RTE - SUÇ MAKİNESİ SÜREKLİ SUÇ İŞLİYOR

“Benim İçin Gürcüdür Diyenler Oldu. Birisi Çıktı, Çok Daha Çirkin Şeylerle Ermeni Diyen Oldu…” Dua Etsin Ki “Yahudi” Dememişler.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

RTE - SUÇ MAKİNESİ SÜREKLİ SUÇ İŞLİYOR

“Benim İçin Gürcüdür Diyenler Oldu. Birisi Çıktı, Çok Daha Çirkin Şeylerle Ermeni Diyen Oldu…”
Dua Etsin Ki “Yahudi” Dememişler.!

 

Sevgili okuyucularım, Tayyip yandaş kanallara çıktı, kendisine sorulan çanak sorulara güya yanıt verdi.
Çıktığı kanallar Star ve NTV ortak yayını.
İkisi de havuz medyası. İkisinin sahibi büyük işadamı, Tayyip döneminde Allah’ın “Yürü ya kulum” dediği Ferit Şahenk!
Tayyip’in belli kesimlere düşman olduğunu, onları sürekli aşağılayıp horladığını bilmeyen herhalde yoktur. Bakın canlı yayında aynen ne dedi:
“Benim için Gürcüdür diyenler oldu. Birisi çıktı, çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu…”
Dua etsin ki “Yahudi” dememişler.!

Bu ülkede sayıları azalmış olmakla birlikte Ermeni vatandaşlarımız yaşamakta. Bu sözleri onlara hakarettir, aşağılamaktır.
Üstelik Türkiye’de en az 200 bin Ermenistan uyruklu insan yaşıyor ve çeşitli iş kollarında çalışıyor.
Demek ki Tayyip Ermeni olmayı “Çok çirkin bir şey” olarak görüyor.
Bu sözler, bu gibi uçuk düşünceler sadece kendisine ait değil. Bunun gerizekalı yandaşları da aynı şeyi düşünüyor.
Tayyipgiller iktidarını yazılarımla acıttığım zaman o kafalardan e-posta mesajları alırım.
Bazıları ana avrat söver çünkü akılları fikirleri bellerinden aşağıda olan zavallılardır.
Bazıları ise şöyle yazar ve aklınca hakaret eder:
“Ermeni piçi, Rum tohumu, Yahudi dölü.!”
Bunlara “Peki arkadaş sen Ermeniler’e sövüyorsun da, 1915 Ermeni isyanı konusunda ne düşünüyorsun.?” diye basit bir soru sorsak yanıt veremezler…
Çünkü cahillik paçalarından akar…
Ya da “Bak, Mustafa Kemal Paşa diye bir adam çıktı, işgalcileri kovdu ve seni de Rum tohumu olmaktan kurtardı” desek, suratınıza bön bön bakarlar…
İtiraf edelim, böyle ilkel, zavallı ve beyni yıkanmış kitleleri yetiştirmek, Tayyip’in kendi açısından elde ettiği en büyük başarıdır.
Bunlar herkese, her şeye düşman olan dinci ve mezhepçi tiplerdir.

Tayyip’in ağzından çıkan ve toplumun belli kesimlerini aşağılayan sözler bu kadarla da bitmiyor. Bakınız birkaç gün önce nasıl vecizeler yumurtladı:
“Ey Kılıçdaroğlu sen Alevisin ben Sünni. Bunu söyle. Ey Selahattin Demirtaş sen Zaza’sın. Bunu söylemekten korkma.!”
Türkiye nüfusunun çoğunluğu Sünni,
Dolayısıyla din ticareti ve din sömürüsünde Sünni oylarına oynuyor, Alevi yurttaşlarımıza Kılıçdaroğlu üzerinden yine hakaret etmeye kalkışıyor.
Aslında topluma vermek istediği mesaj açık:
“Sünniler bana oy versin, Aleviler isterse Ekmeleddin İhsanoğlu’na… Çoğunluk nasıl olsa bizde…”
Bu yöntemle bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyor.
İlki, siyaset meydanlarına mezhep tartışması sokmak,
İkincisi, Aleviler’i aşağılamak.
Alevi yurttaşlarımız pazar günü sandık başında ne diyecek, doğrusu merak ediyorum.

Aynı aşağılamayı -kendi aklınca- Selahattin Demirtaş için yapıyor.
“Sen Zaza’sın, bunu söylemekten korkma” diyerek onun “Kürt olmadığını” anlatmaya çalışıyor ve şöyle demeye getiriyor:
“Ey Kürtler, bu adam sizden değildir. Ona oy vermeyin.”
Ve mezhepçilikten sonra bu kez olayın içine “Irkçılık” sokuyor, nefret suçu işliyor.
Bu yaptıklarının tamamı Türk Ceza Yasası’nda maddeleri olan, açıkça tanımlanan ve hesabı verilmesi gereken suçlardır ve bir gün mutlaka hesap verecektir.

Şimdi yine döneyim yazımın ilk bölümüne.!
Hani televizyonda “Benim için Gürcü’dür diyenler oldu” demişti ya!..
Gürcü kökenli olduğunu söyleyen kendisidir.
Gürcistan’a yaptığı resmi ziyarette söylediği şu sözler kendisine aittir:
“Ben Gürcüyüm. Ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir. Eşim de Siirtli. Türk değil, Arap.!”
Devlet Bahçeli 31 Mart 2013 günü Kestel’de yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Eğer eşim Arap kızı ben Gürcüyüm diyorsan, evladın gemicik sahibi Bilal’e ne diyeceğiz biz?.. Kalkıyorsun ben Gürcü’yüm diyorsun. Sana soran mı var necisin diye.”


Tayyip sülalesi Gürcü’dür, Türk’tür, Arap’tır, bizi hiç mi hiç ırgalamaz.
Önemli olan bu şahsın meydanlara çıkıp göğsünü gere gere “Ben Türk’üm” diyebilmesi ve “Türk olduğu” konusunda Türk Milleti’ni yeterince ikna etmesidir.
Daha önce Gürcü olduğunu söyleyen şahıs şimdi ekrana çıkıp Gürcü olmadığını iddia ediyor.
Bu şahıs cumhurbaşkanlığı gibi kutsal bir makama talip.!
İyi de, biz onun hangi dediğine inanalım.!

Cindoruk’un mektubu

TBMM eski Başkanı, deneyimli siyasetçi (ve benim halamın oğlu) Hüsamettin Cindoruk’tan dün aldığım faks mesajını özetleyerek sizlere iletiyorum:
“Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu TOKİ’dir. Can Dündar şimdi bu dosyayı açıklıyor. AKP ve Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan’da yüz defa mahkûm ettirecek bir dosyadır.
Çevre eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ‘Ne yaptıysam başbakanın talimatıyla yaptım, onun da istifa etmesi gerekir’ dediği dosya işte bu.
Meclis’teki bu dosya Cumhuriyet tarihinin kara bir lekesi. Bir iç siyaset belgesi. Topraklarımız Araplar’a satılıyor. Telekom’la başlayan sürecin, Arap sermayesi ile Erdoğan işbirliğinin somut ispatı.


Erdoğan ve Cemil Çiçek Meclis’teki bu dosyaları kapatamazlar. Başbakan ‘Bana darbe yaptılar’ diye sıyıramaz. O hiç darbe görmemiş, saçmalıyor.
Düpedüz Yüce Divan’da yargılanacaktır. Ceza avukatları bu dosya üzerinde çalışmalıdır. Erdoğan belki ‘Etkin pişmanlık yasasından’ yararlanabilir.
Polisleri tutuklatıyor. Polisi polise, savcıyı savcıya, hâkimi hâkime kırdırıyor. Biz bunların tümünü geçmişte yaşadık. Karşınızdaki gücü daha keskinleştirirsiniz.
Paralel devlet feryadı da gerçek değildir. Yok, böyle şey Devlet yürütme-yasama-yargı üçgeninden oluşur. Günün birinde bu üçgen öyle bir işler ki, şaşar kalır.
Meclis Başkanı Meclis’teki dosya için gizlilik kararı verip suç işledi. Gizlilik kararını Meclis’te sadece Genel Kurul verebilir.
Dosya dayalı döşeli suçlamalarla dolu, Başbakan bir şüpheli, sanık konumunda.!

Hakkında CHP’nin verdiği soruşturma önergesi var. Dört bakan için kurulan komisyon başbakanı da kapsamına alabilir.

Başka savcılar yeni davalar açabilir, dokunulmazlığı kaldırılabilir.
Şimdi sorumsuzluk zırhına bürünmek için Çankaya’ya çıkmayı amaçlıyor. Halkımız bunları bilmeli. İş çok ciddi.!”

Emin Çölaşan  - emincolasan@sozcum.com

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/emin-colasan/surekli-suc-isliyor-572394/

 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com,

 

 

 

RECEP TAYYİP ERDOĞAN SAVCILIĞA VERİLDİ


Ve Beklenen Oldu 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hakkında Savcılığa Dilekçe Verildi
Halkın Kurtuluş Partisi, Başbakan Erdoğan'ın Anayasa’nın 101'inci maddesine göre, dokunulmazlığının düştüğünü iddia ederek, bugüne kadar dokunulmazlık sebebiyle durmuş olan yargılamalarının devam etmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu.
Başvuru Dilekçesinin Sonuç Ve İstem Bölümünde; "10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’nın 101/son maddesi uyarınca TBMM üyeliği sona ermiş bulunduğundan, adı geçenin İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde işlediği iddia edilen ancak dokunulmazlığı nedeniyle Meclis’te beklemekte olan; “zimmet”, “kalpazanlık”“cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” dosyalarıyla ilgili soruşturma ya da yargılamanın kaldığı yerden devam ettirilmesi için Soruşturma ve Kovuşturma Makamlarını harekete geçirmek üzere gereğinin yapılmasını müvekkil parti adına vekâleten dileriz." ifadelerine yer verildi.


HANGİ DOSYALAR VAR
Başsavcılığa yapılan başvuruda, Erdoğan'ın bugüne kadar dokunulmazlık nedeniyle işleme konmamış olan "suç dosyaları" şöyle sıralandı:
I- ŞÜPHELİ T. ERDOĞAN’IN BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDEKİ YOLSUZLUĞA KONU EYLEMLERİ VE SUÇLARI:
Bilindiği gibi şüpheli Tayyip Erdoğan hakkında; Milletvekili ve Başbakan olmadan önce İstanbul Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, tamamı yüz kızartıcı suçlardan olmak üzere yüzlerce kuvvetli suç iddiası vardır.
O dönemde İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren; ekibi ile birlikte günlerce uğraşarak, araştırıp inceleyerek hazırladığı raporla; tam bir milyar dolarlık kamu malının şüpheli ve ekibince çalındığını tespit etmiştir. Bu raporda ortaya konan suçlara ilişkin olarak şüpheli ve diğer suç ortakları hakkında yedi ayrı dava açılmıştır.
Bunların bir kısmı affa uğratılmış, bir kısmı zamanaşımından düşmüş, bir kısmından da beraat ettirilmiştir. Ancak bu dosyalardan üç tanesi ise milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle beklemededir.
Şüphelinin İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde işlediği iddia edilen ve soruşturma-yargılama aşamasındaki suçlara ilişkin kısa bir döküm aşağıdadır:


“BILBOARD YOLSUZLUĞU”
Bilboard ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle Temmuz 2002’de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu dosyada şüpheli Recep Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna ve 25 belediye yöneticisi yolsuzluk sanığı olarak yargılanıyorlardı. Ancak bu yargılama devam ederken şüpheli dahil diğer sanıkların bir çoğu milletvekili olarak “dokunulmazlık zırhı”na büründüler. Bu konuda başlayan ve duran yargılama devam etmelidir.


“PERSONEL TAŞIMA YOLSUZLUĞU"
İstanbul Belediyesi ve bağlı kuruluşlarının personelinin taşınma işleri şüphelinin yakın arkadaşı Albayraklar şirketine verilmişti. Danışıklı bir şeklinde yapılan bu ihalelere birkaç akraba şirket, bazılarına da sadece Albayraklar davet edilmişti. Bu ihalelerde sahte araba ruhsatlarının düzenlendiği, müfettiş raporları ve savcılık iddianamelerine de yansımıştı. Bu ihaleler % 2-3 gibi komik tenzilatlarla Albayraklar firmasına verilmişti.
(...) Albayraklar’a verilen bu ihalelerdeki usulsüzlük iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı’nca görevlendirilen mülkiye başmüfettişleri aylar süren incelemeler sonucunda, bu ihalelerdeki usulsüzlükleri tek tek tespit ettiler. Müfettişlerin raporu üzerine İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı soruşturma başlattı. İstanbul DGM, 2001 yılında Organize ve Mali Şube Müdürlüklerine Albayraklar’a yönelik operasyon talimatı verdi.

Albayrak şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, Tayip Erdoğan’ın danışmanları ve şu anda AKP sıralarında Mecliste olan bazı milletvekillerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı.
Bu kişilerden Mustafa Albayrak, Alican Balcı ve Nuran Erdoğan 19 Eylül 2001 tarihinde “çete kurmak”, “zimmet” ve “dolandırıcılık” suçlarından tutuklandı. Soruşturma devam ederken DGM Yasası’nda değişiklik yapıldı. Yasa değişikliği ile “çete” davaları DGM kapsamından alınarak ağır ceza mahkemelerine verildi. Albayraklar dosyası da İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Albayraklar soruşturmasını tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Savcıları Erolcan Özkan, Rasim Işıkaltın ve Hüseyin Yıldız; Mustafa Albayrak, dönemin İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve Erdoğan’ın danışmanı Necmi Kadıoğlu’nun da aralarında bulunduğu 70 sanık hakkında “çete”, “zimmet” ve “dolandırıcılık” suçlarından dava açtı.
Sanıkların 3 ile 75 yıl arasında değişen ağır hapis cezalarına çarptırılmasının istendiği iddianamede, Erdoğan’ı “geleceğin başbakanı” yapmak amacıyla çete oluşturulduğu ifade edildi.

Organize olarak ihalelere fesat karıştırıldığı ve şartnamelerin Albayraklar’ın menfaatleri doğrultusunda hazırlandığı iddia edilen iddianamede, “Siyasal ve sosyal görüşten kaynaklanan bir amaçla, cürüm işlemek için devasa bir teşekkül oluşturuldu” denildi. Sonuçta Albayraklar şirketinin ortakları ve yöneticileri çeşitli cezalara çarptırıldılar. Bu davada yargılanırken Milletvekili seçilerek “dokunulmazlık zırhı” kazanan 6 kişinin ve şüpheli T. Erdoğan’ın dosyaları ayrılmıştı. Bu konuda başlayan ve duran yargılama devam etmelidir.

“AKBİL YOLSUZLUĞU”
İstanbul’da ulaşımı kolaylaştırmak için uygulamaya koyulan elektronik entegre bilet sistemindeki yolsuzluktur.
AKBİL sisteminin kurulmasından, uygulamasına kadar her aşamasında yolsuzluk yapılmıştı. Türkiye için bir ilk olan “sanal ortamda hortumlama” da yine şüpheli Tayyip Erdoğan dönemine rastlamaktadır. Elektronik ortamda veriler değiştirilerek veya silinerek trilyonlarca lira İstanbullunun cebinden hortumlanmıştı. Bir numaralı sanığı R. Tayyip Erdoğan olan AKBİL davasının yargılaması Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte idi. Bu konuda başlayan ve duran yargılama devam etmelidir.


“İGDAŞ YOLSUZLUĞU”
İstanbul’un doğalgaz dağıtım şirketi İGDAŞ’daki şebeke inşaatlarından sayaç okumaya ve reklam işleri ihalelerine kadar yapılan bir dizi yolsuzluktur.
İstanbul’un doğalgaz şebekelerini ve dağıtımını yapan DOĞALGAZ TEKELİ konumundaki belediye şirketi İGDAŞ Tayyip Erdoğan döneminde büyük yolsuzlukların merkezi oldu. Şebeke inşaatları fahiş fiyatlarla yandaş şirketlere verildi. El kitabı basımından hikaye ve boyama kitabı basımına, sayaç okumadan kolonyalı mendil alımına kadar yapılan ihalelerde yolsuzluk yapıldı. O dönem şüpheli T. Erdoğan’ın düzenlediği propaganda toplantılarının finansmanı İGDAŞ tarafından karşılandı. Tüm bu yolsuzlukların faturasını İstanbul halkı fahiş doğalgaz faturalarıyla ödedi. Bu yolsuzlukla ilgili de Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Bu konuda başlayan ve duran takibat sürdürülmelidir.


“İSKİ YOLSUZLUKLARI”
İSKİ’nin altyapı inşaatları, araç kiralama, personel taşıma, personele kıyafet temini gibi ihalelerdeki yolsuzluklardır.
Recep Tayyip Erdoğan döneminde İSKİ’de 119 ihaleden sadece 5’i gazete ilanıyla duyuruldu. 114 ihale yandaş şirketlerin davet edilmesiyle gizli olarak yapıldı. İstanbul’daki inşaat şirketleri yetmiyormuş gibi Gaziantep, Kayseri ve diğer illerden yandaş şirketler ihalelerin yıldızı oldular.
İSKİ’deki yolsuzluklar nedeniyle, o dönemlerde bir yandan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama devam ederken, diğer yandan da İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri’nce inceleme yapılmıştı. Fakat aradan geçen bunca sürede gerek yargılamanın, gerekse Mülkiye Başmüfettişlerinin incelemelerinin sonuçları kamuoyu ile paylaşılmadığından, bilinmemektedir.
“SİNEK İLACI YOLSUZLUĞU”
İstanbul Belediyesi tarafından karasinek, açık alan karasinek, sivrisinek ve biyolojik lavrasit ilaçlarının alımında tek ürüne ve tek firmaya yönelik ihale şartnamesi hazırlamak suretiyle ihaleye fesat karıştırıldığı gerekçesiyle Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Bu konuda başlayan ve duran takibat sürdürülmelidir.


“ÇAMUR BARAJI YOLSUZLUĞU”
Haliç ıslah çalışmaları sırasında çamur naklinin yapıldığı boruların döşenmesinde, Belediye’ce ilgili firmaya Bayındırlık Bakanlığı fiyatlarının 50 misli fiyat ödenmiştir. Bu ödemenin yanlışlıkla yapılamayacak kadar büyük olması nedeniyle İstanbul Belediyesi ile yüklenici firmanın gizli pazarlıklar içinde olduğu gerekçesiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Bu konuda başlayan ve duran takibat sürdürülmelidir.
Görüldüğü gibi şüphelinin İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki suç dosyası hayli kabarıktır. Yukarıya affa ve zamanaşımına uğramış suçlar alınmamıştır. Öyle ki, şüphelinin bu eylemleriyleelde ettiği bir milyar dolar tutarında servetinin olduğu, zamanın İTO Başkanı Mehmet Yıldırım ile Rahmi Koç tarafından da açıklanmıştı. Ve Şüpheli T. Erdoğan bunlar hakkında “yalan söylüyorsunuz, iftira atıyorsunuz” gibisinden herhangi bir savunmaya giremediği gibi dava falan da açmamıştır. Yani tevilli ikrarı bulunmaktadır."
ŞÜPHELİNİN “DOKUNULMAZLIK ZIRHI”NA BÜRÜNDÜKTEN SONRAKİ SUÇLARI
Dilekçede ayrıca, Erdoğan hakkında Başbakan olduktan sonraki dönemde gündeme gelen iddialara da yer verildi.
Özellikle basında yer alan haberlere ve Abdüllatif Şener'in açıklamalarına atıfta bulunulan açıklamalarda, Wikileaks belgelerinde yer alan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre Bankalarında 8 ayrı hesabının olduğu iddialarına da değinildi.

Türk İslam Abdullah Gözaydın

 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Ağustos.2014 - okkesb@gmail.com,

 

Diğer Haberler

  • KADINLARA BİR DÜŞMANLIK YOLU DAHA
  • BAŞIMIZIN BELASI CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ.!
  • MÜŞTERİLERİ DOLANDIRICILIKTAN KORUMA TİMİ.
  • KEMERBURGAZ RANT PLANLARINI YARGI ONAYLAMADI.!
  • *İMAM"ın POLİSLERİ ve TARİKATLAR*
  • BU YARGIYLA SİVİL ANAYASA YAPILIR MI.?
  • PTT ve KURUMSAL SOYGUN
  • AKP; 17 ADAMIZI, YUNANİSTA’A VERDİ.!
  • KUZU; KURTLUK YAPARKEN YAKALANDI.!
  • NADİRA KADİROVA İNTİHAR MI ETTİ, ÖLDÜRÜLDÜ MÜ.?
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP