ODAK'TILAR AMA DEVLET OLDULAR

İktidara Geldikten Sonra, Tüm Söylemlerinin Takiyye Ve Yalana Dayalı Olduğu, Everensel Hukuk Normları Ve İnsani Değerlerle Çelişen Uygulamaları İle Somut Olarak İspatlandı.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Haber

“ODAKTILAR” AMA DEVLET OLDULAR

İktidara Geldikten Sonra, Tüm Söylemlerinin Takiyye Ve Yalana Dayalı Olduğu, Everensel Hukuk Normları Ve İnsani Değerlerle Çelişen Uygulamaları İle Somut Olarak İspatlandı.

Erbakan Hocaya kazan kaldırarak Refah partisinden ayrılmalarının hemen ardından, ABD ve yerli işbirlikçilerin olağanüstü desteği ile zorla iktidara getirildiler. AKP genel başkanı olan ve siyasi yasakları nedeniyle milletvekili seçilemeyen RTE’nin yasaklarının kaldırılması ve Siirt’ten yasaların ardından dolanılarak milletvekili seçilmesi, sanırım hâlâ hafızalardan silinmemiştir.

Önceleri ürkek ve korkaktılar; Sürekli siyasi havayı kokluyor ve kendilerine kuşkuyla bakan halka güven vermek için daha önceki cumhuriyet ve laiklik karşıtı söylemlerini: “Biz “milli görüş gömleğini çıkardık,” “değiştik,” “değişemez miyiz.?” Türünden hiçte samimi olmayan, inkâr ve takiyye kokan, bir savunma mantığı ile bertaraf etmeye çalışıyorlardı. Sonraları yanlarına, küçücük menfaatler için insanlıklarından kolayca soyunacak “TARAF’LI medyayı,”  işçi sınıfı parasıyla palazlanmış, Al-da-tan sülalesini ve “CIA soslu hormonlu entelijensiyayı” da aldılar. Oh ne ala memleket; Onlar da sahiplerinin yüzlerini hiç kızartmayacak bir sıdk-ı sadakatle ve canhıraş bir çaba ile savunma görevlerini lâyığı ile yerine getirdiler. Bu görevi öylesine “İFA” ettiler ki “açık faşizme” “ileri demokrasi” yakıştırması bile yaptılar…

İktidara gelmelerinin hemen ilk yıllarında, tüm söylemlerinin takiyye ve yalana dayalı olduğu, everensel hukuk normları ve insani değerlerle çelişen uygulamaları ile somut düzeyde ispatlandı. Başlıca örnekler:

BOP ve “Ilımlı İslam” gibi ABD ile ortak yürütülen, sistemi ve toplumu dönüştürme projeleri sırasında, “ULEMAYA SORUN” söylemleri. Aslında bu söylem ile DÜNYEVİ KURALLAR yerine ŞER-İ kuralları ikame etmek istediklerini, alenen ilân etmiş oldular. Önceleri üniversiteler düzeyinde başlatılan “TÜRBAN” dayatmalarının, siyaseten güçlendikçe ilkokuldan başlayarak, tüm kamusal alana yayılma çabaları. “Mahalle baskısı” diye adlandırılan, dinci davranış biçimi dayatmaları:

İçki satışına getirilen sınırlama ve zorlamalar, dövülen büfeciler,  restoranlara baskınlar ve park ve bahçelere getirilen içki ve kadın erkek yakınlaşması yasakları ve uymayanlara ölüme varan cezalandırmalar.  Milli Eğitimi imam hatipleştirme çabaları, devleti işgal yani; ÖSS, ÖSYM ve KPSS sınavlarında “YANDAŞA ŞİFRE” skandalları. “Kalpazan, Ali Dibo, intihalci, naylon faturacı ve İngiliz’den” bakan türetilmesi vs. vs…

Anımsarsanız; sonuçta bu ve benzeri türden CUMHURİYET VE LAİKLİK KARŞITI icraatları saklayacak kılıf bulamayan Cumhuriyet Baş Savcılığı, ister istemez AKP hakkında kapatma davası açmak zorunda kaldı. Neticeyi hepimiz biliyoruz:

 Anayasa Mahkemesinde görülen kapatma davası; Özal’ın atadığı muhasebecinin karşı oyuna rağmen, 10/1’le AKP’nin “LAİKLİĞE KARŞI EYLEMLERİN ODAĞI OLDUĞU” yönünde karara bağlandı. Açıkçası, karşımızda şu an “odak” olmaktan suçlu bir siyasi parti var. Eee ne olmuş yani? Diye sorabilirsiniz belki ama işte o PARTİ, hem suçlu hem de güçlü oldu ve büyük bir pişkinlikle, devleti “DOKUNAN YANAR” diye nitelendirilen “F. TİPİ bir yapıya evirdi.” Ya da ABD talepleri doğrultusundaki “ ILIMLI İSLAMA!” Tabii faşizme “ılımlı İslam” denilebilirse.?

“Yargıya güvenemeyiz” diyorlardı ama yargıyı HAP(M) yapmalarının ardından, “yargı bağımsız, yargıya güvenin” diyorlar. Sonuçta yasama ve yürütmenin ardından, yargı da ele geçirilince, sistem tamamen çöktü. Yani 88 yıllık CUMHURİYETİN! ruhuna fatiha. Hani koyduğunuz koruma ve denetim duvarları? Övüne övüne bitiremediğiniz koca Cumhuriyet, bu kadar kolay çöker mi? Diye sormuyorum…

Yargının siyasallaşması ve bütün denetim mekanizmalarının ÖZELLİKLE bypass edilmesinin ardından, ekonomik alanda yaşanan yağma, akıl almaz boyutlara ulaştı: Tekel, Tüpraş, Telekom, rantsal dönüşüm, defalarca değiştirilen devlet ihale yasası ile ihaleye fesat, Ali Dibo, Dişli, yerel yönetim vs. yolsuzlukları…

Tabii işleri iyice çığırından çıkaran asıl önemli şey ise YARGININ SİYASİ İKTİDAR tarafından rakiplerine karşı bir SİLAH olarak kullanması oldu. Bu durum hem toplumsal kutuplaşmayı, hem de evrensel düzeyde itibar kayıplarını beraberinde getirdi. Tabii işler bu denli çığırından çıkınca, yargıda “ÇİFTE STANDARTLI”  bir döneme girilmesi ve yargının sorgulanır hale gelmesi de kaçınılmazdı. En çarpıcı örnekler ise Deniz Feneri ve Ergenekon davaları:

Ergenekon.! davasında neyle suçlandıklarını bilmeyen sanıklar, AB tarafından sakıncalı görülen DGM türevi özel yetkili mahkemeler tarafından, yıllarca hapis yatırılmakta ama Fener sanıkları, “tutukluluk cezaya dönüşmesin,” gerekçesi ile tutuksuz yargılanmaktalar. Hangi REEL hâkim.!

sonuçta davanın AİHM’E gideceğini ve MİLYARLARCA DOLAR TAZMİNAT ödeneceğini bile bile böylesi BARİZ HUKUK KATLİAMLARI YAPABİLİR.?  Soru oldukça can alıcıdır.

Yanıt çok açık; çünkü siyasi iktidar yine CHP ve BDP gibi muhalif partileri uyutup.! ani bir gece yarısı operasyonu ile “hakimler aldıkları kararlardan sorumsuzdurlar.” Diye akıl ve ETİK dışı bir kanun çıkardı. Yani F. Tipi yandaş hâkimler vicdanları ve evrensel normlar yerine artık efendilerinin çıkarlarını savunan kararlar alabilecekler. Neticede oluşacak tazminatları her zaman olduğu gibi yine bu fukara HALK ödeyecek.

 

ÖDEMEYECEK Mİ.?  Yalnızca bu hukuk skandalını bile Aihm’e Götürmesi Gereken Müzmin Muhalafet, her zaman olduğu gibi yine uyumuştur. Hepimize geçmiş olsun, artık bütün DEVRİMCİLER aldıkları yanlış kararlardan tümüyle sorumsuz F. Tipi hâkim ve savcıların insafına terk edilmiş bulunmaktadır…

Haa şimdi gelelim ne değişti sorusuna: Emperyalist projeler çerçevesinde, göstermelik demokrasi, yani parlamenter sistem tümüyle rafa kaldırıldı ve yerine Anayasal denetim ve kontrol ayaklarının olmadığı, adına “ılımlı İslam” denilen yepyeni bir sistem kuruldu.  Başka bir deyişle yargının “HAP(M)” yapılmasının ardından, parlamenter sistemin özü gitti şekli kaldı. Yani bundan böyle Osmanlı’da Allah adına görev yapan kadı mahkemelerini bile mumla arayacağız…

Tarihin tekerleği geriye döner mi.? Döndü işte; Önceki hâkim elitler ile yenileri arasında, temel bir çelişki olmasa gerek çünkü yeni sermaye sınıfı “nurjuvalar” ile eskileri yani burjuvalar “RANT ÜLEŞİMİNDE” gayet iyi anlaşmış görünüyorlar.

Gelelim emek örgütleri ve DEVRİMCİLER DIŞINDA KALAN diğer toplum kesimlerine. Yargının siyasallaştığını, hâkim ve savcıların alenen siyasetin vesayeti altına girdiğini bildikleri halde, siyasetin buyruğundaki bir YARGIYLA, neyin ve KİMİN SİVİL ANAYASASINI YAPIYORLAR? “Sizi gidi işbirlikçiler sizi,” siz kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz.?

Açıkça görüldüğü gibi rantı bölüşen tüm toplum kesimleri, “YENİ SİSTEM” ve Sivil Anayasa! konusunda mutabıklar.


Neticeye gelelim; “REFORM PAKETİ” ve SİVİL ANAYASA! oylandıktan sonra, ezilenlerin ve devrimcilerin elleri kolları tamamen bağlanacak çünkü “SİYASİ İTİDARA, DİNE, DİYANETE VE F. TİPİ devlete “DOKUNAN YANACAK.”  

Tekrar ediyorum tuz kokmuş, sistem çökmüştür ve beğenmediğimiz sistemin çok daha gerilerine düşülmüştür. Sistem içi mücadele dönemleri ise çoktan kapanmıştır. Yeni yapıyı kısmen betimleyen İçişleri Bakanı; “Düz yazı, roman, öykü, makale, sahne oyunu, hatta karikatür dokundurmalarını” bile suç sayacağını açıkça deklare etmiştir. Hâkim elitler emekçilerin ve öğrencilerin sistem içi tepkileriyle adeta alay ediyorlar. Sonra Maraş, Sivas, Çorum, Mayıs 77,  6 Mayıs ve 30 Mart vs. gibi anmalar, F. Tipi hâkimlerce suç kapsamına alınmış görünüyor.

Son söz; OLMAYAN HUKUK DEVLETİNE ve tamamen siyasallaşmış YARGIYA rağmen sivil anayasa sözcüğünü dillendirenler, ABD ve yerli işbirlikçiler ile her konuda uylaşmışlar demektir…

 

Yazar Ceyhun Tokgöz           

Neden Öldünüz Yoldaşlar;

Tam Da Size Bu Kadar Çok İhtiyaç Duyulurken.?

  

Ceyhun TOKGÖZ, Bodrum -Ocak.2016- ceyhuntokgoz@gmail.com

http://www.medyagunebakis.com/ –– okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb ––––––– E.mail: okkesb@telmar.net,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,- okkesb@gmail.com,

Ceyhun TOKGÖZ, Bodrum -Ocak.2016- ceyhuntokgoz@gmail.com

 

Diğer Haberler

  • BERAT’A BERAT.!,
  • TÜRKİYE'NİN MEDYA HALİ & BALKAN ÜLKELERİ
  • ÜÇ YILDIR DİRENEN BOĞAZİÇİLİLER VE NAZIM
  • İSKİ'YE HAK ARAMAYA GİTTİLER, KOVULDULAR
  • MEDYA DÜNYASINI ÜZEN ÜÇ KAYIP
  • YENİ “DOSTUMUZ” İNGİLTERE... HAYIRLI OLSUN.!
  • 100’ÜNCÜ YILINDA TÜRKİYE FOTOĞRAFI
  • TÜRKİYE’DE SOSYAL DEMOKRASİ
  • LGBT VE 250 BİN KİŞİLİK GÖSTERİ
  • FELAKETİN DEMOGRAFİK ETKİSİ
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP