevdeydi, emekliliğine
gün sayıyordu. Hava kuvvetlerindeki tüm orgeneraller tasfiye edildiği için,
bunu apar topar orgeneral yaptılar, hava kuvvetleri komutanı koltuğuna
oturttular.
Sonra ne oldu.?
Sonrası daha enteresan… Akp bu arkadaşı o kadar çok seviyordu ki, 2015'te görev
süresi doldu, emekli etmediler.
Ya ne yaptılar.?
İlla karargahta otursun diye Yüksek Askeri Şura üyesi yaptılar.
Kim yaptı bunu.? Tayyip Erdoğan yaptı.
*
Peki, kim bu Akp'nin pek sevdiği, koruyup
kolladığı komutan biliyor musunuz.?
Dün akşam darbeye kalkışan Akın Öztürk.!
*
Akp'nin sihirbaz şapkasından tavşan
çıkarır gibi, sürpriz şekilde orgeneral yaptığı, kuvvet komutanı yaptığı,
emekli olmasına izin vermediği, illa komutan olarak kalsın diye yüksek askeri
şura üyesi yaptığı Akın Öztürk… Meğer darbecilerin elebaşıymış.!
*
Akp'nin hiç haberi yokmuş.!
*
Oldu olacak, basit bir soru daha sorayım.
TSK bile darbeye karşı kendisini savunmak için organize olamazken…
Türkiye'nin ücra köylerine kadar tüm
camileri, nasıl oldu da, bu kadar çabuk organize olup sela okudu.? Nasıl oldu
da, tüm imamlar, tüm müezzinler bu kadar çabuk organize olup, memleketin tüm
minarelerinden aynı anda, aynı cümlelerle “sokağa dökülün” çağrısı yapabildi.?
*
Uzun lafın kısası…*
“Sahte darbe”nin rüzgarıyla
cumhurbaşkanı oldu.
“Monte
darbe”nin rüzgarıyla başkan oluyor.
Olan Türkiye'ye Oluyor. 
Yılmaz Özdil - 17 Temmuz 2016

ORGANİZE İŞLER BUNLAR
Olayı
İçerikten Biçime Kaydırmayalım. Olayın Özünü Bir
Kenara Bırakıp, Üstünü Örtmek İçin Katırlar Tepişmesi Taktiğini Kullanıp
Unutturma Amaçlı Yapılan Tartışmaları Tarih Kaydedecektir. Biz Peşini Bırakmayıp Hesabını Soralım.
"Laiklik Yeni Anayasada Olmamalıdır.!" diyen İsmail
Kahraman, Laik TBMM - Türkiye
Cumhuriyeti’nin Millet Meclisi’ni Yönetemez,
Yönetmemeli.!.
DERHAL
İSTİFA ETMELİDİR.!
Ökkeş Bölükbaşı, İst. – Haziran.2016 -
okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ --- okkesb@cagintek.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com,
Ökkeş Bölükbaşı, İst. – Haziran.2016 -
okkesb61@gmail.com,
Neyin
Üzerine Ant İçiyorlar.?
İnsanlar Kendilerinde
Olmayan Şeyler Üzerine Ettiği Yemine Sadık Kalmadığı İçin Suçlanamaz.!
Adam.! Kendisine
Göre Haklı.. TBMM Yemininde;
''Devletin
varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin
kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma;
Hukukun
üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına
bağlı kalacağıma;
Toplumun
huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan
haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten
ayrılmayacağıma;
Büyük
Türk Milleti Önünde "Namusum Ve Şerefim Üzerine Ant
İçerim.'' Deniliyor.!
Neyin
Üzerine Ant İçiyorlar.?
Bu Durumda
Kişi; Kendisinde Olmayan Şeyler Üzerine Ettiği Yemine Sadık Kalmadığı İçin
Suçlanamaz.!
Sen
Ata'nı Saymayacak, Kabul Etmeyecek, Milliyetini Türklüğünü Ayaklar Altına
Alığını Mikrofonlardan Dünyaya İlan Edeceksin.
Ata'nın
Kurduğu Laik Devleti Tanımayacak ve Demokrasiyi Rafa Kaldırdığını Beyan Ederek,
Ilımlı İslam Modeline göre Yeni Türkiye Cumhuriyetini Kuruyorum Diyerek,
100.Yılında 2023 de Tamamen Ortadan
Kaldırmayı Amaç Edineceksin, Bu
Nedenlerle Daha Kolay Yıkabilmek İçin Cumhuriyetin bütün Kurum ve Kuruluşlarını
İşlemez duruma Getirerek Başkanlık, Yarı
Başkanlık Sistemi, Partili Cumhurbaşkanlığı, Tartışmaları arasında Faşist
Diktatörlük Uygulamalarıyla
Rejim
Değişikliğine gideceksin,
Sonra
da Kalkıp "Namusum Ve Şerefim Üzerine Ant
İçerim.'' Diyeceksin.. Yemezler, Yutmazlar, Kabul Etmezler...!
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 -
okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com,
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2016 -
okkesb61@gmail.com,
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden Bir Kesit:
"Bütün Bu Şerâitten Daha Elîm Ve Daha
Vahim Olmak Üzere, Memleketin Dahilinde, İktidara Sahip Olanlar Gaflet Ve
Dalâlet Ve Hattâ Hıyanet İçinde Bulunabilirler.
Hattâ Bu İktidar Sahipleri Şahsî Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi
Emelleriyle Tevhit Edebilirler. Millet, Fakr-ü Zaruret İçinde Harap ve
Bîtap Düşmüş Olabilir. Ey Türk İstikbalinin Evlâdı.!
İşte, Bu Ahval Ve Şerâit İçinde Dahi, Vazifen; Türk İstiklâl Ve
Cumhuriyetini Kurtarmaktır.! Muhtaç Olduğun Kudret,
Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur.!"
İşte Bu Yüzden Susmayacağız.!
|