Türk Milleti ve İş Yapma Gerçeği…!

Türk Milleti ve “….ikinin Ucuyla İş Yapmak” Gerçeği…!Türkiye’de neden her şey …arrak gibi.?

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Türk Milleti ve

“…ikinin Ucuyla İş Yapmak” Gerçeği…!

Türkiye’de neden her şey ….arrak gibi.?

Parayı; neredeyse “ananı …ikiyim” diye alan,

Para üstünü; “babanı …ikiyim” diye veren,

Yolda karşıdan karşıya geçerken ne kadar yavaş yürür, insanların hayatlarını ne kadar kötü hale getirebilirse bu küçücük eylemiyle o kadar mutlu olan,

Yaptığı her işten tiksinen ve kabalığın, duyarsızlığın, “…iklememenin” ve hatta diğer insanlara mütemadi bir “önce BENİM dediğim olacak” diyen koskoca bir hıyar tarlasına 3 haftalık tatile geldim.

Bu üç haftalık tatilin istisnasız her gününde “Allah hepinizin toptan belasını versin ….mına koyduğumun insanları” diye sinir krizleri geçirdim.

Girdiğim her dükkândan çıkarken benzin döküp yakmak istedim.

Her şeye bahane bulan, her şeyi kendi istediği gibi yapmaya çalışan, otoriteye başkaldırıdan bir haber olup yaptığı işin doğrusunu anlatmaya çalışan herhangi birine “heaaassiktir len :-)))” tavrının muhteşem zekice ve “witty” olduğunu düşünen bu pislik milletin bu hale nasıl geldiğini, nasıl bu kadar bireysel zekânın artık işleyemez olduğu bir cehalet seviyesinde hayatta kalabildiğini düşünüyorum duruyorum.

Gözlükçüye gidiyorum. “Bakın” diyorum, “Bu gözlük benim için pek kıymetli ancak yamuldu. Camlarını değiştirmeden önce düzeltebilir misiniz öğrenmek istiyorum.” “Pek tabii ki Güven Bey.!” diyorlar.

Yani kendine o kadar güveniyor ki ben anında anlıyorum olmayacak bu iş.

Bu kadar özgüven, işini iyi bilen ve yapan birinde olamaz. Olmamalıdır.

Ama ben geri zekalı olduğum için “Peki. Ama yapamazsanız size ödeme yapmayacağım” diyorum. “Öyle bir şey olmaz Güven Bey merak etmeyin.” diyorlar. Çünkü biliyorlar sike sike” ödeyeceğimi. Çünkü biliyorlar, bu millet ya “lanet olsun tamam allahın aşkına al ve sus” diye ya da “hööh dödödödö öl pörömö” diye verir parasını.

Olmadı. Yapamadılar. Anasını ….iktiler gözlüğün.

Bir çanta aldım ortamların en kalburüstü diye bilinen dükkânlarından birinden, çantanın bir parçasını torbaya koymamışlar.

Aradım dedim “Bu parça yok?”, “Güven Bey çok özür dileriz. Hemen ilgilenen arkadaşa ulaşıp 10 dakika içinde arıyoruz sizi.”

Aramadılar. Ertesi gün 2'ye kadar oyaladılar. Çünkü benim ekstra çanta parçasına ihtiyacım vardı ve onlara yalan söylüyordum.

“Abi tarhanam… Offff…” diyor, “Ey maşallah ver abi.!” diyoruz.

Bir tanesi yarım iki kase geliyor. Soğuk. Geri gönderiyorsun, “başka yok” abi diyorlar. Yani zaten dibini vermemiş olsan böyle olmazdı ki bu işler…

Neden bana yalan söylüyorsunuz.?

Niçin işinizi ciddiye almıyorsunuz ….mcık ağızlılar.?

Gazete alırsın gazetenin muhabirinin sorduğu “…arrak gibi soruları” görürsün, kampa gidersin “telefon çekiyo mu” dersin, göz göre göre yalan söyler. Çünkü zaten gelince sen “….ike, …ike”  kalacaksındır orada.

Araba sürersin birileri seni hep öldürmeye çalışır.

Bişeyi 1 söylersin 2 gelir. 3 söylersin 1 gelir. Bir ağaç keserler kafana düşer, bir film izlersin sesi kısıktır ilk 5 dakika, yalan söylerler, yanlış söylerler, “beğenmiyorsan taksiye bin”dir, monşerler demokrasisidir.

Güzel ve doğru olan her şey “elit”tir. Düzgün çalışmak “artislik”tir. Çalışkanlık “ineklik”tir. Doğruyu söylemek “ispiyonculuk”tur. Kavga etmemek, konuşalım anlaşalım demek “ibnelik”tir.

Şikâyet edene “ağlama lan”, rica edene “ne yalvarıyosun eaa…….ına koyum”, “Seviyorum” diyene “iyice karı oldun”dur.

 

Bu milletin her şeyini alaya alan, koca koca adamların ağzına bütün sosis sokan Mehmet Ali Erbil’e HALA gülmesi çok mu şaşkınlık verici.?

 

Tembel, vahşi, sistematik hiçbir eğitimin ve bu kültürün, kıymetini bilmeyen ve bilakis bu tip şeyleri aşağılayan sürekli yalan söyleyen, çalan çırpan, yakalanınca gülen, rakipleriyle alenen dalga geçen, kaba saba bir ….mcık ağızlıya 12 sene oy vermiş olması şaşılacak bir şey değil.!

Türk eğitim ve aile sisteminin her anında, yani insanın çıkamadığı yaklaşık 19 senelik bir cam kavanozun her santimetreküpünde öğretilen şudur:

Her şeyin kolay bir yolu vardır. Hiçbir şeyi tam olarak yapmak zorunda değilsin. Kurallara uymak birkaç “yalaka”nın dışında kimse tarafından yapılması gereken bir şey değildir çünkü müeyyideler hiçbir zaman o kadar ağır olmayacaktır.

Çünkü müeyyidelerin uygulanmasını sağlayacak sistemi yürüten kişiler de aynı “…iklememezlik” içindedir. Onlar da birilerinden tırsmakta, onlar da birilerinden nemalanmaktadır.

 

“Anne bunu alıyım mı.?” —alma.

“Anne bunu alıyım mı”—alma.

“Anne bunu alıyım mı”—alma.

“Anne bunu alıyım mı”—al allah belanı versin. Neden.? Çünkü bu çocuk bebekken ağlamasın diye istediği her boku yapmışsınız.

Önemli olan doğrunun ve aklın, bilimin gösterdiği şeyin yapılması değil, o an o kişilerin rahatsız olmamasıdır. Yeter ki sussun o çocuk. Anlık bir bireysel tatmin üzerinden hareket eden tüm eylemler, bunların bir araya gelişi, hiçbir zaman saygın bir toplum yaratabilecek ivmeyi kazanamayacak, “şunun şurasında bilmem kaç yıllık ömrüm kaldı” bilgisinin sürekli aklın arkasında bir yerlerde “bu yüzden ben olmayan herkesin anasını sikiyim.” algısıyla Türk milleti asla refaha eremeyecektir.

anasını siktimin orrrrrrrospuçocukları yola seccade seriyo ya yola yola. bildiğin araba yolu var ya yola seccade seriyo.

Laf söyleyince de “Kaaaardeeşşim cuma cuma benim asabımı bozma hadddi canım karrrrdeşimmm” diyor. Ne olacak şimdi.? Anlıyorsunuz değil mi.? Herkes biliyor değil mi bir sonraki serzenişimi.?

Polis (ACAB) çağırsan ne olacak?”

ÇÜNKÜ bu ülkenin polisi (ACAB) de işini sikinin ucuyla yapar. Yola seccade seren mü’minden rahatsız olan şehirliyle taşşak geçer, “noooldu e…..mına koyum ssosssyeteee misin.?” diye keser atar kendi içinde şikâyeti duyar duymaz.

Kelimenin tam anlamıyla, eğer bir sorun “benim” başıma gelmiyorsa bu sorun o kadar da önemli değil, o kadar da çözülmesi gereken yahut “benim” eyleme geçmem gereken bir şey değildir.

Bunun da nedeni elbette yine Türk eğitim sisteminin “bütünlük” algısını veremeyen hatta bunu anlamayan bir sistem oluşudur.

Şeylerin ve sistemlerin birbirine derinden bağlı olan kavramlar olduğunu, her şeyin bir türlü birbirinden etkilendiğini, kolaborasyonun ve top yekünlüğün önemini bir türlü anlatmayan anca “olayları” yahut “formülleri” öğreten bir eğitim ve toplum sisteminden “bunu böyle yaparsam bilmemneye zarar verir” diye analiz edebilen insanların çıkmasını beklemek abesle iştigaldir.

Her şeyle dalga geçin. Her şeyi aşağılayın. Her şeyi sikinizin ucuyla yapın.

Çünkü sonuçlar hiçbir zaman sizin tüm hayatınızı etkileyecek kadar büyük olamaz. Her şeyden yırtmanın bir yolu vardır. Her şeyi yarım yamalak yapmak günün sonunda hiçbir şey yapmamaktan iyidir.

4 yanlış bir doğruyu götürmeseydi soruların hepsini sallayacak koskoca bir “eğitimli insan” kütlesinden bahsediyoruz.

“Beğenmiyorsan siktir git” derler. Çünkü önemli olan güzel bişeyler yapmak değildir. Adalet değildir. Sistemin yürümesi değildir. Önemli olan “ben”liğin olduğu gibi kalması ve kişisel çıkarlarıdır.

Geldim. 13 gün oldu. Bugün kafamı duvarlara vurmaya başladım artık. Kusuruma bakmayın… Gideceğim yakında yine. Kusuruma bakmayın.

https://medium.com/@guvenindahouse/turk-milleti-ve-sikinin-ucuyla-i-s-yapmak-gerce-i-e7b170699056

 

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Temmuz.2014 - okkesb@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

https://twitter.com/okkesb E.mail: okkesb61@gmail.com,

https://www.facebook.com/okkes.bolukbasi,

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Temmuz.2014 - okkesb@gmail.com,

 

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP