Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ÇAYIN TARİHİ Türkler, Anadolu’ya Gelmeden Öncede Çayı Bilmelerine Karşın; Çayın Türkiye’ye Gelmesi Ancak Birkaç Yüz Yıl Önceye Dayanmaktadır.
Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hatay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi’den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah’ın izniyle Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra, “Bu şifalı bir şeymiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin” diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur. Türkler, Anadolu’ya gelmeden öncede çayı bilmelerine karşın; çayın Türkiye’ye gelmesi ancak birkaç yüz yıl önceye dayanmaktadır. Çay içiminin Anadolu’da yaygınlaşması 19. yüzyıldan itibaren olmuştur. Türklerde çayın yaygınlaşmasına ilişkin şöyle bir hikâye anlatılır:
Çay ve Saglık Üretim Aşamaları: Kıvırma, Oksidasyon, Kıvırma, Tasnif, Ambalajlama
Soldurma: taze çay yapraklarının ihtiva ettiği % 70-80 oranındaki suyun %60-65'e düşürülmesi işlemi olup, siyah çay üretiminin zorunlu ve önemli ilk aşamasıdır. Soldurma, solma süresi yaş çayın tazeliği ve ıslaklık durumuna, hava ve çalışma koşullarına göre değişir. Soldurma sonucunda yaprakların hücre özsuları daha yoğun hale gelir ve kıvırma işlemi için uygun elastiki yapı temin edilir. Taze yapraklar soldurulmadan doğrudan doğruya kıvırmaya tabi tutulursa, hücre özsuyunun presleme esnasında kıvırmadan akan sularla çayın içerisinde bulunan etkin maddeler dışarı atılır. Solmuş yaprağın; sarkık, halsiz ve pörsümüş durumda olması, canlı ve parlak olmaması, sap kısımlarının kırılmadan eğilir ve bükülebilir durumda olması yaş çayın iyi solduğunun göstergesidir. Kıvırma: Solmuş çay yaprağının değişik çay imalat makinelerinde parçalanması, ezilmesi ve bükülmesiyle hücre öz suyunun kıvrılmış yaprak yüzeyine yayılması ve oksidasyonun başlaması işlemidir. Solmuş çay yaprağı öncelikle 1. sıra kıvırma makinelerinden geçirilip elenir, elek altı çaylar elek altı oksidasyon ünitesine gönderilir. Elek üstü çaylar 2. sıra presli kıvırma makinelerinden geçirilir ve elenir 2. elek altı çaylar elek altı oksidasyon ünitesine gönderilir. 2. eleme işleminde elek üstünde kalan çaylar rotervan’a gönderilir, rotervandan çıkan çaylar ayrıştırıcıdan geçirilerek rotervan oksidasyon ünitesine gönderilir. Oksidasyon: Kıvrılan yaş çay yaprağının hücre öz suyunda bulunan kimyasal bileşiklerinin oksidaz enziminin tesiri ile değişikliğe uğrayıp siyah çayda istenen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması olayıdır. Oksidasyon müddeti denilince; çayların oksidasyon kısmında geçirdiği süre akla gelmemelidir. Bu süre; kıvırmanın başlamasından oksidasyonun tamamlanmasına kadar geçen zamandır. Oksidasyon esnasında nispi rutubet yaklaşık %90-95 civarında tutulmalıdır. Çay da ideal bir oksidasyon 24-260C arasındadır. Çay liköründe parlaklık ve canlılık düşük sıcaklıkta yapılan oksidasyon da artar. Sıcaklığın yüksekliği nispetinde canlılık azalır, mat ve donuk bir renk oluşur. Kurutma: Kıvrılmış ve fermente olmuş çay yaprağının fırınlanarak nem oranını % 2,5-4 seviyelerine indirme işlemidir.Kurutmanın amacı: enzim oksidasyonunu durdurarak, kazanılan özelliklerin ve oluşan maddelerin yitirilmesine engel olacak ortamı oluşturmak, çayı depolanabilir, paketlenebilir ve taşınabilir duruma getirmektir. Kurutmada giriş sıcaklığı 95-105°C, çıkış sıcaklığı 50-55°C arasında olur. Fırına giren havanın sıcaklık derecesi, debisi, palet üzerindeki yaprak kalınlığı ve çayların fırın içerisinde kalma müddeti, kurutma olayını etkiler. Tasnif: Fırından
çıkan kuru çayların önceden belirlenen standart elek tellerinden geçirilmek
suretiyle incelik, kalınlık ve kalitelerine göre ayrılma işlemidir. Gerek
fırın çıkışında gerekse tasnifin çeşitli aşamalarında, kurutulmuş çaylar lif
tutucularından geçirilerek lif ve çay çöplerinden ayrılırlar. Çaylar
fırınlardan çıktıktan sonra ihtiva ettikleri %2,5-4 nispetindeki rutubet miktarı
ile ancak iyi tasnif edilebilir. Bekletilen ve iyi muhafaza edilemeyen çayların
rutubet miktarları arttığından ve elastikiyet kazandıklarından tasnifleri iyi
yapılamaz ve kısa zamanda küflenerek sağlığa zararlı hale gelir. Standart hale getirildikten sonra paketleme tesislerine gönderilmek üzere kuru çay ambarlarına alınır.
Siyah Çay Camellia sinensis(Linnenaus) . O.Kuntze türününün farklı varyetelerinin yaş çay yaprağı (iki buçuk yaprak), tomurcuk vebunlarla bitişik taze sap kısımlarının uygun yöntemlerle işlnmesiyle elde edilen üründür. Siyah çay kendine has görünüş, renk ve kokuda olmalı, yabancı koku ihtiva etmemeli, içersinle gözle görülebilen yabancı madde bulunmamalıdır. Yabancı maddeler siyah çay dışındaki her şeyi kapsar. •
Doğal Olması
Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2016 - okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – E.mail: okkesb@telmar.net,https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,-okkesb@gmail.com, Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2016 - okkesb61@gmail.com,
|
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP