REŞİT OLMAYANLARDA BAŞÖRTÜSÜNE HAYIR

Türk Tabipler Birliği Ve Türkiye Çocuk Ve Genç Psikiyatrisi Derneği'nin Bu Konu Üzerine Yayınladığı Bildiri

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

REŞİT OLMAYANLARDA BAŞÖRTÜSÜNE HAYIR

Türk Tabipler Birliği Ve Türkiye Çocuk Ve Genç Psikiyatrisi Derneği'nin Bu Konu Üzerine Yayınladığı Bildiri

Uzmanlardan ortaöğretimdeki başörtüsü serbestine uyarı geldi. Çocukların sağlıklı gelişimi için uygulamanın kaldırılmasını isteyen Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, “Soyut bir konu olan dinin ve dini kavramların 10-18 yaş aralığındaki çocuklar tarafından özümsenmesi ve kendi yaşamlarıyla ilgili kararları vermeleri beklenemez. Bu bağlamda 10 yaşındaki bir çocuğun baş örtmeye karar vermesi kendi özgür düşüncesiyle aldığı bir karar olamayacaktır” açıklaması yaptı.

Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda 5. Sınıf öğrencilerinde başörtünün serbest bırakılmasına ilişkin düzenlemeyi eleştirdi. Çocuk ve ergenlere yönelik başörtüsü düzenlemesinin bir özgürlük konusu olmadığının ve önemli sakıncalarının bulunduğunun belirtildiği açıklamada, çocukluktan erişkinliğe geçişteki büyüme ve olgunlaşma ergenlik döneminin sonuna kadar sürdüğü anımsatıldı.

Ergenliğin dönemi erişkin kimliğinin oluşumuna hizmet eden bir gelişim basamağı olduğunun vurgulandığı açıklamada, BM Çocuk Hakları Bildirgesi’nin 18 yaşın altındaki herkesi çocuk kabul ettiği anımsatıldı. Çocuk ve ergenlerin ruhsal gelişimini inceleyen bilimsel araştırmaların, 5. Sınıfa başlayan çocukların (ortalama10 yaş) henüz soyut düşünme becerilerinin gelişmediğini gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bir ergenlik özelliği olan soyut düşüncenin gelişimi genel olarak 12 yaşından itibaren başlamakla birlikte, çoğu çocuk için bu süreç daha sonra da olabilmektedir. Bu nedenle soyut bir konu olan dinin ve dini kavramların 10-18 yaş aralığındaki çocuklar tarafından özümsenmesi ve kendi yaşamlarıyla ilgili kararları vermeleri beklenemez. Bu bağlamda 10 yaşındaki bir çocuğun baş örtmeye karar vermesi kendi özgür düşüncesiyle aldığı bir karar olamayacaktır” denildi.

RUHSAL HASTALIKLARA YAKALANMA RİSKİ ARTAR

Ortaöğretim çağı çocuğu baş örtmenin soyut dini gerekçelerini henüz tam olarak kavrayamayacağının, ailesi ve/veya okulundaki erişkinlerin etkisi altında kalarak baş örtme gerekçelerini benimsemek zorunda kalacağının vurgulandığı açıklamada;

“Günah kavramı çocukların gelişim düzeylerindeki soyut algılama özellikleri kapsamında doğrudan suç işlemeyle ve suçluluk duygusuyla ilişkilendirilen bir kavramdır ve günah işlememek için başlarını örtmek zorunda kalmaları, bunu yapmazlarsa kendilerini her an suç işleyebilecek gibi hissetmelerine, yani potansiyel suçlu gibi algılamalarına yol açacaktır.” denildi.

Erken yaşta aşılanan suçluluk duygularının çocuk ve gençlerin gelişimini olumsuz etkilediğinin, kendilerine güven duymalarını azalttığının, özgür ve yaratıcı düşünme kapasitelerini kısıtladığının ve ileriki yaşamlarında ruhsal hastalıklara yakalanma risklerini arttırdığının altı çizilen açıklamada, çocukluk yaştan başlayarak kapasitelerinin önüne engeller çekilerek yetiştirilen çocukların ileriki dönemlerde kimlik gelişimlerinin de olumsuz etkileneceği kaydedildi.

Açıklamada, “Bu ülkedeki erkek çocukları yetiştirecek olanlar da geleceğin annesi olacak bu kız çocuklardır. Bizde ve tüm dünyadaki araştırmaların ortak olarak ortaya koyduğu bir bilgi çocuk gelişimi üzerinde en etkili kişilerin anneler olduğudur. Kendine güven duygusu kısıtlanmış, kendini potansiyel suçlu olmaktan korumaya odaklanmış, yaratıcı düşünceden yoksun kalmış annelerin bu ülkeye kendine güvenli, girişimci ve yaratıcı gençler yetiştirmesi beklenemez. Bu durum insanların erişkin yaşta (ergenlik dönemini bitirdikten sonra) başlarını kapatma kararı almalarından farklıdır. Ancak 9-10 yaşta olan çocuklara böyle bir uygulama getirilmesinin hiçbir şekilde özgürlük olarak tanımlanamayacağı açıktır” denildi.

UYGULAMANIN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ

Başörtüsü takma, kız ve erkek çocuğuna kimliklerinin henüz geliştiği bir dönemde kızların erkeklerden sosyal anlamda farklı olduklarını, kız çocuğunun artık cinsel bir nesne durumuna geldiği mesajını da vereceğine dikkat çekilen açıklamada, “Ortaöğretimde başörtüsünün çocuklar arasında ayrımcılık yaratacağı ve söz konusu uygulamanın Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ne de aykırı olduğu açıktır. Türkiye’deki hekimler ve alanın uzmanları çocuk ve ergen psikiyatristleri olarak bilimsel gerçekleri paylaşmayı ve bu uygulamanın getireceği olumsuz ruhsal sonuçlara yönelik endişemizi dile getirmeyi, çocuklara, ergenlere, ailelere ve topluma karşı sorumluluğumuzun bir parçası olarak görüyoruz,

Politika uygulayıcıları bilimsel gerçekler çerçevesinde düşünmeye ve uygulamaya davet ediyor ve bu uygulamanın kaldırılmasını bekliyoruz” denildi.

Odatv.com,

Kampanya 11.000'lere ulaşmıştır. Destekleyen Herkese Çok Teşekkür Ederim. Ayşe Özalkuş Şahin

Kampanya Fotoğrafı Tarafımdan Konulmamış Olup, Özellikle Çocuk Görseli Seçmemiş Olduğum Belirtmek İsterim. Ancak Sistemde Bir Şekilde Bu Fotoğraf Konulmuş Olup, Silinememektedir.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

 

11 EKİM DÜNYA KIZ ÇOCUKLAR GÜNÜ.!

150’den Fazla Kurumsal Üyesiyle Dört STK Ağı Ve Türkiye’deki BM Kuruluşları Dünya Kız Çocuklar Günü İçin Bir Araya Geldi.

Ortak Bildiri

2011 yılının son günlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 66/70 sayılı kararıyla 11 Ekim tarihini, tüm dünyada kız çocuklarının haklarına ve karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla Dünya Kız Çocuklar Günü olarak ilan etti. Dünya Kız Çocuklar Günü, kız çocuklarının toplumsal konumlarının güçlendirilmesinin desteklenmesi ve temel insan haklarına uygun koşullarda yaşamalarının sağlanmasına olan ihtiyaç üzerine odaklanıyor. 
Çocuğun insan haklarına inanan, 11 Ekim’in bir bayram değil, bir mücadele günü olduğunu bilen, bu özel günde kız çocuklarının maruz kaldığı şiddet türlerine dikkat çekmek isteyen ağ ve platformlar olarak bir araya geldik.

Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı, Çocuğa Yönelik Ticari Cinsel Sömürü ile Mücadele Ağı, Çocuk Gelinlere Hayır Ulusal Platformu, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı ve Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği Tematik Grubu olarak 11 Ekim Dünya Kız Çocuklar Günü’nü kız çocuklarının haklarına saygı duyulması ve bu hakların hayata geçirilmesi için bir mücadele günü olarak görüyoruz ve herkes tarafından da aynı şekilde görülmesini istiyoruz.

Çünkü… UNICEF’e göre...

Dünyada Her 10 Kız Çocuktan Biri Cinsel Şiddete Maruz Kalıyor.

Türkiye’de ergen kız çocukları ve genç kadınların yüzde 11’i, 15 yaşına gelmeden partnerleri dışında bir kişi tarafından kendi iradeleri dışında cinsel ilişkiye zorlanıyor. 15-24 yaşları arasında bu oran yüzde 6. Aynı yaş grubunda ‘eşleri’ tarafından cinsel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 14 (Kadına Karşı Şiddet Araştırması-2008). Bugün dünya genelinde 18 yaşından önce evlilik yapmış 700 milyon kadının 250 milyonu 15 yaşından önce evlendirilmiş (UNICEF). Türkiye’de 2013 yılında evlenen kadınların yüzde 24’ü 16-19 yaşları arasında (TÜİK). Mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan kız çocukların yüzde 64’ü aynı zamanda ailedeki küçük çocukların bakımından da sorumlu (Kalkınma Atölyesi Kooperatifi-2014).

Bizler, erken/zorla evlendirilen kız çocuklarının, Suriyeli ve diğer mülteci ve sığınmacı kız çocuklarının, Roman kız çocuklarının, zihinsel ve fiziksel engelli kız çocuklarının, LGBTİ çocukların ve mevsimlik tarım göçünden etkilenen kız çocuklarının özel koruma önlemleriyle desteklenmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Kız çocuklarının kolluk kuvvetlerine başvurduklarında sorumluların cezalandırılmasıyla ilgili haklarının korunması gerektiğine dikkat çekiyoruz.

Ensest gibi tabu sayılan istismar biçimlerinin önlenmesi için etkin ve gerçekçi sosyal politikalara ihtiyaç duyuyoruz. Çatışmalı ortamlarda kız çocuklarının taciz ve tecavüze karşı her zamankinden daha korunmasız olduklarını biliyoruz.

Özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarının gelişimine yatırım yaparak, sömürü, istismar ve ihmalden uzak, şiddetsiz bir ortam yaratarak, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarıyla güçlendirilmiş bir toplumu destekliyoruz.

Çünkü…

Çocuklarını geleceği olarak gören bir ülkenin, o gelecekte kız çocuklarını da hesaba katarak plan ve programlar geliştirmesini, bu potansiyeli doğru değerlendirmesini ekonomik ve insani gelişimin ‘olmazsa olmazı’ olarak görüyoruz.

Anayasa, İstanbul Sözleşmesi ve diğer uluslararası çocuk ve kadın hakları sözleşmelerinin etkin bir şekilde uygulanması bekleniyor.

Türkiye’nin ulusal ve uluslararası yükümlülüklerini etkin bir şekilde hayata geçirmeyi hızlandırmasının yararlı olacağı değerlendiriliyor. Bu bağlamda;

• Ergen kız ve oğlan çocukların toplumsal cinsiyet, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve bu konulardaki haklarının okullarda ve diğer ortamlarda çocuklara ve ailelerine öğretilmesi, 
• Çocuklara, özellikle kız çocuklara şiddet suçuna karşı sıfır tolerans için bu tür suç işleyenlerin cezasız kalmaması için mücadeleyi, 
• Şiddet yaşamış ya da şiddete tanık olmuş çocukların korunması ve desteklenmesi, 
• Erken ve zorla yaptırılan evlilikler, cinsel taciz, cinsel şiddet, namus bahanesiyle işlenmiş suçlar için bireysel ve toplu şikâyet mekanizmalarının kurulması, 
• Biri sadece çocuğa şiddet diğeri sadece kadına şiddet konularında olmak üzere ayrı ayrı yardım/destek hatlarının açılması, buralarda görevlendirilecek personelin STK’ların deneyim ve birikimlerinden de yararlanılarak eğitilmesi, 
• Çocuk ve yetişkin erkeklerin toplumsal cinsiyet ve şiddetsiz çatışma çözümü konusunda eğitilmelerini gerektiği öngörülüyor.

Kız çocuklarının şiddetten korunması, haklarının tanınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması için erkeklerin de bu mücadelede rolünün çok önemli olduğuna işaret eden Birleşmiş Milletler, bu yıl, 11 Ekim Dünya Kız Çocuklar Günü’nün temasını “Şiddet döngüsünü kırmak için kız çocukları güçlendirelim” olarak belirlemiştir. 
Biz dört STK ağı ve BM kuruluşları olarak, bu yönde atılacak adımları izlemeye devam edeceğimizi, özgün çalışmalarımızla kız çocuklarının insan haklarına toplumun/herkesin dikkatini çekmeyi sürdüreceğimizi duyuruyor ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konudaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştıracak etkin politikalar geliştirmesi yönündeki çabalarını devletin ilgili kurumları ile bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak destekleyeceğimizi bildiririz. 
Kız çocuklarının cinsiyet kimlikleri ve çocuk olmaları nedeniyle karşı karşıya kaldıkları şiddet, kabul edilebilir değildir. Bu sorun önlenebilir ve önlenmelidir. Ve bu mücadele yalnızca kadınların ve çocukların değil, erkeklerin de mücadelesidir.

YERYÜZÜ EŞİTLİĞİN VE ADALETİN YURDU OLUNCAYA DEK.!

 

Bilgi için: Adem Arkadaş-Thibert 
(International Children’s Center) Zeliha Ünaldı, (UN Turkey) 
Email: arkadas@icc.org.tr - Tel: +90 532 462 8874 
Email: zeliha.unaldi@one.un.org - Tel: +90 532 503 9040 

 

 

 

DEĞERLİ İMZA VERENLER,

Kampanyada gelinen son durum 32.000'lere yaklaşmış olmamız. Sitede benim isteğim dışında iki kez konan başörtülü çocuk fotoğraflarının change.org tarafından fotğraf konma gerekliliğiyle konmuş olduğunu tarafıma iletilen mailden öğrendim, bunu sizlerle paylaşmak istedim. Kampanyada fotoğraf kullanma zorunluluğu olduğu tarafıma iletildi ancak ben çocuklarla ilgili bir görselin kullanılmasını uygun bulmuyorum tam da "çocuk hakları" sebebiyle. Farklı bir foto bulabilirsem, bunu yerleştireceğim. Ayrıca imzalarınız, Türk Psikologlar Derneği ve PDR (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Derneği) ile Türkiye Unicef Temsilcisine de ulaşmaktadır. Kurumsal desteklerin de şahsi destekler kadar önemli olduğunu düşünüyorum. İmza veren herkesin desteği adına tekrar teşekkür ederim. Ayşe Özalkuş Şahin

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

 

ÇOCUKLARIN GELİŞİM VE KATILIM HAKKININ İHLALİ

Birleşmiş Milletler Ve Ülkemiz Tarafından Kabul Gören Çocuk Hakları Sözleşmesi Vardır.

Buna Göre; Çocukların Yaşama, Gelişme, Korunma Ve Katılım Hakları Vardır.

Kız çocuklarında 10 yaş üstü başörtüsü takılabilmesini söylemek, bu çocukların gelişim ve katılım hakkının ihlali olduğu gibi fiziksel ve duygusal istismardır. Kız çocukları da erkek çocukları gibi beden değişiminden geçer ve kadınsı kimliklerine kavuşurlar. Tam bu esnada kız çocuklarının kendi rızaları olmadan aile ve devlet dayatmasıyla başörtüsü takmaya zorlanmaları arkadaş ilişkileri ve beden imgelerinin fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı gelişimi açısından ciddi problemler yaratacaktır.

Hiç kimsenin bir çocuk bedeni üzerinde karar verme hakkı yoktur. Birey ancak reşit olduğunda kendi seçimlerini yapacaktır. Çocukların özgürce, kısıtlamalara maruz kalmadan kedi arzularıyla oynayıp, büyüyecekleri yerler eğitim kurumlarıdır. Dini inanç içinse camiler ya da kuran kursları mevcuttur. İkisini birbiriyle karıştırmak ve çocuklara kendi arzularımızı yüklemek doğru değildir.

Şimdi sen de bu karara "HAYIR" deki, yıllar sonra çocuğuna verecek bir cevabın olsun.

Kampanyanın Muhatapları; Kime: 
Tüm Milletvekilleri, Psikologlar, Akademisyenler, Öğretmenler, Esnaf, Anne, Baba ve Çocuklar 
Tüm Milletvekilleri, Psikologlar, Akademisyenler, Öğretmenler, Esnaf, Anne, Baba ve Çocuklar 
Tüm Milletvekilleri, Psikologlar, Akademisyenler, Öğretmenler, Esnaf, Anne, Baba ve Çocuklar 

Birleşmiş Milletler ve ülkemiz tarafından kabul gören çocuk hakları sözleşmesi vardır. Buna göre; çocukların yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakları vardır. Kız çocuklarında 10 yaş üstü başörtüsü takılabilmesini söylemek, bu çocukların gelişim ve katılım hakkının ihlali olduğu gibi fiziksel ve duygusal istismardır.

Kız çocukları da erkek çocukları gibi beden değişiminden geçer ve kadınsı kimliklerine kavuşurlar. Tam bu esnada kız çocuklarının kendi rızaları olmadan aile ve devlet dayatmasıyla başörtüsü takmaya zorlanmaları arkadaş ilişkileri ve beden imgelerinin fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı gelişimi açısından ciddi problemler yaratacaktır.
Hiç kimsenin bir çocuk bedeni üzerinde karar verme hakkı yoktur. Birey ancak reşit olduğunda kendi seçimlerini yapacaktır. Çocukların özgürce, kısıtlamalara maruz kalmadan kedi arzularıyla oynayıp, büyüyecekleri yerler eğitim kurumlarıdır. Dini inanç içinse camiler ya da kuran kursları mevcuttur. İkisini birbiriyle karıştırmak ve çocuklara kendi arzularımızı yüklemek doğru değildir.
Şimdi sen de bu karara "HAYIR" deki, yıllar sonra çocuğuna verecek bir cevabın olsun.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Kasım.2014 - okkesb@gmail.com,

Diğer Haberler

  • İMAMOĞLU GÖREVDEN AFFINI İSTESİN*MİŞ.!
  • TOPRAKLARIMIZ SATILMAMALI
  • SELOCAN & SELAHATTİN DEMİRTAŞ ve SİYASET
  • DEPREMDE YIKIMIN SUÇLUSU KİM.?
  • YENİ TÜRKİYE FİYASKOSU, K9 KADAR FAYDA YOK
  • BU ÜLKEDE HEM SOLCU, HEM ERMENİ OLMAK.!
  • *VATANDAŞLIK VERİLİRKEN, VATAN DA VERİLİYOR.!*
  • LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET
  • *SİYASETİN ANADOLU FIRTINASI OSMAN BÖLÜKBAŞI*
  • İSKİLİPLİ ATIF'IN OSMANLI SİCİLİ DE BOZUKTU.!
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP