Basın Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir. Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur.
ABD’YE GÖRE TAYYİP ERDOĞAN MACERASI.! ABD İle Yakın İlişkileri Erdoğan'a Başbakan Ve Cumhurbaşkanı Olarak Büyük Olanaklar Yaratmıştı; Ancak ABD Bunun Karşılında İstediğini Yeterince Alamadı.
Kısa bir süre önce İstanbul'daydı. Her yıl düzenlenen İstanbul Forumu'nun değişmez konukları arasında. Obama Yönetimi'nin "dış politika şifrelerini" önceden "fısıldayan" Center For Progress'in "kıdemli" Türkiye uzmanı. Center for Progress kritik bir kurum. Obama'nın Başkanlık seçimlerinde yer alan "beyin takımı" bu kuruluşta... 18 Ocak'ta İstanbul'a geldi. Stratejik İletişim Merkezi'nin düzenlediği İstanbul Forumu için... "Forum"un değişmez katılımcıları arasında iyi bildiğiniz Henry Barkey de var, Irak Bölgesel Yönetimi'nden Sefin Dizayi de... İsrailli uzmanlardan başka Türk basın dünyasının "önde gelen" "her konuda uzmanları" da Forum da başgösteriyor. 2009 yılından beri düzenlenen Forum'da bu sene farklı olan ne derseniz.? Yanıtı ilginç... 2012'de Forumu Erdoğan'ın değişmez Başdanışmanı İbrahim Kalın açmış. Son sözü söylemese de; son oturumlardan birinin "moderatör"lüğünü Sümeyye Erdoğan yapmış. Önceki yıllarda da hep böyle... AKP-Washington hattında beyin fırtınası merkezi gibi çalışmış İstanbul Forumu... Ancak bu yıl farklı. Bu kez konuşanlar Erdoğan "ekol" ünden değil... Kimler mi.? Açılış Kılıçdaroğlu'ndan... Ara sıcaklar Zaman yazarları İhsan Dağı ve Joost Lagendijk'ten... Tatlı menüsü bugünlerde çok sık basında görmeye başladığımız CHP'nin yeni vitrini ekonomi "uzmanı" Selin Sayek'ten... Tabii Barzani'nin sağ kolu Sefin Dizayi'nin Prof. Dr. Ümit Özdağ ile aynı oturumda konuşmacı olmasını da not etmek gerekli. Aynı oturumda Henri Barkey de var... Konu "Kürtler". Bu oturumun diğer konuğu kim mi.? Geçen hafta yayınlanan raporuyla AKP-ABD ilişkilerinde alarm sinyalleri veren Michael Werz. Werz'in de katılımıyla tablo tamamlanıyor. ABD'den CHP'ye, Gülencilerden Barzani'ye uzanan bir resim... Peki Erdoğan ve mevcut AKP yönetimi bu resmin neresinde.? Yanıtı Werz'in Center for Progress'den çıkan raporunda gizli: "Obama Erdoğan'a büyük yatırım yaptı" "Yatırımın bir karşılığı vardı: Ortadoğu'da ABD'nin vekâletini yürütmek" "Erdoğan; Kürt açılımı, Kıbrıs, AB ile ilişkiler ve Ermeni açılımında önemli adımlar attı" "Ancak son iki yıldır bu yoldan saptı." Göstergeler: Gezi protestolarında topluma hakim olamaması, Musul'da diplomatlarını rehin vererek ortaya koyduğu stratejik basiretsizlik ve Kobani'de IŞİD'i bırakıp Kürtlere tavır alarak ABD'ye engel oluşturması. Burada ilginç bir bilgi de veriyor Werz: "Kobani'ye havadan yardım gönderilmesi için Beyaz Saray'da bir gün de karar alınmadı. Türkiye'nin tutumuyla ilgili uzun süren rahatsızlık sonucu yapılan toplantılar sonrası kritik bir politika değişikliği yapıldı." Werz'in raporunun özeti ise şu sözlerinde saklı: "ABD ile yakın ilişkileri Erdoğan'a başbakan ve cumhurbaşkanı olarak büyük olanaklar yaratmıştı; ancak ABD bunun karşılında istediğini yeterince alamadı" Werz'in raporu Türkiye'de yankılandı. En çok da "Gülen" gazetelerinde... Çok geçmedi. Bu kez rapor değil ama en az onun kadar etkili bir başka yazı düştü gündeme: "TÜRKİYE NATO'DAN KOPUYOR" Başlık New York Times'a ait. Beyaz Saray'ın sözcüsü olarak bilinen gazeteye... Werz'in ayrıntılı olarak aktardığı "ABD'nin endişeleri" bu kez bir başyazıda kendine yer bulmuş: Çin füzeleri kararından Ukrayna'ya, IŞİD'den Suriye'ye... Soru: Türkiye NATO'dan kopar mı? New York Times'a göre bu sorunun yanıtı değil önemli olan: "SORULMASI BİLE KRİZ İŞARETİ" Peki eğer böyle ise Erdoğan, ABD'den kopma işaretleri mi veriyor.? Üstelik tam da Eğit-Donat imzalanmışken, İncirlik ABD'nin silahlı predatörlerine açılırken, TSK Irak'ta peşmerge ve ABD sünnilerine eğitim verirken, Şah-Fırat'ta PKK/PYD ile koordinasyon sınanmışken ve açılımda kritik hamle atılmışken... Aksine Erdoğan ABD ile "yeniden eski günlerine dönme" arayışında. Bu çaba Amerika kıtasına doğru yollanan her hükümet üyesinin Washington'da bir temas arayışından belli... Ama "mesele" sadece siyasi değil: Ekonomik Burada da ABD'liler yetişiyor imdada. ABD'nin iki eski ama "kudretli" büyükelçisi: Morton Abramowitz ve Eric Edelman. Yanına bir de Türkiye deyince CIA'nın vazgeçilmez ismi Henri Barkey'i koyun. Türkiye'nin ekonomisi masaya yatırılıyor: Türiye ekonomisi kırılgan. Ciddi sıkıntıları var. En önemli tespitleri ise: Önümüzdeki günlerde sıkıntı daha da büyüyecek. Nasıl mı? Rapordan aktaralım: "Türkiye ekonomisini AKP döneminde dışarıdaki olumlu gelişmeler ileriye taşıdı." "Artık bu durum değişecek. Sıcak para akışı duracak." "Erdoğan bununla başa çıkabilir mi.?" ABD'liler böyledir: IŞİD raporu hazırlarlar, ancak içinde ne ABD'nin Afganistan-Irak işgali vardır ne de IŞİD'in neredeyse bütün önder kadrolarının ABD hapishanelerinde yetiştiği... Tek sorumlu yine kendi güdümlerinde hareket eden bölge ülkeleri olur. Buna rasyonel araştırma yöntemi derler. Erdoğan'ın faturasına katlanmak zorunda olduğu gelişmelerde ABD'nin payı yok mudur? Çoktur... Yazının başında belirttik: ABD yatırımıyla gelirsen o yatırımın bedeline katlanmak zorunda kalırsın. ABD'liler aslında şunu tespit ediyor: Önümüzdeki süreç hem bölge hem de Türkiye açısından büyük karışıklıklara gebe... Sorun açık: Erdoğan'a yatırıma devam edersek yeni bir Mısır/Tunus örneği ile karşı karşıya kalabiliriz... Türkiye'de değil ama ABD'de Gezi/Haziran ayaklanması hala hafızalarda taze... Gezi'de ekonomik kriz yakıcı değildi. Artık o da var. Erdoğan bu dalgaya dayanamaz... Dayanmaya kalkarsa daha büyük bir fırtınayla karşı karşıya bırakır ABD'nin Türkiye'deki çıkarlarını. ABD'nin stratejik istihbaratı kuvvetlidir: Türkiye'de önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak bir hareketlenmeye hazırlıyor ABD kendini... Erdoğan ile ilişkileri günlük al-ver şeklinde. Bu nedenle dikkatli olmak gerekir: ABD'den rol kapmak için Erdoğan önümüzdeki günlerde büyük tavizler verebilir... Irak, Suriye, İran dosyalarında... Aslında bu Türkiye'nin 60 yıllık hikâyesi. Ayı ile yatağa girmek böyle oluyor... Erdoğan geçen yıllar içinde bunun bedelini ödüyor, ödeyecek... Biz de ABD'den yeni raporlar ve başyazılar okuyacağız. Sakın raporlara bakıp yoksa Erdoğan... soruları sormayın. Durum açık. Ancak... İnsanın anlamakta zorluk çektiği: Ülkemizde "ayı" ile yatağa girmeye "meraklı" ne kadar parti varmış... Mustafa Kaya ÇÖZÜM SÜRECİ VE AÇILIM'IN İSPATI
KÜRT AÇILIMI BİR ABD PROJESİDİR. İŞTE KANITLARI: Kürt açılımı bir ABD projesidir. Taşeronu ise Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı Başbakan'dır. İşte kanıtlar: PKK'ya karşı işbirliği yapıldığı için soruyorum, sizinle de koordine edilen bir konu var mı.? Nasıl bir gelişme bekliyorsunuz.?" sorusunu şöyle yanıtlıyordu: "Ortada iki ayrı konu var. Birincisi, AB'ye aday bir ülkede kişi hak ve özgürlüklerinin gelişmesi konusudur. Bu Kürt konusuna özel bir durum değil, ifade özgürlüğünden medyaya, AB raporlarında sayılan konulara dek çok alanı ilgilendiriyor. Türkiye bu konuda önemli ilerleme sağlamaya devam ediyor. Murat Yetkin'in, "Obama'nın burada dile getireceği konularda öncelik sırası ne olacak?" sorusuna Jeffrey'in yanıtı ise şöyle: "Türkiye'yi çevreleyen bölgedeki ihtilafların giderilmesi ve barışın sağlanması konusunda çok geniş bir işbirliğimiz var ve çok güçlü çıkarlarımız bulunuyor.
(Özgen Acar, Cumhuriyet 9 Eylül 2009) ABD'li Kürt uzmanı, önde gelen CIA ajanı Herald Rhode. KYB - Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Celal Talabani'nin Washington temsilcisi CIA ajanı Barham Salih. Kürdistan Demokrat Partinin (KDP) Başkanı Mesut Barzani'nin görevlendirdiği CIA ajanı Neçirvan Barzani. PKK'nın ve Mesut Barzani'nin Washington'daki en güvendiği isim Kürt asıllı Amerikalı Dr. Necmaldin Kerim.
Zaman zaman Uluslararası Kriz Çözüm Grubu ile de çalışmalar yürütüyor. Türkiye-Ermenistan arasında İsviçre'de yapılan toplantılara ve Kuzey Kore-Güney Kore Uzlaşma Komitesitoplantılarına katılıyor.
ABD'nin eski Hırvatistan Büyükelçisi ve devrik Saddam Hüseyin rejiminin Irak'lı Kürtlere yaptığı katliamı belgeleyerek Irak'a ambargo konulmasına önderlik eden Galbraight, Senato Dışişleri Komitesi'nde yaptığı konuşmada, Kürtlerin, Irak'ın kuzeyindeki statükodan memnun olduğunu ve otoriteyi Bağdat'ın eline bırakmak istemediğini belirtti. "PKK'nın silahlarını Türk askerlerine teslim etmesi olası değil, ancak Amerikan güçlerine teslim edebilir. Bunun karşılığında da ABD Türk hükümeti ve kamuoyunun güveneceği sıkı bir denetleme teklifinde bulunabilecek. ABD diplomatları da birkaç PKK liderinin bölgenin dışında sığınmasını sağlayabilir ve ABD yanlısı ve Kürt Bölgesel hükümetinin Irak'ta kalmayı sürdüren Türkiye karşıtı asilerin eylem yapmasını önleyeceği güvencesini Ankara'ya verebilir. Böylece PKK asilerinin birçoğu evlerine dönebilir ve Türkler, şiddetin gölgesi olmadan Kürtlerin haklarının genişletilmesi amacıyla iç siyasi reformları konuşmaya başlayabilir. Böylece ekonomik faaliyet teşvik edilmiş ve Türkiye'yle Kürt bölgesel yönetimi arasındaki bağlar güçlendirilmiş olur. Denize çıkışı olmayan Kür bölgesi yönetimi dünyanın geri kalanıyla ekonomik ilişkileri açısından Türkiye'ye bel bağlıyor." "Ben, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüştüm. Bakan, bana Kürtlerin haklarına AKP ve hükümet olarak karşı değiliz, zaten Kerkük'ün Kürtlere verilmesine AKP tepki göstermez. Göstereceği tepki askerin ve milliyetçi grupların tepkisini azaltmak içindir." (E. Bilbilik, Amerikaperestler, Destek Yayınları, 3. Baskı, Ocak 2009, sf. 40, 174, 175.)
Şundan emin olunmalıdır ki bu açılım, AKP iktidarının sonunu getirecektir. 05, 2009 -11.17 Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2015 – okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com, https://twitter.com/okkesb – web: http://www.trabmarder.org,
https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, -okkesb@telmar.net Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Mart.2015 – okkesb61@gmail.com, |
Trabzonlular Birleşiniz. Trabzonlu İşadamları, İşkadınları, Çalışanlar, Genç Kızlar-Erkekler, Okuyan çocuklar Birlik ve Bütünlüğü Sağlamak Sizin Ellerinizde..!
Yazının devamı »Copyright 2022 - MEDYA GÜNEBAKIŞ
Designed by TELMAR
BACK TO TOP