DEMOKRASİDEN MONARŞİYE GEÇİŞ

İlmi Siyaseti Kullanarak Politika Yapmak Bilinmesi Gereken Önemli Konulardır. Ülke Yönetiminde İlmi Siyasetle İnce Ayar Yapmak Herkesin Harcı Değildir,

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

DEMOKRASİDEN MONARŞİYE GEÇİŞ

İlmi Siyaseti Kullanarak Politika Yapmak Bilinmesi Gereken Önemli Konulardır. Ülke Yönetiminde İlmi Siyasetle İnce Ayar Yapmak Herkesin Harcı Değildir,

Zamanı ve zemini koklayarak adım atmak,

Kırmadan, dökmeden servis yapmak,

Toplumun gazını alarak işini yürütmek,

Toplum mühendisliği, deneyim, bilgi, plan ve program gerektirir,

İlmi siyaset sadece siyasetçiyi ilgilendirmez.. Her meslekten kişinin, her yöneticinin hatta aile reislerinin de bilmesi ve kullanması gereken bir unsurdur.

İlmi siyaset neyi, nerede, ne zaman, nasıl yapacağımızı ve ne söyleyeceğimizi bize öğretir.

Adil düzenle ortaya çıktılar, Müslümanlığı kalkan kullandılar, başörtüsü, kılık kıyafetle şekil verdiler, günaydın yerine selamlaşmayı kullandılar, telefon uyarıları ve çağrılarına dini musikileri ve ilahileri taşıdılar.

Bu değişimle toplumda kendine yer bulamayanlar bir anda saflarını belirlediler ve değerli oluverdiler.

2002 yılında ülke yönetimini ele alanlar başlangıçta çekingendiler, ikinci seçimde yüksek oy alınca cesaretlerini toplayarak toplumu ve ülkemizi yeniden dizayn etme kararını aldılar..

İstanbul Büyük şehir belediye Başkanlığı döneminde elde ettikleri maddi ve manevi kazançlarını, deneyimlerini kullanarak hedeflerini büyüttüler, ilmi siyaseti iyi kullandılar..

Hedef uzun süre iktidardan inmemekti, bunun için ne gerekiyorsa yapılacaktı, milletin zafiyetlerini iyi belirleyip o yönde çalışmalarını hızlandırdılar..

Ülkenin parasını yarattıkları muhtaçlara dağıttılar, onları göbeklerinden iktidara bağladılar. Kimisine dul ve yetim maaşı, kimisine çocuk parası, kimisine hasta bakım parası, kimisine kur’an kurslarında psikolojik danışman adı altında,

kimilerini koruma görevlisi, kimilerini danışman, kimilerini bakan yardımcısı kadroları ihdas ederek bu milletin parasını acımasızca dağıttılar..

Sağlıkta diğer hükümetlerin yapamadıklarını yaparak herkese bol keseden ilaç ve tedavi gideri harcadılar.. Daha önceden Sağlıktan ayrılan bütçe %2 civarında iken bunu %20-25'lere çıkardılar.

Kuyruksuz  ve  kaliteli sağlık hizmeti aldığını sanan halk oylarını başarılı buldukları.!.!.!  İktidara verdiler.

Şu anda aldıkları sağlık hizmetinin kalitesiz ve paralı olacağını, sağlık reformlarını sırf kendileri için değil de Küresel sermaye için yaptıklarını nereden bilebilirlerdi.

Sanayi kuruluşu, fabrikalar açmak ve buralarda halkın istihdamını sağlamak ve üretimi artırarak ülkenin kazanmasını teşvik etmek varken muhtaç yaratarak iftar çadırları kurmak,

odun kömür dağıtmak, fakir fukaraya.!.!.!

110 milyar, yani eski parayla 110 katrilyon para dağıtan iktidar paramıza acımadı.

Dağıtılan bu parayla ne kadar fabrika ve üretim tesisleri yapılabileceğini ve kaç bin kişi çalışabileceğini sizler hesaplayın.

Dahası, bugün ülkede 13 milyon kişi maaşa bağlanmış durumda..

Para dağıtma mantığını anlamak kolay olsa gerek.. Her şey oya tahvil edilmiş.. Durmak yok yola devam.. İhaleleri alan yandaşlar memnun,devletten yardım ve maaş alanlar da memnun..

TOKİ lerle, KİPTAŞ larla yapılan konutlar yandaşlara ve muhtaçlara.! Dağıtılırken yine bizim paramız kullanıldı.. Milli Emlak’tan arsalar bedavadan birilerine peşkeş çekildi..

Devletin parası peşin harcanarak birilerine aylık ödemelerle evler verildi. Ev sahibi olanlar iktidara oy vererek istikrarı menfaatleri için korumak istediler.

Kredi kartı harcamaları ve oto alımlarını bilinçli olarak kontrol altına almayan iktidar borçlular ordusu oluşmasına göz yummuştur..

150 milyar kredi kartı borcu olanlar ile aylık ücretlerle oto sahibi olanlar da siyasi istikrarın bozulmamasını istemediler..

Bu şartlar altında, millet midesinden ve cebinden siyasete bağlıyken ülkenin bölünmesini, rejimin değişmesini düşünen olabilir mi.?

Önce bazı yerel yönetimler, belediyelerle işe başlayarak içki satışını yasaklandı,gelen tepkileri ölçüldü.. Ses çıkmayınca olay Türkiye genelindeki yerel yönetimlere yayıldı..

Cumhuriyeti kutlamak ve anmak için yapılan bayramlar tek tek kaldırılmaya başlandı,yine gelen tepkiler ölçülmeye çalışıldı,ses çıkmayınca sırasıyla hepsini kaldırma girişiminde bulunuldu..

23 nisanın karşısına “Kutlu doğum haftası”, yılbaşına uyan gecede ise” Mekkenin fethi” konuldu..

1 ocakta  Medine'den yola çıkan Peygamber efendimiz 10 ocakta Mekke'yi fethetmiştir..Ama onlar bunu 10 gün öne almada bir mahzur görmediler..

19 Mayıs Bayramının ruhu yok edildi,budandı, kuşa çevrildi..29 Ekim Cumhuriyet Bayramı keza öyle..Ya 10 Kasım Atatürk’ü anma ve Anıtkabiri ziyaret etmeye ne demeli..Her 10 Kasımda Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız hasta olur.!.!.!

Ve sağlık raporu alırlar.. Ne hikmetse hep de o gün hastalıkları tutar..

Üniversitelere YÖK sayesinde el koydular..Sayılarını iki katına çıkararak kendi rektörlerini atadılar,zaten bilim ve bilimsel çalışması yeterli olmayan ülkemizde bilimin içine ettiler.

Liyakatlı olan öğretim üyesi ve yöneticiler yerine tarikatlar ve cemaatlerin adamlarını atadılar.

Müthiş bir Osmanlıya dönüş hastalığı başlatıldı. Osmanlıca öğrenmek yetmez ,Osmanlı yaşantısını öğrenmemiz ve uygulamamız bizim için önemlidir..

Ankarasporu  Osmanlıspor yaparak sükse edenler padişahlık ve saltanatın peşine düşmüşlerdir..Amaç gündemi değiştirmek ve seçimde kullanmak..

Müslüman Osmanlı’yı yeniden vitrine koymak...

Merak ettiğim önemli konu, Harem kurulacak mı.?

Harem ağası makamı yeniden ihdas edilecek mi.?

Bu konuda bizlere bir görev düşecek mi.?

Sessiz değişim devam ediyor..

Cumhurbaşkanı devletin ve hükümetin başı konumunda..

Yarı başkanlık sistemi başlıyor..

Allaha şükür Demokrasiden kurtuluyoruz ve Monarşi ile yola devam ediyoruz..

Alışılmış eski düzende olduğu gibi örtülü ödeneğin kullanılması, ihaleler, hava alanları, köprüler, yollar ve kavşak yapımı  bir kişinin iki dudağı arasında olacak..

Bu yetkiler Davutoğlu'na devredilemez..

Allah başımızdan eksik etmesin..

Değişim devam ediyor bizler uyuyoruz..

Rahatımız çok şükür yerinde ..

Sizler de rahatınıza bakın lütfen...

Kendinizi üzmeyiniz.. Ömür dediğin nedir ki.?

Dalda bir kuru yaprak....

 

 

Ümit Kocasakal, Zehra Çakar ile birlikte Beyoğlu / Taksim, İstanbul'da

 

Memleket isterim kimse hortumlamasın,

Memleket isterim kimse hırsızlık yapmasın...

Memleket isterim hukuk layıkıyla işlesin....

Memleket isterim kimse Allah ile aldatmasın...

Memleket isterim kadınlar öldürülmesin..

Memleket isterim laik olsun...

Memleket isterim Atatürk ilkeleri tam uygulansın..

Memleket isterim yalan dolan yalakalık olmasın...

Memleket isterim adalet olsun...

Memleket isterim gençler işsiz kalmasın....

Memleket isterim çağdaş eğitim olsun...

Memleket isterim ayrımcılık olmasın...

Memleket isterim kimse ölmesin...

Memleket isterim emekliler refah yaşasın...

MEMLEKET İSTERİM.!

TC. Ayten BİÇER

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Şubat.2015 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: http://www.trabmarder.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, -okkesb@telmar.net

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Şubat.2015 – okkesb61@gmail.com,

 

DÜN "KÜRDİSTAN" BUGÜN "LAZİSTAN".!

AKP grup toplantısında konuşan Erdoğan, ”Şöyle biraz daha geçmişe gittiklerinde Doğu Anadolu’nun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler, Doğu Karadeniz’in Lazistan eyaleti olduğunu görecekler” dedi.

"Biiiiiz, bölücülüğü sizden öğrenecek değiliz!"

 

 

FUAT AVNİ den tweet ler:....

"Şu an sadece bakanlar gündemde ve Yüce Divan'da yargılanmaktan korkuyorlar.

Reza da keyif çatıyor" diyen Fuat Avni, yolsuzluk skandalının patlak vermesinin ardından Erdoğan'ı suçlayarak istifa eden Muammer Güler hakkında, iddialar ortaya attı.

 

Fuat Avni'nin tweetleri şöyle:

 - Muammer Güler "Yüce Divan'a gidersem anlatacaklarım var" dedi. Yezid bunu duyunca hem korktu hem de deliye döndü.

- Yezid, bakanlar Yüce Divan'a giderse Erdoğan Bayraktar gibi kendi aleyhine konuşurlar korkusuyla onları Yüce Divan'dan korumak istiyor.

- Hırsızlar ilk defa bu kadar birbirine düştü. Kim gözden çıkarılırsa ötekileri harcayacak.

Bu mesajı Yezid'e de ilettiler.

- Muammer Güler "Yüce Divan'a gidersem anlatacaklarım var" dedi. Yezid bunu duyunca hem korktu hem de deliye döndü.

- Yezid, bakanlar Yüce Divan'a giderse Erdoğan Bayraktar gibi kendi aleyhine konuşurlar korkusuyla onları Yüce Divan'dan korumak istiyor.

- Hırsızlar ilk defa bu kadar birbirine düştü. Kim gözden çıkarılırsa ötekileri harcayacak. Bu mesajı Yezid'e de ilettiler.

 

 

6 yaşındaki kız çocuklarıyla ve evlatlıkların esleriyle evlenmek ahlaksızlıktır diyebilecek din adamı var mıdır.? Yoktur.? Peki nedenini bilen var mı.?

Çünkü peygamberin (!) biri hem evlatlığının esi ile yani geliniyle evlendi hem de 6 yaşındaki kız çocuğu ile nikâh kıyıp 9 yaşında gerdeğe girdi. Sıkıysa eleştirsinler.

Beraber yürüdüğünüz, yağan yağmurda beraber ıslandığınız
"o" yolları siz unutmak isteseniz de, halkımız dahi unutsa da
"tarih" unutmaz.. Hulki Cevizoğlu

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Şubat.2015 – okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: http://www.trabmarder.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi, -okkesb@telmar.net

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Şubat.2015 – okkesb61@gmail.com,

 

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP