ŞEDDELİ VE SÜREKLİ OHAL GELİYOR

Hazırlanın: Şeddeli ve sürekli OHAL geliyor.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ŞEDDELİ VE SÜREKLİ OHAL GELİYOR

Hazırlanın: Şeddeli ve sürekli OHAL geliyor.!

Daha bütçe görüşmeleri sürerken, Adalet Komisyonundan virgülü değiştirilmeden geçirilip TBMM Genel Kuruluna yollanan metnin adı: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi.

Bu fevkalade insanî başlıklı metnin ilan edilen gerekçesi, uluslararasına uyum sağlamak: BM Güvenlik Konseyinin 1373 (2001) sayılı kararını (Ubama Bin Ladin’in 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra 28 Eylül 2001’de alınmıştı) ve Kara Paranın aklanmasını önlemek için G-7’nin 1989’da kurduğu FATF’nin tavsiye kararlarını yerine getirmek. 

En basit bildiriyi/oturma eylemini “Terörist” ilan eden, sıkıştıkça durup durup “Fetöcü” tutuklayan, hiçbir uluslararası örgütün insan hakları kararlarına aldırış etmeyen Rejim, yıllar sonra bunlara sarılmakta.

En azından, kitlesel imha silahlarının (nükleer, kimyasal, biyolojik) ve uyuşturucunun engellenmesi gibi bir kuzu postu örtünmek için.

Oysa teklifin 43 maddesinden sadece 6’sı kitle imha silahlarıyla ilgili. Bu silahların yayılmasını engellemek dışında her şey var teklifte. Özellikle de muhalif dernek ve vakıfları kanunen ve/veya fiilen kapatacak her şey. O kadar ki, gerçek adı “Dernekleri İmha Etmeye İlişkin Kanun Teklifi” olmalıydı

 

OHAL rejimi 3’er ay 7 kere uzatıldıktan sonra 18.07.2018’de kaldırılmış, ama en önemli yetkileri valilere 3 yıl boyunca transfer eden bir kanun hemen ertesi günü TBMM’ye sunularak 31.07.2018’de yayınlanmıştı. AKP+MHP iktidarı çok sıkışmış olmalı ki, şimdi o 3 yılın bitmesini beklemeden yeni ve şeddeli bir OHAL getiriyor.

Prof. İ. Kaboğlu’nun bu konuda hazırladığı 16 sayfalık bilgi notuna dayanan CHP muhalefet şerhinde geçen ilginç terimle, TBMM artık “Torba Yasama” ya dönüşmüş vaziyette. Çünkü bu son dönemde yürürlüğe giren 1.780 maddenin 1.202’si (üçte ikisi), neye oy verildiği anlaşılmasın diye düzenlenmiş torba kanunlardan gelmekte. Burada da aynen böyle bir torbadan, hatta çuvaldan bahsediyoruz. Başlıca teknik özelliklerini bilgi notu şöyle sıralıyor:

1) Anayasanın tam 14 maddesinin ihlali: 

Md. 2 (hukuk devleti ilkesi); Md. 5 (temel hak ve özgürlükler, sosyal hukuk devleti); Md. 9 (yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı);

Md. 10 (kanun önünde eşitlik); Md. 13 (hakkın özüne dokunmama); Md. 20 (kişisel verilerin korunması); Md. 33 (dernek kurma hürriyeti);

Md. 35  (mülkiyet hakkı); Md. 36 (hak arama hürriyeti); Md. 38 (suçta kanunilik, masumiyet karinesi, ceza sorumluluğunun şahsiliği);

Md. 40 (temel hak ve hürriyetlerin korunması); Md. 123 (idarenin kanuniliği); Md. 124 (yönetmeliğin kanun uygulamak için çıkarılması). 

2) Bu anayasa ihlalleri, daha önce defalarca değiştirilip sertleştirilmiş tam 7 kanunda değişiklik yapılarak devreye sokuluyor: 

Yardım Toplama K.; Dernekler K.; Ceza Muhakemesi K.; Kabahatler K.; Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında K.; Türk Ticaret K.; Terörizmin Finansmanının Önlenmesi hakkında K. 

Böylesi bir karmaşayı TBMM sitesinden de okuyup özetlemeye çalışayım:

 

Kişi ve kuruluşların derneklere/vakıflara fon toplamaları yasaklanıyor. (Md. 2)

Kişi veya kuruluşların ve bunlarla doğrudan veya dolaylı ilgili kişi ve kuruluşların malvarlığına el konulması/dondurulması Cumhurbaşkanının takdiri ve kararıyla oluyor. (Md. 3)

Denetim ve İşbirliği Komisyonu kuruluyor. Bunun elde edeceği bilgilerin kimler tarafından, ne için, hangi süreyle kullanılacağı belirsiz. (Md. 4)

Kanuna aykırı davrananlar 1 yıldan 5 yıla kadar, malvarlığı dondurulması kararını yerine getirmekte geciken kişiler 6 aydan 2 yıla kadar hapis alıyor. (Md. 5)

Sulh ceza hâkimlikleri, internette yardım toplanmasını duruşma Yapmaksızın engelleyebiliyor. (Md. 7)

“Yurt içine ve dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenir” denilerek, kanun düzeyinde yapılması gereken düzenleme tümüyle yönetmeliğe bırakılıyor. (Md. 8)

Denetim makamları; gerçek ve tüzel kişilerden, bankalardan ve her türlü kamu kurum ve kuruluşlarından her türlü bilgi ve belge isteyebilecek. (Md. 9)

İdari para cezaları 285 kat artırılarak 700 TL’den 200.000 TL’ye kadar çıkarılıyor. (Md. 10)

Belli hakları kullanmaları TCK tarafından önlenmiş kişiler, kanunun öngördüğü süre geçmiş veya affa uğramış olsalar dahi dernek organlarında görev alamayacaklar. (M. 12)

Dernekler artık şikâyet üzerine değil, İçişleri Bakanı talimatıyla her yıl rutin olarak denetlenecek. Bu denetimlerde, mahkeme kararına gerek olmaksızın, her türlü bilgi ve belge istenebilecek. Bu denetim İçişleri Bakanlığı ve dernek denetçileri dışındaki “kamu görevlileri” tarafından yapılacağı için polis, jandarma ve hatta istenirse bekçiler tarafından bile icra edilebilir. Denetlenen derneğe hibede bulunmuş veya onunla ortak çalışmış olan derneklerin de denetlenmesi otomatik olacak. (Md. 13)

Kesinleşmiş yargı kararı aranmadan, sadece soruşturma açılması yeterli sayılarak, dernek yöneticileri İçişleri Bakanı kararıyla görevden “geçici” olarak uzaklaştırılabilecek. Bu kişilerin yerine kayyım atanacak. Böylece meşhur kayyım müessesesi dernekler/vakıflar için rutin hale geliyor.  (Md. 15)

Ortada bir yargı kararı olmaksızın tüzel kişiye 50 milyon TL’ye kadar idari para cezaları kesilebiliyor. Bu cezaya hükmedebilmek için soruşturma açılmış olması yetiyor. (Md. 19)

Avukatlar, suç gelirlerinin aklanmasında bildirim yükümlülüğü altına sokuluyor. Avukat ile müvekkil arasındaki sır saklama ilkesi bitiyor. (Md. 20)

“Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde” el koyma kararını savcı da verebiliyor. Ayrıca, aynen gizli tanık gibi, “Gizli soruşturmacı” kavramı getirilerek savunmanın dosyayı öğrenmesi engelleniyor. El koyma kararlarının hâkim tarafından 3 ay içinde onanması öngörülüyor ki, bu süre içinde mülkiyet hakkı olmayacak (Md. 24)

Mahkemece terör örgütü olduğuna karar verilen kuruluşun malvarlığının dondurulmasına, mahkeme 5 gün içinde karar vermeden, Hazine Bakanı ve İçişleri Bakanı karar veriyor. (Md. 37)

Malvarlığının dondurulmasına karar verilen kişi veya kuruluşlara fon sağlayan ve hizmet eden kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis getiriliyor. (Md. 41)

 

Bu kanun teklifi içişleri bakanına muazzam yetkiler getirdiği halde önce İçişleri Komisyonunda görüşülmedi. Doğrudan Adalet Komisyonuna gönderildi. Oradan da Anayasaya uygunluk denetimi yapılmadan yıldırım hızıyla Genel Kurula. 

Herhalde bu hızdan ötürüdür, HDP’nin muhalefet şerhinde  belirtildiği gibi, FATH’ın 2019 Türkiye Değerlendirme Raporunda 12 no’lu tavsiye olarak geçen “Siyasi nüfuz sahibi kişiler”e ilişkin tedbirlere yer vermek unutulmuş. Sadece bu bile, kanun teklifinin, uluslararası kuruluş kararlarıyla ne kadar “ilgili” olduğunu göstermekte ve amacının ne olduğunu ortaya koymakta:

Türkiye’de STK’leri Felce Uğratmak. 

Damat’ın söylediği gibi, " "At izi it izine karıştı. Cenab-ı Allah sonumuzu hayreylesin".  Çünkü kanunlar, AKP+MHP’nin kalkması otomatiğe bağlanmış elleriyle kabul ediliyor.

Not: Yazıyı bitirdikten sonra haber geldi: AİHM Büyük Dairesi ki kararı kesindir, S. Demirtaş’ın derhal tahliyesini istedi. 

Hemen ardından da şu: Erdoğan: “AİHM kararı bizi bağlamaz ardından, ilave haber: Erdoğan: "AİHM, böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir. Ey AİHM! Sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz” 

Yukarıdaki kanun teklifi özetini bunların ışığında yeniden okuyunuz. 

 

Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır.

Ahval’in yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.

 

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul - Aralık.2020- okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/ okkesb@turkfreezone.com,


Baskın Oran

Mülkiye’den 1968'de mezun oldu. Aynı fakültede uluslararası ilişkiler asistanı olarak 1974'te doktorasını bitirdi. 6 Kasım 1982’de YÖK, davayı kazanması üzerine 1983’te de Sıkıyönetim tarafından görevden atıldı.

Danıştay Genel Kurulu kararıyla Ekim 1990’da görevine döndü. 1991’de doçent, 1997’de profesör oldu. 2004’te “Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu”nu yazdı.

2008’de Ermenilerden Özür Diliyoruz metninin, 2009’da da Genelkurmay Başkanına Suç Duyurusunun başlatıcılarından biriydi. SBF’den 2006’da kendi isteğiyle emekli oldu.

Haftalık olarak Agosta, ayrıca T24.com.trartigercek.com, ve Ahvalde yazıyor. Temel konuları: Milliyetçilik, azınlıklar, Türk dış politikası. 2017 itibariyle 21 kitabı var. Bunlardan biri Fransızcaya, biri de İngilizceye çevrilip yurtdışında yayınlandı. www.baskinoran.comFacebook sayfasıAcademia.edu;

 

 

SÖZLERİNİ TUTTULAR ve HAK YOL İSLAM YAZIYORLAR

 

HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ

Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor-ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Buda´nın tunç heykeline
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İslâm yazacağız.

 

Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İslâm yazacağız.

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP