DİJİTAL DÜNYANIN YENİ GERÇEĞİ: TROLLER

Sosyal Medya Trolleri; Kullanıcıları Kandırarak, Eğlence, Siyasi, Kara Propaganda, Dezenformasyon, Araçlarını Kullanarak Kitleleri Manipüle Ediyorlar.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

DİJİTAL DÜNYANIN YENİ GERÇEĞİ: TROLLER

Sosyal Medya Trolleri; Kullanıcıları Kandırarak, Eğlence, Siyasi, Kara Propaganda, Dezenformasyon, Araçlarını Kullanarak Kitleleri Manipüle Ediyorlar.

İnternetin, bilgi erişimi ve paylaşımı konusunda sunduğu olanaklar gün geçtikçe artmaktadır. İnternet kullanıcıları, içerik üretiminin ve paylaşımının yanında içeriklere yorum yapma olanağına sahip olmaktadır.

Ancak bu durum, geçerli ve yararlı bilgiyi ayırt etmeyi zorlaştırmaktadır. Yanıltıcı, provokatif ya da hakaret içerikli iletilerin yaygınlaşmasıyla birlikte eleştirel düşünme, dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığı becerileri önem kazanmıştır.

Bilgisayarlar aracılığıyla gerçekleştirilen iletişim ağının genişlemesi, çevrimiçi kullanıcıların etkileşim içinde oldukları forum, blog ve sosyal medya gibi platformların oluşumuna olanak sağlamıştır.

Çevrimiçi ortamların yaygın kullanımı, farklı kullanıcıları tahrik ederek duygusal tepkiler vermeleri yönünde kışkırtmak anlamına gelen “Trollük” kavramının oluşumuna zemin hazırlamıştır.

Bu çalışmanın amacı, trollük kavramını ve trollerin karakteristik özelliklerini trol motivasyonları, tanımı ve özellikleri bağlamında değerlendirebilmektir.

Trollük örnekleri verildikten sonra trol davranışların nedenlerine, alanyazında bulunan trollük çalışmalarına ve bulgularına yer verilmiş; bunların yanında trollüğün önlenmesine yönelik öneriler sunulmuştur.


“Sosyal Medya Trolleri Kitleleri Manipüle Edebiliyor”

Sosyal Medya Uzmanı Ümit Sanlav, sosyal medya trollerinin kullanıcıları kandırarak, eğlence, siyasi, kara propaganda, dezenformasyon, konularında kullandıklarını söyledi. Sanlav, “Sosyal medya trolleri kitleleri manipüle ediyor” diye konuştu.

Sosyal medyada en sık rastlanan sorunlardan birinin de ‘Troll’ sorunu olduğunu ifade eden Sosyal Medya Savaşları Kitabı Yazarı ve Medya ve PR Danışmanı Ümit Sanlav, genel anlamda yanlış bilgiyi hızlı bir şekilde yayıp gündem oluşturmak olarak bilinen ‘Sosyal Medya Trollerini’ değerlendirdi.
Türkiye ve dünyada hayatın her alanında varlığı net bir şekilde hissedilen sosyal ağların, doğru kullanıldığında olumlu, yanlış kullanıldığında da olumsuz yanları ile hayatı etkilediğini belirten Sanlav, “Sosyal ağların yanlış kullanıldığında insanları asosyalleştirdiğini belirten uzmanlar, buradaki dijital kimliklerin utanma duygusunu yok ettiğini belirtiyorlar. Yalan ve abartılı paylaşımlar, tatminsizlik, kıskançlık, dikkat bozukluğu, bağımlılık, depresyon, narsist kişilik bozukluğu, şizofreni gibi psikolojik bozukluklar; sosyal ağların neden olduğu en belirgin sorunlar arasında gösteriliyor” dedi.

Troll nedir.?
Troll’ün gerçek anlamının bir çeşit balık avlama yöntemi olduğunun altını çizen Sanlav, “Bu yöntemde, hareket eden gemiden yem sarkıtılır ve balık sürüleri bu yemin peşinde hareket ederler. Toplanan sürü, yem sayesinde ağa çekilir ve avlanır. Günümüzde sosyal medyada, yem olarak hashtag’ler kullanılıyor, gerçekte olmayan veya anlamsız gibi görünen bir konuyla sosyal medya kullanıcıları “yemleniyor”. Örneğin “Yozgat Yunanistan’a Verilsin” veya “Sarıyer İlçe Olsun” gibi mesajlar, yüksek takipçisi olan organik hesapların yanı sıra, bot hesaplar (gerçek olmayan robot hesaplar) işbirliğiyle gündeme getiriliyor, daha sonra bu mesajları ciddiye alan insanların yaptığı yorumlarla eğlence oluşturuluyor. Bu yöntem sadece eğlence amaçlı değil, bazen siyasi, bazen kara propaganda, bazen dezenformasyon, bazen de devletimiz aleyhine art niyetli olarak kullanıldığına da şahit oluyoruz. Burada vatandaşa düşen görev, ne olduğunu bilmediği hasthag’e yazmamak, araştırıp ne olduğunu anladıktan sonra yazmaktır. Bize çok masum görünen bir hasthag’in aslına kime ve neye hizmet ettiğini bilemeyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Dezenformasyon Onların İşi”
Sanlav, “Yanlış bilgiyi hızlı bir şekilde yayan trolllerin, kimi zaman Aselsan’ın (Askeri Elektronik Sanayii) yüzde 51’inin İsrail’e satıldığı yönünde ulusal medyanın bile ciddiye aldığını haberler yaydı, kimi zaman, çok sevilen simaların defalarca ölüm duyurusunu yaptı. Örneğin vefatından çok önce Twitter’da, öldüğü yönünde en çok haber çıkan kişi Münir Özkul. Hatta Münir Özkul’un kızı Güner Özkul, babasının cenaze töreninde yaşlı gözlerle “Defalarca asılsız haberlerle bugüne hazırlanmış olduk” açıklaması ile trollerin acımasızlığına gönderme yaptı” diye konuştu.

“Bu Psikolojik Bir Bozukluk”
Manitoba Üniversitesi’nde Erin Buckels başkanlığında, akademisyenlerin yürüttüğü bir araştırmada trollerin tedavi edilmesi gereken ciddi psikolojik bozukluklara sahip olduğunun iddia edildiğini söyleyen Sanlav, “Araştırmada sosyal medya trollcüleri “Sosyal bir ağ üzerinde amaçsızca aldatıcı, yıkıcı veya karışıklığa yol açacak davranış sergileme” olarak tanımlanırken, bu davranışlarda bulunan kişilerin psikolojide “Dark Tetrad” (sadizm, narsisizm, psikopati ve Makyavelizm’in birleşmesinden oluşan bir tür psikolojik bozukluk) adı verilen bir kişilik bozukluğuna sahip olduğu belirtiliyor. Diğer bir deyişle üzerinde pek kafa yormadığımız bu internet trolleri, aslında tedavi olması gereken, gerçek hayatta da zararlı kişilikler.
Araştırmada ayrıca trollerin internet başında geçirdiği zaman arttıkça, başkalarını küçük düşürme, kötüleme; kendini herkesten üstün görme ve kimseyle empati yapmadan ağzına geleni söyleme gibi kişilik bozuklukların da doğru orantılı olarak arttığını söylüyor” şeklinde konuştu.

“Etrafımız Aslında Trollerle Çevrili”
Sanlav, “Araştırmanın trollerde bulduğu kişilik bozukluklarını tek tek ele aldığımızda ise aslında bizim de sosyal medyada karşımıza çıkan bazı kullanıcıların aslında birer gizli troll olduğu anlaşılıyor. Örneğin; narsisizme sahip troller kendilerini öven paylaşımlar yaparak, herkesi yok sayma eğilimdeyken, vicdan azabı ve empatiden yoksun paylaşımlarla diğerlerini üzmekten, kırmaktan çekinmiyor. İnsanlara kin ve düşmanlık salmaya çalışan, diğerlerini manipüle etmeye ve kandırmaya çalışan bu kimlikleri düşündüğümüzde, aslında tollerin çok da uzağımızda olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul -- Mart.2021 - okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

 

 

Sosyal Medya Trolü

Nedir, Kimdir, Nasıl Başa Çıkılır.?

Troller Dikkat Verdiğiniz Zaman Güçlenerek Size Ve Topluma Zarar Veren Paylaşımlar Yapar, Herhangi Bir İlgi Göstermez Ve Görmezden Geldiğinizde İse İse Çoğunlukla Geri Çekilirler. Sosyal Medyadaki Troller İle Nasıl Bir Strateji İzleyerek Başa Çıkabileceğinizi Gelin Bu Yazıda Etraflıca İnceleyelim.

Sosyal medya trolü ne gemide kullanılan bir çeşit ağla yapılan trol avcılığına, ne bir bilgisayar oyunundaki trole ne de İskandinav mitolojisindeki o yaratıktır. Ancak tıpkı mitolojide saklanan troller gibi, internetteki çoğunlukla sahte kimliğinin arkasına gizlenerek çeşitli sorunların ve sosyal medya topluluğu arasında kargaşanın sebep olur.

Troll, çatışma ve tartışma yaratma niyetinde olan bir kişidir.

Çoğunlukla öfkeli, sinirli ve yıkıcı bir yaklaşım izler ve çoğu zaman da kötü söz hakarete varan sözler söylemekten utanmaz. Genel olarak, troller sosyal ağlarda kendilerini rahat hissetmelerini sağlayan sahte kimlikler benimser. Kurbanlarını siber zorbalıkta olduğu gibi doğrudan bilmez, spontane seçer ve her an harekete geçebilirler.

Sosyal Medya Trolü Kimdir.?

Sosyal ağlarda gezen daha iyi bir işi olmadığı için milleti rahatsız etmeyi görev edinmiş bireylere verilen isme sosyal medya trolü denir. Gerçek bir sosyal medya trolü ile basitçe mizah kullanan biri arasında ayrım yapmak önemlidir. Herkesin bildiği anlamıyla yapılan mizah, trollerin arkasına gizlendikleri bir diğer duvar gibidir. Mizah yapan kişiyle sosyal medya trolü sık sık karıştırılır.

Kaç Çeşit Sosyal Medya Trolü Var.?

Birçok farklı sosyal medya trolü vardır, ancak en yaygın olaylardan bazıları; yazım hatalarını düzelten ev en küçük hata yapmanızı bekleyenler, herhangi bir anlam ifade etmeyen yorumlar yazan ve mesajları hiçbir değer sağlayanlar, herhangi bir yayın veya konu hakkında anlamsızca sürekli şaka yapanlar, ırkçılık, cinsiyetçilik, kadın düşmanlığı vb. konularda ortalığı karıştıranlar, web sitelerine girip negatif SEO saldırılarıları yapanlar ve fanatiklerdir.

Trollemek Neye Denir.?

Trollemek, sosyal medyada açılan bazı sahte veya gerçek hesaplardan insanları kötün yönde etkilemeye çalışmak, kargaşa yaratmak ve yanlış sahte bilgi yaymak şeklinde açıklanabilir. Hassas konularda insanları karşı karşıya getirmek ve hararetli tartışmalara sebebiyet vermek, insanları birbirine düşürmek için uygun ortam hazırlama çabalarının hepsi trolleme olarak nitelendirilebilir. Fanatik düşünceleri olan bu sahte hesaptaki kimselerin çeşitli konularda aşırılık göstermesi ve insanlar arasında kaygı oluşturması hali sosyal medyada trolleme olarak kullanılan bir kavram olarak dilimize yerleşmiştir.

Sosyal Medya Trolü Nasıl Tespit Edilir.?

1. Sohbeti yeterince keyfinizi kaçırıyor mu? Eğer cevebınız evet ise, üzülmeyin. İnternette insanların keyfini kaçırmaktan hoşlanan, huzursuzluk çin tohum eken bu trolle yalnız siz karşı karşıya gelmiyorsunuz. Kışkırtıcı tartışmalar yaratan, hakaret eden ve rahatsız edici mesajlar gönderen kişiler sosyal medya trolü olabilir.

2. Sosyal medyada üzerinde konuşulan konunun sürekli dışına mı çıkıyor? Sosyal medya trolleri platformlardaki sohbet kanallarında her daim aktif olup, topluluğu kızdırıcı,provoke edici mesajlar iletmeye ve konu başlığını dağıtmaya meyillidir. Forumlar, sosyal medya kanallarındaki canlı yayınlar, sohbet odaları, bir postun altındaki herhangi bri tartışma troller için uygun ortamlardır.

3. Sosyal medyada kullandığı dil provakatif bir dil mi? Bu kişilerin asla barışçıl bir dil kullanmasını beklemeyin. Her daim öfke kusan trollerin en iyi yaptığı şeylerden biri de provokatif bir dil ile ortalığa kaygı salmaktır.

4. Gizli veya sahte bir kimliği mi var? Bingo! Evet siz de şüphesiz, bir sosyal medya trolü ile karşı karşıyasınız.

Sosyal Medya Trolü

Hangi Platformları Tercih Eder.?

İnternetteki her sosyal medya platformunun kendine has bir trolü vardır. Her popüler tartışma konusunda kendine yer edinen sosyal medya trolleri yanlış bilgi verebilecekleri ve konuyu saptırabilecekleri ortam hazır olduğunda bu fırsatı yakalar ve neredeyse her yerde karşımıza çıkarlar. Fakat yoğunluğu platformları kullanıcı sayısı ile doğru orantılı olduğu için Instagram, Facebook ve Whatsapp'ta sayıları diğer platformlara nazaran oldukça fazladır. Ayrıca video yorumlarında, forumlarda, popüler bloglarda ve haber sitelerinin yorumlar bölümünde bolca trol yorumu ile karşı karşıya kalmak olasıdır. Instagram, trollerce en zengin mecralardan biridir. Çünkü Instagram’da çoğu kişi, herkese açık profil kullandığı için troller fotoğrafların altına kolayca yorum yazabilir.

Sosyal Medya Trolü İle Nasıl Başa Çıkarsınız?

Birbirini anlamak, fikir alışverişi yapmak ve kendi görüşlerini aktarma gayretinde olan insanlar arasına sızan sosyal medya trolleri için en ideal çözümü websitesi, forum moderatörleri bulabilir. Belli bir ton dışına çıkan trollere fırsat vermeyerek ve yorumlarını yayına almayarak bir nevi kargaşayı engellemiş olurlar. Kişisel sosyal medya hesaplarındaki güvenlik ayarlarını gözden geçirmek de sizi sosyal medya trollerinden koruyabilir. Bu davranışın insanlara veya markalara karşı kullanılmasına bakılmaksızın, herhangi bir sosyal ağ tarafından trollemeye izin verilmez.

En popüler sosyal medya platformları Twitter, Instagram ve Facebook'un bu tür kötü niyetli davranışlarla ilgili farklı kuralları vardır, bu düzenlemelere uyulmalıdır veya sosyal ağlar bundan kaçınmak için önlemler alabilir. Ayrıca herhangi bir kullanıcıyı uygunsuz veya küfürlü davranışlar ile karşılaştığında, konu hakkında platformu bilgilendirmeye teşvik ederler.

Bonus:

Sosyal Medya Trolünü

Kontrol Altında Tutmak İçin 6 Pratik İpucu

  1. Şahsınıza, kurumunuza hakaret, iftira vb. suçlamalarda bulunan trolleri adli mercilere şikayet etmekten çekinmeyin.

  2. Hesap güvenlik ayarlarınızı yeniden gözden geçirin ve troller hız kesmeden çoğalıyorsa hesabınızı gizli yapın.

  3. Ülke gündeminde sıcak gelişmeler oluyorsa, konu ile ilgili takiplerinizi güvenilir haber platformlarından yapın.

  4. Sizi tahrik eden sosyal medya trollerine asla cevap vermeyin.

  5. Her yorumu çok kafaya takmayın, unutmayın hayatta ciddiye alınacak daha bir dolu sorun var. İşi olmayan bir trolün canınızı sıkmasına izin vermeyin.

    Dileriz bu yazı sosyal medyadaki troller ile nasıl başa çıkılacağı konusunda size fikir verir. Unutmayın, karşınızdaki trolün yapacak başka hiçbir işi yok, siz onun için üzülüp maruz kaldığınız trollemeyi kafanıza takmayıp, günlük rutininize hız kesmeden devam edebilir ve yararlı şeyler üretebilirsiniz. Bunu yapıp trole beklediği önemi vermediğinizde geri çekileceğini göreceksiniz. Ayrıca, sınırları aşan trollemeler için her zaman adli birimlere başvuru yapabileceğinizi de aklınızdan çıkarmayın.

    @#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul -- Mart.2021 - okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,


Sosyal Medya Trolleri İle Mücadele

  1. Mutlaka yazdıklarınıza cevap veren, sizi provoke etmeye çalışan, ukalalık yapan, hakaret eden bir troll karşınıza çıkmıştır.

  2. Sosyal medya trollerin belirgin özellikleri vardır. Bu yüzden bunları sizlerle paylaşmak ve çözüm önerimi sunmak isterim.

  3. İlk önce trollük bir hastalık belirtisidir. Kesinlikle psikolojinin alanına girer. Ama sosyal medyadaki eğilimler sosyolojinin de konusu.

  4. 4- Trollük bir hastalıktır. Üstelik vandalizmle beslenen bir hastalık. Her troll vandal değildir ama her vandal bir trolldür.

  5. 5- Elbet bu konu üzerine onlarca sosyolojik ve psikolojik analizler yapılabilir ama biz sosyal medya trollerini şekilsel inceleyelim.

  6. 6- Genellikle kendi isimleri ile yazmazlar. ( Bazı popüler hesaplar gerçek kişi olsa bile troll eğilimi hastalığına yakalanmış olabilir )

  7. 7- Kullandıkları profil fotoları kendileri olmadığı gibi arama motorlarında kolay bulunan bir görseldir.

  8. 8- Troll eğilimindeki bir hesabın kelime dağarcağı 200-300 kelime bandındadır. Daha önceki yazdıklarını mutlaka inceleyiniz.

  9. 9- Kolay kolay anlık gerçek foto paylaşmazlar. Argo hâkimiyetleri zekâlarıyla doğru orantılıdır.

  10. 10- Gelişmiş troll argo kullanmayı, basit asalak troller ise sınırlı basit küfürler kullanmayı tercih eder.

  11. 11- Bu yüzden sizler gerçek kişi dahi olsanız, küfür ettiğiniz an trolleşme hastalığına yakalanırsınız. Viral bir etki gösterir.

  12. 13- Sosyal medya trollerinin eğitim seviyesi kullandığı kelime gibi düşüktür. Genel olarak sık sık imla hataları yaparlar.

  13. 14- Trollük hastalığı en çok korkuyla beslenir. Yani korku tüm trollerin en belirgin karakteristik özelliğidir.

  14. 15- Bu yüzden kim daha çok korkularını gizleyecek tehditkâr üslup içindeyse biliniz ki trolleşme eğilimi başlamıştır.

  15. 16- Tüm troller fevri bir cesaret gösteremezler! Mutlaka beslendikleri, ilham aldıkları bir kaç hesap vardır.

  16. 17- Bu yüzden sizi sosyal medyada taciz eden bir hesap varsa eğer tekilse trolleşme eğiliminde, çoğulsa trolldür.!

  17. 18- Trolleşme eğiliminde olan bir hesap takıntılı olsa bile engellediğiniz an sizle temasa devam etmek için yeni hesap açar.

  18. 19- Israrla cevap vermeyip engeli devam ederseniz size karşı trolleşme eğilimiz zamanla azalır. Ama troll olmasını engelleyemezsiniz.

  19. 20- Troller daha çok yalan-iftira-saldırgan bir üslup kullanırlar. Bu yüzden doğruluğundan emin olduğunuz bir bilgi troll süzgeçidir.

  20. 21- Tüm troller doğru bir bilgi paylaştığı an bunun doğruluğunu ispatlamaya çalışırlar. Sağa sola bunu etiketlerler. Bu troll eğilimidir.

  21. 22- Bu yüzden küfür, kelime dağarcığı, tehdit ve doğruluğu ispatlama kaygısı en belirgin troll ayraçlarıdır.

  22. 23- Eğer bir hesabın trol olduğunu ve ya troll eğiliminde olduğunu tespit ederseniz stratejilerini de görmüş olursunuz.

  23. 24- İlk olarak sizin onla etkilişim kurmanızı sağlarlar. Ona cevap verdiğiniz an artık onun etki alanına girmiş olursunuz.

  24. 25- Trollerin en büyük etki alanı korku psikolojisidir. Sizi tahrik ederek, demorilize olmanızı sağlar. Farkında olmadan korku duyarsınız.

  25. 26- Boşuna haklılığınızı ve gücünüzü ispatlamaya çalışmayın. Zira onların zemininde ilerleme şansınız yoktur.

  26. 27- Ne onlar sizin terminolojiyi anlar, ne de bir şey öğrenmek isterler. Bu yüzden siz bir şey anlatma gayretine girdiğiniz an kaybedersiniz.

  27. 28- Onun ilkel, sığ dünyasının bir esiri olursunuz. Basitleşir ve diğer trollerinde dikkatini çekersiniz.

  28. 29- Tüm troller korku ile beslendiğinden pusu kültürüne yatkındır. Haklılığınızı zayıf anınızda saldırarak bitirmek isterler.

  29. 30- Tüm trollerde ki korkuyu mutluluğa çeviren yine sizsiniz. Onlara cevap verdiğiniz an onların korkusunu azaltırsınız.

  30. 31- Bu hamleyi yaparak sizi takip eden normal takipçilerinizi de bu korku atmosferine sürüklersiniz.

  31. 32- Bu da sizin saygınlığınıza ve inandırıcılığınıza büyük bir gölge oluşturur. Hatta takipçileriniz sizi savunmaya ve terk etmeye başlar.

  32. 33- Unutmayınız tek başına bir troll size sistemli saldırı gerçekleştiremez! Eğer sistemli bir troll saldırısı altındaysanız bir an durunuz!

  33. 34- En az 1 saat sosyal medya hesabınıza girmeyiniz. Sakin ve soğukkanlı olunuz. Amaçlarına hizmet etmeyiniz.

  34. 35- Yapmanız gerekn ilk iş bu sistemli saldırının kaynağını tespit etmek olsun. Sonra tüm troll hesaplarını engelleyiniz.

  35. 36- Asla ama asla doğrudan ya da dolaylı cevap vermeyiniz. Geri adım atmayınız. Engelleyerek bir adım ileri atmış olursunuz.

  36. 37- Unutmayınız trolleri engellemek sadece 5 saniye. Bir troll emir gelmedikçe tekrar yeni hesap açıp size saldırmaz!

  37. 38- Engelledikten sonra konsept değiştirin. O an sanat, kültür, spor yada başka gündelik bir şey yazınız!

  38. 39- Bu hem trollerde hem de saldırının ana kaynağında ciddi saldırganlık eğilimini tetikler. Daha çok saldırdıkça hedefinden uzaklaşır.

  39. 40- Kısacası kendini imha etme dediğimiz sürece girer. Size ağır hakaret ve küfür etmeye başladığı an saldırı bitmiştir.

  40. 41- Siz ona cevap vermeyip, engelleyip, onun imhasına yol açtığınız an ettiği küfür ile size saldıranlar için troll itibarsız hale gelir.

  41. 42- İtibarsız bir troll sizi hedefe koyanlar için kullanılmaz ve bir paçavra gibi kenara atılır! O yüzden asla bir trolle cevap verme!

  42. 43- Troller doğası gereği fikir ve strateji üretemezler! Daha çok uzaktan direktif alırlar! Paranoyak bir yaşamları vardır!

  43. 44- Bu yüzden ne kendisine ne de topluma bir katkısı olamaz! Onları başkalarına trollük yaparken görürseniz bile engelleyin!

  44. 45- Unutmayınız her troll bir iz bırakır! Ve bıraktığı izler eninde sonunda ayağına dolanır!

  45. 46- Bu yüzden troll ile troll eğiliminde olan kişileri doğru ayırt ediniz! Troll sürü psikolojisindedir, paranoyaktır!

  46. 47- Trol eğilimindeki kişi saplantılıdır ve şizofrenik özellikler gösterir. Bu konuda iyi gözlemci olunuz!

  47. 48- Çevrenizde troll saldırısı altında birisi varsa yapmanız gerekn ilk şey onları engellemek ve bu saldırı altında olan kişiyi çekmektir!

  48. 49- Unutmayınız troller istedi diye birileri harekete geçmez! Bu yüzden trollerden asla ama asla korkmayınız!

  49. 50- Maalesef troll eğilimindeki insanlar için bu durum geçerli değildir! Size zarar verebilir, sizi şikâyet edebilir!

  50. 51- Bu yüzden sosyal medya içindeyseniz bu tekil eğilimli insanların size bulaşmadan engelleyin hem sizi okumasın, hem siz görmeyin!

  51. 52- Zira bu eğilimdeki insanlar siz ne yazdınız diye yedek hesap açıp takip etme güdüsünde olmazlar! Çünkü kibirlidirler!

  52. 53- En fazla sizin yazdığınız bir tweeti başka bir provokatör bir hesap ekran görüntüsü atarak onu tahrik edebilir!

  53. 54- Şahsen ben henüz etkileşim içinde olmadığım Ömer- Cem gibi troll eğilimlileri engelledim içim çok rahat...

  54. 55- Unutmadan troller istedi diye ne hesabınızı kapatınız, ne yazdıklarınızı siliniz ne de hesabınızı korumalı yapınız!

  55. 56- Eğer bir hata yapmışsanız asla bunda da ısrar etmeyiniz! Sosyal medyada ısrarcı olmak sizi komik duruma düşürür!

  56. 57- Trollere malzeme vermemek için bir kısa açıklama yaparak hatanızı telafi ediniz ama doğru bildiğiniz şeyden asla geri durmayınız!

  57. 58- En basit örnek; 2 kere 2 dört eder. 5 yazmışsanız özür dileyip silin, 4 yazmışsanız troller istedi diye de geri adım atmayın!

  58. 59- Trolleri ciddiye almazsanız geri adım atma psikolojisine de girmezsiniz! Sadece ciddiye aldıkça korkarsınız!

  59. 60- Haydi troll avcılığına dostlar öncelikle troll eğilimleri sonra trolleri engelleyerek temiz bir sosyal medya kullanalım...

  60. 61- Bu yüzden bana bulaşmadı engellememe gerek yok demeyiniz siz engellediğiniz an aslında trollerin etki alanları azalır!

  61. 62- Bu yüzden trollerle mücadele temiz bir sosyal medya kullanımı için hepimizin öncül ve zorunlu görevidir!

  62. 63- Sabrınız için teşekkür ederim. Lütfen yazdıklarımızı RT ederek yaygınlaştıralım...

  63. Çalışmalarımıza destek olmak isterseniz, gönüllü olarak katkı sunabilirsiniz...

  64. 65- Şahsen ben sosyal medya trollerine sosyal medya teröristi diyorum... Kısaca SMT... İsteyen istediği gibi anlar.

 

 

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul -- Mart.2021 - okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

 

İnsanlık tarihinin en başından beri var olan iletişim, süreç içerisinde farklı bir boyuta evrimleşmiştir. Hızla değişen ve yenilenen teknoloji, bireylerin istek, sorun ve ihtiyaçlarına yanıt verir şekilde iletişim araçlarının gelişmesine neden olmuştur.

Gelişen bu iletişim araçları, internet ve sosyal medya, gün geçtikçe daha da popüler olmuş; mobil telefon kullanımının artması ile hayatımızın her alanına girmiştir. Bireyler süreç içerisinde bu iletişim araçlarını daha yoğun kullandıkça farklı olanak ve iletişim fırsatlarını keşfetmeye başlamışlardır. Geleneksel kitle iletişim araçları, gazeteler, dergiler ve televizyon, bireylere duyurulacak haberlerin, yani bilgi akışının, tek yönlü olduğu iletişim ortamlarıdır.

Bireyler onlara sunulan haber, eğlence, video gibi içerikleri tüketir, etkileşim kuramaz ve kendi içeriklerini üretemezler. Üreticiler ve tüketiciler farklı bireylerdir. Yani bireysel kişiler, geleneksel kitle iletişim araçlarında yalnızca tüketiciyken gelişen teknoloji ile internet ve sosyal medyada hem tüketici hem üretici konumuna geçmişlerdir. Sosyal medyadaki üretici ve tüketici sayısı gün geçtikçe artmakta, sosyal medya kullanımının etki ettiği alan hızla genişlemekte ve bilgi alma süresi ise yeni sosyal medya araçlarıyla kısalmaktadır. Sosyal medya ilk olarak teknoloji ile ilgilenen bireyler tarafından kullanılsa da sosyal medyaya her geçen gün yeni kişiler dahil olmaktadırlar.

İnternette yeni çıkan uygulamalar ve yeni sosyal medya araçları, kişiler arasında kulaktan kulağa yayılmakta ve yeni medya düzeninde yer almak isteyen kişiler tarafından kullanılmaktadırlar. Bu durum, sosyal medyanın etki ettiği alanın da hızla genişlemesini sağlamaktadır.

Sosyal medyaya ilk olarak tüketici olarak katılan kişilerin bazıları, üretici konumuna geçmekte ve bu yeni katılan üreticiler de kendilerine özgün bir şekilde yeni konuları ele almaktadırlar. Yeni üreticiler yeni tüketiciler getirmekte ve bunun sonucu olarak, kişilerin sosyal medyaya katılımı giderek daha hızlı bir şekilde artmaktadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesi, sosyal medya kullanımı ve kullanıcıların yaratıcı içerikler paylaşması doğru orantılı bir şekilde artmıştır.

Türkiye’de Twitter, yaratıcı yazıların ve görsellerin birlikte paylaşıldığı en önemli mecralardan biridir. Trollük, sosyal medya mecralarında yani bilgisayar ve internet teknolojisinin kullanıldığı çevrimiçi ortamlarda gerçekleşmektedir. Trol içerikler, gelecekte olması beklenen, eskiden veya şimdi kendine gündemde yer bulan bir konu ile ilgili abartı yorumların katılması, tepki çekmek amacıyla oluşturulan mesaj içerikli paylaşımlardır. İnternet trolleri, mizahi, dikkat çekici ve alaycı bir üslup ile içerik oluşturan bireylerdir.

Trollerin bu şekilde rahatça içerik üretebilmesinin en önemli nedenlerinden biri ise internet ortamının sağladığı anonim kalma ayrıcalığıdır. Yapılan bu çalışmada, trollük kültürünün incelemeleri ve izleyicilerin bu kültürü yakından takip edip, katılımın git gide çoğaldığı iddia edilmektedir.

Çalışmanın içeriğinde, Twitter’da belirlenen 13 fenomen trol hesap üzerinde tematik söylem analizi uygulanmıştır. Yapılan analizde trollerin mizahlarını yaratıcı dil ile bir araya getirip ürettikleri içerikler ortaya konulmuştur.

Çalışma sonucunda, Türkiye’de bulunan Twitter trollerinin kendilerine ait mizahi, yaratıcı dilini uygun buldukları olaylar ile kullanıp; dolaşıma soktukları ve izleyicilerden yoğun ilgi gördükleri saptanmıştır. Böylelikle, fenomen olan Twitter trolleri, gelişen teknoloji ile yeni medya içerisinde, trol kültürünün yayılmasına ve katılımın artmasına katkı sağlamaktadırlar.

Troller, Botlar, Astroturf:

Sosyal Medyanın Anti-Sosyal Yüzüyle Baş Etme Rehberi

Aslı Peker

Çin’de 50 kuruş partisi, Putin’in trol ordusu, Meksida’da Penabot’lar ve malumumuz Aktroller… Sosyal medya dünyanın hemen her yerinde sivil toplum örgütleri, siyasi aktivistler ve bilimum muhalif gruplar için elzem bir iletişim ve örgütlenme aracı haline gelirken, muktedirlerin bu platformları kontrol ve manipule etme çabaları da yoğunlaşıyor ve çeşitleniyor. Zaten bir süredir görmeye alışageldiğimiz topyekûn sansürleme, site kapatma, yasaklama gibi daha konvansiyonel yöntemlerin yanı sıra son dönemde otomatik yazılımlar ve ücretli ya da gönüllü kadrolar kullanarak daha aktif şekilde sosyal medyada dolaşan mesajların içeriğini ve tartışmanın tonunu etkilemeye çalışmak revaçta. Üstelik bunu yapan sadece otoriter rejimler de değil, Amerikan ordusundan lobi gruplarına, seçim derdindeki siyasetçilerden çok uluslu şirketlere, sanal ortamda manipülasyon işine bulaşmayan yok gibi…

Peki, ama neden? Bu kadar farklı aktörün sosyal medya trafiğini etkilemek için bunca kaynak akıtmasının sebebi ne? Elbette öncelikli ve bariz hedef kamuoyunu etkilemek ve propaganda yapmak. Kendi görüşlerinin ve destekçilerinin gerçekte olduğundan çok daha yaygın olduğu izlenimini yaratmak, suni gündem ve taban hareketleri oluşturmak, sanal ortamın kısıtlı kaynağı olarak addedilen dikkatleri dağıtmak. Bir diğer amaç muhalifleri ürkütmek, seslerini bastırmak, iletişim ağlarını ve örgütlenme kanallarını sekteye uğratmak, siyasi rakipleri yıpratmak, prestijlerini azaltmak, kişisel saldırılarla ilgiyi siyasi meselelerden uzaklaştırmak. Velhasıl rasyonel tartışmayı sabote etmek, tarafları kutuplaştırmak, fevri tepkilere sebebiyet verip kimsenin birbirini dinlemediği, önyargıların kemikleştiği bir ortam yaratmak [1].

Durum böyle olunca, özellikle sosyal medyayı siyasi mücadelelerinin önemli bir aracı ve cephesi olarak gören ve kullanan muhalif grupların da sanal ortamda karşılaştıkları provokasyon, manipülasyon ve saldırılarla baş etmek için daha etkili araçlara ve bu araçlar üzerine daha etraflıca kafa yormaya ihtiyaçları var. Bu yazı (aslında bu konuda çok da uzmanlığı olmayan bir internet kullanıcısı tarafından kaleme alınmış) bir başlangıç denemesi. Önce birkaç tanımla başlayalım…

***

Artık bizde de gündelik dilin bir parçası haline gelen trol sözcüğü, internette kışkırtıcı, tartışılan konu ile alâkâsı olmayan yorumlarla insanları kasten provoke etmeye ya da konuyu dağıtmaya çalışan kişiler için kullanılıyor. Aslında ilk ortaya çıktığı (ve Amerika’da hâlen yaygın olarak kullanıldığı) şekliyle bariz bir siyasi içerik taşımıyor, daha çok bu provokasyon işini eğlence olsun diye yapan hafif nihilist internet kullanıcılarını tanımlıyor. Ama zaman içinde, sosyal medya siyasete bulaştıkça trollük terimi de politize oluyor ve daha spesifik olarak ırkçı, yabancı düşmanı, cinsiyetçi, ayrımcı, homofobik yorumlarla diğer kullanıcılara saldıran, sohbet ya da tartışmayı kesintiye uğratan, birçoğu anonim ya da sahte hesaplar kullanan kişilere trol denilmeye başlıyor. Aynı dönemde devletler de sanal manipülasyon işine el atınca, otoriter ya da yarı-otoriter rejimlerin iktidarda olduğu birçok yerde trol, hükümet yanlısı, (en azından bir bölümü) hükümet tarafından kiralanmış ve merkezi olarak yönetilen ‘piyonlar’ için de kullanılmaya başlıyor. Fakat bu iki kullanım arasındaki fark zaman zaman gözden kaçıyor, yazının sonunda buna tekrar döneceğim ama burada da açıklık getirmekte fayda var: (Ak)trol diye nitelendirdiğimiz saldırgan internet kullanıcıları illa ki hükümet ajanı ve bu işi para için yapan kişiler değil, muhtemelen (ve maalesef) büyük kısmı içtenlikle şovenist, ırkçı, kadın düşmanı sıradan insanlar… Aslında trollerin gerçekten hükümetten para alıp almadıkları, yaptıkları saldırıların ‘resmen’ yönlendirilip yönlendirilmediği çok da bağlayıcı değil, ‘trolvari’ davranışların yaygınlığı ve artan dozu, sosyal medyanın siyasi mücadelede aktif bir cephe haline geldiği savını destekliyor.

***

Otoriter rejimlerin muhalif gruplara karşı kullandıkları bir diğer silah olan botlar ise internet üzerinde faaliyet göstermek üzere tasarlanmış, otomatik olarak içerik üreten ve gerçek kullanıcıları taklit eden yazılımlar. Aslında botlar, birçoğu hiç de ‘art niyetli’ olmayan pek çok farklı amaç için kullanılıyor ama burada bizi ilgilendirenleri sahte sosyal medya hesaplarından hükümet yanlısı mesajlar atan, otomatik mesaj yağmurları ile aktivistler için önemli hashtag’leri bombalayan, muhalif hesapları spamleyen, kullanıcısının takipçi sayısını yapay olarak şişiren habis türleri. İlk jenerasyon botların operasyonları daha basit ve tespit edilmeleri daha kolayken internet teknolojilerindeki gelişmeler, bu otomasyon sistemlerinin çok daha karmaşık, tespitlerinin çok daha zor ve kullanımlarının çok daha yaygın hale gelmesi sonucunu doğurmuş [2].

Son olarak üzerinde durmak istediğim olgu, kelime kökeni suni çim markası astroturf’ten gelen astroturfing. Bu terim, İngilizce’de tabandan gelen ve kendiliğinden halk oluşumları için kullanılan ‘grassroots’ kavramının tersine, yapay olarak yaratılan, bir merkezden finanse ve kontrol edilen ve kendisine kitlesel taban hareketi süsü veren kampanyalar için kullanılıyor. Bu tür kampanyalara sosyal medya dışında da rastlamak mümkün olsa da (örneğin hükümet ajanları tarafından düzenlenmiş sokak protestoları, parayla tutulmuş ya da kendi inisiyatifi dışında alanlara doldurulmuş kalabalıklar, sahte isimlerle bezeli imza kampanyaları vs.), cüzi meblağlara binlerce sahte hesap satın almanın mümkün olduğu, botlarla trollerin cirit attığı sanal alem, ‘suni çim’ ekmek için çok daha elverişli bir ortam sunuyor [3]. Son dönemde aniden ortaya çıkıveren hükümet yanlısı birtakım Facebook grupları, popüler hashtag’ler ya da Twitter trending topic’ler, bu tür astroturfing kampanyalarının giderek daha fazla göreceğimiz bir taktik olduğuna işaret ediyor.

Peki, ne yapmalı.? Astroturfing ve bot saldırıları konusunda yapılabilecek en etkili şey, sosyal medyayı takip ederken bu tür manipülasyonlara karşı daha uyanık olmak, kamuoyunu bilinçlendirmek, erken teşhis ve ifşa etmek. Bot saldırılarını sosyal medya platformlarına şikayet etmek, spamlenme ihtimaline karşı özellikle kritik dönemlerde aktivistler arasındaki iletişim kanallarını açık tutmaya yarayacak alternatif yollar geliştirmek. Astroturf olduğundan şüphelendiğimiz sosyal medya trendlerinin gerçek hayattaki izdüşümlerini ve finansmanlarını araştırmak ve asılsız olanlarını teşhir etmek.
Trollere karşı en sık tavsiye edilen mücadele biçimi ise onları görmezden gelmek, ya da sıklıkla duyduğumuz şekliyle ‘trolleri beslememek’. Bu baskın görüşe göre trollerle rasyonel bir tartışma yürütmenin, onları ikna etmenin mümkünü yok, çünkü onlar gerçeklerle ilgilenmiyorlar. Trollerin en büyük zevki karşılarındakini tahrik etmek, çileden çıkarmak, duygusal tepkiler verdirmek, kendi seviyelerine çekip saldırganlaştırmak. Eğer troller bu tepkilerden besleniyorsa onlardan kurtulmanın en garantili yolu da onları aç bırakmak.
Bu argüman gerçekten makul gözükse de meydanı trollere bırakmak her zaman içe sindirilebilecek bir şey değil. Çünkü hiçbir şey yapmamak, bir yerde trollerin yaydığı nefret söylemine itiraz etmemek, kamusal alanda dolaşmaya devam etmesine göz yummak anlamına da geliyor. Üstelik, ‘trolleri beslemeyin’ düsturunun odak noktası troller. Oysa hangi motivasyonlarla nefret kustuğunu bilmediğimiz ve aşırı görüşlerini değiştirme ihtimali çok düşük olan trollerden daha önemli olan, asıl dert edinilmesi gereken, trol saldırısına maruz kalan kişi ve saldırıya şahit olan seyirci kitle. Dolayısıyla trol saldırısına verilecek tepkiyi belirlemek için sadece trolden nasıl kurtuluruz sorusu yeterli değil. Nasıl yaparız da bu saldırıyı, kamusal söylemi ve müşterek normları dönüştürmek, hedef olan kişi ya da grubu kurban olmaktan çıkarıp özne olarak yeniden inşa etmek için bir fırsata çevirebiliriz sorusunun yanıtı da önemli…
Tamamen görmezden gelmenin bir adım ilerisi, trollerin bıraktığı kışkırtıcı yorumları silmek, trol olduğundan şüphe ettiğimiz hesapları bloke etmek, eğer bu yorumlar nefret söylemi ve şiddet içerikli ise bunları direkt olarak bırakıldıkları sosyal medya platformuna şikayet etmek ve hesapları kapattırmaya çalışmak. Bunu sadece trol saldırısına uğrayan kullanıcının yapması da gerekmiyor, hatta ne kadar çok kullanıcı bu hesapları şikayet ederse sonuç alma ihtimali de o kadar yüksek. Fakat maalesef en yaygın kullanılan sosyal paylaşım siteleri olan Facebook ve Twitter, bu tür şikayetleri takip etmek ve failleri cezalandırmak konusunda hâlâ oldukça yavaş ve savsak. Üstelik yasaklanan bir hesabın sahibinin (özellikle Twitter’da) yeni bir hesapla faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmesi de çok kolay. Bir de tabii trollerin bu şikâyet mekanizmalarını suistimal edip bir saldırı aracı olarak kullanması, yani hedef aldıkları hesabı asılsız yere Twitter’a spam olarak bildirmeleri sorunu var.
Trol hesapları bloklamak, kişisel sadırılardan bir nebze korunmak ve akıl sağlığını muhafaza etmek için makul bir seçenek. Fakat nihai bir çözüm değil; bloklama bir yerden sonra yeni trol hesaplarıyla köşe kapmaca haline gelebilir. Üstelik Türkiye gibi faşizmin gündelik dilin bir parçası haline geldiği bir ülkede, bloklamanın dozunu kaçırmak oldukça kolay. Düpedüz nefret söylemi yayan hesapları bloklamak anlaşılır bir tepki olsa da bir dezavantajı, karşıt görüşlü kişi ve grupların neler konuşup neler paylaştıklarını takip etme fırsatını kaçırmak olabilir.

Bir de bloklamayı bireysel değil kolektif bir uğraş olarak düşünmek ve kurmak da mümkün. Öncülüğünü merkezî bir liste kullanan “Block Bot” adlı programın yaptığı liste bloklama sistemlerinin “Block Together” gibi yeni jenerasyon versiyonları, Twitter kullanıcılarının kendi blok listelerini yapmealarına, bu listeleri arkadaşlarıyla paylaşmalarına ve başkalarının blok listelerine abone olmalarına olanak tanıyor. Böylece abone olduğunuz bir hesabın blokladığı kullanıcılar, otomatik olarak sizin hesabınızdan da bloklanıyor. Bu tür programları kullanarak Twitter ve benzeri platformları kendimiz ve yakın çevremiz için daha ‘hijyenik’ bir hale getirmek mümkün. Ama bunu yaparken unutmamak gerekir ki biz kokusunu eskisi kadar çok almasak da atık sular altan alta akmaya devam ediyor olacak.
Trolleri görmezden gelmeye dayanamayan ve onları geri püskürtmek için daha aktif yollar arayanlar için en radikal seçenek ise doğrudan taarruz. Son dönemde bunun bir tezahürünü trol saldırılarına maruz kalan grupların yürüttüğü ifşa et ve utandır (name and shame) kampanyalarında görüyoruz. Örneğin Amerika’da kimi feministler kendilerine yollanan şiddet ve nefret içerikli mesajları sosyal medya hesaplarından yayımlıyor. “Racists Getting Fired” adlı bir site, ırkçı paylaşımlar yapan kişilerin adlarını ve işverenlerinin telefonlarını duyuruyor ve takipçilerini arayıp șikayet etmelerini yönünde teșvik ediyor. Kendisine cinsel şiddet içerikli mesajlar yollayan genç bir trol’ü annesine şikayet edip kendisinden özür dilemesini sağlayan bir blogger örneği bile var… Tabii bu tür doğrudan yüzleşme taktiklerini Amerika’da kullanmakla sanal/sözel/fiziksel șiddet arasındaki çizginin kıldan ince, hukuk sisteminin bozuk, güvenlik güçlerinin taraf olduğu bir ülkede kullanmak arasında alınan risk açısından büyük bir fark var. Üstelik bu tür yöntemler anonim ya da sahte hesap kullananlar için çok etkili olmayabilir. Zaten azılı trollerin hâlâ bir ‘ar duygusu’ olduğuna inanmak da belki biraz fazla iyimser bir varsayım.

Fakat yine de bu tür kampanyaların, özellikle saldırıya uğrayan kişinin maaruz kaldığı saldırıyı deşifre etme çabası, saldırganı topluca kınama seferberliğine dönüşebilirse önemli bir getirisi olabilir. Böyle toplu kınamalar, hem kamusal alanda nefret söylemi ve sözel şiddetin olağan ve sıradanlığını biraz olsun sarsmaya, hem de kurbanın kendisini daha az yalnız ve izole hissetmesine yardımcı olabilir. Özellikle bu ikinci nedenden dolayı trol saldırısına uğrayan bir kişinin durumu sessizce sineye çekmek yerine kendi sosyal ağını harekete geçirmesi, eğer karşı taarruza geçecekse de bunu tek başına değil, arkadaşları ve takipçilerinin desteği ve işbirliği ile yapmasında fayda var.

Trollerle doğrudan muhatap olurken akılda tutulması gereken, asıl hedefin trol değil izleyici kitlesi (ve genel olarak kamuoyu) olduğu. O yüzden de trollerle onların dilinden konuşmak, ağız dalaşına, hatta fikir mücadelesine girişmek çok da anlamlı değil. Trolün yarattığı olumsuzluk içinde yapılabilecek en olumlu şey durumu bir toplu öğrenme fırsatına dönüştürmek: Trolü es geçip diğer katılımcılara dert anlatmak, trolün beyanları üzerinden nefret ve şiddet söylemini ya da ad hominem saldırı gibi sıklıkla rast geldiğimiz mantık hatalarını masaya yatırmak, resmî söylemin hegemonyasını sarsıp bir ‘karşıt-söylem’ geliştirmeye çalışmak akla gelen bazı ihtimaller [4].

Bitirmeden iki noktayı tekrar vurgulamak isterim: Birincisi, sosyal medyada zehirli paylaşımlar yapan kullanıcıların büyük kısmı dar anlamıyla trol değil. Birçoğu ne hükümetten para alıyor, ne eğlence için ortalığı birbirine katan başbelaları, ne de kendilerini trol olarak tanımlıyorlar. İkincisi, internet üzerinden hükümet çığıŗtkanlığı yapan, nefret söylemi üreten ve sözel şiddet uygulayan herkesi ‘Aktrol’ olarak damgalamak sanki sorun bir avuç paralı veya gönüllü ‘asker’miş yanılsamasını yaratıyor. Sanki o bir avuç musibeti görmezden gelirsek, bloke edersek, başımızdan savabilirsek sorun da çözülecekmiş yanılsamasını… Ama maalesef sorun sadece Aktroller değil, sorun toplumca trolleşmemiz, trolce konuşmamız. Onun için trollerle mücadele rehberinin, bu geniş anlamıyla trollükle mücadele rehberi olarak ve müşterek bir çaba ile yazılması lazım.

[1] Üstelik bu psikolojik etki sandığımızdan daha derin de olabilir. Yakın zamanda yayımlanan bir araştırmaya göre okudukları bilimsel bir makalenin ardından olumsuz ve kaba okuyucu yorumlarına maruz kalan kişilerin ilk başta okudukları makaleye dair algıları da değişiyor, konuyu olduğundan çok daha siyah beyaz görmeye başlıyorlar. Araştırmacılar buna ‘pislik etkisi’ (nasty effect) adını vermiş.

[2] Kimi tahminlere göre internet trafiğinin %60’dan fazlası insan kaynaklı değil. Ayrıca Facebook’ta 80 milyonun, Twitter’da 20 milyonun üzerinde sahte hesap olduğu yönünde tahminler var.

[3] Bir grup akademisyenin Twitter’in onayıyla, kendilerine alıcıymış süsü vererek yaptıkları bir araştırmanın bulgularına göre 1000 adet sahte Twitter hesabının maliyeti 10 dolar ile 200 dolar arasında değişiyor. 10 dolara 1000 adet sahte Yahoo e-mail adresi, 12 dolara ise 1000 adet Hotmail adresi almak mümkün. IP adreslerinin de benzer bir piyasası var.

[4] Karşıt söylem (counter-speech) terimini bu konularda yazan Susan Benesch’den ödünç aldım.


@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul -- Mart.2021 - okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ - okkesb@turkfreezone.com,

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP